> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Peygamberimiz (S.A.V) > Sizden Gelenler (Peygamber Efendimiz ) > Burnumuz yere sürtünmesin
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Burnumuz yere sürtünmesin  (Okunma Sayısı 637 defa)
13 Temmuz 2012, 16:00:43
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 13 Temmuz 2012, 16:00:43 »



   

Süleyman Sargın
   
Burnumuz yere sürtünmesin


Hadis-i şeriflerde nakledildiğine göre, Peygamber Efendimiz bir keresinde minbere çıkıyordu.

Merdivenden yukarı çıkarken birinci basamakta "âmin!" dedi. İkinci basamakta yine "âmin!" dedi. Üçüncü basamakta bir kere daha "âmin!" dedi. Hutbeden sonra, sahabe efendilerimiz üç tane "âmin" demesinin hikmetini sordular. Nebiler Serveri (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular: "Cebrâil aleyhisselam geldi ve 'Anne-babasının ihtiyarlığında onların yanında olmuş ama anne-baba hakkını gözetmemiş, onlara iyi bakarak mağfireti yakalama gibi bir fırsatı değerlendirememiş kimseye yazıklar olsun, burnu yere sürtülsün onun!' dedi, ben de 'âmin!' dedim. Ardından, 'Bir yerde adın anıldığı halde, Sana salât ü selâm getirmeyen de rahmetten uzak olsun, burnu yere sürtülsün!' dedi, ben yine 'âmin' dedim. Ve son basamakta Cebrâil, 'Ramazan'a yetişmiş, Ramazan'ı idrak etmiş olduğu halde Allah'ın mağfiretini kazanamayan, afv ü mağfiret bulamayan kimseye de yazıklar olsun, rahmetten uzak olsun o!' dedi, ben de 'âmin' dedim."

Her üç meselede de Cenab-ı Hak kullarına bu sorumlulukları yüklüyor. Bu vesileyle de onları affetmek ve mağfiretiyle serfiraz kılmak istiyor. Ancak kul, oradaki o vazifeyi, o sorumluluğu yerine getirmediği için öyle bir nimetten tam istifade edemiyor. Yani, ihsân-ı İlâhî olarak insan anne ve babasını idrak etmiş; ihsân-ı ilâhî olarak nâm-ı Celîl-i Muhammedî onun yanında yâd edilmiş ve ihsân-ı ilâhî olarak Ramazan-ı Şerif'e erişmiş. Fakat bu nimetlerin, bu ihsanların kadrini bilememiş. Oysaki bunlar, bulunmaz fırsatlardır. Kapıya kadar gelen bu fırsatları değerlendirmemek "burnu yere sürtülsün, yazıklar olsun" itabına müstehak olmak demektir.

Ramazan-ı Şerif orucu çok önemli bir ibadettir. Kur'an-ı Kerim'de uzun uzun oruçtan bahsedilir. Ayrıca gerek ibadetlerde gerekse muamelatta işlediğimiz kusurlara bedel kesilen cezalarda kefaret olarak da farklı miktarlarda oruç takdir edilmiştir. Demek ki orucun günahları, hataları eriten çok önemli bir etkisi bulunmaktadır. Rical kitaplarına göz atıldığı zaman, mana âleminin yıldızları sayılan ehlullahın tamamının orucu hiç ihmal etmedikleri görülecektir. Senelerce ara vermeden oruç tutan, en küçük bir günahından ötürü kendine günlerce oruç cezası kesen insan sayısı hiç de az değildir. O halde oruç hem günahları eriten hem de kulun derecesini yükselten bir hususiyete sahiptir.

Makbul ve muteber bir oruç için ihlâs çok önemlidir. Kul, oruç tutarken hulûs içinde olmalıdır. Orucu Cenâb-ı Hakk'ın kendisine bir armağanı gibi telakki etmeli ve katiyen onun içine Rabb'in rızasından başka bir şey karıştırmamalıdır. Dahası, sürekli "Orucumu tam tutamadım, onu hakkıyla eda edemedim, Ramazan'ın hakkını veremedim" düşüncesi içinde bulunmalıdır. Yoksa bir şey yapıyor gibi ister başkalarına karşı, isterse kendi iç dünyasında çalıma girme ihlâsa manidir ve orucun bereketini kaçırır. "Nice oruç tutanlar vardır ki, yemeden içmeden kesilmeleri onların yanına açlık ve susuzluktan başka kâr bırakmaz." hadisi bu yönüyle önemli bir uyarı ve tehdidi ihtiva etmektedir. Öyleyse, orucun aynı zamanda bütünüyle Cenâb-ı Hakk'a, O'nun rızasına bağlanması gerekir. Zaten bir kulun, orucu, O'ndan alıp kendisine mal etmesi, onunla Allah'ın rızasının dışında bir kâr elde etmeye çalışması orucun va'z ediliş hikmetine de aykırıdır. Çünkü Cenâb-ı Hak buyuruyor ki: "Oruç sırf Benim rızam için tutulur, onun mükâfatını da bizzat Ben takdir eder, veririm."

Allah Teâlâ orucu nasıl tutmayı emretmişse ve neye "oruç" diyorsa orucu öyle tutmak gerekir. İnsanın Ramazan-ı Şerif'ten beklenen neticeyi kazanması ve kendisine "yazıklar olsun" denmemesi için, yeme-içmeden kendisini alıkoyduğu gibi ağzını da münasebetsiz, manasız, yakışıksız, yalan ve gıybet gibi şeylerden mutlaka uzak tutması gerekir. Hatta gereksiz şeylerden, yani çok konuşmaktan uzak tutması, ağzını sürekli hayırla açıp-kapaması şarttır. Muhterem Hocaefendi'nin her zaman ikaz buyurdukları üzere, "dilini sohbet-i Cânân'la süslemesi, gözlerini kontrol altına alması, yasağa bakmaması, baktığı şeyleri iyi görmesi, iyi yorumlaması, her şeyden iyi manalar süzmesi, iyi manalar sağması lazımdır." Böylece eskilerin tabiriyle bütün âzâ u cevârihine oruç tutturmalı; maddi ve manevi bütün aza ve organlarına oruç lezzetini tattırmalıdır.

Her ibadetin dünyada bir kısım faydaları, maslahatları, hikmetleri görülebilir. Meselâ, zekât bir köprü, fakir sınıfla zengin sınıf arasında bir irtibat vesilesi sayılabilir. Veya hac aynı zamanda çok geniş bir kongre kabul edilip orada milletler arası dünyevi bazı meseleler de görüşülüp halledilebilir. Bu haccın dünyevî faydalarından biridir. Kurban vb. ibadetlerle alakalı da benzer hikmetler sayılabilir. Fakat orucun dışa vuran böyle bir yanı yoktur; o tamamen Allah'a aittir. Mükâfatı da günah ve kusurlardan mağfirettir. Peygamber Efendimiz buyururlar ki: "Kim sevabına inanarak ve ecrini Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa onun geçmiş günahları affedilir." Şayet her sene tutulan oruçla insanın geçmiş günahları affediliyorsa, insan son tuttuğu oruçla son işlemiş olduğu günahlardan da affedilmiş ve temizlenmiş olarak Allah'ın huzuruna gider. Ve böyle bir insan kazanmıştır. Dolayısıyla onun ne burada, ne kabirde, ne de mahşerde burnu yere sürtülmez.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Burnumuz yere sürtünmesin
« Posted on: 27 Nisan 2024, 06:22:05 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Burnumuz yere sürtünmesin rüya tabiri,Burnumuz yere sürtünmesin mekke canlı, Burnumuz yere sürtünmesin kabe canlı yayın, Burnumuz yere sürtünmesin Üç boyutlu kuran oku Burnumuz yere sürtünmesin kuran ı kerim, Burnumuz yere sürtünmesin peygamber kıssaları,Burnumuz yere sürtünmesin ilitam ders soruları, Burnumuz yere sürtünmesinönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes