> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Ameller - İbadetler - Kulluk Kavramı > Sizden Gelenler(Amel-İbadet-Kulluk) >  Zarara rıza merhamete mânidir
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Zarara rıza merhamete mânidir  (Okunma Sayısı 1241 defa)
03 Temmuz 2012, 03:31:53
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 03 Temmuz 2012, 03:31:53 »






Abdil YILDIRIM

Zarara rıza, merhamete mânidir


Bir insan rızasıyla çekiyorsa bir zarar,
Ne şefkate lâyıktır, ne şekvaya hakkı var.

Başımıza kötü bir şey geldiğinde, bir zarar ve ziyanla karşılaştığımızda, bir belâ ve musîbete maruz kaldığımızda, hemen bir suçlu ararız. Ya duruma itiraz eder, ya birilerini itham eder, ya birilerine iftira ederiz. Hiçbir suçlu bulamazsak “Kader işte!” diyerek sorumluluğu kadere yıkarız. Böylece işin içinden çıkarız. Başımıza gelenlerden dolayı kendimizi sorgulamayı, kendi kusur ve ihmallerimizi hiç hatıra getirmeyiz. “Ben nerede hata yaptım?” sorusunu nefsimize sormak istemeyiz. Zira nefis her zaman kendini haklı bulur.
Hazret-i Yusuf (as) çektiği onca sıkıntı ve musîbetler karşısında hep nefsini suçlamış, nefsinin şerrinden daima Allah’a sığınmıştır. Kur’ân-ı Kerim’de Yusuf Aleyhisselâm’ın şöyle dediği ifade edilir: “Ben nefsimi temize çıkarmam. Çünkü nefis, daima kötülüğü emredicidir. Meğer Rabbimin esirgediği bir nefis ola. Rabbim bağışlayandır, esirgeyendir.” (Yusuf Sûresi: 52)
Atalarımız, “İnsanın kendine yaptığı fenalığı düşmanı yapmaz” demişler. Gerçekten de geçmişimizi şöyle bir gözümüzün önüne getirsek, başımıza gelen felâketlerin, maruz kaldığımız musîbetlerin, içine düştüğümüz sıkıntıların pek çoğunda kendi kusurlarımız olduğunu görürüz. Ya bir ihmalimiz, ya tedbirsizliğimiz, ya hırsımız, ya da öfkemiz sonucunda bu işlerin başımıza geldiğini fark ederiz. Akl-ı selîm ile düşündüğümüzde hatamızı anlar, pişmanlığımızı dile getiririz.
Ama insan nisyan ile malul olduğundan, hatalarımızı çabuk unuturuz. Nefis de kendini temize çıkarmak istediğinden, başka suçlu arar ve kusuru kadere havale eder. Halbuki, musîbetlerin müsebbibi olarak kaderi itham etmek, kadere haksızlık etmektir. Cenâb-ı Hak hiçbir mahlûkuna zulmetmez, onu durduk yerde ve karşılıksız olarak bir zarar ve ziyana uğratmaz. Eğer görünürde hiçbir sebep olmadığı halde başımıza bir iş gelmiş ise, bundan yine kendimizi mesul tutmalı ve başka bir zamanda yapmış olduğumuz bir hatanın karşılığını kaderin bize bu şekilde ödettirdiğini düşünmeliyiz.
Bu konuda Bediüzzaman Hazretlerinin çok güzel bir tesbiti vardır: “Hâkim zulmeder, kader adalet eder” der. Masum olduğumuz halde bir zulme maruz kalmışsak, suçu sadece zalimde aramak ve kaderi itham etmek yerine, “Acaba hangi hatamdan dolayı kader böyle bir fetva verdi?” diye dönüp kendimize bakmak durumundayız. Zalim zulmetmiştir, haksızlık yapmıştır, onun cezasını da çekecektir. Ama mazlûm da tamamen masum değildir. O olayda bir kusuru olmasa bile, başka bir zamanda ve başka birilerine karşı işlemiş olduğu bir suçun cezasını, kader ona bu zalimin eliyle ödettirmiştir. Netice olarak insan yine kendi işlemiş olduğu bir kusurun bedelini ödemiştir.
Cenâb–ı Hak hayrı da şerri de yaratmış, insana da bunları ayırt edecek akıl ve irade vermiştir. İradeyi de serbest bırakarak tercih hakkını insana bırakmıştır. İnsana düşen, şerlerden uzak durmak, elinden geldiği kadar hayırlarla meşgul olmaktır. Ama insan, kendisine verilen akıl ve iradeye rağmen, şerli yolu tercih ederse, neticelerine katlanmak zorundadır. Böyle bir insana merhamet göstermek, ona acıyıp haline üzülmek, Rabbimizin merhametini itham etmek olur ki, bundan da Allah’a sığınmak gerekir.
İnsan ne kadar şefkat ve merhamet sahibi olursa olsun, Allah’ın merhametinden daha daha ileri merhamete sahip değildir. Zira “Bütün validelerin şefkatleri, ancak bir lem’a-i tecellî-i rahmettir.” (Yedinci Söz) Böyle olduğu halde, kâfirlerin ve günahkârların şiddetli azaba maruz kalacak olmaları karşısında onlara acımak, merhamet göstermek, haddi aşmak anlamına gelir. Zira zalimlere merhamet, mazlûmlara merhametsizliktir.
“Şefkat-i insaniye, merhamet-i Rabbaniyenin bir cilvesi olduğundan; elbette rahmetin derecesinden aşmamak ve Rahmeten-lil-Âlemîn Zâtın (asm) mertebe-i şefkatinden taşmamak gerektir. Eğer aşsa ve taşsa o şefkat, elbette merhamet ve şefkat değildir; belki dalâlete ve ilhada sirayet eden bir maraz-ı ruhî ve bir sakam-ı kalbîdir.”
“Binler Müslümanların hayat-ı ebediyelerini mahveden ve yüzer ehl-i îmanın sû’-i âkibetine ve müdhiş günahlara sevk eden adamlara şefkatkârâne tarafdar olmak ve merhametkârâne cezadan kurtulmalarına duâ etmek, elbette o mazlûm ehl-i îmana dehşetli bir merhametsizlik ve şeni’ bir gadirdir.” (Kastamonu Lâhikası, s. 91)
Öyle insanlar var ki, küfür ve inkârlarıyla, zulüm ve isyanlarıyla hem kendilerinin, hem başkalarının ebedî hayatlarının mahvına sebep oluyorlar. Aklı başında bir insan, kendi irade ve ihtiyarı ile böyle bir yolu tercih ediyorsa, ona acımaya, şefkat gösterip merhamet duymaya gerek yoktur.
Onun için Üstâd Hazretleri özellikle gençleri ikaz ederek, insanın kendi kusurları sonucu çekeceği azaptan dolayı merhamete lâyık olmayacağını bildiriyor.
“Beş on senelik gençliğin gayr-i meşrû zevki için, dünyada çok seneler gam ve keder ve berzahta azab ve zarar ve âhirette Cehennem ve sakar belâsını çeken adam, en acınacak bir halde olduğu halde, hiç acınmaya müstehak olamaz. Çünkü, ‘Zarara rızâsıyla girene merhamet edilmez ve lâyık değildir.’” (On Üçüncü Söz, s. 135)

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Zarara rıza merhamete mânidir
« Posted on: 25 Nisan 2024, 05:13:04 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Zarara rıza merhamete mânidir rüya tabiri, Zarara rıza merhamete mânidir mekke canlı, Zarara rıza merhamete mânidir kabe canlı yayın, Zarara rıza merhamete mânidir Üç boyutlu kuran oku Zarara rıza merhamete mânidir kuran ı kerim, Zarara rıza merhamete mânidir peygamber kıssaları, Zarara rıza merhamete mânidir ilitam ders soruları, Zarara rıza merhamete mânidirönlisans arapça,
Logged
08 Ekim 2018, 02:48:38
Nur-u Yehma
Dost Üye
*****
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 414


« Yanıtla #1 : 08 Ekim 2018, 02:48:38 »

Bir insan rızasıyla çekiyorsa bir zarar.                             Ne şefkate layıktır, ne şekvaya hakkı var                     Eğer kendimizi bile bile zarara sokuyorsak neden merhamet bekleriz acaba? Kendimizin aciz olduğunu biliyoruz acaba bu acizliğe sığınıp mı merhamet bekliyoruz. Evet kul olarak acizliklerimiz var ama kalplerde olanı ancak Allah bilir. Allah herşeyi bildiğine göre samimi olmalıyız niyetlerimizde de, amellerimizde de...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
08 Ekim 2018, 14:12:15
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.663


Site
« Yanıtla #2 : 08 Ekim 2018, 14:12:15 »

Esselamü aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes