> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Ameller - İbadetler - Kulluk Kavramı > Sizden Gelenler(Amel-İbadet-Kulluk) > Kulluk ve özgürlük
Sayfa: [1] 2 3 4   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kulluk ve özgürlük  (Okunma Sayısı 3856 defa)
18 Eylül 2011, 17:47:23
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 18 Eylül 2011, 17:47:23 »



Kulluk ve özgürlük

Şu anda ülkemizde en çok dillendirilen ihtiyaçların başında, bireysel özgürlük gelmesine rağmen, en fazla tüketilen, harcanan ve istismar edilen de yine özgürlük kavramının kendisi.


Bir tarafta özgürlüğümü yaşıyorum diye pervasızca nefsine kul olanlar israf ve savrukluk içinde harcamalar yapanlar diğer tarafta, istediğimi yaparım diye ortaya çıkıp insana yakışmayacak hal ve tavır içinde bulunanlar...

Artık fütursuzca ahlak kesenlerin, özgürlük hakkında söyleyecek sözü, sunacağı bir erdemi olmadığını görüyoruz. Diğer taraftan ise, İslam'ın özgürlük paradigması artık kendini ortaya koymaya başlamıştır.

İnsanlık; kimi zaman sermayenin, kimi zaman da makinenin ve üretimin kulu haline gelmiştir. Kimi zamanda hümanizm adı altında birbirlerini kul edinmişlerdir. Yalnız İslam kula kulluğu kaldırmış, pratikte de bunu yüzyıllarca göstermiştir.

Ancak aklın ve bilince dayalı iradenin esaret altına alındığı dünyamızda; televizyonlarda ve baskılı medyada modern yöntemlerle insanlar cahiliyyenin değerleri dışlayan en iğrenç şekillerinden birini yaşamıştır . Kölelik ve esaretin en acımasızı olan cahiliyye ve onun baskı altında tuttuğu bilinç ve irade tüketilmekten kurtarılmalıdır.

Adı cahiliyye olmayan farklı beşeri ideolojiler, kimi sosyo ekonomik düzenler insana özgürlük adına sonsuz tüketim, hayasızca ve şuursuzca Yaratıcıdan gafil bir yaşam, hakkın ve hukukun paçavraya dönüştüğü, güçlü ve zengin olanların mutlak korunduğu yoksul ve mağdurların adaletten pay alamadığı, mutsuz, umutsuz hedefsiz bir yaşam vaat etmiştir. Özgürlük de tüketilen bir meta haline getirilmiştir.

Halbuki, yerçekimi bizi nasıl toprağa bağlıyorsa, özgürlük de bizi öylece Allah'ın izzet ve şerefine bağlar. Böylece insan olduğumuzun bilincine varır, varlık alemindeki yerimizi alabiliriz.

İnsanın fıtratına hükmeden yasaların, evrene hükmeden yasalardan farksız olduğunu anlayıp idrak eden insan; egemenliğin mutlak anlamda Allah c.c'ye ait olduğunu görür... Doğada konulmuş tüm yasalar insanın medeniyet gereksiniminin kaçınılmaz temelini teşkil etmektedir. İnsan bu vesileyle kendi boyutsal yaşamını sürer, hayatı ölümün oklarını saldığı dehlizlerde tüketir.

İnsan, aklını karıştıran sorulara;

Gönlünü bulandıran vesveselere;

Bedenini esir alan hastalıklara;

Midesini kavuran açlığa;

Ruhuna göz koyan ölüme karşı mahkumken; bir de kendisi gibi başka bir mahkuma kul olması anlaşılası değildir.

Ruhu özgürlüğe - La ilahe - ye karşı kanat çırparken, bedenin toprağı kör ve katı medeniyetlere esir ediliyor.

Beyhude yaşayan ayyaşlar, bomboş bir hayatın içerisinde kimlik bunalımına itilenler, özgürlüğü kısıtlananlar ve son derece baskıcı bir tavırla devam eden insan hakları ihlalleri... Bütün bunlara rağmen insan hürriyeti sıkça mevzu edilen, ufuklarda yolu gözlenen bir yolcu gibi sürekli gündemde tutuluyor.

Peki özgürlük, bazı grupların tek elinde bulundurduğu ve kendi sultasını koruyabilmek için dayattığı içi boşaltılmış kavramlar yığını mı yoksa her ferdin doğuştan sahip olduğu bir değerler bütünü mü?

Elbette hepimiz özgür doğar ve özgür yaşamaya kurgulanmış olarak geliriz dünyaya. Ancak daha sonra mevcut ideolojiler, çevresel baskılar, tarihsel alışkanlıklar, köhne gelenekler... Özgürlüğümüzün karşısında birer ordu gibi dururlar... Ve özgürlük savaşı tarih boyunca sürer gider.

Herhalde, insanoğlu çağın hiçbir evresinde bu kadar kendini ifade yoksunluğu, böylesine bir esaret acısını yaşamadı, hürriyetine bu kadar büyük bir hınçla kast etmeye çalışan bir zihniyetle karşı karşıya gelmedi... Maneviyatının özgürlüklerin önünde engel olarak görüldüğü bir zihniyete şahit olmadı...

İşte maneviyatı hayattan uzaklaştırmanın sonucu!
Artık, inanma, güvenme, tapınma, sığınma, dua etme gibi en temel ihtiyaçların, geçici heveslere, maddi donanımlara, anlamsız vehimlere dönüştüğünü görüyoruz. Çünkü insanın inanma ihtiyacını yok etmek mümkün değildir. Doçent Dr. Abdurrahman Kasapoğlu, Kur'an'da İnsan Psikolojisi adlı kitabında insanın inanma ihtiyacını şu cümlelerle dile getirir. "İnsan doğuştan dini bir kabiliyete sahip olarak dünyaya gelir. Bu kabiliyet, onun dini düşünce ve davranışlarının temelini oluşturur. Kur'an-ı Kerim'de insanlardaki bu potansiyel inanma kabiliyetine açıklık getirebilecek üç önemli kavram bulunmaktadır. Fıtrat, misak, sıbga. Kur'an'da insanın dini kabiliyeti ifade etme hususunda başta gelen kavramlardır.

Özellikle globalizm toplumsal ve ulusal değerleri, yerel kültürleri, tarih ve gelenekleri dumura uğratarak, adete evrensel bir kabile dayatmasında bulunuyor. Bu anlayışın çizmeleri altında ezilen insanlık artık kendi etken şuurunu iradesinden sadır olan iradesini kaybederek, efsunlanmış düşünce ve eylemleri yozlaştırılmış biyomekanik bir varlığa dönüşüyor.

Tarihin o en seçkin varlığı, zeka, akıl, güç, fizik ve aksiyon bakımından evrene hükmeden insan özgürlüğünün alınmasıyla kurgulanmış bir makineye, dilsiz aygıta dönüşüyor.. Ne garip!

Özgürlük hayat damarlarımızdan biriydi! Bakışlarımızdaki bir kıvıcım! Yüreğimizdeki bir ateş! Söylemlerimizin eriydi özgürlük!

Kim onu kurutmaya yeltense, hangi el uzansa, hangi dil hangi düşünce hangi eylem yönelse canımızı korurcasına siper ederdik bedenimizi.

Kanatlarımızı kıracak avcıyı en büyük düşman bellerdik

Peki nereye uçurdular şimdi özgürlük kuşumuzu?

Özgürlük, tahtından indirilen insanı hak ettiği konuma oturtmak, kaybettiği gönül servetine kavuşturmak, bütün yalancı tanrıları, boş hayalleri, çıkarcı, maddeperest anlayışları, sahte görüntüleri, suskun başkuşları hayatımızdan çıkararak Allah'ın önünde eğilmektir.

Daha açık bir ifadeyle, Allah'la aramıza girebilecek, her şeyi kırabilmek, karanlıkları yırtarak sabaha ulaşmak, sonsuz bir okyanusun dev dalgalarını delebilecek güçte bir damla olabilmektir aslında. Güçlü ve etkin bir fert olarak Peygamber ordusuna katılabilmektir.

Ancak ne acıdır ki günümüz insanının özgürlük kavramından anladığı sorumsuz bir hayat masiyet, Allah'ın sınırlarını aşma, bütün insani değerleri çiğneme mücadelesidir. Özellikle 19. yüzyıl sanayi devrimini oluşturduğu kent toplumu makineleştikçe, kendi içinde nesnel bir yapıya dönüşerek esareti özgürlük, özgürlüğü esaret, barışı savaş savaşı barış olarak görmeye başladı...

Oysa özgürlüğünü kazanan insan aynı zamanda izzet ve şeref tacını takmış, alnı açık gönlü pek örnek bir model demektir. Bu şeref ona Allah'ın tarih içerisindeki yüklediği yüce güç ve sorumluluğun bir sonucu olarak bahşedilmiştir...

MİLLİ GAZETE

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kulluk ve özgürlük
« Posted on: 19 Nisan 2024, 16:40:15 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kulluk ve özgürlük rüya tabiri,Kulluk ve özgürlük mekke canlı, Kulluk ve özgürlük kabe canlı yayın, Kulluk ve özgürlük Üç boyutlu kuran oku Kulluk ve özgürlük kuran ı kerim, Kulluk ve özgürlük peygamber kıssaları,Kulluk ve özgürlük ilitam ders soruları, Kulluk ve özgürlükönlisans arapça,
Logged
09 Ekim 2014, 14:20:01
Rukiye Çekici

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 694


Site
« Yanıtla #1 : 09 Ekim 2014, 14:20:01 »

Aleyküm Selam bu yazı için çok teşekkürler.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

RUKİYE ÇEKİCİ 7c 438
09 Ekim 2014, 15:06:48
8c nazlı

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 282


« Yanıtla #2 : 09 Ekim 2014, 15:06:48 »

Konular ve yazılar çok güzel teşekkürler.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
09 Ekim 2014, 15:58:14
ibrahim7c

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28


« Yanıtla #3 : 09 Ekim 2014, 15:58:14 »

insanın özgürlüğü kısıtlanama z asla


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
14 Ekim 2014, 13:42:19
Nadire 8

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 264


« Yanıtla #4 : 14 Ekim 2014, 13:42:19 »

çok teşekkürler. yine yardımıma koştunuz. ödevimi yapmamda çok yardımcı oldunuz. SAĞ OLUN...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

BUGÜN ALLAH İÇİN NE YAPTIN!!!....
Sayfa: [1] 2 3 4   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes