> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Ameller - İbadetler - Kulluk Kavramı > Sizden Gelenler(Amel-İbadet-Kulluk) > Seviyenin hakkını vermek gerek
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Seviyenin hakkını vermek gerek  (Okunma Sayısı 1487 defa)
28 Haziran 2013, 12:44:15
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 28 Haziran 2013, 12:44:15 »



Seviyenin hakkını vermek gerek

Cenâb-ı Hak, Habib-i Ekrem’ine, “Kur’ân’ı sana, meşakkat çekip, bedbaht olasın diye indirmedik.” (Tâ Hâ, 20/2) buyurmaktadır.

Yani; Kur’ân’ı Sana, bahtsız, talihsiz bir insan olasın diye indirmedik. Onun emirlerinden dolayı melûl, mahzun ve mükedder bir hale düşmeni istemedik. Bu Kitab’ı indirmekle Seni, takatini aşan bir yükün ve ağır bir meşakkatin altına sokmayı da murad etmedik. Kur’ân, anlayıp anlatabileceğin, emirlerini uygulayıp başka insanlara da öğretebileceğin bir kitaptır. O, Sana da ümmetine de beşerin tâkatini aşan bir mükellefiyet yüklememektedir. Bazı emirlerinde zahiren bir meşakkat görünse bile, onlar da aslında meşakkat değildir. Onlar, uzun bir yolculuğa çıkmış bulunan insanın, hedefine sağ-salim varabilmesi için yol azığı mesabesindedir; ileride çıkması muhtemel tehlike ve engellere karşı birer korunma vesilesidir.

Ayrıca Kur’ân’ı Sana, insanlarla münasebetlerinde sıkıntıya düşmene ve ona inanmıyorlar diye üzülmene bir sebep olarak da göndermedik. “Onu, Allah’tan korkanlara, Yaradan’a saygı duyanlara bir öğüt, bir uyarıcı olarak indirdik.” (Tâ Hâ, 20/3) Senin vazifen tebliğ ve temsildir; insanları inandırmak şe’n-i rububiyete ait bir iştir. Kur’ân’ı, önyargısı bulunmayan, istifade etmeye açık duran, potansiyel olarak insanın içinde haşyet hâsıl edebilecek şeyleri duyduğu zaman içi haşyetle dolan ve manevî değerlere karşı saygı hissini bütün bütün kaybetmemiş olan kimseleri inzar edesin diye inzal ettik. Sen bu İlahî beyanın ışığında insanlara yol göstereceksin, onun rehberliğini kabul edip onun yolunda gidenler de saadete erecekler. Fakat onu kabul etmeyenlere zorla kabul ettirmek Senin vazifen değildir. Hem üzülme, o nasipsizlerden dolayı Sen talihsizliğe düşmeyecek ve bahtsız kalmayacaksın. Zira gönlü haşyetle dolu nice talihliler Hakk’ın çağrısına koşacak; ona inananlar Senin göz aydınlığın olacak.

Evet, bu ayet-i kerime bütün bunları ve daha başka derin manaları ihtiva etmektedir. Allah Resûlü’nün, ister ümmet-i davetin isterse de ümmet-i icabetin genel tavır ve durumları karşısındaki duyarlılığını, insanlığın kurtuluşu hakkındaki hassasiyetini, O’ndaki ölesiye yaşatma arzusunu ve kurtarma cehdini nazara vermektedir.

Dahası, bu ayette bir müjde vardır. Bu Kur’ân’ı indiren Allah Teâlâ, onunla vaat ettiği şeyleri de elbette gerçekleştireceğini beyan buyurmaktadır. Peygamber Efendimiz’i inkisar içinde bırakmayacağını ve asla bahtsızlığa terk etmeyeceğini belirtmektedir.

Hem Müjde Hem İltifat

Haddizatında, bu ayet-i kerimeyi sadece Peygamber Efendimiz’in heyecanlarını ta’dil eden ve onu ikaz için inen bir İlahî beyan şeklinde anlamak eksik, hatta yanlış olur. Evet, burada ta’dil ve tembih söz konusu olduğu kadar, ciddi bir takdir ve iltifat da vardır. Cenab-ı Hak, Resûl-i Ekrem’ine adeta “Habib’im! Şu İlâhî mesaja kulak verip ona dilbeste olmuyorlar ve inanıp onun rehberliğinde huzur-u daimiye yürümüyorlar diye öyle üzülüyor, öyle kederleniyorsun ki neredeyse bir mum gibi eriyip tükeneceksin. Senin bu yüce ve incelerden ince ruhun ilerde öyle bir kaynak haline gelecek ki, gönlünde azıcık haşyet duygusu barındıran herkes kalb kâsesini doldurmak için o kaynağa koşacak. Öyleyse, Sen tebliğ vazifeni yap, takdiri Allah’a bırak; kendine o kadar eziyet etme!” demektedir ki, bu hem çok ulvî bir iltifattır hem bir ızdırap insanında olması gereken ruh enginliğini gösterme adına arkadan gelenlere hedef tayin etme demektir ve hem de Kur’ân’ın mesajının hüşyar gönüllerde ma’kes bulacağının bir müjdesidir.

Diğer taraftan, bu ayet bize de bir hedef göstermektedir: Nefsanî isteklerden, şahsî çıkarlardan ve gelecek endişelerinden bütün bütün sıyrılarak her zaman Rabb’in huzurunda bulunuyor olma duygusuyla hareket etmeyi, Allah’a karşı hep haşyet hissiyle dolu bulunarak İlahi mesaja açık yaşamayı ve bu sayede herkese sonsuzluk iksiri sunma niyetiyle çalışıp çabalamayı yegâne gaye-i hayal bilmemiz gerektiğini ima etmektedir.

İmanın varsa        lakayt kalamazsın

Evet, şayet Allah Teâlâ hak ve hakikatin ne demek olduğunu senin ruhuna da azıcık duyurmuşsa, artık sen sokaktaki herhangi bir insan gibi davranamazsın. Çünkü herkes belli bir seviyede marifete erer. Sen hangi seviyenin insanı isen, mutlaka onun hakkını vermelisin, daha aşağıya inemezsin. Cenâb-ı Hakk’ı her an görüyor gibi temkinli davranacak kadar kuvvetli bir imana sahipsen ya da hiç olmazsa her an O’nun tarafından görüldüğün şuuruyla hareket ediyorsan, o ufku tutturup harem dairesine girdikten sonra bir daha kapının önündeki insan gibi yaşayamazsın. Artık sen zihninden geçen hayallerine bile hesap sormalısın.

İşte bu, bilmeye bağlı bir husustur. Şayet, Cenâb-ı Hakk’a inanmışsan, O’nun va’dettiklerini biliyorsan, vaîdlerinden haberdarsan ve ahirete imanın varsa, insanlığın hâl-i hazırdaki durumu karşısında lâkayt kalamazsın. Eğer, ister saadet ister şekavet olarak, bir şeyin âkibetine inanmışsan, insanlığın o şekavetten sıyrılması, o talihsizliği aşması ve o saadete ulaşması için sen de günde birkaç defa ölüp ölüp dirilmeye razı olursun. Bu, öteye inanmış ve adanmış bir ruhun vasfıdır; bu Peygamberâne bir azmin, bir tavrın ve bir duruşun gereğidir.

1- Nefsanî isteklerden, şahsî çıkarlardan ve gelecek endişelerinden bütün bütün sıyrılarak her zaman Rabb’in huzurunda bulunuyor olma duygusuyla hareket etmeliyiz.

2- Allah Teâlâ hak ve hakikatin ne demek olduğunu senin ruhuna da azıcık duyurmuşsa, artık sen sokaktaki herhangi bir insan gibi davranamazsın.

3- Cenâb-ı Hakk’a inanmışsan, O’nun va’dettiklerini biliyorsan ve ahirete imanın varsa, insanlığın hâl-i hazırdaki durumu karşısında lâkayt kalamazsın.


FETHULLAH GÜLEN
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Seviyenin hakkını vermek gerek
« Posted on: 25 Nisan 2024, 19:46:05 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Seviyenin hakkını vermek gerek rüya tabiri,Seviyenin hakkını vermek gerek mekke canlı, Seviyenin hakkını vermek gerek kabe canlı yayın, Seviyenin hakkını vermek gerek Üç boyutlu kuran oku Seviyenin hakkını vermek gerek kuran ı kerim, Seviyenin hakkını vermek gerek peygamber kıssaları,Seviyenin hakkını vermek gerek ilitam ders soruları, Seviyenin hakkını vermek gerekönlisans arapça,
Logged
28 Haziran 2013, 16:37:35
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« Yanıtla #1 : 28 Haziran 2013, 16:37:35 »

1- Nefsanî isteklerden, şahsî çıkarlardan ve gelecek endişelerinden bütün bütün sıyrılarak her zaman Rabb’in huzurunda bulunuyor olma duygusuyla hareket etmeliyiz.

2- ALLAH Teâlâ hak ve hakikatin ne demek olduğunu senin ruhuna da azıcık duyurmuşsa, artık sen sokaktaki herhangi bir insan gibi davranamazsın.

3- Cenâb-ı Hakk’a inanmışsan, O’nun va’dettiklerini biliyorsan ve ahirete imanın varsa, insanlığın hâl-i hazırdaki durumu karşısında lâkayt kalamazsın.

İnşaallah bu idarkle yaşamak duasıyla allah razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

16 Ağustos 2013, 02:56:10
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #2 : 16 Ağustos 2013, 02:56:10 »

Evet Allah'ı gerçekten seviyorsak,gerçekten ona iman ediyorsak,ondan korkuyorsan ve bir gün onunla buluşacağına inanıyorsak  kendi yaptıklarımıza ,söylediklerimize dikkat etmeliyiz,
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes