Konu Başlığı: Mü'min Allah'ı hatırlatandır Gönderen: Sefil üzerinde 25 Temmuz 2011, 15:28:37 Yaşıyoruz kalabalıklar içinde, koşturuyoruz bir hengamenin ortasında... Öyle bir telaşenin içindeyiz ki farkına varamıyoruz
farkında olmamız gerekenlerin... Hiç düşündük mü acaba biz olmamız gereken biz miyiz? Muhteşem bir yaratılışımız var. Yaratılışımızın da bir gayesi var; Allah'ımızın bizden istediği mü'min kimliğine sahip olmak. Mü'min kimliği için bir takım görevlerimiz ve sorumluluklarımız var.. Bir nutfeden yaratılan bizler yoğrulmuş bir et parçası iken gören gözler, işiten kulaklar, hisseden kalpler oluveriyoruz; muhteşem... Yürüyoruz, koşuyoruz; uyuyup uyanıyoruz; muhteşem... Yiyip içiyor enerjimizi istediğimiz gibi harcıyoruz; muhteşem... Düşünüyoruz, seviyoruz ve daha ilginci her an öğreniyoruz... Bir çok bilgiyi muhafaza ediyoruz... ve beni büyüleyen fizyolojimizde bilmediğimiz o kadar çok şey var ki... devam etmekte olan araştımalarla her geçen gün bildiklerimize yeni bilgiler eklerken henüz bilemediğimiz ne kadar çok şey olduğunu görüyoruz. Ağaçlar kalem, denizler mürekkep olsa yazıp bitirilemeyecek bir ilim deryasında bir damladan ibaret sanki bilinenenler.. Yeni fark ettiğimiz bilgilerden birisi de psikolojinin DNA'sı olarak görülen ayna nöronlar. Ayna nöronlar, başta işitme ve görme olmak üzere bütün duyular vasıtasıyla, dış dünyadan gelen sinyalleri alıp, âdeta onların fotokopisini saklayan hücrelerdir. Bu nöronlar taklit etme ve karşıdakinden öğrenme gibi bir süreçte kendilerine verilmiş rolü hassas bir şekilde yansıtmakta ve kişiyi elinde olmadan taklide meyyâl hâle getirmektedir. Bu durum beynin tamamen normal bir fonksiyonudur. İnsan elinde olmadan çevresindeki kişilerin mimiklerinin, hâl ve tavırlarının tesirine girer. Aynı davranışları o ânda hemen doğrudan sergilemese bile, beynine kaydeder. Televizyonda film seyrederken acıklı bir sahne gördüğümüzde kendimizi tutamayıp ağlamamız gayet tabiî bir hâdisedir. Kişi elinde olmadan bu davranışı göstermektedir. Bazen kendimizi gayriiradî başkalarının mimiklerini taklit ederken yakalarız veya nerede duyduğumuzu hatırlayamadığınız bir şarkının melodileri istemeden dilimize dolanır. Esneyen birinin, ortamdaki diğer kişilerin de uykusunu getirdiğini ve esnemelerin giderek arttığını çoğumuz biliriz. Son yıllarda yapılan psikoloji araştırmalarının temelini oluşturan ayna nöronlara "sürü psikolojisinin" ortaya çıkmasında aktif rol verildiği anlaşılmaktadır. Maç seyrederken insanların birbirlerini taklidi, mitinglerde insanların daha sonraları kendilerinin bile hayretle karşıladığı aşırılık ve taşkınlıkları ayna nöronların rollerine birer örnektir. Asırlar öncesinde ayna nöronların varlığını "üzüm üzüme baka baka kararır" diye ortaya koymuş atalarımız. Ayna nöronların varlığını ilk okuduğumda bendeki yansıması şu oldu; "mü'min o kimsedir ki görüldüğü vakit Allah'ı hatırlatır." Biz iman ettiğimizde, mümin olmanın gereklerini öğrendiğimizde ayna nöronların varlığının farkında değildik. Ama görüldüğümüz vakit Allah'ı hatırlatmamız da isteniyor eğer mümin olmak istiyorsak; işte mekanizması; muhteşem... Her haliyle Allah'ın huzurunda olduğunun şuurunda bir kul, Allah'ın varlığı her an zihninini ve benliğini kuşatmış... O kadar yoğun hissediyor ki bu duyguyu ayna nöronlar yaratılış gayesine ulaşıyor, vazifesinin hakkını vermiş oluyor... Daha bilmediğimiz ne güzellikler varken biz bizden istenilen standartlarda yaşama gayretinde olalım... Ayna nöronlarımızı tüm hayırlara ayna olarak kullanabilme duasıyla... Her işin bir değeri vardır Mevlana "Kayıkçı ile Bilgin'in hikayesinde hiçbir işin küçümsenmemesi gerektiğini anlatıyor: Kendini beğenmiş bir gramer (nahiv) bilgini, boğazdan karşıya geçmek için bir kayık kiraladı ve kurumla oturdu yerine. Kayıkçı, olgun ve alçak gönüllü bir insandı. Hiç ses çıkarmadan küreklere asılıyor, yolcusunu sağ salim karşıya geçirmek ve üç beş kuruş kazanmak istiyordu. Denizin orta yerine geldikleri sırada Bilgin küçümser bir eda içinde sordu: - Sen hiç gramer okudun mu?.. dil biliminden anlar mısın? Kayıkçı: -Hayır efendim dedi, ben cahil bir kayıkçıyım, dediğiniz şeylerden hiç anlamam. - Vah vah dedi Bilgin, ömrünün yarısı boşa geçmiş!.. Böyle bir süre ilerledikten sonra rüzgar şiddetini artırmaya, dalgalar büyümeye başladı. Denizde fırtına çıkmış, Bilgin korkmaya başlamıştı. Kayıkçı olağanüstü bir güçle kurtulmaya, sağ salim karşı kıyıya geçmeye çalışıyordu. Gördü ki artık kurtuluş ümidi yok, Bilgine dönüp sordu: - Efendim, yüzme bilir misiniz? Bilgin: - Ne yazık ki bilmiyorum diye inledi. O zaman kayıkçı: - Vah vah dedi, şimdi ömrünün hepsi boşa gidecek! Keşke gramer bileceğinize benim gibi yüzme bilseydiniz de canınızı kurtarsaydınız. milli gazete Konu Başlığı: Ynt: Mü'min Allah'ı hatırlatandır Gönderen: Ceren üzerinde 09 Aralık 2016, 18:36:40 Esselamu aleykum.Allahi her daim anan ve ona sonsuz kez inanip onun emrine uyan ve hakkihla mumin olup allahi hatirlatan kullardan olalim inşallah...
|