> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > İtikat > Sizden Gelenler(İtiKat) > Dünya nimetleri ahiretten mi çalıyor?
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Dünya nimetleri ahiretten mi çalıyor?  (Okunma Sayısı 893 defa)
17 Mayıs 2012, 13:11:08
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 17 Mayıs 2012, 13:11:08 »



Ahmet Kurucan
   
Dünya nimetleri ahiretten mi çalıyor?


Bir önceki yazımda bir sonraki yazıya dediğim husus bu; okuyucumuz dünya nimetlerinden dünyada istifade etmeyi ahiret nimetlerinden eksilmeye sebep teşkil edip etmeyeceğini hem de "çalma" kelimesini kullanarak soruyor.

Meselenin iki ayrı kesim için ayrı şekillerde mütalaa edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Nedir bu iki kesim? Müslümanlardır. Müslümanlar en basit şekliyle şöyle bir tasnife tabi tutulabilir. Bir; benim gibi -nefsim haricinde herkesi tenzih ederim- sıradan müminler; iki, imanda zirveyi yakalamış peygamberlerin izinde giden, onların bir adım gerisinde yerleri alan sıraüstü, sıradışı müminler. Sıradan bir mümin olmak da büyük bir şeref; hamd O'na, minnet O'na ama bu sıradışı müminlerle mukayese yapacaksak -ki yapacağız- sıradan müminlerin bilinmesi lazım. Lafızların yetersizliği diyebilirsiniz. Eskiler buna dîk u elfâz derlerdi. Söz konusu tasnif öteden bu yana ulema nezdinde yapılan ve halk tabanında da zaten bilinen bir şeydir. Mesela "mukarrabin'in seyyiatı, ebrar'ın hasenesidir" beyanı bunu anlatır.

Bu kısa giriş sanırım sözü nereye getireceğimiz hakkında sizlere bir fikir vermiştir. Okuyucumuzun bahsettiği meşru ve helal dairedeki dünya nimetlerinden istifade objektif ölçüler içerisinde bakıldığında adı üzerinde meşrudur ve helaldir. Ama imanda zirveyi yakalamış; dünyada ukbayı yaşayan ve ukbası için dünyayı terk eden sıradışı müminler bu meşru ve helal nimetleri kendi adlarına haram sayabilirler. Burada haram'ı ıstılahi manada haram olarak değil, helal olmasına rağmen istifade etmemeyi iradesiyle tercih etme manasında kullanıyorum.

15 asırlık İslam tarihine baktığımızda bu iradi tercihi yapan nice devâsâ kâmetler görürüz biz. Nitekim zühd ve takva kavramlarını bu anlayışa irca eden yaklaşımlar ve maddî örnekler bunu isbatlar. Özelde tasavvuf tarihi bunun nice nice örnekleri ile doludur. Efendimiz'in (sas) karpuz yiyip yemediğini bilmediği için ömür boyu karpuz yemeyenler, tarihimizin sayfaları arasında yerini alan insanlar değil midir? Günümüzde de denize nâzır misafireten kaldığı evde ılgım ılgım esen rüzgârlı bir ilkbahar sabahı balkona çıkınca gördüğü manzara karşısında büyülenip hemen odasına geri dönen ve orada kaldığı müddetçe de bir daha balkona çıkmayan örneklerimiz vardır bizim. Sebep; işte okuyucumuzun bahsettiği şey; dünyanın bütün mezafiri ile insana bir gelin edasıyla görünmesi ve bu zevkin ahiret nimetlerini noksanlaştıracağı endişesi.

Bu sözler bir tesbitten ibarettir. Biz yaşamasak da yaşanılan, anlamasak da anlaşılan bir gerçeğin resmidir. Haşa ve kella tenkit değil. Bu yüzden bize, bizim gibi sıradan insanlara düşen şey, her şeyden önce bu vakıayı saygıyla karşılamaktır. "Allah'ın kendilerine helal kıldıklarını haram kılıyorlar" dememektir. Çünkü haramı da helali de bize öğretecek seviyenin insanlarıdır onlar. Ve eğer denildiği gibi haramı helal kılıyorlarsa kendilerine kılıyorlar, etrafındaki insanlara böylesi telkinlerde bulunmuyorlardır. Hatta öylesine ki kendi konumlarının idrakinde olduklarını gösterir tarzda yanlış anlaşılmalara meydan vermemek için "bizim bulunduğumuz seviyenin insanı olmayanların bu kitabı okuması doğru değildir" diye kitapların başına şerh düşüyorlardır. Kaldı ki Efendimiz'in hayatında da teheccüd namazından savm-i visale kadar bu türlü örneklere rastlamıyor muyuz?

Bize düşen ikinci şey; onlar seviyesine çıkmak için sadece niyet etmek, o niyete bağlı olarak çalışmak, çabalamak, gayret göstermektir.

Okuyucumuzun sözleri ile bağlayayım; mümin kendini çilekeş bir hayatın içine hapsetmemeli; zillet görünümü veren bir hayat yaşamamalı; dünya ve ukba nimetlerini birbiri ile mukayese etmemeli ama mukarrabini de anlamaya çalışmalı; onları kendi derekesine indirip tenkit etmemelidir.

 

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Dünya nimetleri ahiretten mi çalıyor?
« Posted on: 18 Nisan 2024, 04:56:28 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Dünya nimetleri ahiretten mi çalıyor? rüya tabiri,Dünya nimetleri ahiretten mi çalıyor? mekke canlı, Dünya nimetleri ahiretten mi çalıyor? kabe canlı yayın, Dünya nimetleri ahiretten mi çalıyor? Üç boyutlu kuran oku Dünya nimetleri ahiretten mi çalıyor? kuran ı kerim, Dünya nimetleri ahiretten mi çalıyor? peygamber kıssaları,Dünya nimetleri ahiretten mi çalıyor? ilitam ders soruları, Dünya nimetleri ahiretten mi çalıyor? önlisans arapça,
Logged
08 Aralık 2016, 22:20:49
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 08 Aralık 2016, 22:20:49 »

Esselamu aleykum.Kim allahdan ne dilerse ahiretteki nimetinden eksiltmis olur.Rabbim bizleri dunya hayatini ahiretini kurtarmak icin harcayan kullardan olalim inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes