> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Ameller - İbadetler - Kulluk Kavramı > Sizden Gelenler(Amel-İbadet-Kulluk) > Tut elimden
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Tut elimden  (Okunma Sayısı 1301 defa)
07 Mayıs 2012, 21:27:34
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 07 Mayıs 2012, 21:27:34 »



Tut elimden

Sevgi nedir? Nasıl hissedilir? Ya da nasıl hissettirirsiniz? Kimileri sevgisini sevdiklerine çok güzel kelimeler, süslü edebiyat ile karşısındakilere ustalıkla iletebilir.
 
Kimisi de söylemekten imtina eder, ölesiye kadar içindedir. Oysa içindeki yanardağın ağzı bir açılsa neler, ne güzellikler çıkacak oradan, amma işte bir çıksa ya da çıkabilse... Kimisi de hem sözlü olarak sevdiğini söyler, hem de temas ile. Temasların en güzeli ise, ellerin elleri tutması, yakalaması, avuçların avuçları içine alması ile sevginin en güzellerinden birisini verir sevdiğine, sevdiklerine.                           
Masum bir bebek annesini tanımasa da kokusundan annesi olduğunu bilir, “Annem, anneciğim” diyemese de o minicik elleri ile annesinin yumuşacık sımsıcak ellerini tutar ve adeta haykırırcasına “Beni bırakma anne, tut elimden” der. Minik elleri ile anneye, annesine adeta haykırırcasına:
Hadi tut elimden sımsıkı anne,
Bırakma elimi, uzak kalma bana..
Al beni bağrına bas sebepsizce,
Sevgiye ihtiyacım var, sev beni anne.
Şairin içten gelen bu dizelerine kim ne diyebilir, âmenna. Sevdik, hem de delicesine ve içimizden geldiği gibi dosdoğru, olabildiğince, içten ve samimî...
Bırakma elimi, tut ve sonsuza kadar benimle ol, yanımda ol, sana ve senin şefkatine, sevgine ihtiyacım var. Tutar mısın elimden ve bırakmazsın değil mi anne? Tut anne, tut elimden, sevgine, şefkatine, merhametine ihtiyacım var. Tutarsın değil mi anne, anneciğim?
Çocukluk işte... Amma çocukların çocukluğu değil bu, bakarsanız büyüklerin çocukluğu gibi geliyor bana. Zira çocukken hep sormuşlar, aynı zamanda da hepimize sormuşlardır: Anneni mi çok, babanı mı çok seviyorsun? Ben “Babamı çok seviyorum” demiştim. Oysa “Sağ gözünü mü, yoksa sol gözünü mü seviyorsun?” deseler her halde “İkisini de” derdik. Zira ayıramaz, ayırmamız mümkün olmaz idi. Çünkü birisi olmadan, diğeri ne kadar sizi mutlu eder? Şimdi yanımda olsa idin, dertleşsek, sıkıntılarımı sana anlatabilsem ve sen de:
“Boş ver evlât, sen mi düzelteceksin işleri, koyuver gitsin. Keyfine bak. Dünya dünyada kalıyor. Ya ahiret? Ya ahiretimiz? Dünyamız kadar biraz da ona çalışsak, nasıl olur? Sıkma canını, aç ellerini Allah’a ve yüreğinden geldiği gibi duâ et yalvar, gözyaşı dök ve rahatla. Duysun sesini kuşlar, duysun duâlarını melekler, duysun niyazlarını ins ve cinler ve yürekten ‘Allaaaaah’ de. ‘Allah bize yeter’ de.” desen.
Babamla ne güzel duâ etmiş, ne güzel yalvarmış, yakarmış idik. Gene tut, gene tutar mısın ellerimden ve gene yüreğimizden geldiği gibi duâ edebilir miyim?
Baba tut elimden...
Beni çocukluğuma götür hadi...
Acılar şımartmasın beni artık!
Sen şımart!
Uzaktaki hayallerimi de al...
Beni sallayarak uyut...
Hayallerimden bir oyuncak yapıp başucumda tut...
Kayıp giden bütün hayallerimi tut baba!
Bırakma baba, bırakma ellerimi, dünyada hiçbir zaman bırakmadın. Zor günümde, sıkıntılı ânımda, mutlu, huzurlu, sevinçli günlerimde dahi hep yanımda, hep başucumda idin. Hep söylüyorum ya, gene söyleyeceğim. Sizin babanız öldü mü? Benim bir kere öldü, kör oldum. Tut baba, tut ellerimden ve düştüğüm umutsuzluk, mutsuzluk, hüzün girdabından kurtar beni. Tut elimden baba. Tutar mısın baba, tutar mısın babacığım?
Canım eşim, cennetim, yıllarca söyleyemediğim, söylemek istediğimde içime gömdüğüm sevgi sözcüklerini cân-ü gönülden haykırmak isterdim. Ne kadar zormuş oysa... Bir o kadar da kolay ve güzel olduğunu aradan geçen onca heba edilmiş yıllardan sonra anladım, anlayabildim. Ne kadar da boş geçirmişim o yıllarımı. Hatırlar mısın, daha evliliğimizin ilk yıllarında sen elimi tutmak isterdin, ben kaçırırdım elimi, utanırdım... Oysa ne kadar mânâsız ve anlamsız bir tepki... Oysa ne kadar güzelmiş elini tutmak, avuçlarını elimde, sıcaklığını yüreğimde hissetmek. Bir bebeğin annesinin ellerinde yakaladığı mutluluğu, eşler de birbirlerinin ellerini tutmakla yakalayabilirlermiş. Heyhat! Aradan geçen onca yıldan sonra anlayabilmek... Ne kadar gülünç, bir o kadar da ağlanılası bir durum.
Oysa bir hadis-i şerifte Efendimiz (asm) şöyle buyurmuştur: “Kişi, hanımının yüzüne baktığı vakit, hanım da efendisinin yüzüne bakarsa, Allah da her ikisine rahmet nazarı ile bakar. Erkek, hanımının ellerini avucuna alınca, o da erkeğinin ellerini tutarsa, parmaklarının arasından günahları dökülür.”
Ya Rab, ne güzel bir din, ne güzel bir peygamber. Bizler ne zaman hakikî manada teslim olacağız ve bu hakikatleri öğrenip dünyamızı güzelleştireceğiz. Yıl 2012, biz eşimizin elini elimize almaktan imtina ederken 1400 küsûr sene önce Âlemlere Rahmet Peygamberimiz (asm) ne güzel buyuruyor.
Sevgili eşim, sana bunca yaptıklarımdan sonra tutar mısın elimi ve bir daha bırakmamacasına sıkı sıkı tutar mısın ellerimi? Bırakma ellerini ellerimden. Sonsuza kadar tek ve bir olalım ve mutluluğun ebedî âleme kadar devam etmesi için duâ edelim, duâ edelim. Bırakma, bırakma tut ellerimi...
Ya Rab, her şeyimiz Sensin! Karanlık gecelerimizi aydınlatan, nura çeviren, sıkıntılarımızı gideren ve bizi kâinatın en yücesi yapan Sensin. Bizi Senin doğru yolundan ayırma. Bizi Sensiz, bizi Senin sevginden, bizi Senin merhametinden ve şefkatinden mahrum bırakma. Tut elimizden. Bizi merhametinle, bizi şefkatinle, bizi nurunla nurlandır. Ve ya Rab, tut elimizden.
Şair ne güzel demiş, bize de duâ etmek ve âmin demek kalıyor. Okuyun, sizler de eminim ki “Tut elimizden, bizi bırakma Ya Rabbi!” diyeceksiniz.
Benliğimizin yaktığı ateşte yakma bizi!
Bizi nefsimize kul etme, kul et nefsimizi Sana!
Bir lâhza dahi bize bırakma bizi!
Sen bize yetersin yetmeyiz biz bize .
Bilmediğimizi bildir, görmediğimizi göster!
Sen bildirmezsen bilemeyiz göremeyiz göstermezsen
Gönlümüze huzur, gözlerimize nur, dizimize derman ver!
Canana can, cana canan kalbe ferman ver!
Al işte ellerimizi uzattık Sana!
Ne olur, ne olur bırakma bizi bize!
Sen bize yetersin yetmeyiz biz bize!
Allah’ım ellerimizi bırakma!
Allah’ım!
Bırakma bizi
Tut elimizi!
Âmin.
 
BÜLENT ERTEKİN

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Tut elimden
« Posted on: 29 Mart 2024, 08:07:18 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Tut elimden rüya tabiri,Tut elimden mekke canlı, Tut elimden kabe canlı yayın, Tut elimden Üç boyutlu kuran oku Tut elimden kuran ı kerim, Tut elimden peygamber kıssaları,Tut elimden ilitam ders soruları, Tut elimden önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes