> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Peygamberimiz (S.A.V) > Sizden Gelenler (Peygamber Efendimiz ) > Dudaklarım Rasûlullahın Eşiğinde
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Dudaklarım Rasûlullahın Eşiğinde  (Okunma Sayısı 1099 defa)
13 Nisan 2011, 13:50:13
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 13 Nisan 2011, 13:50:13 »



Dudaklarım Rasûlullah’ın Eşiğinde...

Dr. Abdurrahman Büyükkörükçü


Mahdumu Dr.Abdurrahman Büyükkörükçü’den

Sultânü’l-Hutebâ Tahir Büyükkörükçü

Hoca Efendi’nin Hâtırâsına


İslâm’ı teblîğe adanmış, Şerîate vakfedilmiş bir ömürdü Onun ömrü…

İlmin aydınlattığı, irfânın nurlandırdığı, firâsetin yön verdiği, azim ve gayretin bereketlendirdiği bir ömür.

Akl-ı selîmle atılan isabetli adımlar…

Zevk-i selîmle şekillenen muhteşem hizmetler…

Azm-i kavî ile ulaşılan âlî hedefler, bırakılan ölümsüz eserler.

Olduğu gibi görünen, göründüğü gibi olan; kâli hâline râm olmuş bir şahsiyyetti.

O, mümin-i kâmil firâseti ile bakar, ellerden değil gönüllerden tutardı. Dilden değil yürekten konuşur, kulaklara değil ruhlara hitâb ederdi…

Bıraktığı eserlerle, va’z ve konferanslarıyla, cemaati ve sevenleri ile Onu “Ölmeyenler” kervanına katan ihlâsı, aşkı ve teslimiyetiydi.

Mâşûkuna vuslatında, Hak’ka yürüyüşünde kendisini uğurlayan yüzbinler bu gerçeğin en büyük şahitleridir. Onun vuslat seferi, nesillere miras târihî bir hâdise; muhteşem bir tebliğ örneği oldu. Hak’ka yolculuğu, dosta düşmana çok anlamlı mesajlar yüklü idi.

“Semâdaki sevginin” “arzdaki tezâhürü” olan o sevgi seli, ancak Allah isterse oluşurdu. “Yeryüzünde Allah’ın şahitleri” mesabesindeki müminlerin o muhteşem manzarası, “yaşadığı gibi ölen” bir erin huzura yolculuğu idi.

O Rabbinden râzî idi, umarım ki Rabbi de Ondan râzî oldu da kullarını Onu teşyi’e, uğurlamaya yolladı.

***

Kırklı yıllarda, çocuk yaşlarında ilim tahsiline başlamıştı. Çok kısa zamanda hocası Hacı İsa Rûhî Bolay’ın takdirini kazandı. Dört yıl süren talebeliğinde sarf, nahiv, usûl, mantık, belâğât v.b. ilimleri tahsil ettiler. Hacı Veyis Zâde Mustafa Efendi’den ahlâk ilmi, Berîka; Hacı Haydar Efendi’den kıraât ilimleri okudu. Hacı Hâkî Efendiden farsça öğrendi.

Bir yandan talebeliğe devam ederken diğer yandan hafızlığa çalıştı. Tahsil ve askerlik sebebiyle yarım kalan hıfzını, askerlik dönüşü tamamladı. “Her gece beş ham ezberler, onu sabah namazında mihrabda okurdum” derdi.

Yine talebelik yıllarında, on dokuz yaşlarında tarikata intisâb ederek “nakşî” oldu. Üstadının sevgisini rûhuna, bütün benliğine öyle bir nakşetti ki, o “ulvî”, o “yüce”, o “ulu”, o “âlî” nakış, hayatları boyu ne silindi, ne soldu, ne de değişikliğe uğradı.

“Âşıklar Sultânı” Hazreti Pîr’in aşk yolu, Onun da yolu idi. Zira “nakşî” olduğu gibi aynı zamanda “mevlevî” de idi. O da Mevlânâ gibi Kur’an’ın kölesi, Muhammed Muhtâr’ın yolunun tozu idi, toprağı idi.

1950 yılında resmi göreve, vaizliğe başladı.

Gençti, heyecanlıydı, güzel konuşuyordu. Konuşmaları ruhlarda inkılâba sebep oluyordu. Çünkü söyledikleri ile bizzat amel etmekte, yaşadıklarını cemaatine anlatmaktaydı.

İlim sahibiydi, büyük cemaatler saatlerce onu dinliyor, kimse sıkılmıyor, bırakıp gidemiyordu. Zira insanı hayran bırakan bir üslubu vardı.

Üzerinde ricâlullahın himmeti, ümmetin duâsı vardı. Bu iki büyük nimete mazhar olanın sırtı yere gelir miydi hiç?

Yirmi yedi mayıs ihtilalinde sekiz ay çantası hazır bekledi. Her şeye rağmen bir tek va’zından geri kalmadı. Bir dostu Mahmûd Sâmî Ramazanoğlu Üstadımıza “Efendim Tahir Hoca kardeşimiz çok sıkıntılı günler geçirdi ancak hamdolsun bir şey yapamadılar” deyince büyük Üstad:

-O, Allah için konuştu, buyurmuşlardı.
Tebliğleri fasılasız devam etti. Camiler doldu taştı. Salonlarda on binlere hitâb edildi. Rasûlullah Sallâllahü aleyhi ve Sellem’in ravzasında, Beytullah’ın gölgesinde va’z şerefine erişildi. Cennet vatan karış karış gezildi. İrşâd faaliyetleri Avrupa’ya dek uzandı. Avrupa’dan vatana gelen on binlerce konuşma bandı, binlerce insanın hidayetine vesile oldu. ***

Onun hayatı bir yandan hacclar, umreler, va’zlar, sohbetler, konferanslar gibi cennetlerde yâd edilecek hatıralarla doludur. Kâ’be’nin gölgesinde, Rasûlullah’ın huzurunda görenler Onu neşeden uçacak zannederlerdi. Va’z sonrası kürsîden indikleri zamanki yüz ifadesi, vazife yapmanın huzuruyla dolu olur, içinde bulunduğu hamd makâmını ızhâr ederdi.

Diğer yandan O, çilelerin de en büyüğünü çekti, sıkıntıların en acısına katlandı. Göreve başlayışının daha ilk yılında, Arapça okuttuğu için talebeleri ile birlikte nezarete alındı ve dokuz ay görevden el çektirildi.

Atmış ihtilali günleri Onun için çok sıkıntılı günler oldu. Mahkemeler, savunmalar, takipsizlik kararları derken, sürgünden de nasibini aldı. Ama sürgün sanki cennete olmuştu. Bin pişman oldu sürenler. Zira onlara çok pahalıya mâl oldu. Yıllar süren saltanatlarından oldular.

12 Eylül’de ellerine büyük bir fırsat geçmişti. İdamla yargıladılar lâkin adâlet tecelli etti de beş sene devam eden mahkeme sonunda berat etti.

1999 yılına kadar devam eden va’zlarına o günlerin muhâtaralı şartları sonucu son verdiler.

Allah’ın metâ’ının çok pahalı olduğunu biliyor, bütün bu sıkıntılara zevkle göğüs geriyordu. Dertleri zevk edinmişti.

İlâhî adâlet, hayatını tebliğe adayan Tahir Hoca’nın kürsîden inmesine sebep olanlardan elbette hesap soracaktır. Doğrusu merak ediyorum, arkalarından Fatihâ okuyacak kaç kişi bırakacaklar?

Yorulmayan bir bedeni, tükenmeyen bir tâkâti, yanılmayan bir muhâkeme kâbiliyeti vardı. Karar verdimi dönmezdi.

Mükemmel bir hafızası vardı. Gördüğü bir şahsı otuz yıl sonra tanıyabilirdi.

Müthiş bir zekâya sahipti. Bir defasında akşamla yatsı arası Kuran’dan beş sahife ezberlemiş ve yatsı namazında o beş sahifeyi okumuştu.

Dost düşman herkes Onun vakârı karşısında Ona saygı duyardı. Hayatı boyu hak bildiği şeylerden asla taviz vermedi, hiç kimsenin önünde eğilmedi, şahsiyyet-i mânevîyyesine toz kondurmadı.

Talebelik yıllarımızda aramızda sohbet eder, baba oğul dertleşirdik. Hocalarıyla olan hâtırâlarını, nasıl saklı ders okuduklarını, yetiştikleri yılların maddî sıkıntılarını gözyaşları ile anlatır ve “Biz çölde yetiştik, siz gölde yetişiyorsunuz” derdi.

Hocalarından bahsederken “Bizim talebelik yıllarımızda sahabe gibi yaşayan belki yirmi kadar hocamız vardı, bugün onlardan hiç kimse kalmadı” diye ağlar ama söz Mahmûd Sâmî Ramazanoğlu Üstadımıza gelince “Hayatım boyu Ondan daha büyüğünü görmedim, nefsini Onun kadar terbiye etmiş birini asla tanımadım” derdi. Üstâdına olan sevgisinden, kurduğu mahalleye Erenköy adını vermişti.

Onun sevgide, takdir ve tebrikte ölçüsü şerîat; kahır, sitem ve îkâzda da ölçüsü yine şerîatti. Sevdiklerini ve takdir ettiklerini kulluk ve ibadetine, İslâm’a bağlılığına, Kur’ân-ı Kerim’e ve Rasûlullah’a ittibâına göre sever ve takdir eder; sevmediklerine de aynı ölçü çerçevesinde buğzeder, kızar, sitem ederdi.

Ev içerisinde daima İslâm’ı yaşamayı emreder, İslâm’a göre bir hayat isterdi. Sünnete ittibâdan asla taviz vermez, tasavvufî âdâba riâyet eder ve etrafındakilerden de bunu beklerdi.

Gençlere namazı büyük bir ısrarla emreder, onlardan her konuda bilhassa ticarette istikâmet isterdi. Gençlerin sünnetle ameli Onu çok mutlu eder, takdirlerini çok açık ifade ederdi.

Hayr ve hasenâtta daima başı kendisi çeker, daima en çok veren olmayı isterdi.

