๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler (Peygamber Efendimiz ) => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 14 Ekim 2010, 14:28:41



Konu Başlığı: Ahiretin zengini olmak
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 14 Ekim 2010, 14:28:41
Ahiretin zengini olmak


(http://www.gulistandergisi.com/resimler/R653102.jpg)



Hz. Peygamber sallALLAHu aleyhi ve sellem güzel kokuyu çok severdi. Her hangi biri, güzel kokulu bir şeyi hediye gönderdiğinde hiç bir zaman geri çevirmezdi.

Sahabe-i Kiram efendilerimiz radiyALLAHu anhum şöyle diyorlardı:
“ALLAH Resulü, hangi sokaktan geçse, orası güzel kokuyla dolardı.” (Tirmizi)





Efendimizin konuşması ve gülümsemesi




Hz. Peygamber (sav)’in konuşması; son derece tatlı ve gönül okşayıcı idi. Tane tane konuşur, her cümlesini dinleyenler tarafından anlaşılması için ayrı ayrı kurgulardı. Vurgulamak istediği bir sözü, üçer kez söyleme adeti vardı. Konuşma sırasında, çoğunlukla gözlerini gökyüzüne çevirirdi. Sesi yüksekti.

Hz. Hatice annemizin önceki kocasından Hind adında bir oğlu vardı. Çok güzel bir üslupta konuşurdu. Bir şeyi gözler önünde canlandırırcasına anlatırdı.

Hz. Hasan bir gün ona: “Hazreti peygamber (sav) nasıl konuşurdu?” diye sorunca, şöyle cevap verdi: “Hz. Peygamber (sav) daima düşünen bir insan olarak görülürdü. Çoğu kez sessiz durur, hiçbir zaman gereksiz yere konuşmazdı. Her cümleyi ayrı ve net söylerdi. Eliyle işaret ederken bütün elini kaldırır, bir şeye hayret ettiğinde avucunun içini çevirir, konuşma sırasında bazen elini elinin üstüne vurur, bazen keyiflenir, sevindiğinde gözlerini yere çevirirdi. Çok az güler, güleceği zaman tebessüm ederdi. İşte bu onun gülmesi idi.” (Tirmizi)

Abdullah b. Haris şöyle demiştir: “Hz. Peygamber sallALLAHu aleyhi ve sellem’den daha çok tebessüm eden bir kimseyi görmedim.”

Bilindiği gibi tebessüm sessiz olarak gülümsemek anlamına gelir.






Peygamberimiz’in (sav) cömertliği




(http://www.gulistandergisi.com/resimler/R653101.jpg)



Hz. Peygamber (sav)’in cömertliği, karakterinin ayrılmaz bir parçasıydı. Cömertlik hususunda Hazreti Peygamber gibisi yoktur. Nitekim, İbni Abbas (ra) şöyle demiştir: “Hz. Peygamber (sav) insanların, en cömerdi idi. Özellikle ramazan aylarında daha cömert olurdu. (Buhari)

Abdullah bin Ömer de şöyle demiştir: “Hz. Peygamber (sav)’den daha cömert birini görmedim!”

Peygamberimiz de cömertliğin her türlüsü; ALLAH yolunda, ALLAH’ın dinini açıklamak, ALLAH’ın kullarını doğru yola sevketmek, (ademoğlunun) açlarını doyurmak, cahillerini öğütlemek, haceti olanların hacetini görmek, yararlanacakları, her türlü yararlandırmak ve ağırlıklarına tahammül etmek gibi ilim, mal ve nefis cömertliğinin hepsi kendisinde mevcud idi.

Ebu Zer radiyALLAHu anh şöyle anlatmıştır: Hz. Peygamber (sav)'le beraber Medine'de taşlık yerde dolaşıyorduk. Karşımıza Uhud dağının geldiği bir yerde:

"Ebu Zer!" dedi. "Buyur Ya ResulALLAH!" dedim. Şöyle buyurdu: "Şu Uhud dağı kadar altınım olsa, borcumu ödemek için ayırttığımdan gerisini üç gün geçmeden, ALLAH'ın (fakir) kullarına böyle, böyle, böyle dağıtırım." dedi ve bunu derken de sağma, soluna ve arkasına işaret ediyordu. Biraz yürüdükten sonra da şöyle buyurdu: "Bu dünyada zengin olanlar kıyamet gününde fakirlerdir." Sağına, soluna ve arkasına işaret ederek: "Ancak böyle, böyle, böyle (fakirlere ve hayır yerlere) infak edenler, ahirette de zenginlerdir. Onlar da çok azdır." buyurdu. (Buhari, Müslim)

Peygamberimizden bir şey istenildi mi, asla "Yok!" demezdi. Bir gün birkaç Ensarî Hz. Peygamber (sav)'den bir şeyler istemişti. Hz. Peygamber (sav) de verdi. Tekrar istediler. Hz. Peygamber (sav) tekrar verdi. Hz. Peygamber (sav) para bitinceye kadar vermeye devam etti. Ama onlardan biri buna rağmen gelip yine bir şeyler istedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): "Bende bir şeyler kalmış olsaydı, onu senden esirgeyerek yanımda tutmazdım." buyurdu. (Buhari)

Hz. Peygamber sallALLAHu aleyhi ve sellem'in bunun gibi güzel huyları pek çoktur. Her müslümanın bunları öğrenmesi ve Hz. Peygamber sallALLAHu aleyhi ve sellem'e mutabaat yapması gerekir. Böylece, dünyada ve ahirette felaketlerden, sıkıntılardan kurtulmak ve o iki cihan efendisinin şefaatine kavuşmak nasip olur. Cömertliğin zıddı olan cimrilik; ALLAH-u Zülcelal'in gazabına sebep olan çirkin bir sıfattır. Bu sıfat, sahibini hem dünyada hem de ahirette perişan eder.




Efendimiz (sav)'in ALLAH sevgisi



Sağlam rivayetlerde şöyle bildirilmektedir: "Hz. Peygamber sallALLAHu aleyhi ve sellem geceleri o kadar uzun süre kıyamda dururdu ki, mübarek ayakları şişerdi. Bunu gören bazı sahabe: "Ey ALLAH Resul’ü, ALLAH seni zaten bağışlamıştır. Bu kadar eziyete niçin katlanıyorsunuz?" deyince Hz. Peygamber (sav): "Ben de ALLAH'a çok şükreden bir kul olmayayım mı?" buyurdu. (Buhari, Müslim)

Bazı alimler şöyle demişlerdir: "İnsanlar, Hz. Peygamber (sav)'in o kadar fazla ibadet edişini ALLAH korkusundan sanıyorlardı. Çoğuna göre O, günahtan arındırılmış olduğu için böylesine ağır ibadetlere katlanmak zorunda değildi.
Hz. Peygamber (sav) verdiği cevapla bu şüpheyi gidererek, bunun sebebinin ALLAH korkusu olmayıp, ALLAH sevgisi olduğunu bildirmiştir."

Yine rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) geceleyin kalkar, ara sıra dua ve niyazda bulunur, bazen mezarlığa gider ve: "Gece yarısının sessizliğinde ALLAH Teala (rahmetiyle) dünya semasına iner." buyururdu. (Buharı, Müslim, İbn Mace)

Hz. Peygamber çoğu zaman şöyle dua ederdi: "ALLAH'ım! Senden sevgini ve seni sevenlerin sevgisini ve senin sevgine ulaştıracak ameli talep ediyorum. ALLAH'ım! Senin sevgini nefsimden, ailemden, malımdan, soğuk sudan daha sevimli kıl." (Tirmizi)

İşte Hz, Peygamber (sav) böyle dua etmiş ve ALLAH-u Teala'dan sevgisini ve ALLAH'ı sevenlerin sevgisini talep etmiştir. Biz de Hz. Peygamber (sav)'e mutabaat yaparak, ALLAH-u Zülcelal’den sevgisini ve O'nu sevenlerin sevgisini istersek, inşALLAHu teala bizlere bu sevgiyi verecektir.



Kaynak: Seyda Muhammed Konyevi (ks), Örnek İnsan ‘Hz. Muhammed (sav); Reyhani Yayınları, Konya.