> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Peygamberimiz (S.A.V) > Sizden Gelenler (Peygamber Efendimiz ) > Çağrıya icabet edebiliyor muyuz?
Sayfa: [1] 2 3   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Çağrıya icabet edebiliyor muyuz?  (Okunma Sayısı 4158 defa)
03 Aralık 2010, 21:31:06
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 03 Aralık 2010, 21:31:06 »



Hz. Peygamber(s.a.s.)’in Çağrısına İcabet Edebiliyor muyuz?


Yüce Allah, son kelâmı Kur’an’da “ey insanlar” hitabıyla tüm insanları hak dine davet ettiği gibi“ey müminler” hitabıyla müminleri peygamberin davetine icabete çağırmaktadır.


Yüce Allah, ilk insandan itibaren son Peygamber Hz. Muhammed (s.a.s.)’e kadar her topluma gönderdiği peygamberler insanlara rehberlik etmiş, hak ve batıl, doğru ve yanlış, hayır ve şer yollarını göstermiş, insanları iman, ibadet ve itaate çağırmıştır. Her toplumdan bu çağrıya uyanların yanında uymayanlar da olmuştur. Son olarak Hz. Muhammed (s.a.s.)’i bütün toplumları İslâm’a çağırmakla görevlendirmiş, Hz. Muhammed (s.a.s.) de, bu görevini en iyi bir şekilde yapmıştır. Peygamberimizin hakka çağrısına on beş asırdır dünyanın dört bucağından pek çok insan icâbet etmiş ve etmeye devam etmektedir.

Yüce Allah, son kelâmı Kur’an’da “ey insanlar” hitabıyla tüm insanları hak dine davet ettiği gibi“ey müminler” hitabıyla müminleri peygamberin davetine icabete çağırmaktadır. Yazımızda Allah’ın müminlere yönelik bu hitaplarından birini içeren Enfâl sûresinin; “Ey İman edenler! Peygamber size hayat verecek şeylere çağırdığında Allah ve Resulü’ne icabet edin ve şüphesiz bilin ki Allah kişi ile kalbinin arasına girer. Unutmayın ki O’nun huzuruna götürüleceksiniz” anlamındaki 24. Ayetini tahlil etmeye çalışacağız.

Ayette müminlerin; Hz. Peygamberin maddî ve manevî, dünyevî ve uhrevî menfaat verecek şeye çağırdığı zaman Allah’ın emrini uygulamak, yasaklarından kaçırmak, hükümlerine uymak, Peygamberin sünnetini yaşatmak ve ahlâkını kabul etmek suretiyle Allah ve Peygamberinin davetine icabet etmeleri gerektiği, Allah’ın, kulunun kalbi ile kendi arasındaki bütün sırlarına vâkıf olduğu, ahirette Allah’ın huzuruna toplanacakları, bu gerçeğin iyi bilinmesi ve ona göre hareket edilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.

Ayet beş hüküm içermektedir:

1.                 Allah ve Peygamberin davetine icabet etmek dini ve zorunlu bir görevdir. Bu hükmü “Allah ve Resulü’nün çağrısına icâbet edin” emrinden çıkartıyoruz. Mealde “icabet edin” diye çevirdiğimiz“istecîbû” kelimesi; soruya cevap vermek, isteği karşılamak, ihtiyacı ve sıkıntıyı gidermek, duayı kabul etmek ve davete icabet etmek anlamlarına gelen “el-isticâbe” kelimesinden emirdir. Ayette, “Allah ve peygamberin davetine isteyerek ve severek icabet edin” anlamına gelir.

“Allah’a ve Peygamberine icâbet”; Allah ve Peygamberin emir ve yasaklarına, helal ve haramlarına, öğüt ve tavsiyelerine uymak demektir. Ayetteki “istecîbû” emri, dini görevlerin tamamını içerir ve bu emir zorunluluk ifade eder. Sahabeden Sa’îd bin Mu’allâ’nın şu rivayeti bu hususu açıkça ifade etmektedir. Anılan sahâbî şöyle bir olay anlatıyor: “Ben mescidde namaz kılıyordum. Hz. Peygamber beni çağırdı, çağrısına hemen icabet edemedim. Sonra yanına gittim ve ona, “ey Allah’ın Elçisi” namaz kılıyordum, (bu sebeple hemen yanınıza gelemedim) dedim.” Bana, “Allah; ‘sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Peygamberinin çağrısına icâbet edin’ buyurmuyor mu?” dedi.” (Buhârî, Tefsîr,1)

Hz. Peygamber zamanında onun çağrısına uymak, yanında yer almak, emirlerini yerine getirmek nasıl çağrıya uymaksa, ölümünden sonra yaşayan müminlerin de Kur’an ve sünnetin buyruklarına uyması, buna uygun bir hayat sürmesi onların çağrısına uymaktır. Bu çağrıya uymak, yalnızca müminlerin değil, bütün insanların faydasınadır. Çünkü Allah ve Resulü’nün insanlara öğrettikleri ve hayata geçirilmesini istedikleri bilgi, inanç ve uygulamalar, insanlara hayat verecek mahiyette ve niteliktedir.

2. Allah ve peygamberin davet ettiği şeyler, insanların yararına olan hususlardır. Bu hükmü, “Size hayat verecek şeye” cümlesinden çıkartıyoruz. Hayat verecek şeylerin ne olduğu konusunda tefsir kitaplarında (mesela; bk Taberî, IV, 9/21-17; Kurtubî, VII,389; Beydâvî, III, 27-28; Hâzin, III, 27-28) farklı görüşler beyan edilmiştir. Bunları şöyle sıralayabiliriz:

a) İnsana hayat verecek şey; dini ilimlerdir. Çünkü insanı iman, ibadet ve Kur’an ahlâkına yükseltecek ve hakka ulaştıracak olan şey ilimdir, onun için Kur’an’ın ilk emri “oku” olmuş, onun için Kur’an’da “bilenler ile bilmeyenlerin eşit olmayacağı” (Zümer, 9), “Allah'tan hakkıyla korkanların bilginler olduğu” (Fâtır, 28 ) vurgusu yapılmıştır. Kalbin gerçek anlamda hayatı, cehaletin giderilmesi ile mümkündür. Cehaletin giderilmesi ise, ancak bilgi ile mümkün olur. Allah’ı, peygamberini, kitabını ve dini tanımayan, bilmeyen ve öğrenmeyen kimse dinî kuralları uygulamaya koyamaz.

b) İnsana hayat verecek şey; insanı Allah’ın rızasına ve cennete kavuşturacak olan iman ve sâlih amellerdir. Din insanın dünya ve ahirette mutlu ve huzurlu olmasını ister. Bu da ancak iman edip sâlih amelleri işlemekle mümkün olur. (Bakara, 25)

c) İnsana hayat verecek şey; Kur’an’dır. Kur’an,dünya ve ahiret mutluluğunu gösteren en mükemmel rehberdir. (Bakara, 185; İsrâ, 9)

d) İnsana hayat verecek şey; cihattır. Müslümanların dinî görevlerini yapabilmeleri ancak cihat ile mümkün olur. (Bakara, 218; Al-i İmrân, 142; Nisa, 95-96; Enfâl, 72, 74, 75; Tevbe, 20) Cihadı; iman edip sâlih ameller işlemek, hak dinde sebat etmek, nefsi kötülüklerden ve haramlardan alıkoymak, İslâm’ı öğrenmek ve öğretmek, İslâm’ın bilinmesi, tanınması, yücelmesi ve hükümlerine uyulması için çalışmak, Müslümanları her türlü tehlike ve saldırılara karşı savunmak, fitne ve fesadı önlemek, yeryüzünde güven ve huzuru sağlamak ve benzeri gerek İslâm toplumunun gerekse tüm insanlığın yararına olan kişisel ve kurumsal bağlamda sözlü, yazılı, görsel, bilimsel ve ekonomik olarak yapılan her türlü çabayı göstermek şeklinde anlamamız gerekir.

e) İnsana hayat verecek şey; kalbin Allah’a iman, ibadet, itaat ve ilim ile yaşatılması, mecazi anlamda küfrün, isyanın ve cehaletin öldürülmesi, böylece nefsin tezkiye edilmesidir. (A'lâ, 14-15; şems,9)

f) İnsana hayat verecek şey; şahadettir. Çünkü Şehitler Allah katında ölmez, daima diridirler. (Bakara, 154)

g) İnsana hayat verecek şey, itaattir. Çünkü Allah’a ve Peygambere iman, onlara itaat etmeyi gerektirir. (Nûr, 47; Enfâl, 1) İnsan ancak Allah ve peygambere itaat ile Allah’ın merhametini kazanıp ebedî mutluluğunu elde edebilir. (Al-i İmrân, 132)

Her ne kadar tefsir kitaplarında bu şekilde görüşler beyan edilmiş ise de “hayat verecek şeyler” ifadesi; Allah’a iman başta olmak üzere dini görevlerin tamamını içerir. İbadetler, salih ameller, ahlâkî davranışlar, Kur’an’ın öngördüğü fert, aile ve toplum hayatı, temel hak ve hürriyetler, sevgi ve saygı, kardeşlik ve dostluk, yardımlaşma, paylaşma ve benzeri tüm erdemler; fitne ve fesat, bölücülük ve bozgunculuk, arsızlık ve edepsizlik, hırsızlık ve yolsuzluk, kumar ve fuhuş, yalan ve aldatma, cehalet ve tembellik ve benzeri kötülük ve günahlardan arınma insanlara hayat veren, onları güven ve huzur içinde yaşatan ilkeler, Allah ve peygamberin çağırdığı dini görevlerdir. Bunlar, insanlığın kurtuluş reçetesi, ebedî mutluluğun anahtarıdır.

İnsanları yaratan ve yaşatan, güldüren ve ağlatan Allah’tır (Necm, 43-45) “Hayat vermeyi, ihya etmeyi”, en geniş mânasıyla almak gerekir. “Hayat verme” mecazi anlamda yaşatmayı ifade ettiği gibi dinin emirleri sağlıklı yaşamanın kurallarını içerdiği ve insan fıtratına uygun olduğu için biyolojik mânada hayat vermeyi de ifade eder. İnsanın ruh ve beden sağlığını tehdit eden stres, yalnızlık, ümitsizlik ve çeşitli korkuların önemli sebeplerinden birisi iman ve maneviyâtın huzur ve rahatlık veren geniş ufkundan mahrum olmasıdır. Emeklerin boşa gitmeyeceği, her karşılaşılan zorlukta bir hikmetin bulunabileceği, Allah’ın kullarına yakın olduğu, onlara her zaman yardım ettiği, bu dünyada sıkıntı çekse bile Allah’a kullukta bulunabilirse ahirette mükafatla karşılaşacağı, orada adaletin tecelli edeceği inancı insanı, psikolojik olarak canlı tutar ve ihya eder. Dünyayı bir imtihan yeri olarak gören, burada insanın bir kısım görevlerinin bulunduğuna inanan, bu görevlerin yerine getirilmesi halinde kişinin iki cihanda mutlu olacağına iman eden ve buna göre hareket eden insan huzurlu olur, Kur’an ve sünnet kendisine rehber olur. Allah ve Peygamber, zulmün ve baskının yer almadığı, hukuk ve adaletin hâkim olduğu bir dünya düzeni ister, bu anlamda Allah ve Resulü’nün çağrısı, bütün dünya insanları için barış ve huzur içinde yaşama çağrısıdır.

3. Peygamberin daveti, Allah’ın davetidir. Bu hükmü, ayetteki “de’â” fiililin ikil değil de tekil olarak kullanılmasından anlıyoruz. Çağırma emri Allah ve peygambere birlikte değil sadece Peygambere isnat edilmiştir. “Allah ve peygamber sizi yaşatacak şeye çağırdığı zaman” şeklinde değil,“Peygamber sizi yaşatacak şeye çağırdığı zaman” denilmiştir. Çünkü davet birdir, peygamberin çağrısı, Allah’ın çağrısı demektir. İtaatte de öyledir. Peygambere itaat eden Allah’a itaat etmiş olur.“Kim peygambere itaat ederse Allah’a itaat etmiş olur” (Nisâ, 80) anlamındaki ayet ile “Kim bana itaat ederse Allah’a itaat etmiş olur, bana isyan edende...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Çağrıya icabet edebiliyor muyuz?
« Posted on: 25 Nisan 2024, 13:19:46 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Çağrıya icabet edebiliyor muyuz? rüya tabiri,Çağrıya icabet edebiliyor muyuz? mekke canlı, Çağrıya icabet edebiliyor muyuz? kabe canlı yayın, Çağrıya icabet edebiliyor muyuz? Üç boyutlu kuran oku Çağrıya icabet edebiliyor muyuz? kuran ı kerim, Çağrıya icabet edebiliyor muyuz? peygamber kıssaları,Çağrıya icabet edebiliyor muyuz? ilitam ders soruları, Çağrıya icabet edebiliyor muyuz?önlisans arapça,
Logged
11 Kasım 2014, 22:09:46
ilknur8c

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 12


« Yanıtla #1 : 11 Kasım 2014, 22:09:46 »

Makale ödevimi yapmamda çok yardımcı oldunuz.Allah sizden razı olsun.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
11 Kasım 2014, 22:45:17
8c nazlı

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 282


« Yanıtla #2 : 11 Kasım 2014, 22:45:17 »

Peygamberimizle ilgili bir çok şeyler öğreniyorum . ALLAH sizden razı olsun.
Keşke daha önce böyle bir site olduğunu bilseydim.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
11 Kasım 2014, 23:05:56
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.663


Site
« Yanıtla #3 : 11 Kasım 2014, 23:05:56 »

Esselamu aleyküm ve rahmetullahi ve berekatuh, Rabbim bizleri davete icabet edenlerden eylesin.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

12 Kasım 2014, 17:54:33
Elif Benal 8

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 847



« Yanıtla #4 : 12 Kasım 2014, 17:54:33 »

Konu paylaşımı için teşekkürler

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Açtığın her yaradan , hesap soracak 'Yaradan'
Sayfa: [1] 2 3   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes