๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler(İtiKat) => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 22 Temmuz 2011, 12:55:49



Konu Başlığı: Hüzünle yoğrulmuş tefekkür
Gönderen: Sefil üzerinde 22 Temmuz 2011, 12:55:49
Vatan sana canım feda Reis seni seviyoruz bu konunun içeriği silinmiştir...

Konu Bölüm Görevlisi Ramazan. Tarafından Silinmiştir


Konu Başlığı: Ynt: Hüzünle yoğrulmuş tefekkür
Gönderen: Sümeyye üzerinde 03 Mart 2012, 03:30:40
Amin amin amin..Büyük bir haz duyarak okudum..Çok güzel anlatılmış..Rabbim c.c razı olsun..


Konu Başlığı: Ynt: Hüzünle yoğrulmuş tefekkür
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 10 Mayıs 2012, 00:04:18
Hüzünle tefekkürün kesiştiği, iç içe girdiği konulardan biri de imanımız adına akıbet endişesi mevzuu olsa gerek. Mesela inanan bir gönül "Beni bir akıbet bekliyor ama acaba bu nasıl bir akıbet; su-i akıbet mi yoksa hüsn-ü akıbet mi? Acaba Müslümanlık adına şimdiye kadar çizgimi koruyabildim mi, bundan sonra koruyabilecek miyim?" duygu ve düşüncesi içinde bulunur. Şimdi bu düşüncedeki bir insan sürekli hüzün içinde demektir. Böyle bir hüzne karşı yapılması gerekli olan şey de tefekkür-ü daimidir. Yani o mü'min, "İman adına nasıl derinleşmeli, mârifet adına nasıl enginleşmeli, muhabbet ve zevk-i ruhanî adına ALLAH'la nasıl bir münasebete geçmeliyim ki su-i akıbetimi hüsn-ü akıbete çevirebileyim?" düşünceleri içinde ızdırap ve hüzünle kıvrım kıvrım kıvranınca bu durum onu tefekküre sevk edecektir.

Bu anlamda kaçımız tefekkürdeyiz, kaçımızın içi hüzünle doluyor sormak lazım kendimize