> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Peygamberimiz (S.A.V) > Sizden Gelenler (Peygamber Efendimiz ) > Ben bir aynayım bana bakan kendini görür
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ben bir aynayım bana bakan kendini görür  (Okunma Sayısı 8646 defa)
30 Haziran 2012, 15:17:50
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 30 Haziran 2012, 15:17:50 »



   

Leyla İpekçi
   
Kahramanların huzurunda!


Ebu Cehil, Hz. Muhammed'in (sav) yanına gelir ve "ne kadar çirkin bir yüzün var senden hiç hoşlanmıyorum" der. "Haklısın" der ona Peygamber Efendimiz. Az sonra Ebubekir (ra) çıkagelir.

"Ne kadar da güzelsin, dünyada senden daha güzelini görmedim" der. Ona da: "Haklısın" buyururlar. Bu çelişkili duruma şahit olanlara ise şöyle cevap verir: "Ben bir aynayım, bana bakan, kendini bende görür." Her birimiz kendi yüzümüzde tecrübe ederiz bu sırrı. Suret yasağı konusundaki inceliklerden birisi de bununla ilgili olsa gerektir: Bize hangi 'bakan'ın bakışında sabitleyebiliriz ki yüzümüzü? Yüzün aldığı ifadelerin an'daki sonsuzluğunu da hesaba katarsak, onu hangi an'da sabitleyebiliriz ki zaten?

Tıpkı geçen yazılarımda bahsettiğim Erice'nin filmindeki ressamın ayva ağacını bir türlü olduğu gibi resmedemeyişi gibidir buradaki sır. Bakılan'ı tek görüntüye hapsetmek yerine binbir 'görme biçimi' geliştiriyorsak, bizden başka 'bakan'ların ne gördüğü bir sırdır. Sonsuzca tahayyül edebiliriz. Baktığımız her şeyde O'nun (cc) isimlerinin tecellisini okumak, nereye dönersek O'nun yüzüne döndüğümüzü bilmek, O'nun yüzü dışındaki tüm yüzlerin helak olacağını hissetmek... İşte ayetlerin ışığındaki bu 'görme biçimleri'miz tevhid sanatında 'güzel'in edebini oluşturuyor bana göre.

Eşyanın hakikatine güzel'in içinden yaklaşmak isteyen tevhid sanatçısının an'da olmanın üslubunu geliştirme gayretinden bahsederken, Belkıs'ın tahtının an'da yer değiştirmesinin, Berhiya'nın himmetiyle ilişkisini kurmuştum. "Yeniden yaratılış konusunda şüphe içinde" olmayan bir tevhid sanatçısının eserlerinde zaman ve mekân algısını aşkınlaştıran mucizeler, harikuladelikler ve olağanüstülükler bu himmet sayesinde en 'gerçek' halleriyle varolur demiştim. Sanırım insan yüzündeki sır da burada biraz. Her türlü mucizesiyle, harikuladeliğiyle ve olağanüstülüğüyle hakikatimize ayna tutuyor. Yüz bahsine sonraki yazımda yeniden döneceğim. Fakat öncelikle, sanatta güzel'in ölçüleri üzerine âcizane düşünmeye çalıştığım bu on sekizinci yazımda olağanüstülüklerin tevhid sanatındaki ifadesine kabaca biraz daha eğilmem gerek.

Tevhid sanatçısı için, O'ndan (cc) O'na (cc) doğru yolculuğumuz, Ferhat gibi dağ delmenin hikâyesidir. Hepimiz Ferhat'tan bir suret taşırız. Bu yüzden Ferhat, kendi iktidarı adına söz alarak ikonlaştırılmış değildir tevhid sanatında. Berhiya örneğindeki gibi himmetlerin ardındaki ilahi emrin rıza ve gönülle olan ilişkisi çoktan kurulmuştur. Niyazi Mısri'nin dediği gibi: "Ferhad bugün ben oldum, varlık dağını deldim / Şirin'ime varmağa her canibim yol oldu." Beşir Ayvazoğlu, 'Aşk Estetiği' (Ötüken neşriyat) adlı kıymetli eserinde konuları tamamen farklı hikâyelerde bile benzer özelliklere sahip kahramanlarla karşılaştığımızı örneklerle anlatır. Perspektifin reddiyle mekân ve buna bağlı olarak zaman ortadan kalktığı için, 'an-ı vahid'de hikâye kahramanının dünyanın bir ucundan diğerine ve hatta bilinmeyen bir başka dünyaya rahatça gidebildiğini hatırlatır.

Kahramanların tamamen hikâyecinin muhayyilesine bağlı olarak hareket edişi ve olmazı olur kılmaları bize sürpriz mantığı içinde görünür. Oysa "Müslüman hikâyesinde hâkim olan sürpriz mantığı şüphesiz ki gerçeklik kavrayışıyla yakından ilgilidir" der Ayvazoğlu: "Sahip oldukları fevkalade güçlerin yardımıyla istedikleri an istedikleri yerde olabilen ve her türlü işin üstesinden gelen kahramanlar, aslında kuklacının iplerine bağlı olduklarından, minyatür ve Karagöz figürlerinden çok farklı değildirler. Nakkaşın nasıl hazır biçim kalıpları varsa, hikâyeci de aynı şekilde hazır kahramanlara sahiptir."

İmdi bu 'hazır kahraman'a biraz müdahale edip mecaza yaklaştıralım. Sözgelimi maşuka uygulayalım. Hazır kalıplarla -ay yanaklı, yay kaşlı, servi boylu- olarak ifade edilir sık sık. 'Sevilen'in tasvire ihtiyacı olmadığının bilinciyle 'ayrıntıya inmeyen görüntüler'le. Kişisel mahremin hududu aşılmadan... İnsanlara, olaylara ve dünyaya salt 'beşer gözüyle' bakmanın yetersizliğini sezer çünkü tevhid sanatçısı. Varlıklardaki ilahi niteliği; her şeyin Yaratan'a bakan yüzü görebilmek, hazır kahraman kalıplarının dahi her an 'huzur'da olduğunu fark edebilmekle de ilgilidir diye düşünüyorum. O'nun huzurunda olan, her daim hazır değil midir!.. O halde huzurda olmakla icra edilen 'hâl sanatı' bize olayların neden sonuç ilişkisi içinde ele alınmasının anlamsızlığını da gösterir. Ayvazoğlu'nun dediği gibi, "hikâyelerde ani hamlelerle sürprizden sürprize geçilirken, mantıki olmayan geçişlerle yeni olaylara açılırken, Müslüman sanatçı yaşadığı hayatın bir benzerini ortaya koyma gayesinde değildir" hem zaten.

Sebepler, ilmi durmadan parçalıyor ve aynamıza yansıyan sır dökülüyor. Himmetin anlam katmanlarına da bizi yabancı bırakıyor. Bizi 'Rabbani bakış'a yollayan bir eserde eşyanın hakikatini örten anlam katmanları ise kendi maharetimizle perdeleri usulca kaldırmamızı bekler bizden. İpuçları 'an'da hazır'dır çünkü. Belkıs'ın tahtının an'da yer değiştirmesi harikulade olduğu kadar olağandır artık. Toparlayayım: Tevhid sanatçısının ifadesindeki ay yanaklı dilber gibi hazır kahramanlar, algı tahayyülümüzü açtığı ölçüde evrensel bir anlama taşırlar bizi. Hakikat'in binbir yüzüne ayna tutan Efendimiz'in (sas) saklı yüzünden hareketle, tevhid sanatındaki suret yasağı da bu evrensel anlamı barındırıyor.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 30 Haziran 2012, 15:19:02 Gönderen: HizmetkaR »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ben bir aynayım bana bakan kendini görür
« Posted on: 28 Mart 2024, 12:08:32 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ben bir aynayım bana bakan kendini görür rüya tabiri,Ben bir aynayım bana bakan kendini görür mekke canlı, Ben bir aynayım bana bakan kendini görür kabe canlı yayın, Ben bir aynayım bana bakan kendini görür Üç boyutlu kuran oku Ben bir aynayım bana bakan kendini görür kuran ı kerim, Ben bir aynayım bana bakan kendini görür peygamber kıssaları,Ben bir aynayım bana bakan kendini görür ilitam ders soruları, Ben bir aynayım bana bakan kendini görürönlisans arapça,
Logged
12 Aralık 2016, 21:06:39
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 12 Aralık 2016, 21:06:39 »

Esselamu aleykum.Rabbim bizleri peygamber efendimizin yolunda giden ve onun sunnetine tabi kalip oylede yasayan kullardan eylesin inşallah.Rabbim razi olsun paylasimdan...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes