> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Peygamberimiz (S.A.V) > Sizden Gelenler (Peygamber Efendimiz ) >  Çocuklarda Peygamber sevgisi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Çocuklarda Peygamber sevgisi  (Okunma Sayısı 1130 defa)
31 Ekim 2010, 16:13:49
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 31 Ekim 2010, 16:13:49 »




Çocuklarda Peygamber sevgisi...

Bu sayfada yayınlanan daha önceki yazılarımızda çocukların Allah Resulü'ne olan sevgisi konusunda bize belli bir oranda bilgi verecek örnekler paylaştık. Zeyd İbn Harîse'nin, Enes'in duyguları, Hz. Ali, Zübeyr'in, Allah Resulü'nün kendi çocuklarının, torunlarının dile getirdikleri, davranışlarına aksettirdikleri elbette bize çok şeyler anlatıyor. Bu duyguyu biraz daha sürdürmek, bilgi dağarcığımızda güzel hatıraların yer almasına vesile olmak için birkaç misali daha yâd etmekte fayda ümit ediyoruz:

Çocukların Allah Resulü'nü karşılama sevinci


İnsanlar sevildiklerini hissederler, bilirler. Hisler, kalpler, duygular yanılabilirler. Ancak, yanılgılar bile akıl, bilgi ve tecrübenin eleğinden geçerek çok defa isabetli kararlara dönüşürler. Sözler, davranışlar, bakışlar kendilerine ait manalar ifade ederler. Bu ifadeler çok defa karşıdaki şahıs tarafından doğru olarak okunur.

Çocuklarda ise hisler ve duygular daha kuvvetli ve berraktır. Onlarda fıtrat temizliği vardır. İçlerinde filizlenip gelişen duyguları da daha çabuk dışa vurur ve bunu çocukluğa yakışan bir safiyetle ifade ederler. Sevinince zıplarlar, el çırparlar, bazen gülücüklerine çığlıklar katarlar. Coşku ve sevinçlerini paylaşacakları veya haber verecekleri birisine koşarlar. Sevdikleri birisine. Sevinçlerini paylaşmak istedikleri, yakınlık duydukları birisine koşarlar. Sevinçlerine karşılık vereceğine inandıkları birine... Bazen de hem koşar hem zıplarlar. Böylece sevincin bir bölümünü enerjiye dönüştürürler.

Çocuk dünyası, bütün bunlarla farklı bir güzellik kazanır. Bizler de belki bunun için zaman zaman çocukluğa dönmek isteriz. Yalnız başımıza yaptığımızda abes karşılanacak davranışları çocuklarla çocuklaşarak yaparız. Çocukların oyuna ihtiyaçları kadar belki bizim de çocukluğun safiyetine dönmeye, o duyguları yeniden yaşayıp safça ifade etmeye ihtiyacımız vardır. Bu davranışımız kendimize fayda sağladığı gibi çocukların saadetine farklı bir saadet katacaktır. Kendimizden de onlardan da bu saadeti esirgememeliyiz. Onları hayatın kirli eller tarafından bulandırılan acımasızca akışına kurban etmemeliyiz...

Peygambere koşan çocuklar


Hayat basamaklarını ilk tırmanma çağlarında Allah Resulü'nü (sav) görme şerefine eren çocuklar, onun kendilerini sevdiğini, kendilerine değer verdiğini, onları görünce mübarek simasında sevinç dalgalarının dolaştığını, gözlerinin içinin güldüğünü biliyorlardı. Onlar ümmetinin geleceği, yarınlarıydı. İman nurunu sonraki asırlara taşıyacak yeni nesildi. Onlar, iman yoluna baş koymuş, akla durgunluk verecek fedakârlıklar sergilemiş sahabelerinin çocuklarıydı. Onların çoğu, çocukluk çağlarında İslâm nurunun sönmemesi, zalimler tarafından söndürülmemesi için verilen mücadelelere şahit olmuşlardı Çekilen bütün zorluklara rağmen İslâm ahlâkının yaşandığı, iman nurunun aydınlattığı evlerde filizleniyorlardı.

Çocuklar da Allah Resulü'nü (sav) görmekten, ona yakın olmaktan, onun tarafından sevilmekten, saçlarının okşanmasından, kendilerine duâ edilmesinden hoşlanıyorlardı.

Allah Resûlü (sav) Medine'den uzaklaşınca onu özlüyorlar, geldiğini haber alınca da son derece seviniyorlar, ona doğru koşuyorlar, sevinç içinde onu karşılıyorlardı.

Resulullah'ın önünde bir çocuk!


Hz. Ca'fer'in oğlu Abdullah (ra) anlatıyor:

"Resûlullah (sav) seferden döndüğünde Ehl-i Beyt'in çocukları tarafından karşılanırdı. Yine bir seferden gelmişti. Koşarak kendisine ilk ben ulaştım. Daha sonra Fatıma'nın iki çocuğundan biri yetişti. Onu bineğinin terkisine oturttu. Üçümüz bir hayvanın sırtında Medine'ye girdik." [1]

Hadisten anlaşılan Abdullah'ın, Resûlullah'ın bineğinin ön tarafına oturduğudur. Önce gelip Resûlullah'ı karşılaması sebebiyle öne oturma hakkının ona ait olması daha uygundur ve Resûlullah (sav) da böyle yapmıştır.

Şimdi Abdullah, Resûlullah'ın kucağında, torunu arkasındadır. Şehre böyle giriyorlar. Bu manzaranın, Allah Resulü'yle birlikte seferden dönenler ve onları karşılayan erkek, kadın, çocuk diğer sahabeler üzerindeki tesirini, o an Medine'de yaşanan güzel duyguları düşününüz.  Bundan önce, Allah Resulü'nün (sav) seferden döndüğü duyulunca yayılan sevinç dalgasını, bu sevince çocukların da katılışını, ona doğru koşarak kucağına atılışlarını, Allah Resûlü (sav) onları bineğine bindirince duydukları sevinci, onun bineğine binme saadetine erenlerin kendilerini karşılayanlara Allah Resulü'nün (sav) bineğinin üzerinden nasıl sevinç dolu pırıldayan gözlerle baktıklarını düşününüz... Şüphesiz hayatın akışı böyle olunca daha güzel...

Abdullah'ın Resulullah sevgisi

Abdullah İbn Ca'fer (ra), Resûlullah (sav) hayata gözlerini yumduğunda henüz 10 yaşlarındadır. Babası Ca'fer (ra) ile annesi Esmâ (ra), hicret yurdu Habeşistan'da bulundukları sırada dünyaya gelmiştir. Müslümanlardan Habeşistan'da doğan ilk çocuk odur. Onun doğduğu günlerde Necâşî'nin de bir oğlu dünyaya gelmiş, Necâşî ona da Abdullah ismini vermiştir. Necâşî bu çocuğunun da Esmâ (ra) tarafından emzirilmesini rica etmiş ve sütten kesilinceye kadar Necâşî'nin oğlu Abdullah'ı da Esmâ (ra) emzirmiştir. [2] Dolayısıyla Necâşî'nin oğlu Abdullah ile Ca'fer'in oğlu Abdullah sütkardeşidir.

Necâşî ile Ca'fer (ra) arasındaki dostluk ise gerçek bir dostluk ve iman kardeşliği idi. Bu kardeşlik ve dostluk, Ca'fer (ra) Habeşistan'dan dönünceye kadar artarak devam etti. [3] Ca'fer (ra), Hayber Gazvesinin yapıldığı yılda onları ve kendisiyle beraber Habeşistan'da kalan muhacirleri alarak gemiyle Kızıldeniz'in Hicaz'la buluştuğu sahillere getirmiştir.

Oradan da Hayber'e Allah Resulü'nün (sav)  yanına varmış, onu geldiğini gören Efendimiz son derece sevinmiş ve bu sevincini Ca'fer'i iki gözünün arasından öperek ve; "Hangisine sevineceğimi bilemiyorum, Hayber'in fethine mi yoksa Ca'fer'in gelişine mi?" buyurarak dile getirmiştir. [4] Hayber ganimetinden Habeşistan'dan gelenlere de pay vermiştir.

Abdullah (ra), hicretin sekizinci yılında yapılan Mute Gazvesinde babası Ca'fer'in dillere destan mücadelesi, fedakârlığı ve şehadetiyle yetim kalmıştır. Allah Resûlü (sav) bu dünyadan ayrılıncaya kadar Abdullah onun riayeti ve terbiyesi altında yetişmiştir.

Dipnotlar


[ ] Sahîh-i Müslim, Fedâil  (4/ 1885)

[2] El-İsâbe, İbn Hacer (2/ 289)

[3] Ca'fer'in(ra) ve diğer sahâbelerin Habeşistan hicreti ve Necâşî ile dostluğunun başlayışı oldukça ibret vericidir. Daha geniş bilgi için "Peygamber Dostları ÖRNEK NESİL"e (sh. 37-56) bakınız. Ayrıca her siyer ve İslam tarihi kitabında bu konuda bilgi bulabilirsiniz.

[4] Sîratü İbn Hişâm (2/ 359), Delâilü'n-Nübüvve, Beyhakî (4/ 244-246)

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Çocuklarda Peygamber sevgisi
« Posted on: 25 Nisan 2024, 22:29:35 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Çocuklarda Peygamber sevgisi rüya tabiri, Çocuklarda Peygamber sevgisi mekke canlı, Çocuklarda Peygamber sevgisi kabe canlı yayın, Çocuklarda Peygamber sevgisi Üç boyutlu kuran oku Çocuklarda Peygamber sevgisi kuran ı kerim, Çocuklarda Peygamber sevgisi peygamber kıssaları, Çocuklarda Peygamber sevgisi ilitam ders soruları, Çocuklarda Peygamber sevgisiönlisans arapça,
Logged
18 Ocak 2015, 14:43:31
Gülbahar Aktay
Öğrenci Grubu
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 581



« Yanıtla #1 : 18 Ocak 2015, 14:43:31 »

Peygamberimizi yetişkinler gibi çocuklarda çok severdi. o üzülünce çocuklarda üzülür sevinince sevinirlerdi.tabii Peygamberimizde çocukları çoook severdi.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Kainatta en yüksek hakikat imandır, imandan sonra namazdır.
18 Ocak 2015, 17:44:55
Derya 7/B

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 285


« Yanıtla #2 : 18 Ocak 2015, 17:44:55 »

Peygamberimizin şefkatinin en canlı örneğini çocuklar üzerinde görüyoruz. Peygamberimizin çocuklara olan şefkati ve sevgisi bambaşkaydı.Çocukların da peygamberimize karşı sevgisi güçlüydü.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes