๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler(Amel-İbadet-Kulluk) => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 24 Ağustos 2012, 17:25:36



Konu Başlığı: Mükerrem insan ne yapar?
Gönderen: Sefil üzerinde 24 Ağustos 2012, 17:25:36


Rifat OKYAY

Mükerrem insan ne yapar?


İnsan, mahlûkat içerisindeki farklı yaratılışını daima farklı muamelatıyla, fiilleriyle, yaptığı işlerle gösterir. Gıdaları aynı görülürken maddeden manaya geçişin, manevî zevk, haz ve lezzetlerin yaşanılmasının farklı farklı tarzlarda hayatın içine döküldüğünü, yaşanarak gösterildiğini görürüz


Üzüldüğü kadar, sevinen; kızdığı kadar mülayim olabilen insan başka mahlûkata benzer, ama onlardan farklıdır. Lezzet ve zevk onda zirvede olduğu gibi üzüntü ve keder de onda zirvededir. Çünkü bu dünyaya değil farklı ve geliştirilmiş mükemmel başka bir dünyaya göre dizayn edilmiş, yaratılmış ve terbiye edilmiştir...
Her iş bir yapana, yaratan ve terbiye edene bakar. Demek ki bizlerin insan olarak ayrı yaratılmamız ve terbiye edilmemiz de Yaratan’ın nazarında ve indinde kendisine karşı teşekkür ve şükrü, hamdi farklı bir şekilde yapmamız isteniyor, bekleniyor... Yani biz insan olarak insanlığımızı Rabb’imizin istediği tarz ve şekilde yapabilmeye programlandığımız için ubudiyeti, kulluğu muhakkak bir şekilde yapabilmeliyiz... İsyan, itaatsizlik ve inkâr ne bize yakışır ne de bunu yapmaya bir hakkımız vardır. Ama imtihan sırrının programlarının çarkları arasında ezilmek veya dimdik durmak için Rabb’imizin kapısında daima el pençe divan durarak O’ndan yardım isteyebilmeliyiz; boynumuzu bükerek O’nun yolunda olduğumuzu ibadetlerimizle gösterebilmeliyiz.
Kendimizi daima dünya meydanlarında, pazar ve çarşılarında farklı görüp, farklı hissettiğimiz veya farklı görünmek istediğimiz gibi Ahiret meydanlarında ve âlemlerinde de iyi bir kul ve abid birer mahlûk olarak kendimizi iyi hissedip, güzel olduğumuzu anlayabilecek istek ve arzularda olabilmeliyiz...
Geniş dairelerin şaşaalı, tantanalı, dünyevî zevk ve lezzetlerinden bir nebze de olsa başımızı, aklımızı ve fikrimizi kaldırarak, ayırarak dünyadan ve dünya lezzetlerinden milyonlarca defa üstün ve farklı Ahireti ve lezzetlerini, saadetlerini tahattur edebilmeli ve düşünebilmeliyiz.
Eğer dünyanın bu geçici ve fani zevklerini, lezzetlerini harfi harfine takip edeyim, biraz buralarda fani olup sonra ahirete bakarım diyorsan bilmeliyiz ki yanlış yoldayız ve dinimizin emirlerini yanlış anlamışız.
Mükemmel ve mükerrem insana halis bir istek ve tazarru, duâ ile Rabbinin katına ulaşmak, O’na ibadet-i taatle yaklaşabilmek yakışır... Ezbere ibadet ve sayıklayarak duâ mükemmel yaratılmış insana yakışmaz. Çünkü Rabb’imizi bilmeden, tanımadan, O’nun emirlerini anlamadan O’na yüzümüzü çeviremeyiz. O’na dönemeyiz ve O’nun kapısında bir şey isteyemeyiz ve O’nu mükerrem bir kul olamayız.
Rabbimiz geçen Ramazan ve Kadir hürmetine bizlere halis bir niyet, duâ ve kullukla ibadetler nasip etsin inşaallah.