Müslüman Kime İtaat Eder

Müslüman Kime İtaat Eder

Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan, hesap gününün sahibi, tek hak din ve hayat nizamı olarak İslam'ı biz kullarına ihsan eden, Allah(c.c)'a hamd, yaşayan Kur'an, muallimimiz, liderimiz, Peygamber Efendimize (s.a.v) salât ve selam olsun.

Sorular.

Sorular insanları ya saadete götürür ya da sapıklığa veya helake kadar sürükler.

Müslümanlar sorularla İslam'ı öğrenmeye çalışırlar, öğrenirler, yaşarlar ve kurtuluşa ererler.

Münafıklar münafıklıklarını sorularla derinleştirirler ve cibilliyetlerinin gereği olarak içinde yaşadıkları toplumu yine sorularla birbirine düşürerek cehennemin en derinindeki yerlerini alırlar.

Müşrikler sorularla dişileri kendilerine ilah edinerek yine sorularla ortağı olmayan Allah'a eş koşup manen birer pislik haline dönüşürler.

Kâfirler ellerine geçirdikleri bir kemik üzerinden sordukları sorularla inkârcılıklarını derinleştirip dilsizler, sağırlar ve körler haline dönüşerek cehennem yolculuğunda birbirleri ile yarışırlar.

Felsefeciler sorularla bir olan Allah'a imandan kaçınırlar, yine sorularla yüzlerce ilaha tapınır hale gelerek rezil ve perişan olurlar.

Müslüman bütün sorularının cevabını Kur'an'da ve Sünnette arayıp bulabilen kimsedir.

Müslüman karşılaştığı bütün meselelerini Kur'an ve Sünnet ile çözmeyi başarabilendir.

İnsan İslam'ın hem şekline hem ruhuna teslim olduğu kadar Müslüman'dır.

İslam itaattir. İtaatsiz İslam olmaz.

Mefhumlar kavranmadan hakikatler anlaşılmaz.

İTAAT nedir? Bir Müslüman bu mefhumdan ne anlamalıdır?

İtaat: Boyun eğme, uyma, dinleme, alınan emre göre hareket etme anlamında bir mefhumdur. Bunun karşıtı, itaatsizlik, serkeşlik ve muhalefet etmektir. Gerek itaat, gerekse itaatsizlik, insanların fıtratında bulunan ve birbirine zıt fakat aynı derecede dünya imtihanımız için lüzumlu olan iki özelliktir. Bu iki özellik sayesindedir ki insanlar, bir otoriteye bağlanırlar ve birlikte hareket ederler.

Ümmet halinde yaşamak zorunda olan Müslümanların aralarında ki münasebetlerin sağlıklı yürüyebilmesi, huzur ve güven içinde yaşayabilmeleri, bir takım düzenlemelerin varlığına bağlıdır. Söz konusu düzenlemeler olmadan, huzur ve güven içinde mutlu bir hayat sürmek mümkün değildir. Bu saadet için ne kadar gerekli ise, ümmetin aile reisi konumunda olan lidere, emir sahibine itaat etmek aynı derecede gerekli bir konudur. Liderin otoritesini zayıflatmaya yönelik her turlu davranış hatalıdır ve sahibine zarar verir. İTAAT bu öneminden dolayı İslam'ın en önemli esaslarından birisi olarak farzdır.

Kime itaat edeceğiz

Kendisine itaat edilmesi gereken en büyük otorite, âlemlerin Rabbi olan Allah'tır. O'na itaat her itaatten önce gelir, O'nun emirleri tüm emirlerden üstündür. Allah'tan başkasına itaat, ancak O'nun izniyle ve müsaade ettiği ölçüde caizdir. "Ey iman edenler! Allah'a itaat ediniz, Peygambere ve sizden olan emir sahiplerine itaat ediniz... " (Nisa: 59).

Peygamberler Allah'ın elçileridir. Allah'tan aldıklarını insanlara bildirirler. Bunun için peygamberlere itaat etmek de Rabbimizin emridir. "Kim Resule itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur..." (Nisa: 80)

Peygamberimizden sonra peygamber gelmeyecektir. İslam hükmünü kıyamete kadar sürdürecektir. İslam güç ile yaşanır. Bu güç Müslümanların birliğidir. Ümmet olmak birlik olmaktır. Müslümanların birliğini temsil eden kendilerinden olan emir sahiplerine de itaat etmek farzdır. Bu emir sahipleri Peygamberlerin vekili konumundadırlar. Bunun için emir sahiplerine itaat etmek peygambere itaat etmek gibidir. Resulullah (s.a.v): "Kim bana itaat ederse şüphesiz Allah'a itaat etmiş olur. Her kim emir sahibine itaat ederse şüphesiz bana itaat etmiş olur. Kim emir sahibine isyan ederse şüphesiz bana isyan etmiş olur." (İbn Mace Cihâd, 39) buyurmuş, Allah'ın rızası gözetilerek emir sahiplerine yapılan itaatin gerçekte Allah'a itaat manasına geldiğini ifade etmiştir.

Emir sahibine itaat ancak maruf olan şeylerle sınırlıdır. Resulüllah (s.a.v): "Başınızda Habeşli bir köle de bulunsa Allah'ın kitabına göre idare ettiği müddetçe onu dinleyip itaat ediniz." (Müslim-İmara: 37, Buhri-Ezan: 54) buyuruyor. Diğer bir hadiste ise şöyle denmektedir: "Müslüman bir kimsenin hoşuna gitsin gitmesin, emredilen şey günah olmadıkça bütün işlerde emir sahibinin emirlerini dinleyip itaat etmesi vaciptir. Bir günah işlemekle emrolunduğu zaman dinlemek ve itaat etmek yoktur." (Buhari-Ahkâm: 4 Müslim-İmara:38 ).

Biz Müslümanlığımızın şuurunda olanlar sözümüzün sahibi isek Allah'a itaat edeceğiz, Peygambere itaat edeceğiz, bizden olan emir sahiplerine itaat edeceğiz. Bu bizzat Allah(c.c) ve Resulünün emridir. Biz Ehli Sünnetiz ve Cemaatiz. Ehli Sünnet olmak demek doğru ve sahih İslam'a bağlanmak demektir. Cemaat olmak burada ümmet olmaktır. Peygamberimiz ile ashabı kiram hangi esaslar etrafında ittifak edip tek bir ümmet olmuşlarsa bizler de aynı esaslar etrafında ittifak edip ümmet olmak zorundayız. Peygamberimizin şu tembihatı açık ve nettir. "Bir kimse itaatten vazgeçer, cemaatten(ehlisünnet) ayrılır ve bu halde iken ölürse cahiliye ölümü üzere ölmüş olur. Ve kim, sonucunun hayır mı şer mi olduğu bilinmeyen bir dava uğrunda açılan bir bayrak altında mücadele eder, sırf soyu sopu için öfkelenir, ırkçılığa çağırır veya buna yardımcı olur ve bu uğurda öldürülürse, o da cahiliye üzerine ölmüş olur. Ve her kim benim ümmetime karşı çıkar, iyisini de kötüsünü de vurur, mümininden çekinmezse, ahid sahibine verdiği sözü de yerine getirmezse o benden değildir, ben de ondan değilim" (Müslim-İmare: 53)

Erbakan hocamızın şu hak sözünü unutamamalıyız. "İslam bize uymayacak biz İslam'a uyacağız. İslam bize uymaya mecbur değildir, biz İslam'a uymaya mecburuz. Biz İslam'ın hem şekline hem de ruhuna uymakla mükellefiz."

İtaat İslam'ın en önemli esaslarında birisidir. Mümin kimse ile İslam arasındaki en temel bağ itaat ile kurulmaktadır. Bu gerçek Kur'an'da şöyle beyan edilmektedir. "Peygamber, Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, müminler de (iman ettiler). Her biri Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler. "Allah'ın peygamberlerinden hiçbiri arasında ayırım yapmayız. İşittik, itaat ettik. Ey Rabbimiz, affına sığındık! Dönüş sanadır" dediler. (Bakara: 285)

İtaat etmeyi ortadan kaldırdığınız zaman geriye hiçbir şey kalmaz. "Deki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı affetsin. Allah affedicidir, rahmet edicidir. Deki: Allaha ve Resule itaat ediniz. Eğer yüz çevirirlerse muhakkak Allah kâfirleri sevmez." (Ali İmran: 31-32)

İslam bir disiplin ve ciddiyet dinidir. İslam'ın disiplinine ve ciddiyetine tabi olmadan bir insan kendi kendine nasıl Allah'ın razı olacağı bir kul olabilir. İslam kendi mefhumlarıyla anlaşılır ve yaşanır. İtaat ve Biat mefhumları bilinip idrak edilmeden İslam disiplininin içine nasıl girebileceğiz? Bunları konuşmayalım, bunları konuşmak başımızı sıkıntıya sokar gibi değerlendirmeler bizim hayrımıza olan değerlendirmeler değildir. İslam düşmanlarının ve onların işbirlikçisi münafık unsurların menfi telkinlerinden etkilenerek bizler İslam'ın bu temel mefhumlarına sansür uygulayamayız. Bu mefhumların üzerimize yüklediği sorumluluklarımızı yerine getirmekten kaçınamayız. "Allah'a ve peygambere itaat edin. Umulur ki Rahmete kavuşturulursunuz." (Ali İmran: 132)

Biz gayesi batıl olan inkarcılara da itaat edemeyiz. "Ey iman edenler eğer inkar edenlere itaat ederseniz, sizi ökçeleriniz üzerinde geri çevirirler de, siz kayba uğrayanlara döner¬siniz." (Ali İmran: 149)

Biz itaat konusunda kimi Yahudilerin takındığı tavrı da takınamayız. "Yahudilerden bir kısmı kelimeleri yerlerinden tahrif ediyor¬lar. Dillerini eğerek dine saldırarak "işittik, isyan ettik. Dinle, dinlenilmeyesice. Bizi de güt" dediler. Keşke onlar "işittik, itaat ettik, din¬le ve bizi de gözet" deselerdi onlar için daha hayırlı ve daha doğru olurdu. Ancak küfürleri sebebiyle Allah onları rahmetinden uzaklaş¬tırdı. Onun için onların çok azı dışında iman etmezler. (Nisa: 46)

Biz münafıklara da itaat edemeyiz. Onların arkasından gidemeyiz. "Kafirlere ve münafıklara itaat etme ve onların eziyetine al¬dırma. Allah'a güven, vekil olarak Allah yeter." (Ahzap: 48)

Biz itaat ederiz, ümmet içinde itaat esasına zarar verecek tefrika ve lüzumsuz çekişmelere düşerek ittifakımıza zarar verenlerden olmayız. "Allah'a ve Resulüne itaat ediniz. Birbirinizle çekişmeyiniz. Yoksa korkuya kapılırsınız ve kuvvetiniz gider. Sabrediniz. Şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir." (Enfal: 46) Sabır her türlü saadetin esasıdır. Sabreden kazanır. Yine bir konuda Erbakan hocamızın "Bizim sabrımız onları yenecek." sözü unutamayacağım en güzel sözlerdendir.

Gayemiz Allah'ın rızasını gözetip davamıza hizmet etmek ise o takdirde işimiz bellidir. "Mümin erkeklerle, mümine kadınlar birbirlerinin velisi ve dostları¬dırlar. İyiliği emrederler, kötülükten alıkoyarlar, namazı kılarlar, zekatı verirler. Allah'a ve Resulüne itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir. Şüphesiz Allah Azizdir, Hakimdir." (Tevbe: 71) Ölmeden önce ölmek gerek, vesselam.

MİLLİGAZETE
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın