๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler(Amel-İbadet-Kulluk) => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 19 Şubat 2012, 21:07:24



Konu Başlığı: Yaşatma İdeali
Gönderen: Sefil üzerinde 19 Şubat 2012, 21:07:24
        

Abdullah Aymaz
   
Yaşatma İdeali


M.Fethullah Gülen Hocaefendi'nin "Yaşatma İdeali" isimli sohbet ve soru-cevaplarından meydana gelmiş kitabı, insanlığı ihyâ hizmetlerinde, yeni bir başucu kaynak eseridir.

Yaşatma idealisti adanmış ruhların kendilerini sık sık test edip, eksiklerini-gediklerini görmeleri ve yapmaları gerekenleri hatırlamaları için müracaat edecekleri düsturları ihtiva etmektedir. İşte bazı konuları:

Adanmışlık ve beklentisiz olma. /Kendimizi sorgulama /

Hizmetçi idarecilik anlayışı /Kötülükleri izale yolları /

Küllî bereket ve bire yedi yüz veren başaklar. / Teveccühü hizmete tercih / İçteki ve dıştaki temkin / Hırsın caiz olduğu yer / Kur'anî akıl ve fonksiyonları / His-heyecan ve akl-ı selîm / Ciddî duruşla birlikte inkılabçı ruh / İncelik, zerafet ve vefa / Huşu, haşyet ve kalb inceliği / Mebdede yenilik, yol boyunca yenilenme cehdi / Emanet, hüşyar ve canlı gönüllere teslim edilir / Yeni bir seferberlik ruhu / Genişlemeyle doğru orantılı derinlik / İffet ve iradenin hakkı / Nefis cümleden edna vazife cümleden âlâ / Amûdî (dikey) velilik / Entelektüel ve diriliş / Entelektüel yetiştirecek zemin / Peygamber ahlakı istiğna / Adanmış bir ruh her zaman hür ve azat olmalı / Gönüllerde kalıcı müessiriyetin rolü / Makam-mansıp mevzuunda da istiğna...

Üç yüz sayfalık büyük bir kitabın konu başlıklarının hepsini yazmak mümkün olmadığı için bazılarını aldım.

Bazı bölümleri de aktarmak istiyorum:

"Beklentisizlik hali ve fedakârlık anlayışı, işi son nefesimize kadar ihlâs ve samimiyetle götürebilmek adına çok önemlidir ve hayatî dinamiklerdir. (...) Çünkü çokları, almadan vermenin ne demek olduğundan habersizdir."

"Meselâ, (İzmir'de) Bozyaka'nın üst tarafında civanmert Anadolu insanının civanmertliğine müracaat etmiştik. Herkes bir şeyler vermişti. Sonra odama çekildim, oturuyordum. Subaylıktan emekli bir zat, elinde şangır şungur anahtarlarla yanıma geldi ve bana şöyle dedi: 'Burada herkes bir şeyler verdi ama ben veremedim. Emeklilik ikramiyem ile bir ev satın almıştım, ben de onu vermek istiyorum, evin anahtarlarını size getirdim.' Tabii böyle bir durumda size düşen vazife şudur: Dersiniz ki: 'Kardeşim, herkes imkânına göre vermekle mükelleftir. Sen zarurî ihtiyaçların dışında elinde ne varsa onu verirsin. Evini verecek hâlin yok. Allah, senden onu istemiyor.' Böylece anahtarları yeniden ona teslim eder ve 'Git evinde otur. Rabb'im sana lütufta bulunur, yeni kapılar açar, sen de getirir onu verirsin.' dersiniz. (...) Daha nice fedakâr insanlarla karşılaştım. Mesela belki seksenine merdiven dayamış bazı yaşlı arkadaşlar defalarca, buraya gelip 'Ne olur bu gençlere hicret etmeyi işaret ettiğiniz gibi esnaf için de, bize de, başka yerlere gitmeyi işaret etseniz ve biz de gitsek. Böylece verme mazhariyetiyle serfiraz kılındığımız gibi, Cenab-ı Hak hicretle de bizi şereflendirse.' dediler. İşte bunlar, maddî ölçüler içinde kıymetini takdir edemeyeceğimiz öyle dinamiklerdir ki, bu dinamikler, Cenab-ı Hakk'ın sonsuz lütuf ve ihsanına âdeta bir davetiye olmuştur."

Yaşatma İdeali'nden sizlere sadece bir damlacık... Zaten damla da deryadan haber vermiyor mu?