> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > İtikat > Sizden Gelenler(İtiKat) > Hep kıyamda duran melekler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hep kıyamda duran melekler  (Okunma Sayısı 646 defa)
06 Ağustos 2012, 23:04:37
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 06 Ağustos 2012, 23:04:37 »



Hep kıyamda duran melekler

Sonra bir grup melaike ile karşılaştım. Hepsi ayakta (kıyam)da idiler. İsrafil’e (as) -Ey İsrafil kardeş, bunlar kim? Diye sordum.

-Ey İsrafil kardeş, bunlar kim? Diye sordum.

İsrafil:

-Bunlar ruhanilerdir ve Kerrûbiyyûn melekleridir, dedi. Arşı taşırlar. Onlar yaklaş ve onları selamla.

Yaklaştım ve selam verdim. Selamıma karşılık verdiler. Beni Aziz ve Celil olan Rabbimin keremi ile karşıladılar. Onların yanında bulunduğum sürece ban Rabbimin rahmeti ile ikramda bulundular. Tam o sırada başımın üstünde bir nida (ses) duydum:

-Ey Muhammed Allahın Salat ve Selamı üzerine olsun. Ey Ahmed, Allahın salat ve selamı üzerine olsun, diyordu.

Başımı kaldırıp bakınca bir de ne göreyim. Muhterem bir melek karşımda duruyor. En beyaz kar bile onun yanında siyah kalırdı. Önünde de ona benzer 70 bin melek vardı. Uzanıp beni öptü. Ve bana “Ey Allah’ın Sevgilisi. Yürü Ey yaratılmışların Allah katındaki en itibarlısı” dedi.

Onunla ve beraberindeki melekler refakatinde yürüdüm. Sağımda, solumda, önümde, ardımda bana tazim ederek yürüyorlar, bana ikram ve hürmette bunuyorlardı. Beyaz nurdan 70 bin perdeye varıncaya kadar da bana refakat ettiler.

Ve Perdeler Perdeler

O Beyaz Nur’dan 70 bin perdeden sonra Yeşil Zümrüt’ten 70 bin perde geliyordu. Onu Atlas’tan  70 bin perde, onu Sündüs’ten 70 bin perde, onu Nur’dan (aydınlıktan) 70 bin perde, onu Zulmet’ten (karanlıktan) 70 bin perde onu Misk’ten 70 bin perde, onu Anber’den 70 bin perde ve onu da Ceberut’tan 70 bin perde takip ediyordu.

Perdeler arası mesafe ise 500 yıllık mesafe idi.

Bütün bu perdeleri tek tek geçtim. Bu melekler de bana refakat ediyorlardı. Sonunda Duhan (duman) makamına getirdiler.

Duman makamından Zulmet makamına, Zulmet makamından Nur makamına, Nur, Makamından Mülk makamına, Mülk makamından izzet makamına, İzzet makamından Kemal makamına, Kemal makamından Kahır makamına, Kahır makamından Azamet makamına, Azamet makamından Vahdaniyet makamına, Vahdaniyet makamından Samedaniyyet makamına, Samedaniyyet makamından Beka makamına, Beka makamından Aliyye makamına, Aliye makamından Kibriyâ makamına, Kibriyâ makamından Uluhiyyet makamına oradan da Ferdaniyyet makamına erdirildim...

Etrafıma bakındım, 70 bin meleğin kıyamda saf tuttuğunu gördüm.

Önümden bir ses duydum: “Benimle Habibim Muhammed Aleyhissalatu vesselam arasındaki perdeyi kaldırın!” diye ferman ediyordu.

Sayısını ancak Allahın bildiği perdeler kaldırıldı. Gördüm ki, meleklerden 100 bin saf kıyamda duruyorlar ve asla rükûa varmıyorlar.

Onların arkasında rükû halinde 100 bin saf melek duruyordu. Onları da secde halinde 100 bin saf melek takip ediyordu. Kıyamdakiler sürekli kıyamda, rükûdakiler sürekli rükûda, secdedekiler de sürekli secdede idile. Bunlar kıyamete kadar böyle tesbih edecekler.

500 Yıl Mesafelik Bir adım(*)[1]

Bunları (Allah’ın Celal, Kemal, Baha, Azamet ve Heybeti’ni) düşününce beni bir korku aldı. Heybete kapıldım. Tam bu sırada bana seslenildiğini duydum:

-Ya Ahmed, yaklaş yaklaş! Bana kulak ver:

-Bir adım attım. Bu öyle bir adımdı ki, 500 yılık bir mesafe idi. Bana şöyle denildiğini duydum:

-Ya Ahmed korkma, üzümlü (telaşa kapılma).

Bulduğum şey ile kalbim sükunete kavuştu. Gördüğüm (kuş gibi uçabilen) Refrefti. Beni Efendim ve Sahibim (olan Alahın)’in huzuruna kadar yükseltti. Aklın, hafsalanın alamayacağı olaganüstü işler gördüm. Öyle ki onlar ne hatıra gelmiştir, ne vehme! O her türlü kusurdan münezzehtir. Yücedir O! Ne göz gördü onu ne bir kulak duydu. Beşerin hatırından bile geçmedi.

Rabbime yaklaştım. Öyle ki sanki O’ndan oldum, O oldum! (Kabe kavseyni ev edna) kadar mesafe kaldı aramızda.

Derler ki bu kavuşma göz kapaklarının birbirine kavuşması gibidir. Bunda şaşılacak bir şey yoktur. Çünkü ona, bizatihi Allah salat ve selam kılmıştır. O Allah’ın habibidir, elçisidir. (Sevgili. sevgiliye yakındır).

Bütün Zamanların Bilgisi Rasulullaha Upload Ediliyor…

Sübhanellahu Teâlâ elini iki omzumun arasına koydu.

Oysa ortada insan eline benzer bir el yoktu. Belki O, kudret ve irade eliydi. Onun serinliğini, soğukluğunu ciğerimin üzerinde hissettim.

Ve ne varsa uçup gitti benden. Bütün zamanların öncekilerin ve sonrakilerin bütün ilim ve müktesebatı içime doldu. Ferahlık ve surûr ile doldum. Sebat ve sükun bütün varlığımı kapsadı. Bana, yeryüzünde ve gökyüzünde ne varsa her şey ölüymüş de bir tek ben diriymişim gibi geldi. Na duyuyor, ne bir şey hissediyordum. Tamamen hareketsizdim.

Sonra bir parça kendime geldim. Aklim, ve şuurum da avdet etti. İçinde bulunduğum durumu düşündüm, bu büyük bir şerefti.

 Bir nida duydum:

-Ya Ahmed bana yaklaş, diyordu.

"İlahi" dedim, "Sensin O. Efendimsin». Sahibimsin, Selam Sen’sin, esenlik Seh’sin ve Sen’dendir esenlik ve selam!

Aynı, ses bir kere daha yükseldi:

-Yaklaş Ya Muhammed!

 Yaklaştım. Bana "Ve aleyke’s-selam" dedi.

Ebu Bekir’in mırıltılarına benzer bir fısıltı duydum:

-"Ebu Bekir bizimle mi ya Rabbi?” diye sordum.  "Hayır, Ya Muhammed! Sen öyle bir yerdesin ki ortaya ne Ebu Bekir ne de başka biri ulaşabilir. Sana insanların en sevimlisinin Ebu Bekir olduğunu bildiğim için onun sesini sana işittirdim. Ta ki korkmayasın ve kalbin yatışsın."

Ve Tahiyyat Duası’nın Ortaya çıkış Anı…

Peygamberimiz (asv) anlatmaya devam ediyor:

Aziz ve Celil olan Rabbim bana ilham etti ve şöyle dua ettim:

"Et-Tahiyyâtu lillahi. Ve’s-salavâtu ve’t-tayyibâtu”

Rabbim bana cevap verdi:

"Es-Selâmu aleyke Eyyühe,’n-Nebiyyu ve rahmetullahi ve berakatuhu”

Bunun üzerine ben de şöyle dedim:

"Es-Selâm aleynâ ve ala ibâdillahi’s-salihîn"

Bu esnada, bu mükalemeyi dinleyen maveramızdaki melekler de konuşmaya katılar ve şöyle dediler:

"Eşhedu en lâ ilahe illallahu vahdehu la şerîke lehu”

Allahu Teâlâ da şöyle tamamladı: "Ve  ene eşhedu enne Muhammeden abdî ve Rasûlî! Fe-men ahabbeke ehabbehu. Ve kezzebeke fekad bâe bi gadabî (Ben de şahadet ederim ki Muhammed kulum ve elçimdir. Onu seveni severim, onun yalanlayanlara da gadabım dokunur.)

Subhanehu ve Teâlâ sonra da şöyle buyurdu:

"Peygamberler ve müminler, Rabbinden inenlere inandılar. Hemen hepsi Allah'a meleklere, kitaplara ve peygamberlere inandılar. Peygamberler arasında da bir ayırım yapmazlar. Ve ‘duyduk ve itaat ettik, bizi bağışla ey Rabbimiz. Dönüşümüz sanadır. Ey Rabbimiz, eğer unutur ve hata edersek bizi muaheze etme!’ derlerler.

(Yani bizi, unutkanlıkla düştüğümüz isyanlardan dolayı cezalandırma. Çünkü İsrail oğulları, kendilerine emrolunan bir şeyi unuttukları veya hataen bir günah işledikleri vakit hemen cezasını çektiler. Yiyip içeceklerinden hemen eksiltme yapılırdı. Günahın büyüklüğüne ve küçüklüğüne göre ceza veriliyordu. Peygamberimizin yüzü suyu hürmetine bu adet, İslam ümmetinden kaldırıldı.)

Cenab-ı Hakk’ın bu hitabı (Amene’r-Rasulu.. . ayeteleridir Bakara Suresi. 286) üzerine peygamberimiz de şöyle dedi:

"Allah'ım bizi onlar gibi, yani bizden önce gelmiş ümmetlere yaptığın gibi yapma. Bizi hatalarımızdan dolayı cezalandırma!”

Senden ve Ümmetinden Her Türlü Zorluğu Kaldırdım!

Allah Teâlâ şöyle buyurdu:

-Sizi onlar gibi muaheze etmeyeceğim. Ben de:

-Ey Rabbimiz, bizden öncekilere yüklediğin musibetler gibi, bize ağır yük yükleme (Yani bizden tutamayacağımız sözler, yüklenemeyeceğimiz vazifeler isteme. Yahudilere yaptığın gibi sonra da onları yapamadığımızdan dolayı bizi cezalandırma. Günahlarından dolayı maymuna veya domuza dönüştürdüğün Yahudiler gibi yapma bizi! Hatta onlardan kim günah işlerse, işlediği günah evinin diş kapısına yazılırdı. Bizi hatalarımızdan dolayı öyle hacil (utanılacak) durumlara düşürme.)

-Ey Rabbimiz, güç yetiremeyeceğimiz yükü yükleme!

Cenab-ı Hak şöyle nida etti:

-Senden (ve senin ümmetinden) her türlü müşkili kaldırdım. Ben de:

-Bizim günahlarımızı bağışla ve bize merhametle muamele eyle!

Cenab-ı Hak buyurdu:

-Bağışladık ve günahlarınızı görmezlikten geldik, örttük. Ben:

-Sen benim Mevlamsın, Sahihimsi!  Cenab-ı Hak:

-Doğru söyledin, Ey Muhammed. Ben Mevla’nızım. Ben:

-Kâfir toplumlara karşı bize yardım et ve bizi onlara üstün kıl! Buyurdu:

-Kıyamet gününe kadar kâfir toplumlara karşı size üstünlük verdim.

Sübhanehu ve Teâlâ  sonra da bana:

-Bu iki gözünle Beni görebilir misin diye somdu. Ben de:

-Seni tenzih ederim Allahım! Hiç gözler seni görmeye güç yetirebilir mi? Basar seni idrak edemez. Mekânlar seni İçine alamaz. Gece ve gündüzler seni değiştiremez. Sen Vâhidu’l-Kahhar’sın! İlahi Efendimsin, Sahibimsin, (Seyyidimsin, Mevlamsın). Nurun. Bahan ve Celalin gözlerimi aldı. Seni görsem görsem kalbimle görürüm, gözümle değil…

Bunun üzerine Allahu Teâlâ, “Beni vasıflandır Ey Muhammed" diye buhurdu. Dedim:

-Seni tenzih ederim Ey Allahım, hiç kimse seni vasfedemez! Hiçbir arif Senin gerçek halinden haber veremez. Hİç bir zan ve vehim seni kuşatıp kavrayamaz. Sen Hayy ve Kayyvm olan Allah'sın!

Sen Dostluk Döşeğindesin!

Bunun üzerine Cenab-ı Hak şöyle buyurdu:

-Ey Ahmed (doğru söyledin), Benim şanım yüce, saltanatım izzetli ve makamım yüksektir. Benden başka ilah yoktur. Ben Sultanlar Sultanı, Melikler Meliki’yim. Her haceti görücü (kadiyül-hâcât) yüm. Dua edenin duasına icabet edenim. Bana yönelip benden isteyene verdim, bana tevekkül edene yettim, kapıma geleni geri çevirmedim....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hep kıyamda duran melekler
« Posted on: 16 Nisan 2024, 13:59:57 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hep kıyamda duran melekler rüya tabiri,Hep kıyamda duran melekler mekke canlı, Hep kıyamda duran melekler kabe canlı yayın, Hep kıyamda duran melekler Üç boyutlu kuran oku Hep kıyamda duran melekler kuran ı kerim, Hep kıyamda duran melekler peygamber kıssaları,Hep kıyamda duran melekler ilitam ders soruları, Hep kıyamda duran meleklerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes