> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Kuran-ı Kerim > Sizden Gelenler( Kuran-ı Kerim) > Rivâyetlerin ışığında Kurân Kerîm in cem edilmesi 2
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Rivâyetlerin ışığında Kurân Kerîm in cem edilmesi 2  (Okunma Sayısı 925 defa)
02 Ekim 2010, 15:44:58
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 02 Ekim 2010, 15:44:58 »



Rivâyetlerin Işığında Kur’ân- Kerîm'in Cem’ Edilmesi 2

Bir Nokta

Bu iki âyet, tek şâhidle kabul edildi derken, bunun da iki yazılı şahidle kabul edildiğine dair rivâyetlerde gelen bir takviyeyi unutmayalım: Bu iki âyeti yazılı olarak getiren zât Huzeyme İbn Sâbit el-Ensârî (radıyallahu anh), kelâmı her hususta hüccet olan Fahr-i Âlem’in (aleyhissalâtü vesselâm), “Senin şahitliğin iki şahitliğe denktir.” iltifatına mazhar olmuştur (Buhari, tefsir (Ahzab) 2). Bundan dolayı, Hz. Huzeyme, Züş-şehadeteyn (iki şehadet sahibi) diye meşhur olmuştu. Bu açıdan bakılınca da, Kur’ân’ın bütün âyetlerinin iki yazılı şâhit eşliğinde Hz. Ebû Bekir devrinde yazıya geçirildiği söylenebilir.

Bu yazılı şâhit meselesi o kadar ciddiye alınmıştır ki, rivâyetler, Hz. Ebû Bekir’in yazılı şahidi gelmeden hiçbir âyetin yazılması için müsaade etmediğini, Berâet (Tevbe) sûresinin son kısmının –kendisi ve beraberindekiler ezberden bilmelerine rağmen– yazılı olarak bulununcaya kadar yazdırma işini te’hir ettiğini, iki şahide bedel olan Huzeymetü’l-Ensarî’de yazılı olarak bulunduktan sonra yazdırdığını kaydeder (İbn Hacer, 10: 386).

Zeyd İbn Sâbit’in Huzeyme’nin yanında bulduğu âyet, bazı rivayetlere göre Ahzâb suresinin 23. âyeti, daha başka rivâyetlere göre ise Tevbe sûresinin son iki âyetidir. Buhari farklı bu iki rivâyetin, her ikisinin de nazarında sahih olduğunu göstermek amacıyla olacak, her ikisini birleştiren bir rivâyeti Fezâilu’l -Kur’ân’da kaydeder.

Burada şöyle bir soru akla gelebilir: Kur’ân’a giren bütün âyetlerin mütevatir olması şart iken, zikri geçen âyetin yazılı tek nüshadan kabulü meselemize bir ârıza getirmiyor mu?

Buna şu meâlde cevap verilmiştir (Aynî, 24: 264; Kastallani, 7: 163): Mezkur âyetlerin yazılı iki şahidi olamamıştır. Ancak kaydedilen rivâyetlerde de görüldüğü üzere, pek çok kimsenin hâfızasında mevcuttur ve ezberden bilenler tarafından tasdik edilmiştir. Ayrıca, bu âyetler “Kur’ân’dandır” diye kabul görürken, bir tek sahabi tarafından, “Kur’ân’da böyle bir âyet yoktu, nasıl koyarsınız!” diye hiçbir itiraz vaki’ olmamıştır. Bir muhalefet söz konusu olsa mutlaka tarihe geçerdi ve bize kadar gelirdi. Nitekim, kıraatle ilgili ihtilaflar olmuştur ve bunlar bütün teferruatlarıyla bize intikal etmiştir.

Ve unutmayalım: Az ileride görüleceği üzere ufak bir kıraat farklılığı sebebiyle ciddi münakaşalar eden ve hatta silâha sarılma noktalarına gelen Ashab-Tâbiîn nesli (radiyallahu anhüm ecmain), Kur’ân’dan olmadığına inandığı bir metnin âyet olarak Kur’ân’a girmesine göz yumsun, sesini çıkarmasın! Bu olacak şey değil, hiçbir akl-ı selim sahibi bunu kabul edemez. Böyle bir ihtimale, Kur’ân’ın kitaplaşması teklifini bile, “Allah Resûlü’nün yapmadığı bir şeyi biz nasıl yaparız!” tepkisiyle karşılayacak kadar Allah ve Resûlüne bağlı insanlar hakkında yer vermek insan aklının kabul edemeyeceği bir şeydir..

Bu söylediğimize: “İyi ama bir kısım Şiî kaynaklarında bazı sûreler’in Kur’ân’a alınmadığına dair iddialar var.” diye itiraz edilecek olsa cevabımız şudur:

1- Bu iddialar ilk asırda mevcut değildir, sonradan ortaya atılmıştır (Hamidullah, 2: 704). Bunu aklı başında Şiiler de şiddetle, nefretle reddederler (el-Musevî, 148-154).

2-. Ve nitekim, Şiîlerin bu gün ellerindeki Kur’ân’la Sünnîlerin elindeki Kur’ân arasında hiçbir fark mevcut değildir.

3- Tek yazılı şâhitle kabul edilen âyetler, muhteva itibariyle siyasî ve mezhebî meselelere temas etmez. Hattâ haram helâl hükümlerine de yer vermez. Yukarıda kaydettiğimiz meallerinden de anlaşıldığı üzere, onlarda bütün mü’minlerin ortak değerleri mevzubahistir: Beraat (Tevbe) sûresindeki iki âyette Resûlullah ve ümmetine olan yüce şefkati, Ahzâb sûresindeki âyette de Allah’a verdiği sözde sâdık kalan mü’minler mevzubahis edilmektedir.
Kıyamete kadar hıfzını garantileyen Rabbimizin, Yüce Kitabımızın hıfzında ve asırlar içinde münafıkların her çeşit ifsatlarını hiçe indirmede mühim bir esas olan -Kur’ân’ın cem’inde Hz. Ebû Bekir’in şart koştuğu- “iki şâhit”ten maksad nedir? meselesinde İslâm alimlerinin farklı yorumlarını bilmemizde de fayda var. Suyuti hazretleri bunları şöyle özetler: Bundan maksat:

1) Ezber ve yazıdır.
2) Hz. Peygamber’in (s.a.s.) vefat ettiği yılda (arza-i ahîrede) yazıldığını tasdik eden iki şahit.
3) Hz. Peygamber’e (s.a.s.) inen vecihlerden (harflerden) olduğunu isbatlayan iki şahit.
4) Ezberin Hz. Peygamber’in (s.a.s.) önünde yazılmış olandan yapılmış olması.


Suyutî merhum bunları kaydettikten sonra, “iki şahit”ten muradın: âyet diye getirilen metnin arza-i ahîrede Resûlullah’a arzedilmiş olduğuna şehadet eden iki şâhittir” der (Süyuti, 1: 58). İbn Hacer, ezberde olmasına rağmen iki şahidin şart koşulmasını “ihtiyatta mübalâğa” olarak değerlendirir (İbn Hacer, 10.388).

Hz. Ömer’in, Tevbe’nin son iki âyetinin yeri hususundaki tereddüdü konusunda bazı rivâyetler varsa da, bu rivâyetler zayıf rivâyetlerdir ve ilgili sahih rivâyetlerle çelişmektedir. Hadis ilminde “mütearız (çelişkili)” denen bu çeşit rivâyetler eksik değildir. Bunlarla ilgili açıklamalar müstakil bir konudur. Burada teferruata girmeden sadece şu temel prensibi hatırlamamız yerinde olabilir: Sahih senetle gelen bir hadisle zayıf senetle gelen bir hadis arasında –burada olduğu gibi– zıtlık olursa, sahih hadis esas alınır. İbn Hacer, Hz. Ömer’in tereddüdünü ifade eden rivâyetlerin zaafını belirttikten sonra, ayrıca âyetlerin sûre içerisinde sıralamasının vahye dayandığı hususunda diğer bütün rivâyetlerin icma’ ettiğini hatırlatır.

Hz. Ebû Bekir zamanında yapılan mesâhif şeklindeki cem’ işini aydınlatan bir rivâyet Ahmet İbn Hanbel’in Müsned’inde yer alır. Aşağıda kaydedeceğimiz rivâyet birkaç noktayı vurgulaması bakımından ehemmiyetlidir:

1. Bu ilk cem’, eski parçaların bir arada toplanması değil, onların şahitliği altında yeniden yazı
lmasıdır. Ve bu yazma işinde, Kur’ân konusundaki ihtisasları Resûlullah tarafından takdir edilen dört kişiden biri olan Übeyy İbn Kâ’b da birinci derecede sorumluluk almıştır.

2. Yazılı tek şahidle kabul edilen âyetlerin Aleyhissalâtu Vesselâm’dan işitildiğine, Zeyd İbn Sâbit, Hz. Ömer, Ebû Huzeymetu’l-Ensârî’den başka Übeyy İbn Kâ’b da şahitlik etmektedir.

3. Mezkûr âyetler, en son inen âyetlerdendir.

4. Übeyy İbn Kâ’b’ın anlattığına göre, “Kur’ân’ı, Mesâhif hâlinde Ebû Bekir’in hilafeti esnasında cem’ ederken bir kısım erkekler hadisleri yazıyor, Übeyy İbn Kâ’b da onlara imlâ (dikte) ettiriyordu. Yazma sırası “.....Sümme’n-sarafû sarafallahu kulûbehum...” (Tevbe/9: 127) âyetine gelince, bu âyetin Kur’ân’dan en son inen âyet olduğunu sandılar. Übeyy İbn Kâ’b onlara, “Aleyhissalâtu Vesselâm, bundan sonra bana iki âyet daha okudu: Le-kad câeküm...” (Tevbe/9: 128-129) dedi ve ilâve etti: “Kur’ân’dan en son inen âyet budur..” (Müsned, 5: 134)



Kur’ân’ın Mütevâtir Oluşu


Kur’ân’ın asliyetinin, Resûlullah’a (aleyhissalâtü vesselâm) geldiği şekliyle korunmuş olduğunun birinci delili Kur’ân-ı Kerîm’deki Cenâb-ı Hakk’ın garantisi ise, ikinci delili, onun mütevatir oluşudur. Yani Kur’ân’ın, Ashabtan günümüze, hiçbir ihtilâf olmaksızın, bütün ümmetin icmâ’ı ile gelmiş olmasıdır. Zaten bir haberin –dinle ilgili olmuş veya olmamış fark etmez– mütevatir olması, onun, görenleri veya duyanları tarafından ihtilafsız olarak bildirilmesine bağlıdır. Bir de, bu kimselerin yalan söylemede anlaşamayacak sayıda ve durumda olmaları lâzımdır. İslâm âlimleri, şartlara göre sayının değeri değişeceği için en az ikiden başlamak üzere 300’e kadar ulaşan farklı rakamlar ileri sürmüşlerdir. Ne var ki, bu rakamları ileri sürerken o rakamların mütevatir haber için esas alınması gerektiğine dair Kur’ân veya hadîsten bir delîle dayanmazlar. Burada asıl olan aklen, hâlen, âdeten bunların yalanda birleşmelerinin, anlaşmalarının muhal olmasıdır. Sözgelimi tarihte bir Selçuklu, Osmanlı devletinin hüküm sürdüğünü kimse inkâr edemez, herkes kabul etmek zorundadır. Çünkü mütevatirdir. Serahsi, Usûl’ünde “Bu çeşit dinî olmayan mütevatir haberleri kabul etmeyen biri çıksa aklından şüphe edilir” der (Serahsî, 1: 290). Din ile ilgili mütevatir bir haberin doğruluğundan şüphe edilemeyeceği için bu nevi haberler üzerinde aksi mütalâaların imanla bağdaşmayacağı hususunda İslâm âlimleri icma’ etmiştir (A. Naim, 1: 102).

Tevatür bahsi, yeterince anlaşılmadığı için, bir kısım insanlar, tevatürün tahakkuku konusunda bazı âlimlerce şart koşulmuş olan râvi sayısındaki en ileri rakamları esas alarak “Mütevatir hadis yoktur.” iddiasında bulunabilmekte, daha da ileri giderek, bazı rivâyetlerde, Kur’ân hâfızlarının sayılarıyla ilgili gelen rakamlar üzerinde durarak, kendi kıt anlayışlarıyla “bence”li yorumlarla Kur’ân-ı Kerîm’in mütevatir oluşu hususunda kafa karıştırmaya çalışmaktadırlar. İslâm âlimleri, bir haberin mütevatir sayılmasında rakam üzerinde ısrar etmemiştir. Birleşilen ortak nokta, “yalan üzere anlaşmanın muhal olması”dır. Şu hâlde, adaletiyle, zabtıyla, ahlâk ve diyanetiyle, din konusunda, Allah, Resûlullah hakkında yalan söylemeyeceği hususlarında güven veren bir grup insanın getirdiği haberin doğruluğundan, mütevatir olacağından şüphe etmenin sebebi ne? Hiçbir şer’î delile dayanmayan “üç yüz rakamı”nı esas alıp, bu kadar raviden gelmeyen haberlere “mütevâtir değildir” deyip, meseleyi bilmeyen insanlar nazarında allâmelik havası atar...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Rivâyetlerin ışığında Kurân Kerîm in cem edilmesi 2
« Posted on: 23 Nisan 2024, 17:16:57 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Rivâyetlerin ışığında Kurân Kerîm in cem edilmesi 2 rüya tabiri,Rivâyetlerin ışığında Kurân Kerîm in cem edilmesi 2 mekke canlı, Rivâyetlerin ışığında Kurân Kerîm in cem edilmesi 2 kabe canlı yayın, Rivâyetlerin ışığında Kurân Kerîm in cem edilmesi 2 Üç boyutlu kuran oku Rivâyetlerin ışığında Kurân Kerîm in cem edilmesi 2 kuran ı kerim, Rivâyetlerin ışığında Kurân Kerîm in cem edilmesi 2 peygamber kıssaları,Rivâyetlerin ışığında Kurân Kerîm in cem edilmesi 2 ilitam ders soruları, Rivâyetlerin ışığında Kurân Kerîm in cem edilmesi 2önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes