Tövbenin faydaları

Tövbenin faydaları

Kişinin günahı için Allah'a yalvarması ve bağışlanma ümidiyle yaşaması sadece dini bakımdan değil psikolojik bakımdan da önemlidir.

Zira tövbe etmek aynı zamanda bir duadır ve kişi dua ile Yaratıcısı'na yaklaşmaktadır. Modern psikoloji ile ilgilenen kişiler de bağışlayıcığın iyileştirici yönü üzerinde durmaktadırlar. Yani af dileme ve bağışlanma kavramı dini literatürde olduğu kadar modern psikolojide de önem kazanmaktadır. Çünkü burada suçluluk duygusu yaşayan ve yoğun bir korku çemberinde yer alan kişinin yalvarması ve bağışlanma ümidi vardır. Ve tövbe ile kişi yaşadığı kaygı ve korkudan kurtulmakta ve Allah'a güvenmektedir.

Tövbe insandaki bilinç seviyesini yükseltiyor ve farkındalık kazandırıyor. Kişi hayatını daha iyiye taşımak için çaba gösteriyor ve Yaratıcısı'na yakarıyor. Tövbede kişinin inandığı değerlerle kendi arasına başka bir insanın girmesi söz konusu değildir. Burada kendi özgün benliği ile Allah arasındaki ilişkiyi insan bizzat kendisi kuruyor. Tövbe davranışıyla da bir halden başka bir hale dönüşünü sağlıyor.

Bilinç: Allah kitabında insanın hatalarını sayıyor ve tövbeye vurgu yapıyor. Çünkü hata yapmak insanın doğasında var fakat insan tövbe ile hatasından geri dönmelidir. Bunun için kişinin bilincini uyandırması, kim olduğunu sorumluluklarını bilinç yüzeyine çıkarması ve hatadan geri dönmesi gerekir.

Farkındalık: Farkındalık kişinin kendini görmesine yardımcı olur. İnsan etrafında olup bitenlere bilinçli olarak karşılık verdiğinde hata yapma riskinden kurtulur.

Korku ile ümit arasında olmak: Tövbe eden kişi bağışlanacağını umduğundan daha rahattır ve umutludur. Çünkü insan, günahını hatırladıkça korku, endişe ve tedirginlik içinde yaşar ve neden böyle yaptım diye düşünerek kendini suçlar. Bağışlanma duygusu ise kişinin hem kendine olan öfkesini iyileştirir hem de geleceğe umutla bakmasını sağlar. Rabbimiz bu konuda şöyle buyurur: Ey inananlar! Topluca Allah'a tövbe ederseniz umulur ki, mutluluğa ulaşanlardan olursunuz" (24-31)
Vicdanın uyanık olması

Bilindiği üzere vicdan insanın öz bilincinden doğar ve değerlerle beslenir. Vicdan uyumaz, kişinin eylemlerini görmesine yardımcı olur ve bir tür uyarıcı vazife görür. Bu nedenle vicdanın sesini dinleyen kişi pişmanlık duymaz hata yapmaktan korunmuş olur. Vicdan fıtri dokularımızda mevcut ancak uyanık hale gelmesi için beslenmeye ve desteklenmeye ihtiyacı vardır. Bu konuda anne babalar üzerine düşeni yapmalı ve küçük yaştan itibaren çocuklarının vicdanlarına hitap etmelidirler
Vicdan, doğruyu görmektir

Eğer vicdanınız imanınıza tabi ise uyanıktır. Ve siz vicdani duyarlılığınızla, iyiyi kötüden ayırır tercihinizi doğrudan yana yaparsınız. Kişi bu duyguya doğuştan sahiptir. Yani fıtri olarak iyiyi arama, kendini sorgulama, merhamet, acıma kötülükten rahatsız olma istidadı vicdanla sağlanır.

İnsan doğup büyüdüğü ailenin şeklini alan bir varlıktır. Kişiliğin oluşumunda da, ailenin ve çevrenin büyük etkisi vardır. Hayatın ilk yıllarında çocuk farkında olmadan aileyi taklit eder daha sonra ise iradi yeteneğini de kullanarak seçim yapmayı öğrenir. Bu süre içinde ailenin çocuğa verebileceği en değerli şey, doğrudan yana olmayı öğretmeleridir. İşte o takdirde vicdan varlığını aktif olarak sürdürecek kişiyi yönlendirecektir.

milligazete
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın