๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler(Amel-İbadet-Kulluk) => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 05 Haziran 2012, 11:41:36



Konu Başlığı: Kardeşliğin zirvesi
Gönderen: Sefil üzerinde 05 Haziran 2012, 11:41:36
Kardeşliğin zirvesi

Harp sırasında sahabeden, Huzeyfetül Adevi, yaralanarak yere düşen amcaoğlunu görünce yanındaki suyu ona vermeye karar verir.

Ama şehadete kavuşmakta olan amcaoğlu hemen yanındaki yaralıyı gösterir ve suyu ona vermesini ister. Huzeyfe'de suyu yaralıya götürür. Ama yaralı kişi de aynı şekilde yanındaki yaralı arkadaşını gösterir ve suyu ona vermesini ister. O da diğer kardeşine götürmesini ister. Ama Huzeyfe suyu işaret edilen en son kişiye götürdüğünde bu kişinin şehit düştüğünü görür. Geri döndüğünde yaralıların bir bir şehadete uçtuğunu görür. İşte ölüm döşeğinde dahi diğerkamlığı elden bırakmayan o insanların, tarihe bıraktığı iz gücünü buradan alır.

HAZRETİ SÜMEYYE

Hazreti Sümeyye İslam'da ilk yedi kişinin yedincisiydi. Mekke'de Müslüman olduklarını açıklayan yedi kişinin mücadelesi İslam'ın yayılması bakımından oldukça önemliydi. Bunlar Hazreti Peygamber, Ebu Bekir, Bilal ibni Rabah, Habbab İbnul Erett, Suheyl er_Rumi, Ammar ibn Yasir ve Sümeyye binti Habbat ki idi. Bu dönem müşriklerin inananlar üzerinde yoğun bir baskısı vardı. Efendimizi amcası Ebu Talip himaye etmiş, Ebu Bekir'i de kabilesi Teym oğulları korumuştu. Diğerlerine ise kabileleri hapsetmek dövmek aç ve susuz bırakmak suretiyle yıldırmaya çalışıyorlardı. Ebu cehl, müşriklerden güçlü olanları kışkırtıyor ve Müslümanlara zarar vermeleri için teşvik ediyordu. Önemli kişilerin Müslüman olduğunu göründe öfkesi daha da artıyor ve inananların üzerine tehditlere yağdırıyordu. Eğer Müslüman kişi ticaret yapıyorsa buradan zarar veriyorlar, zayıf ise işkence ediyorlardı.

Yasir ailesi İslamın ilk günlerinde hidayete tabi olmuş ve en büyük işkencelere maruz kalmış bir aile idi. Bir gün Hazreti Peygamber onları gördü ve "Sabredin yasir ailesi, size cennet vaad edilmiştir" buyurdu.

Yasir müşriklerin işkencelerine rağmen İslam'dan dönmedi ve şerefi için ölmeyi göze aldı. Yasir'in oğlu Abdullah da okla vurulup yere düşürüldü ve şehit edildi.

Sümeyye ise yapılan ağır işkencelere göğüs geriyor ve ölümü göze alıyordu.

Kocası Yâsir, işkencelerle şehîd edildikten sonra, Ebû Cehil'in amcası Ebû Huzeyfe İbnu'l-Muğire, işkence etmesi için onu Ebû Cehl'e vermişti. Ebû Cehl ona :

- Nasıl atalarının İlâhlarını terkeder de Muhammed'in ilâhına tâbi olursun? dedi.

Sumeyye :

- Bana hidâyet vermişken benimle Allah hakkında mı tartışıyorsun? dedi.

Ebû Cehl de ona :

- Bana şu ilâhını göster bakalım! dedi. Sumeyye:

- «Gözler onu görmez. O bütün gözleri görür, o latiftir, haberdârdir. diye cevap verdi.

Ebû Cehl ona :

- Yemin ederim ki, Muhammed seni büyülemiş, dedi. Sumeyye :

- Aksine o beni nûre ulaştırdı, dedi.

Bunun üzerine Ebû Cehl de onu en ağır işkencelere maruz bıraktı... Ve Sümeyye Bint Habbat şehit oldu.

milligazete