> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Ameller - İbadetler - Kulluk Kavramı > Sizden Gelenler(Amel-İbadet-Kulluk) > Şükrü Nasıl Anlıyoruz
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Şükrü Nasıl Anlıyoruz  (Okunma Sayısı 581 defa)
02 Aralık 2010, 17:34:15
Hadice
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5.945


« : 02 Aralık 2010, 17:34:15 »



Şükrü Nasıl Anlıyoruz?


Gelin isterseniz büyükçe bir kâğıt koyalım masa­nın üstüne ve iç içe dört daire çizelim.

 

Birinci daire, çok büyük, koskocaman olsun. Buna kâinat dairesi, başka bir ifadeyle evren dairesi diye­lim. Yani, gördüğümüz, duyduğumuz, bildiğimiz ve­ya bilgimizin ermediği, her şeyin içinde bulunduğu daire...

 

Bu dairenin merkezine, tam ortasına "hayat"ı ko­yalım, yerleştirelim.

 

Niye hayatı koyuyoruz? Çünkü hayat olmazsa hiç­bir şey olmaz. Her şey hayata bağlı.

 

Kâinattan hayatı çıkarın, alın, geride hiçbir şey kalmaz, anlamsız bir varlık yığını kalır ortada...

 

Her varlık hayatla alâkalı, hayata hizmet ediyor, hayata lâzım olan şeyleri yetiştiriyor.

Yaldızlar, güneşler, dünya, dağlar, ırmaklar, deniz­ler hepsi; bitki, hayvan ve insan gibi canlı varlıklar hayatın emrinde çalışıyor.

 

Yüce Allah kâinatı yaratmış, içinden de hayatı seç­miş, çıkarmış. Allah'ın bir ismi de "Hayy"dir.

 Hayat sahibidir, hayatı yaratmıştır, canlı varlıklara hayat vermiştir.

 

ikinci daire: Canlılar dairesi, merkezinde insan.

 

Canlılar dairesi başlı başına geniş bir âlem. Bitkiler, hayvanlar, gözle göremiyoruz, ama melekler ve cinler de canlılar sınıfının içindedir.

 

Bu geniş dairenin tam merkezinde insan yer alıyor.

 

Bütün canlılar insan için çalışıyor, insana hizmet ediyor, âdeta insanın ihtiyaçlarını karşılamak için ya­ratılmışlar.

 

Cenab-ı Hak da canlı varlıklar içinde insanı seçmiş, insanı tercih etmiş, Kendisine muhatap olarak insanı almış. Emirlerini ve isteklerini insana bildirmiş.

 

Kısaca söylemek gerekirse: Önce insan. Çünkü her şey insanın etrafında dönüyor.

 

Yani kâinat bize çalışıyor.

 

Üçüncü daire: İnsan dairesi, merkezinde rızık var.

 

İnsanlık âlemi çok geniş ve büyük bir daire. Bunun içine dünyanın" her tarafında yaşayan insanlar girer.

 

Afrikalısı, Asyalısı, Amerikalısı, Avrupalısı, bütün ülke insanları, bütün milletler; zencisi, beyazı, kızıl derilisi, Japonyalısı, Çinlisi hepsi, hepsi...

 

Cenab-ı Hak bu dairenin tam merkezine rızkı koy­muş.

 

Rızık, başta yiyecek ve içecekler olmak üzere ihti­yacımız olan ve kullandığımız her şey...

Meselâ, sadece yiyecekleri göz önüne getirecek ol­sak, binlerce, on binlerce yiyecek, içecek çeşidi vardır.

 

İnsan olsun, hayvan olsun bütün canlı varlıklar rız­kın peşinde koşuyor, rızkını temin etmek için uğraşı­yor, rızkını elde etmek için çalışıyor, rızkı için çabalı­yor.

 

Cenab-ı Hak insanı ve diğer canlıları rızka âdeta aşık etmiş. Diğer yandan neredeyse bütün kavgalar hatta savaşlar da rızık uğrunda yapılıyor.

İnsanı cezbeden, celbeden, kendine çeken, peşinde koşturan, çevresinde döndüren tek şey varsa o da rızıktır.

 

Bu daire dünya kadar geniş bir daire ve her canlı bu dairenin içinde yaşıyor.

 

Dördüncü daire: Rızık dairesi, merkezinde şükür vardır.

 

Cenab-ı Hak her şeyi rızkın etrafında toplamış. Rı­zık da bütün çeşitleriyle şükürle ayakta duruyor, şü­kürle varlığını devam ettiriyor.

(Yirmi Sekizinci Mektup'tan)

 

Kaç Çeşit Şükür Vardır?

Rızka olan iştahımız bir şükürdür.

Karnımızın acıkması, susamamız, üşümemiz de şükür sebebidir.

 

Hatta yiyip içtiklerimizden aldığımız lezzet, duy­duğumuz zevk bile bir çeşit şükürdür.

Bu çeşit şükrü her canlı yapıyor zaten.

Asıl şükür, bilinçli olarak yapılan şükürdür.

 

Bilinçli şükür nasıl olur, nasıl yapılması gerekir?

 

Şükrün birinci ve en başta gelen şekli:

 

Rızkı ve nimetleri vereni tanımak. Bütün rızıkların ve nimetlerin Allah'tan geldiğini bilmek.

Her şeyi O veriyor, O gönderiyor, O yaratıyor, istifa­de edeceğimiz hale, yararlanacağımız şekle O getiriyor.

 

Küçücük bir incir çekirdeğinden koca bir incir ağa­cını O çıkarıyor, mevsimi gelince de incirleri yiyeceği­miz hale O getiriyor. Bunun için gökten yağmuru gönderiyor suluyor, güneşi gönderiyor pişiriyor, rüz­gârı gönderiyor yaşatıyor. Bize de sadece yemek dü­şüyor ve arkasından şükretmek kalıyor.

 

Nimetlerin verilişinde bir iltifat, bir güzelleme var. Yani verilen rızık ve nimetler çok latif ve zarif bir şe­kilde sunuluyor bize.

 

Bir şeftalinin oluşmasını düşünelim:

 

İlkbahar gelince ağaç pembe çiçeklerle donanıyor, arkasından etrafını yeşil yapraklar sarıyor, birkaç haf­ta sonra küçücük şeftali çağlası oluşuyor, birkaç hafta geçince şeftali yeşilden kırmızıya, sarıya doğru şekil alıyor, aradan çok fazla bir zaman geçmeden de dalla­rın ucundan sulu sulu şeftaliler iştahımızı kabartıyor, ağzımızı sulandırıyor.

 

Şeftalinin ne güzel bir gelişi var değil mi?

 

İşte Rabbimizin şükretmemize çıkardığı bir daveti­ye...

 

Şükrün ikinci şekli:

 

Nimete hürmet etmek ve saygı göstermek.

 

Madem bütün nimetler Allah'tan geliyor, Ondan gelen her şey muhteremdir ve saygındır, değerlidir ve önemlidir.

 

Verilen nimetlerle önemli ihtiyaçlarımızı karşılıyo­ruz, açlığımızı gideriyor, susuzluğumuzu dindiriyor, hayatımızı devam ettiriyoruz. Bunun için nimetlerin değerini, kıymetini bilmeli, nimetleri küçümsememe­li, basit görmemeli, tahkir etmemeliyiz.

 

Meselâ nimetlerin başı olan ekmeğe gösterilen say­gı bile tek başına bir şükür sayılır.

 

Bu anlayış da önemli bir şükür şeklidir.

 

Şükretmenin üçüncü çeşidi:

 

Nimetleri israf etmemek, saçıp savurmamak, dağı­tıp dökmemek.

 

Bir tabak yemeğin yarı­sını tabakta bırakmak, bir dilim ekmeğin yarısını masada terk etmek, bir ayakkabıyı birkaç ay giy­dikten sonra atmak, mus­luğu sonuna kadar açıp suyun boşa akmasına yol açmak, kullanılmayan odada lâmbayı açık bırak­mak, ama en önemlisi za­manımızı boş yere geçirmek, paramızı gereksiz yerlere harcamak hep birer is­raf örneği ve aynı zamanda şükürsüzlüktür.

 

Verilen nimetleri israf etmeden yerinde, zamanında ve akıllıca kullanmak, iktisat etmek, tutumlu ol­mak ve tasarruf yapmak başlı başına bir şükürdür. En çok ihmal ettiğimiz şükür de budur.

 

Günlük hayatımızda israfı önlediğimiz an rahat, huzur ve bereketi yakalarız.

 

Şükretmenin dördüncü bir şekli:

 

Verilen nimetlere kanaat etmek. Çünkü kanaat tü­kenmez bir hazinedir. Kanaat eden insan huzurlu olur. Allah'ın kendisine verdiği kadarına razı olur.

 

"Şuyum niye yok, buyum niye yok" diye açgözlü­lük göstermek, insanlara karşı yüzsuyu dökmek, el avuç açmak, elindekilerle yetinmesini bilmemek, hırs göstermek, dünyayı yutacak gibi başkalarının elinde-kilere göz dikmek çok yanlış bir davranıştır ve şükrü­müzü unutturan bir yaklaşımdır.

 

Meselâ, karıncanın yiyeceği birkaç tane buğday ve­ya arpadır. Elinden gelse binlerce taneyi toplar. Bu yüzden ayaklar altında ezilir. Ama balarısı öyle mi? O kanaat ettiğinden, başlar üzerinde uçar, yaptığı balı kendisi yemez, insanlara ikram eder.

 

El üstünde tutulmak, baş üstünde gezmek için ba­larısı gibi kanaatkar olmak gerekir. Böylece Allah'ın da sevdiği bir insan oluruz.

 

Şükretmenin son bir şekli:

 

Harama düşmemek. Allah'ın yememizi, içmemizi, kullanmamızı, almamızı yasak ettiği şeylerden uzak durmalı. Helali tercih etmeli, Allah'ın izin verdiği, müsaade ettiği, razı olduğu nimetlerden istifade et­meli.

 

Haram-helal demeyip rast geleni yemek, haram-helal tanımamak, harama-helale aldırmamak en bü­yük şükürsüzlüktür.

(Yirmi Sekizinci Mektup'tan)

 

 Mehmed Paksu

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Şükrü Nasıl Anlıyoruz
« Posted on: 29 Mart 2024, 11:48:07 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Şükrü Nasıl Anlıyoruz rüya tabiri,Şükrü Nasıl Anlıyoruz mekke canlı, Şükrü Nasıl Anlıyoruz kabe canlı yayın, Şükrü Nasıl Anlıyoruz Üç boyutlu kuran oku Şükrü Nasıl Anlıyoruz kuran ı kerim, Şükrü Nasıl Anlıyoruz peygamber kıssaları,Şükrü Nasıl Anlıyoruz ilitam ders soruları, Şükrü Nasıl Anlıyoruzönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes