๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler (Hadis- Şerif) => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 27 Temmuz 2010, 17:26:20



Konu Başlığı: İlim bahsi
Gönderen: Sümeyye üzerinde 27 Temmuz 2010, 17:26:20
İLİM BAHSİ  {ilim ile ilgili hadisler}   


1- Kur'an'ın Müteşabihine Tabi Olmaktan Nehiy, Ona Tabi Olanlardan Sakındırma ve Kur'an Hakkında İhtilafa Düşmeyi Yasaklama Babı


1- (2665) Bize Abdullah b Mesleme b Ka'neb rivayet etti (Dedi ki) : Bize Yezîd b İbrahim Et-Tüsterî, Abdullah b EM Müleyke'den, o da Kasım b Muhammed'den, o da Âişe'den naklen rivayet etti Şöyle demiş: Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ;
«Sana Kitabı indiren O'dur O Kitabın bazı ayetleri muhkemattır ki, bunlar Kitabın esasıdır Diğer bir takımları da müteşâbihdirler Kaiblerinde bozukluk olanlar, fitne çıkarmak ve te'vîlİne gitmek arzusuyla onun müteşabihlerintmei ilimde râsih olanlar : Biz onadir, derler Ama akıl sahiplerinden başkaları ibret almazlar» [1] okudu Âişe demiş ki: Resüllülah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
«Kur'ân'ın müteşabihlerine tâbi olanları gördüğünüz vakit, onlardan sakının Onlar Allah'ın ad verdiği kimselerdir» buyurdu
Bu hadîsi Buhârî «Âli Sûresinin tefsiri»nde; Ebû Dâvud «Sünnet» bahsinde; Tirmizî «KitâWt-Tefsir»'de tahric etmişlerdir Âyet-i kerîmenin ne sebeple indiği ihtilaflıdır Bâzıları îsa (Aleyhisselâm) hakkında Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ile mücâde-le edenler için nazil olduğunu; bir takımları da bu ümmet için indiğini söylemişlerdir îkinci kâvü daha makbul görülmüştür
Muhkemle mütesâbihin tarifi hususunda müfessirlerle Usûl-ü fıkıh ulemâsı arasında ihtilâf vardır İmam Gazali «El-Müstesfa» adlı eserinde şunları söyler : «Tesiri hakkında sâri tarafından bir izah vârid olmadığı zaman muhkemi lügat ulemâsının bildiği yolla ve lâfzın vaz'ı yönünden tenasübüne bakarak tefsir etmek gerekir Mütesâbih, sûrelerin başlarındaki mukatta'- harflerdir Muhkem ise bundan geri kalanlardır, demek buna münasb düşmediği gibi, muhkem : îlimde rusûhu olanların bildiğidir Mütesâbih İse yalnız Allah Teâlâ'nın bildiği sözdür ve keza muhkem : Va'd, tehdîd helâl ve haramdır Müte^abih ise, kıssalarla emsâl- dir sözü de buna münâsib değildir Bu sonuncusu kavillerin ihtimalden en uzağıdır Sahih olan sudur ki muhkem iki mânâva gelir Birinci mânâsı acık kendisine işkâl ve ihtimal ân/ olmavan söndür Mütesâbih ise ken-disine ihtimal arız olan demektir İkincisi muhkem ; Tertibi mun+azam olup va zahiren vahut te'vil suretiyle mânâ ifâde edendir Mütesâbih ise kur', nikâh akdi elînrie olan ve lems gibi müşterek isimlerdir Kur' hayız!a temizlik arasında müşterektir Nikâh akdi elinde olan tâbiri veli ile zevç; arasında, lems de cinsi münâsebet ve elle dokunmak arasmda müşterektir» Usûl-ü fıkıh ilmine gcire muhkem nesh ihtimâlinden hâli olduğu için kuvvetçe müfe^erden ziyâde olan közdür Mütesâbih ise ümmet irin mu-radın ne olHueunu bilme ümidi kalmayan sözdür Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Allah'ın bildirmesi ile mânâsına muttali olabilir
Ulemâ râsih vâni derin âlimlerin mütesâbihi bilin bilemiyeceğinde de ihtilâf etmislerdİV Bâzıları derin âlimlerin mütesâbihleri bildiğine kail olmuşlardır Onlarca âvetteki ilim kelimesi üzerinde vakfedilir Ve mânâ şöyle olur:'Halbuki onun teVîlini ancak Allah ve bir de ilimde rusûhu olanlar bilir Diğer bir takım ulemâya göre müteşâbihlerin mânâsını Allah'dan başka kimse bilmez Derin âlimler bunların karşısında sâdece iman ettik, hepsi Rabbimiz nezdindendir, deyip geçerler Onlara göre âyette vakıf «İllallah» kelimesindedir Nevevi birinci kavlin esah olduğunu söylemiş : «Derin âlimler müteşâbihîerin mânâlarını bilir Çünkü mahlûkâtmdan hiç birinin anlamasına imkân olmayan bir söze Allah'ın kullarını muhatab tutması ihtimalden uzaktır Bizim ulemâmızla diğer bir takım muhakkiklar Allah Teâlâ'nın faydasız söz söylemesi imkânsız olduğuna ittifak etmişlerdir» demişsede Nevevî'nin bu sözü söz gö-türür Çünkü müteşâbihlerin mânâsını bu ümmet anlayamaz diyenler on-ların hâşâ nahak yere indirildiğine, faydasız olduklarına kail değildirler Müteşabih âyetlerin ulemâyı imtihan etmek, namazda okunmak, ibâdet ve sevap niyetiyle okumak gibi, birçok faydaları vardır Bunları kulların anlaması şart değildir Çünkü hiç biri ahkam âyeti değildir Ulemânın ek-serisine göre müteşâbihlerin mânâları anlaşılmaz Ashab-ı kirâm'dan Sul-tanu'l-Müfessirin Hz İbnü Abbâs ile Abdullah b Ömer, Übey b Ka'b, Hz Âişe, İbni Mes'ud, Urve b Zübeyr, Ebu'ş-Şa'sâ', Ebû Nehîk ve diğer birçok-larıyla Halife Ömer b Abdi'l-Aziz'in mezhebleri budur Bu kavli İbni Cerîr taberi İmam Mâlik 'den de rivayet et-miştir Hanefî1er'in mezhebi dahi budur
Zeyğ: Şüphe ve sapıklık demektir Kalblerinde şüphe ve sapaklık olanlardan murad; bid'at fırkalarıdır İslâm'da ilk bid'at fırkasının Ha-ricîler olduğu söylenir Bunlar Hz A1i zamanında meydana çık-mış, sonra birçok dallara ayrılmışlardır Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
«Ümmetim yetmişüç fırkaya ayrılacaktır Bunların bir tanesi müstesna olmak üzere hepsi cehennemi boylayacaktır» buyurmuş
— Bu bir fırka kimdir yâ Resulaîlah? diye sorulunca :
«Benim ve ashabımın yolunda bulunanlar!» cevâbım vermiştir Ha-dîs-i Hâkim «Müstedrek»'inde tahric etmiştir Bu dalâlet fırkaları haki-katen fasit fikirlerini terviç için mütesâbih âyetlere tâbi olmuşlardır Çünkü bu âyetleri tahrif imkânını bulmuşlardır Hadîs-i şerif fitne çıkarmak için müşkil ve mütesâbih âyetlere tâbi olan sapık bid'atçılarla düşüp kalkmayı men etmektedir(Dedi ki) El-Cevnî dullah b

2- (2666) Bize Ebû Kâmil t'udayl b Ilüseyn El-Cahderî rivayet etti Bize Hammad b Zeyd rivayet etti (Dedi ki) : Bize E hû İmrân ivâyet etti (Dedi ki) : Bana Abdullah b Revah El-Ensârî, Ab-Amr'm şiiylı- dediğini yazdı: Bir gün erken erken ResulüIlah (Sallallahü Aleyhi ve S*'Hem) 'e fittim Derken bîr âyet-i kerîme hususunda ihtilâf eden iki ad;ımm seslerim işitti de, Kesûiiillah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) yanımıza çıktı Yü/ümle üadab belli oluyordu Ve :
«Sizden öncekiler ancak ve ancak Kitab hakkında ihtilâfları sebebiyle helak oldular» buyurdu

3- (2667) Bize Yahya b Yahya rivayet etti (Dedi ki)  Bize Eîû Kudâme Haris b Ubeyd Kbıi İnırân'dau, o da Cündeb b Abdillah EI-Becelî'den naklen haber verdi Şöyle demiş: Resûlüllah (SaUallahü Aleyhi ve Sellem):
«Kur'ân'ı kalbleriniz onun üzerinde birleştiği müddetçe okuyun! Onun hakkindi ihtilâfa düştünüz mü, hemen kalkın» buyurdular

4- () Bana îshâk b Mausûr rivayet etli (Dedi ki) : Bize Ahdü's-Samed haber verdi, (Dedi ki) : Bize Hemmâm rivayet etti (Dedi ki) : Bize Ebû İnırân El-Cevni, Cüıuleb'den, yâni İhııi Abdillah'dan rivayet etti ki: Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Scllem):
«Kur'ân'ı kalbleriniz onun üzerinde birleştiği müddetçe okuyun İhti-lâfa düştünüz mü, hemen kalkın!» buyurdular

() Bana Ahmed b Said b Sahr Ed-Dârimî rivayet etti (Dedi ki) Bize Habban rivayet etli (Dedi ki) : Bize Ebân rivayet etti (Dedi ki)
Bize Ebû İmrân rivayet etti (Dedi ki) : Biz Kûfe'de çocukken Cündeb bize şunu söyledi: Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
«Kur'ân'ı okuyun» buyurdular
Itâvi yukardakilerin hadîsi gibi rivayet etmiştir
Cündeb rivayetini Buhârî «Kitâ-u Fedâilü'l-Kur'ân»'da tahric etmiştir
Bu rivayetlerde öncekilerin helakinden murad; dinde küfredip bid'at çıkarmalarıdır Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), Kur'ân okur-ken ihtilâfa düşerek aynı akıbete duçar olmamaları için ashabını ve üm-metini sakmdırmıştır
Kur'ân hakkındaki ihtilâfdan murad; ihtilâf caiz olmayacak hu-susatta lüzumsuz yere ihtilâf etmek yahut şüpheye ve fitneye, kavgaya sebep olacak şekilde ihtilâf etmektirÂyetlerden mânâ istinbat hususun-daki ihtilâl ve münazaralar bu hükümde dahil değildir Bunlar hakikati meydana çıkarmak ve ümmete fayda sağlamak niyetiyle, yapıldığı için yasak değil, bilâkis sâri' tarafından emrolunmuştur Ki fazileti meydan-dadır Bu hususta sahabe devrinden bugüne kadar bütün müslümanlar müttefiktir

2- Mahir Hasmın Şiddetli Husümeti Hakkında Bir Bab


5- (2668) Bize Ebû Bckr b Ebî Şeyhe rivayet etti (Dedi ki) : Bize Veki', İbnü Cüreyc'den, o da İbnü Ebî Müleyke'den, o da Âişe'den naklen rivayet etti Şöyle demiş: Resûlüllah (Sallallahü A leyhi ve Sellem) :
«Şüphesiz ki, erkeklerin Allah'a en sevimsiz olanı, şiddetle düşmanlık yapan kâmil hasımdır» buyurdular
Bu hadîsi Buhârî «Kitâbu'l~Mezâlim»'de, Tirmizî ile Nesâî «Tefsir» bahsinde tahric etmişlerdir
Eled : Husûmeti şiddetli manasınadır Hasım da husûmette kâmil de-mektir Çirkin olan husûmet, haksız yere bir bâtılı isbat veya hakkı yok etmek hususundaki davadırdefa yaptıklarının cezası olarak hapislerde çürüdükleri gibi, âhirellerinin do harab olacağına bu Hadis-i şerif delâlet etmektedir

5- Âhir Zamanda İlmin Kaldırılıp Alınması; Cehalet ve Fitnelerin Zuhuru Babı


8- (2671) Bize Şeyban b Fcrrûh rivayet etti (Dedi ki) : Bize Abdü'l-Vâris rivayet etti, (Dedi ki) : Bize Ebu't-Teyyah rivayet etti (Dedi ki) : Bana Enes b Mâlik rivayet etti(Dedi ki) : Resûlüllah (SaUallahii Aleyhi ve Sellem);
«Kıyamet alâmetlerinden bâzdan İlmin kaldmlması, cehlin subûfr bul-ması, şarabın içilmesi ve zinanın açığa çıkması d ıs1» '»uyurdular

9- () Bize Muhammud b Müscımâ ile İhnü Beşjşâr rivayet ettiler (Dediler ki) : Bize Muhammed b Ca'fer rivayet etti (Dedi ki) : Bize Şu'be rivayet etti (Dedi ki) : Katâde'yi, Enes b MâHk'den naklen rivayet eder-ken dinledim Enes şöyle demiş : Size Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Selleın) den dinlediğim bir hadîsi rivayet edeyim mi? Onu kendisinden işitmiş olarak benden sonra size hiç bir kimse rivayet etmez :
«Şüphesiz ki, ktyâmei alâmetlerinden bâzıları ilmin kaldırılması, cehlin zuhur etmesi, zinanın alıp yürümesi, şarabın içilmesi ve erkekler giderek kadınların kalmasıdır Hattâ elli kadına bakacak bir kayyım olacaktır» buyurdular
() Bize Ehû Bekr b Ebî Şeybe rivayet etti (Dedi ki) : Bize hammed b Bişr rivayet etti H
Bize Ebû Kür ey b de rivayet etti (Dedi ki) : Bize Abde ile Üsâme rivayet ettiler Bu râvilerin hepsi Saîd b Ebî Arûbe'den, o da Katâde'den, o da Enes b Mâlik'den, o da Peygamber (SaUallahü Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etmişlerdir İbnü Bişr ile Abde'nin hadîslerinde : «Onu size benden sonra kimse rivayet etmez Ben Resûlüllah (SaUallahü Aleyhi ve Scllrmi'ı şöyle buyururken işittim» ibaresi vardır Ve râvi hadîsi yukarki gibi anlatmıştır

10- (2672) Bize Muhammed b Abdillah b Nümeyr rivayet etti (Dedi ki) : Bize Veki' ile babam rivayet ettiler (Dediler ki) : Bize A'meş rivayet etti H
Bana Ebû Saîd El-Eşec de rivayet etti Lâfız onundur (Dedi ki) : Bize Veki' rivayet etti (Dedi ki) : Bize A'meş, Ebû Vâil'den rivayet etti (Demiş ki) : Abdullah ve Ebû Musa ile birlikte oturuyordum Şunu söy-lediler : Resûlüllah (SaUallahü Aleyhi ve Sellem):
«Şüphesiz kıyametin önünde Öyle günler vardır kİ, o günlerde ilim kaldırılacak, cehil inecek, o günlerde here çoğalacaktır Here katildir» buyurdular

() Bize Ebû Bekr b Nadr 1> Ebî'n-Nadr rivayet etti (Dedi ki) : Bize Ebu'n-Nadr rivayet etti (Dedi ki) : Bize Ubeydullah El-Eşcaî, Süf-yân'dan, o da A'meş'den, o da Ebû Vfıü'den, o da Abdullah ile Ebû Musa'I-Eş'arî'den naklen rivayet etti Şöyle demişler: liesûlüllah (Stıllallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki H
Bana Kasım b Zekeriyya da rivayet etti (Dedi ki) ; Bize HUseyn EI-Cu'O, Zâide'den, o da Süleyman'dan, o da Şakîk'den naklen rivayet etti Şöyle demiş : Abdullah ve Ebû Musa ile birlikte oturuyordum Onlar konuşuyorlardı Ve: RcsûlüHah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, dediler
Râvi, Veki1 ile İbnü Nümeyr'm hadîsi gibi rivayette bulunmuştur

() Bize Ebû Bekr b Ebî Şeybe ile Ebû Küreyb, ibnü Nümeyr ve İshâk El-Hanzalî toptan Ebû Muâviye'den, o da A'meş'den, o da Şakîk'-dan, o da Ebû Musa'dan, o da Peygamber (Sallailahü Aleyhi ve Sellem)'''den naklen bu hadîsin mislini rivayet ettiler

() Bize İshâk b İbrahim rivayet etti, (Dedi ki) : Bize Cerir A'meş'-den, o da Ebû VâH'den naklen haber verdi (Şöyle demiş) : Ben Abdullah ve Ebû Musa ile birlikte oturuyordum Onlar konuşuyorlardı Ebû Musa şöyle dedi: Resûlüllah (Sallailahü Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki
Râvi yukarkİ hadîsin mislini anlatmıştır

11- (157) Bana Harmele b, Yahya rivayet etti (Dedi ki) : Bize İbnü Vehb haber verdi (Dedi ki) : Bana Yûnus, İbnü Şihab'dan naklen haber verdi (Demiş ki)': Bana Humeyd bAbdİrrahman b Avf rivayet etti ki: Ebû Hikeyre şunu söylemiş: Resûlüllah (Sallailahü Aleyhi ve Selleri):
«Zaman yaklaşacak, ilim alınacak, fitneler zuhur edecek, cimrilik yer-leşecek ve here çoğalacaktır» buyurdu Ashâb :
— iler nedir? diye sordular «Katildir» buyurdu

() Bize Abdullah b Abdirraîıman Ed-Dârimî rivayet etti (Dedi ki) : Bize Ebu'l-Yeman haber verdi (Dedi ki) : Bize Şuayb, Zührî'dcn naklen haber verdi (Demiş ki) : Bana Humeyd b Abdİrrahman, ZührP-den rivayet etti ki: Ebû Hüreyre şöyle demiş : Resûlüllah (Sallailahü Aleyhi ve Selle m);
«Zaman yaklaşacak ve il'ım alınacaktır» buyurdular Sonra râvi ha-dîsin mislini ııakletmiştir

12- () Bize Ebû Bekr b Ebî Şeybe rivayet etti (Dedi ki) : Bize Abdü'1-A'lâ Ma'mer'den, o da Zührî'den, o da Saîd'den, o da Ebû Hürey-re'den, o da Peygamber (Sallailahü A leyhi ve Sellem) 'den naklen rivayet etti Şöyle buyurmuşlar:
«Zaman yaklaşacak ve ilim noUsanlaşacakîir» Sonra râvi yukarki İki râvinin hadîsleri gibi nakletmiştir

() Bize Yahya b Eyyûb ile Kuteybe ve îbni Hucur rivayet ettiler (Dediler ki) : Bize İsmail (yâni İbni Cafer) Alâ'dan, o da babasuıdan, o da Ebû HüreyreMen naklen rivayet ettiH
Bize İbnü Nümeyr ile Ebû Kürcyh ve Anmı'n-Nâkid da rivayet et-tiler (Dediler ki) : Bize İshâk b Süleyman, Hanzelc'dcn, o da Sâlim'den, o da Ebû Hüreyre'dcn naklen rivayet ettiH
Bize Muhammed b Kâfi' dahî rivayet etti (Dedi ki) : Bize Abdür-rezzak rivayet etti (Dedi ki) : Bize Ma'mer, Hcmmara b Münebbih'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivayet etti II
Bana Ebu't-Tahir dahi rivayet etti (Dedi ki) : Bize İbnü Vehb Amr b Hâris'den, o da Ebû Yûnus'tan, o da Ebû Hüreyre'den naklen haber verdi Bu râvilerin hepsi Zührî'nin Humeyd'den, onun da Ebû Hüreyre'den rivayet ettiği hadîs gibi: «Peygamber (Scllaliahü A leyhi ve Sellenı) 'den» de-diler Yalnız onlar: «Cimrilik yerleştirilir» cümlesini anmadılar


13- (2673) Bize Kuteybe b Saîd rivayet etti (Dedi ki) : Bize Cerîr, Hişam b Urve'den, o da babasından naklen rivayet etti (Demiş ki) : Ben Abdullah b Amr b Âs'ı şöyle derken işittim Rcsûiüllah (SaUallahü Aleyhi ve Settemyi:
«Şüphesiz Allah ilmi insanlardan çekip alıvermez Lâkin ilmi, ulemâyı almakla kaldırır Nihayet hiç bir âlim bırakmadığı vakit, İnsanlar bir ta-kım cahilleri baş edinirler Onlara sual sorulur, ilİmsiz fetva verirler; bu suretle hem saparlar, hem saptırırlar» buyururken İşittim

() Bize Efcu'r-Ilabi' El-Alekî rivayet etti (Dedi ki) : Bize Hammad(yâni İbni Zeyd) rivayet etti H
Bize Yahya b Yahya da rivayet etti (Dedi ki) ; Bize Abtad b Ab-bâd ile Ebû Muâviye haber verdiler H
Bize Ebû Bekr b Ebî Şeyhe ile Züheyr b Harb da rivayet ettiler (Dediler ki) : Bize Veki' rivayet etti Ii
Bize Ebû KÜreyb dahi rivayet etti (Dedi ki) : Bize İbnü İdris ile Ebû İlsâmc, İbnü Nümeyr ve Ahde rivayet ettiler II
Bize İbnü Ebî Ömer de rivayet etti (Dedi ki) : Bize Süfyân rivayet etti II
Bana Muhammed b Hatim de rivayet etti (Dedi ki) : Bize Yahya b Saîd de rivayet etti H
Bana Ebû Bekr b Nâfi' dahî rivayet etti (Dedi ki) : Bize Ömer b AU rivayet etti H
Bize Abd b- Humeyd dahî rivayet etti, (Dedi ki) : Bize Yezid b, Ha-run rivayet etti (Dedi ki) : Bize Şu'be b Haccâc haber verdi Bu râvİ-lerin hepsi Ilişâm h Urve'den, o da babasından, o da Abdullah h Amr'dan, o da Peygamber (SallaHahüA leyhi ve Seltem) 'den naklen Cerîr'in hadîsi gibi rivayet ettiler Ömer b Ali'nin hadîsinde şu ziyade de vardır : «Sonra Abdullah b Amr'a sene başında rastlayarak kendisine sordum da, bize hadîsi eskiden rivayet ettiği gibi iade etti Ben Resûlüllah (SaUailahü Aleyhi ve Sellemyi buyururken işittim, dedi»

() Bize Muhammed b Müsennâ rivayet etti (Dedi ki) : Bize Ab-dullah b Humran, Abdu'l-Hamid b Ca'fer'den rivayet etti (Demiş ki) : Bana babam Ca'fer, Ömer bHakem'den, o da Abdullah b Amr b Âs'-dan, o da Peygamber (SallaHahü Aleyhi ve Sellem)1'den naklen haber verdi Kavi Hişâm b Urve'nin hadîsi gibi rivayet etmiştir

14- () Bize Harmele b Yahya Et-Tü'cîbî rivayet etti (Dedi ki) : Bize Abdullah b Vehb haber verdi (Dedi ki) : Bana Ebû Şüreyh rivayet etti Ona da Ebu'l-Esved, Urve bZiibeyr'den naklen rivayet etmiş Urvc (Demiş ki) : Bana Âişe şunu söyledi:
— Ey kız kardeşimoğlu! Duydum ki, Abdullah b Amr hacca gider-ken bize uğrayacakmış Onunla görüş de kendisine (bir şeyler) sor! Çün-kü-o Peygamber (Salîallahü A leyhi ve Seliem) 'den çok ilim nakJetmiştir Ur-ve demiş ki : Bunun üzerine ben kendisiyle görüşerek ona birçok şeyler sordum Onları Resûlüllah (Salîallahü Aleyhi ve Seliem) 'den naklen söylü-yordu
Urve şöyle demiş : Anlattıkları meyanında şu da vardı Peygamber (Salîallahü Aleyhi ve Sellem):
«Şüphesiz Allah ilmi İnsanlardan çekip ahvermez Lâkin ulemâyı kabze-der, onlarla birlikte İlmi de kaldırır Ve insanlar arasında bîr takım câhil başlar bırakır Bunlar insanlara ilimsiz fetva verirler; bu suretle hem sa-parlar, hem saptırırlar» buyurdular
Urve şöyle demiş : Ben bu hadîsi Âişe'ye rivayet ettiğim vakit onu pek büyük gördü ve yadırgadı
— Sana kendisinin Peygamber (Salîallahü Aleyhi ve Sellem) founu söy-lerken işittiğini anlattı mı? dedi,
Urve demiş ki : Ertesi sene olunca Âişe bana :
— İbnü Amr gelmiş onunla görüş, sonra ona söz aç, tâ ki ilim hak-kında sana anlattığı hadîsi kendisine sor! dedi Ben de kendisiyle görü-şerek ona bir şeyler sordum Ve bu hadîsi bana ilk defada anlattığı gibi anlattı
Urve şöyle demiş : Âişe'ye bunu haber verdiğim vakit:
— Onun doğru söylemekten başka bir şey yapmadığını zannederim Sanırım ki, bu hadîse hiç bir şey ziyâde ve noksan etmemiştir» dedi
Bu hadîslerden Hz Enes rivayetini Buharı ile Nesâî «Kitâbu'l-İlim»'de; Ebû Musa ile Ebû Hüreyre rivayet-lerini Buhârî «Kitâbu'l-Fiten»'de tahric etmişlerdir
Bu hadîslerde Resûlüllah (Salîallahü Aleyhi ve Sellem) kıyametin küçük alâmetlerinden bazılarını beyan etmiştir Ki onlar ilmin kaldırılması, ceh-lin yerleşmesi; şarabın içilmesi, zinanın meydana vurması; erkeklerin azal-ması, hercümercin çoğalması; cimriliğin kalblere yer etmesi, câhillerin baş olmasıdır
îlmin kaldırılmasından murad; kalblerden silinmesi değil, ulemânın azalmasıdır Nitekim bu cihet rivayetlerin bazısında tasrih edilmiştir
İlmin yerini cehil alacak ve bir takım câhiller dinî hususatta başa geçerek kendi reyleriyle fetva vereceklerdir Kaadî Iyâz: «Bu hâl zamanımızda Peygamber (Salîallahü Aleyhi ve Sellem) 'in haber verdiği gibi zuhur etmiştir» diyor Şeyh Kutbud-Din: «Ben derim ki, Kaadî 'nin zamanında bunca ulemâ bulunmasına rağmen, bu sözü söylemişse, bizim zamanımıza ne buyrulur» demiş; Allâme Aynî de şunları söylemiştir: Şeyh Kutbu'd-Din zamanında bunca futana, dört mezbebden ulemâ ve büyük muhaddisler bulunduğu halde bunu söylemişse; bizim zamanımıza ne denir? Beldeler ulemâdan hâli kal-mış Cahiler ta'ym suretiyle fetva ve tedris mevkilerinin başına geçiril-miştir Artık biz selâmet ve afiyet dileriz>
Biz de deriz ki: Gelin bir de bizim zamanımızı görün Artık bunlar moda oldu Kendi fikrine göre fetva verenlere bugün aydın din adamı deniliyor La havle velâ kuvvete illâ billab
tcMnin resmen alıp yürümesi, zinanın açığa vurması vesaire kıyamet klarnetleri hiç bir devirde bugünkü kadar açık ve pervasız görülmemiş ve işitilrnemistir Allah müslümanlara intibahlar nasîb etsin
Erkeklerin azalması harblerde öldürülmeleri sebebiyle olacaktır Nitekim İkinci Dünya Harbi'nden sonra bilhassa Almanya'da bu hal kendini göstermiş, kadınlar çoğalınca ahlâk kökünden yıkılıp gitmiştir
Zamanın yaklaşmasından murâd ne olduğu ulemâ arasında ihtilaf-lıdır Bâzıları bundan kıyametin yakınlığı kastedildiğini söylemiş; bir ta-kımları zevk-ü safadan senenin ay, ayın hafta, haftanın gün gibi kısa ge-leceğini; daha başkaları günlerin, gecelerin hakikaten kısalacağını söyle-mişlerdir ?
Hz Âişe'nin Abdullah b Amr hakkındaki sözleri onu itham için değil, hadisi karıştırmış olmasından yahut hikmet kitabların-dan okuyup da, Resûlüllah (Saîlallahü Aleyhi ve Selleın) 'den duydum sanarak söylemesinden endişe ettiği içindir Hz Abdullah ikinci sene aynı hadîsi tekrar edince Âişe (Rndiyallahü anha) 'nın kalbi mutmain olmuş, onu hakikaten Resûlüllah (Sallailahü Aleyhi ve Selîem) 'den işittiğine kanaat getirmiştir, Onun hadîsinde ilme teşvik ve âlimin faziletini itiraf vardır

6- İyi veya Kötü Çığır Açan, Hidayet veya Dalalete Da'vet Eden Kimse Babı


15- (1017) Bana Züheyr b Harb rivayet etti (Dedi ki) : Bize Cerîr % Abdi'l-Hamid A'meş'den, o da Musa b Abdillah b Yezid ile Ebu'd-Duha'dan, onlar da Abdurrahman b Hilâl El-Absî'den, o da Cerîr b Ab-dillah'dan naklen rivayet etti Şöyle demiş : Bedevilerden bir "fakım in-sanlar Resûlüllah (Sallailahü Aleyhi ve Selîem)'e geldiler Üzerlerinde yünelbiseler vardı Resûlüllah (Sallailahü Aleyhi ve Selîem) hallerinin kötülüğü-nü, muhtaç kaldıklarını gördü de halkı onlara sadaka vermeye teşvik etti Fakat halk ona gelmekte geciktiler Hattâ hu hâl yüzünden belli oldu Sonra ensardan bir zat bir kese gümüş getirdi Sonra bir başkası geldi Sonra ashab birbirinin peşinden geldiler Nihayet yüzünden sevindiği an-laşıldı Ve Resûlüllah (Sallailahü Aleyhi ve Selîem) :
«Bir kimse İslâm'da güzel bir çığır açar da, kendisinden sonra onunla amel edilirse, o kimseye bu çığırla amel edenlerin ecri kadar sevab yazılır Amel edenlerin ecirlerinde de bir şey eksilmez Ve her kim islâm'da kötü bir çrğir açar da kendinden sonra onunla amel olunursa, o kimsenin aley-hine bu çığırla amel edenlerin günahı kadar günah yazılırAmel edenlerin günahlarından da bîr şey eksilmez» buyurdular

() Bize Yahya b Yahya ile Ebû Bekr b Ebî Şeybe ve Ebû Küreyb toptan Ebî Muâviye'den, o da A'meş'den, o da Müslim'den, o da Abdur-rahman b Hilâl'den, o da Cerîr'den naklen rivayet ettiler Şöyle demiş : Resûlüllah (Sallailahü Aleyhi ve Selîem) hutbe okuyarak sadakaya teşvik etti
Râvi Cerîrin hadîsi mânâsında rivayette bulunmuştur

() Bize Muhammed b Beşşâr rivayet etti (Dedi ki) : JBize Yahya (îbni Saîd) rivayet etti (Dedi ki) : Bize Muhammed b Ebî İsmail riva-yet etti (Dedi ki) : Bize Abdurrahman b Hilâl El-Absî rivayet etti (De-di ki) : Cerîr b Abdillah şunu söyledi Resûlüllah (Sailallahü Aleyhi ve
Selîem):
«Bir kul elverişli bîr çtğ-r açar da, kendinden sonra onunla amel olu-nursa» buyurdular Sonra râvi hadîsin tamamını zikretmiştir,
Bana Ubeydullah o, Ömer EI-Kavârîrî ile Ebû Kâmil ve Mu-hammed b Abdi'l-Melik El-Ümevî rivayet ettiler (Dediler ki) : Bize Ebu Avâne, Afcdü'l-Melik b, Umeyr'den, o da Münzir b Cerîr'den, o da baba-sından, o da Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve SeUetn) 'den naklen rivayet etti H,
Bize Muhammcd b Müsennâ da rivayet etti (Dedi ki) : Bize Mu-hammed b Ca'fer rivayet etti H
Bize Ebû Bekr b Ebî Şeybe dahî rivayet etti (Dedi ki) : Bize Ebû Üsâme rivayet etti H
Bize Ubeydullah b Muâz da rivayet etti (Dedi ki) : Bize babam ri-vayet etti Bu râviler (Dediler ki) : Bize Şu'be Avn b EM Cuhayfe'den, o da Münzir b Cerîr'den, o da babasından, o da Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellemy'den naklen hu hadîsi rivayet etti

16- (2674) Bize Yahya b Eyyûb ile Kııteyle b Saîd ve İbnü Hucr rivayet ettiler (Dediler ki) : Bize İsmail yâni İbni Ca'fer Alâ'dan, o da babasından, o da Ebû Hürcyre'den naklen rivayet etti ki: Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
«Bir kimse doğru bîr yola daver ederse, ona tâbi olanların ecirleri ka-dar kendisi için ecir olur Bu, tâbi olanların ecrinden bir şey eksiltmez Ve Eıer kim bir dalâleîe davel ederse, ona tâbi olanların günahları kadar ken-dine günah olur Bu, tâbi olanların günahlarından hiç bir şey eksiltmez» buyurdular
Bu -iki hadis hayırlı işler yapmaya teşvik, kötü çığır açmanın haram olduğunu ifade hususunda açık delillerdir Hayırlı bir çığır açıp, sair in-sanların o çığırdan gitmelerine sebep olan kimse, kıyamet gününe kadar o yoldan gidenlerin sevabına nail olacağı gibi, kötü çığır açan da kıyamet gününe kadar o yoldan gidenlerin kazandığı günahlar kadar günah ka-zanmakta devam edecektir,
Hayırlı veya hayırsız çığrı açmakta, öncelik etmekle başka birinden sonra açmak arasında bir fark olmadığı gibi, hayırlı işin ilim öğretmekle, ibâdet veya başka bir hayır olması arasında da fark yoktur

 


Konu Başlığı: Ynt: İlim bahsi
Gönderen: Ceren üzerinde 06 Nisan 2015, 18:24:02
Aleykümselam.Rabbim razı olsun paylaşımdan Sümeyye abla.