Selefe bağlılık, mezhebe ittibâ, ulemayı ihtirâm en mümeyyiz vasıflarındandı. Ricâlullâha çok büyük bir teslimiyetleri vardı. Onlara muhabbeti feyzin kaynağı olarak görür, müminlerin duâsına çok değer verir ve etrafındakilere “Aman dua alın!” diye tavsiyede bulunurdu.

Çok titiz bir hayatları vardı. Düzensizliği asla sevmez, intizamsızlığa derhal müdahale ederdi. Bir yere gidilecekse buluşma zamanı için verdiği dakikada kapıya çıkardı. Hatta dostları “O saatte saatinizi ayarlayabilirsiniz” derlerdi.

Uykularına çok hâkimlerdi. Kalkacağı zaman için saati mutlaka kurar ama her defasında saatten önce kalkardı.

Biz evlâtları olarak yanımızda ayaklarını uzatarak oturduğunu hiç görmedik diyebiliriz.

Para konusu açıldı mı tebessümle:

-Ben bu konuda duayı çok kısalttım. Ya Rabbî! Nâmerde değil merde dahi muhtaç eyleme, hacc ve umre parasını da ayrıca lutfeyle diye dua ediyorum, derdi.

Hacc ve umreler Onun için o kadar vazgeçilmez olmuştu ki, “Artık bizim için hayat, nereden geliyorsun? Medîne-i Münevvere’den; nereye gidiyorsun? Mekke-i Mükerreme’ye oldu” der ve “Biz zemzemik olduk, zemzemsiz yaşayamayız” buyurarak Haremeyn sevdasını ifade ederdi.

Ravza-i Mutahhara Onun için sanki vatan-ı aslî idi. Bu aşkını şöyle dillendirirdi: “Dudaklarım Rasûlullah’ın eşiğinde, yanaklarım ayak izlerinde.”

Çok ketûm yaşadı. Ne mânevî hâllerine, ne rüyalarına kimseyi muttalî kılmadı. Onun sahip olduğu hâl ve makâmâtı, Onu seven büyüklerimizden duyardık.

“Ey itmi’nâna ermiş nefis! Sen O’ndan râzî, O da senden râzî olarak Rabbine dön. (Seçkin) kullarımın arasına katıl ve cennetime gir” hitâbına muhâtab olarak, Rabbimin lütfu ile mekânının cennet olduğuna, cennetlere uçtuğuna inanıyor, Allah’ımızdan yollarında dâim olmayı, bıraktıkları kudsî emanete lâyık olabilmeyi iltica ediyor, bütün sevdiklerimizle, sevenlerle, cennette beraberliği Mevlâ’mızdan niyaz ediyorum.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Dudaklarım Rasûlullahın Eşiğinde
« Posted on: 29 Mart 2024, 02:47:00 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Dudaklarım Rasûlullahın Eşiğinde rüya tabiri,Dudaklarım Rasûlullahın Eşiğinde mekke canlı, Dudaklarım Rasûlullahın Eşiğinde kabe canlı yayın, Dudaklarım Rasûlullahın Eşiğinde Üç boyutlu kuran oku Dudaklarım Rasûlullahın Eşiğinde kuran ı kerim, Dudaklarım Rasûlullahın Eşiğinde peygamber kıssaları,Dudaklarım Rasûlullahın Eşiğinde ilitam ders soruları, Dudaklarım Rasûlullahın Eşiğindeönlisans arapça,
Logged
13 Nisan 2011, 15:30:03
Hadice
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5.945


« Yanıtla #1 : 13 Nisan 2011, 15:30:03 »

“Ey itmi’nâna ermiş nefis! Sen O’ndan râzî, O da senden râzî olarak Rabbine dön. (Seçkin) kullarımın arasına katıl ve cennetime gir” hitâbına muhâtab olarak, Rabbimin lütfu ile mekânının cennet olduğuna, cennetlere uçtuğuna inanıyor, ALLAH’ımızdan yollarında dâim olmayı, bıraktıkları kudsî emanete lâyık olabilmeyi iltica ediyor, bütün sevdiklerimizle, sevenlerle, cennette beraberliği Mevlâ’mızdan niyaz ediyorum.

 Amin Amin Amin Allah razı olsun Reyyan kardeşim...Rabbim emeklerinin karşılığını zayi etmesin inş....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

13 Nisan 2011, 15:48:00
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« Yanıtla #2 : 13 Nisan 2011, 15:48:00 »



      Yakın bir zamanda Konyalı bir arkadaşımdan duymuştum mübareğin vefat haberini..Sonra televizyonda haberlerde gördüm..Rabbim makamını Cennet eylesin,inşaallah..Bir kimsenin, ardında bunca seveninin olması ve hayır dualarla uğurlanmak,çok güzel olsa gerek..Ama yukarıdaki satırlar okununca, sebebi de anlaşılıyor..Nasıl yaşarsa öyle ölüyor insan..Efendimiz (s.a.v.)in buyurduğu gibi..
      Rabbim bize de rızasına uygun bir hayat yaşamayı nasib etsin inşaallah..Ve bize bu konuda azim ve gayret versin..

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes