๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler (Peygamber Efendimiz ) => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 08 Ağustos 2012, 18:12:30



Konu Başlığı: Allah Resulü, ashabının kıyafetinin düzgün olmasını istiyordu
Gönderen: Sefil üzerinde 08 Ağustos 2012, 18:12:30

Allah Resulü, ashabının kıyafetinin düzgün olmasını istiyordu


Giyim kuşamına dikkat etmemek, dağınık ve serkeş bir tavır sergilemek "Benim için giyim kuşam önemli değil. Ben ruh güzelliğine bakıyorum." mesajı vermez. Aksine Peygamber Efendimiz (sas), mü'minlere gücünün yettiği ölçüde güzel giyinmesini tavsiye eder. Yeter ki elbiseler, insanı kibre sürüklemesin, aşırıya kaçıp israf edilmesin...

Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) ashabının kıyafetinin düzgün olmasını isterdi. Konu ile alâkalı olarak Abdullah ibni Mes'ud'dan (radıyallahu anh) rivayet edilen bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz:

- Kalbinde zerre kadar kibir olan kimse cennete giremez, buyurdu. Kendisine:

- İnsan elbise ve ayakkabısının güzel olmasını arzu eder, deyince, Allah Resûlü şunları söyledi:

- Allah güzeldir, güzeli sever. Kibir ise hakkı kabul etmemek ve insanları küçümsemektir. (Müslim, İmân 147)

Her insanın maddi imkânları farklıdır. İnsanlar maddi imkânları nispetinde giyim kuşamlarına dikkat ederler. Burada önemli olan yer ve zamana göre, imkânların yanında israfa kaçmadan, basitliğe de düşmeden orta halli giyinmeye çalışmaktır. Elbette her insan düzgün bir kıyafetle insanların karşısına çıkmak ister. Önemli olan dar gelirli insanların kıyafetlerinden çok farklı bir biçimde aşırılıklara gitmemektir. Maddi imkânları yerinde olan birisi elbette kaliteli giyinecektir. Fakat gösteriş amaçlı olmayan sade giyimi tercih etmek en uygun olanıdır.

Amr ibni Şuayb (radıyallahu anh) babasından ve dedesinden rivayet ettiğine göre, Resûlullah şöyle buyurdu: "Şüphesiz ki Allah, verdiği nimetinin eserini kulunun üzerinde görmekten hoşlanır." (Tirmizî, Edeb 54)

Allah'ın kulunun üzerinde nimetinin eserini, belirtisini görmek istemesi bir bakıma giyimle de ilgilidir ve herkesin maddi imkânları ölçüsünde giyinmesi gerektiğini de anlatır.

Güzelliğe meraklı yakışıklı adamın sorusu

Yakışıklı bir adam Allah Resûlü'ne (sallallahu aleyhi ve sellem) gelerek:

- Ey Allah'ın Resûlü! Ben güzelliğe karşı aşırı derecede ilgi gösteren biriyim. Gördüğüm kadarıyla güzellikten ben de nasiplenmiş durumdayım. Öyle ki bir kimsenin (güzellikte) benden üstün olmasına gönlüm razı olmuyor. Hatta, ayakkabımın bağları bakımından bile başkalarının beni geçmesine gönlüm razı olmaz.

Acaba bu davranışım kibir midir? Allah Resûlü cevap verir:

- Hayır, asla! Esas kibir, sahip olduğu nimeti hazmedemeyip şımarmak ve halka tepeden bakmaktır. (Müslim, İmân, 92)

Bu hadis-i şeriften anlaşıldığına göre şu hususlara dikkat etmek gerekir:

a) İsraftan kaçınmak,

b) Giyinmeyi kibir, gurur, gösteriş vesilesi yapmamak,

c) İçinde bulunulan sosyal sınıfın imkân ve şartlarına uygun giyinmek.

Kibirleri sebebiyle yüzlerine bakılmayacak kimseler

Ebû Zer'den (radıyallahu anh) rivayet edildiğine göre, Allah Resûlü şöyle buyurmuştur: "Üç sınıf insan vardır ki kıyamet günü Allah, onlarla konuşmaz, yüzlerine bakmaz, onları temize çıkarmaz. Hem de onlar için can yakıcı bir azab vardır." Ebû Zer (radıyallahu anh) dedi ki, Resûlullah bu cümleyi üç kere tekrarladı. Bunun üzerine ben:

- Bu kimseler tam bir mahrumiyete ve hüsrana uğramışlar. Bunlar kimlerdir, Ey Allah'ın Resûlü, diye sordum. Allah Resûlü de:

- Elbisesini kibirle yerlerde sürüyen, yaptığı iyiliği başa kakan ve yalan yere yemin ederek ticaret malını iyi bir fiyatla satmaya çalışandır. (Müslim, İmân 171)

Peygamberimiz dağınık, pejmürde kişileri ikaz ederdi

Allah Resûlü, ashabının kıyafetinin düzgün olmasını isterdi.

Bu sebeple maddi imkânı olduğu hâlde dağınık, pejmürde vaziyette dolaşan kişileri ikaz ederdi. Ashab-ı Kiram'dan Malik ibni Nadle başından geçen bir hâdiseyi şöyle anlatmaktadır: Bir gün dağınık bir kıyafetle Allah Resûlü'nü ziyarete gitmiştim. Beni bu şekilde gören Efendimiz sordu:

- Senin malın mülkün var mı? Ben:

- Evet, var yâ Resûlullah, dedim. Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem):

- Ne gibi malın var, dedi. Ben de:

- Allah bana deve, koyun, at sürüleri, arpa ve buğday harmanları ihsan etmiştir, dedim. Bunun üzerine Resûlullah:

- "Allah sana mal, mülk ihsan etmişse O'nun nimetinin ve ikramının eseri üzerinde görünsün." (Ebû Dâvûd, Libâs, 14) buyurdu.

zaman