๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler (Peygamber Efendimiz ) => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 02 Aralık 2010, 16:01:04



Konu Başlığı: Daha gelmeden ümmeti olan Resul
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 02 Aralık 2010, 16:01:04
Daha Gelmeden Ümmeti Olan Resul


Yüce Sultanımız Hazreti Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellemin, kendinden önce indirilen kitaplarda adının ve özelliklerinin geçmesi, kendisine inananların ve düşmanlarının olmasını ortaya çıkarmıştı.
TUBBA ES’AD
         Bunların en meşhuru, zamanının Arap yarım adasına egemen olan, Yemen hükümdarı Tubba  Es’ad tır. Her tarafta beklenen Allah’ın elçisini arar dururdu. Hem O’na tabi olmak, hem korumak içindi gayreti. Çünkü İsrail oğullarından olsun, isevîlerden olsun, pek çok görevli, bilindiği gibi, Hazreti Peygamberi daha doğumundan itibaren yok etmek kararındaydılar. Yeryüzünü şereflendireceği zamanı bilmediklerinden yüzyıllar öncesinden işe koyulmuşlardı.
          Tubba bir gün Efendimizi bulmak için Hanif olan âlimlerini de yanına alarak Arap yarım adasına seyahate çıktı. Yolu Yesrib’e düştü. Orada mola verdi.
           Beş yüz sene öncesinde, Yesrip, yarısı çadırlı göçebe, bir kısım Arapların yaşadığı bir yerdi. Halk en çok ziraatle uğraşırdı. Yahudilerse başka sanatlar peşindeydiler. Diğer taraftan da ziraatle uğraşan Arapları emirlerine almak gayretindeydiler. Tubba Es’ad ve yanındaki âlimler, konakladıkları günün sabahına doğru o bölgede bulunan Uhud Dağı’ndan yükselen bir ikaz duydular. Buna göre, beklenen Allah’ın Resülü Mekke’de zuhur edecek, fakat buraya hicret edecekti. Tubba Es'ad, yerli halka ve Yahudilere bir ses duyurup duymadıklarını sordurdu.  (1)
             Hiç kimse bir şey işitmemişti. Hanif olan Âlimler Yesrib’e yerleşmeye karar verdiler. Tubba Es’ad’dan kendilerinin burada kalmalarını rica ettiler. Tubba Es’ad, bunu kabulle, onlara dört yüz ev yaptırdı. Böylece yerleşmelerini sağladı. Ayrıca Tubba Es’ad, bu dört yüz kişinin her birinden, zuhur edecek peygamberi koruyacaklarına dair söz aldı. En yakın âlimine ise, yazıyla, maden levha üzerine kazılmış, yine Allah’ın Resulünü tanıdığını ve O’ na biat ettiğini bildiren şiiri verdi. Tuba Es’ad’ın isteğine göre, bu emanet, babadan oğula geçecek ve Hazreti Peygamber zamanına kadar saklanacaktı. Sevgili Peygamberimiz Medine’ye hicret edince, kendisine takdim edilecekti.
            Daha sonra bu âlimin soyundan gelen Eba Eyyubel Ensari Hazretleri bu levhayı Ebu Leyla vasıtasıyla mektubun Sahibi Rasulullah Efendimiz’e ulaştırdı. Mektupta şunlar yazılıydı:
             Ey sevgili Peygamber, ben senin risaletine şahadet ediyorum.
Getireceğin kitaba iman ediyorum. O kitapla ve sünnetle amelin manasındayım. Rabbinide Rabbim bildim. Bildireceğin İslam şeraiti üzerindeyim. Sana yetişebilirsem ne âlâ, ne güzeldir. Eğer yetişemezsem şefaatçim ol.Kıyamet gününde unutma. Çünkü ben sana zuhurundan önce biat ettim. Ve seninle atan İbrahim şeraiti üzerineyim. (2)
RAHİP BAHİRA
         Rabip Bahira Hıristiyanlığın Aryus mezhebine bağlıydı. Teslise açıkça itiraz ettiği için Bahira’yı aforoz ederek manastırda çileye hapsettiler. Aryus mezhebi bir zamanlar Aryus'un teslise karşı çıkarak kurduğu bir mezhepti. Roma hükmü altında barınamaz olunca Habeşistan'a göçmüş ve orada Necaşi’ye kadar fikirlerini kabul ettirmişti. (3) Ancak Bahira bir Hanif olan Varaka ile görüşmeleri sonrasında Aryus mezhebini bırakıp Hanif olmuştur.  (4)
        Rahip Bahira sıradan bir rahip değildir. O dönemde Roma İmparatorluğu'nun iki önemli başpiskoposluk merkezi vardır. Biri İstanbul, diğeri Busra. Bahira da iki başpiskopostan biridir. Yahudiler, son Peygamberi keşfettiklerinden dolayı Mekke'de Bahira'yı öldürmek isterler. Amaçları olayı Abdulmuttalip oğullarının üzerine yıkıp, Roma'ya Abdulmuttalip oğulları’nı, ortadan kaldırtarak Efendimizin doğmasına engel olmaktı.
          Yüce Halık’ın takdir ettiği neyi değiştirebildiler ki? Âlemlerin Sultanının doğumu da engel olamadılar.
          Hazreti İsa ve Hazreti Hızır Aleyhisselamın  ‘‘Allah’ım beni Habibin Ahmet’in ümmetinden eyle ’’ diye yaptıkları dua kabul edilmiş, Hazreti Hızır’a kıyamete kadar hayat mühleti verilmiştir. Hazreti İsa Aleyhisselama ise, Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem Efendimizin soyundan gelecek ve dünyaya adalet ve huzuru hâkim kılacak olan Hazreti Mehdi Aleyhisselam zamanında semadan yeryüzüne inerek, O’na yardımcı olma şerifi bahşedilmiştir.   
          Ya Rasulallah! Bizde Senden önceki ümmetlerin gibi, Seni görmeden Sana ve getirdiklerine iman ettik. Muhakkak ki, insanlık tarihinin en zor döneminde yaşıyoruz. Dolayısıyla Sana en fazla muhtaç olanlarda bizleriz. Sana ne çok muhtacız Ya Rasulallah!
 
(1)    Kısas-ı Enbiya(1985) C.9.S.16–17
(2)    Kısası  Enbiya.C.8.S144-145
(3)    Kısas-ı Enbiya(1985) C.8.S. 131
(4)    Kısas-ı Enbiya(1985) C.8.S.145


Mahmut TUĞLUCA