> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Kuran-ı Kerim > Sizden Gelenler( Kuran-ı Kerim) > Kuranı Kerimi anlamak için Hadis bilmeli
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kuranı Kerimi anlamak için Hadis bilmeli  (Okunma Sayısı 837 defa)
13 Kasım 2010, 14:25:27
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 13 Kasım 2010, 14:25:27 »



Kur'an-ı Kerim'i anlamak için Hadis bilmeli..


İslâm tarihinde çözülmelerin yaşandığı ve Kur'ân ruhundan uzaklaşıldıgı zamanlar âlimler çıkış yolunu Sünnetin içinde aramışlar ve orada da bulmuşlardır.

Çünkü Kur'ân'ı en iyi anlatan şüphesiz Peygamberdir. İşte Hadis ve Sünnet konusunda uzman olan Prof. Dr. İbrahim Canan bize bu yolu anlattı ve hadisleri tefsir açısından değerlendirdi. Bilindiği gibi Prof. Dr. İbrahim Canan, ilâhiyat camiasında birçok ilim adamının yetişmesine vesile olmuş bulunmaktadır. Bu arada Sünnetle ilgili birçok eser yazmış ve özellikle Kütüb-i Sitte gibi büyük bir hadis külliyatını tercüme ederek milletimize Peygamber çizgisini anlatmıştır.
Soru: İslâm âlimlerinin hepsi, Kur'ân'ı açıklamada Peygamber (a.s.m.) sünnetini birinci kaynak olarak görmüşlerdir. Bunun dayandığı bir gerçek var mı?
Cevap: Evet, peygamberlik görevi sadece Kur'ân'ı getirmekle bitmez; onu açıklamak, izah etmek ve nasıl tatbik edileceğini göstermek, onun görev sınırları içindedir. Meselâ şu âyetler onun İlâhî görevlerinden bir kısmını belirtiyor:
“Hak dini onlara açıklasın diye, her peygamberi Biz kendi kavminin lisanıyla gönderdik.”(İbrahim Sûresi,14-4)
“O kimseler ki, yanlarındaki Tevrat ve İncil'de vasıflarını yazılı buldukları ümmî peygamber olan Resulullaha uyarlar. O peygamber ise kendilerini iyiliğe sevk edip kötülükten sakındırır; temiz ve güzel nimetleri onlara helâl, habis olanları ise haram kılar; daha önce kendilerine yüklediğimiz ağır yükleri ve üzerlerindeki bağları onlardan kaldırır. İşte ona îmân eden, ona hürmet eden, düşmanlarına karşı ona yardımda bulunan ve onunla indirilmiş olan nûra uyanlar, kurtuluşa erenlerin tâ kendisidir.”(A'raf Sûresi, 7-157)
“Allah ve Resulü bir meselede hükmünü verdiği zaman, bir mü'min erkeğin yahut bir mü'min kadının artık işlerinde başka bir yolu seçme hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Resulüne isyan ederse, apaçık bir sapıklığa düşmüştür.” (Ahzab Sûresi ,33-36)
“Hayır! Rabbine and olsun ki, onlar, aralarındaki anlaşmazlıklar için senin hükmüne müracaat edip, sonra da verdiğin hükme gönüllerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın tam bir teslimiyetle râzı olup uymadıkça iman etmiş olmazlar.” (Nisa Sûresi, 4-65)
“Peygambere itaat eden Allah'a itaat etmiş olur. Kim bundan yüz çevirirse, seni öylelerinin üzerine muhâfız olarak göndermedik; sen ancak doğru yolu gösterip tebliğ etmekle mükellefsin.”(Nisa, 4-80)
“Peygamber size ne emretmişse alın, neyi yasaklamışsa ondan da kaçının. Allah'tan korkun. Muhakkak ki Allah'ın azâbı pek şiddetlidir.”(Haşir Sûresi, 59-7)
“De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir” (Âl-i İmran Sûresi, 3-31)
Evet, buna benzer âyetler Peygamberimizin (a.s.m.) görevini, sadece Kur'ân'ı insanlara getirmekle sınırlı olmadığını belirtiyor.
Soru: Bunu biraz açabilir miyiz?
Cevap: 1. Efendimizin bir görevi özet şeklinde olan âyetleri açıklamaktır: Meselâ Kur'ân “Namaz kılın” diyor, ama namaz nasıl kılınacak? “Rükû ve sücud yapın” diyor, ama rükû ve sücud nasıl yapılacak, teferruat vermiyor. Kıyam nasıl yapılacak, ayrıntı yok. İşte Peygamberimiz “Ben nasıl namaz kılıyorsam öyle kılın” diyerek âyet-i kerimeyi şekil ve muhteva olarak açıklıyor ve nasıl tatbik edilebileceğini gösteriyor. Namaz, oruç, zekât, hac gibi Kur'ân-ı Kerimde mücmel (özet) olarak gelip açıklanmayan emirleri Peygamberimiz açıklıyor.
2. Efendimizin görevleri arasında, anlaşılması zor olan âyetleri açıklamak da vardır.
Meselâ âyet-i kerîmede, “Onlara karşı gücünüzün yettiği her türlü kuvveti ve cihad için ayrılıp eğitilmiş atları hazır tutun ki, onunla Allah'ın ve sizin düşmanlarınızı ve bunlardan başka sizin bilemediğiniz, fakat Allah'ın bildiği düşmanlarınızı korkutasınız” (Enfâl Sûresi,8-60) buyuruluyor. Bu âyette “Kuvvet ve savaş atlarını hazır bulundurun” tabiri geçiyor. Sahabe Peygamberimize sormuş: “Kuvvet nedir?” Peygamberimiz, “Bilin, kuvvet atmaktır, kuvvet atmaktır, kuvvet atmaktır” diye üç defa tekrar etmiştir. Her devrin değişen atma vasıtalarına süratle, vakit kaybetmeden ayak uydurmamızı emir buyurmuştur.
3. Sonra Kur'ân-ı Kerimin mutlak ve âm (sınırsız ve genel ifadeli olan) âyetlerini takyitle tahsis ediyor, yani onlara sınır getiriyor. Meselâ, “Allah alışverişi helâl, faizi ise haram kıldı”(Bakara Sûresi,2-275) buyuruyor. Bu âyet-i kerîmeye göre her şeyin alışverişi helâldir. Ama Peygamberimiz buna bir sınır getirerek domuzun ve içkinin alışverişini yasaklamıştır. Demek meşru alışverişin sınırlarını bu şekilde açıklamış oluyor.
Diğer bir örnek ise şu âyet-i kerimedir: “İman eden ve imanlarına zulüm bulaştırmamış olanlar—korkudan emin olmak işte onların hakkıdır ve doğru yola eriştirilenler de onlardır.”(En'am Sûresi,6-82) Sahabe bu âyet gelince telâşlanıp Peygamberimize sormuş: “Hepimiz nefsimize zulmediyoruz. Yâ Resulallah, bizde zulme düşmeyen var mı?” Peygamber (a.s.m.) “Şirk pek büyük bir zulümdür” âyetini hatırlatarak buradaki zulmün şirk olduğunu açıklamıştır. Dolayısıyla bu neviden olan Kur'ân-ı Kerimdeki anlaşılması zor olan âyetleri Peygamberimiz açıklıyor.
4. Sonra Kur'ân'da olan meseleler ayrıca Peygamberimiz tarafından tekraren teyit ve te'kid edilmiştir. Böylece onun daha iyi anlaşılması sağlanmıştır. Bu da bu sadette söylenebilir.
5. Peygamberimizin bir de şâri' yönü, yani, Kur'ân'da olmayan hükümleri koyma yetkisi var. Meselâ, yiyeceklerden haram olanların isimleri iki âyet-i kerimede belirtilir. Ama onların hiçbirisinde eşek eti geçmez. Peygamberimiz Hayber Seferi sırasında, ehlî (evcil) eşek etini haram etmiştir.
Soru: Bunlar niçin Kur'ân'da açıklanmamış da Peygamberimize bırakılmıştır?
Cevap: Kur'ân bütün teferruatı verseydi ciltlerle dolu bir kitap olurdu. Halbuki bu da Kur'ân'dan istifademizi zorlaştırır. Bu bakımdan meselelerin bir kısmının açıklamasını Peygamberimize bırakmıştır. Peygamberimize bıraktırmasının da ayrıca birtakım maslahatları var. Çünkü birtakım meseleler zaman içerisinde neshedilmiş, yürürlükten kalkmıştır.
Hem hadislerin bir kısmı bize zayıf hadisler şeklinde gelmiştir. Bu zayıf hadislerle amel ihtilâf getirmiştir. İhtilâf ise ümmet için rahmettir. Halbuki Kur'ân-ı Kerimde kesin olarak bütün bu meseleleri zikretmiş olsaydı, orada ihtilâf etme şartımız azalırdı. Dinimizin gelişen zamana ve toplum şartlarına göre esnekliği azalabilirdi. Halbuki dinimizin üstün bir yönü—kanatimce—zamana ve zemine göre yeni yorumlara imkân tanımasıdır. Bu güzel birşeydir.
Hattâ dahası var. Peygamberimiz de âlimlere bir marj bırakmıştır. Dinimizin güzelliği bu. Âlimler Kur'ân-ı Kerim ve Sünnetten hareketle hüküm koymada birtakım temel kaideler belirtmiş ve usul koymuştur. Âlimler bu usullerle yeni meseleleri yoruma kavuşturuyor. Böylece başka şeriata ve kültür sistemine ihtiyaç hasıl olmadan, kanun alma ihtiyacı duymadan yeni şartlara göre kanunlarımızı kendimiz koyabiliyoruz. Nitekim Osmanlının son dönemlerine kadar bütün ortaya çıkan yeni ihtiyaçlarımız kendi değerlerimiz çerçevesinde kanunlaştırılmış, Kur'ân ve Sünnetten çıkartılmıştır.
Soru: Halkımız hadislerle Kur'ân-ı Kerimi nasıl öğrenecek? Meselâ Yâsin Sûresini hepimiz çok okuyoruz. “Peygamberimiz acaba bu sûreyi nasıl tefsir etmiş” diye öğrenmek istesek, bunu nereden bulacağız. Bir usulü, yöntemi var mı bunun?
Cevap: Öncelikle Kur'ân, Kur'ân ile tefsir edilir. Çünkü bir âyet diğer bir âyeti açıklar. Bir konu bir yerde bir yönü anlatılır, diğer bir yerde diğer bir yönü anlatılır ve hakeza. Fakat Peygamberimizin de Kur'ân'la ilgili çokça tefsiri vardır. Buharî'nin en geniş bölümlerinden birisi Tefsir'dir. Tirmizî'nin en geniş bölümlerinden birisi yine Tefsir bölümüdür. Kaldı ki Buharî ve Tirmizî'de yer almayan tefsire müteallik hadisler, başka kaynaklarımızda verilmiştir.
Ben bazan matematiği uygulayarak diyorum ki: bir doğru iki noktadan geçer. Aynı şekilde Kur'ân-ı Kerimden çıkaracağımız bir mânâda Kur'ân-ı Kerim çıkış noktasıdır. İkinci bir nokta olarak Hadise atıf yapmazsak, o zaman o tek noktadan binlerce görüş çıkabilir. Halbuki din nedir? Tevhid, birlik, beraberlik dinidir. O âyetten herkes kendi kafasına göre bir yorum değil, gerçeğe uygun yorum çıkaracaktır. Acaba Peygamber ne demiştir, ona bakacağız. Peygamber sözlerinde yoksa, acaba Sahabe ne demiştir, Tabiîn ne demiştir, Etbeuttabiîn ne demiştir, onlara bakacağız. Onlar Kur'ân'ı aslına uygun şekilde anlama şansına bizden daha çok sahipti.
Soru: Hadislere ne derece güvenilir?
Cevap: Hadislere güvenmemek için bir sebep yok. Daha önce de belirttiğimiz gibi, Kur'ân-ı Kerim insanları Peygamberimize yöneltiyor, “Onun getirdiğini alın, onun yasakladıklarından kaçının” diyor. Yani Kur'ân ikinci bir kaynağı olarak devamlı şekilde Peygamberimizi nazara veriyor.
İkincisi Peygamberimiz kendisini öne sürüyor, Sünnetine dikkat çekiyor ve Sünnetle bu işin yürüyeceğini Peygamber Efendimiz ifade ediyor. Meselâ Peygamberimiz Hz. Muaz'ı Yemen'e gönderiyor. “Orada ne ile amel edeceksin” diyor. Hz. Muaz “Kur'ân'la amel edeceğim” diyor. “Kur'ân'da bulamazsan?” diye soruyor Peygamberimiz. “Sizin sünnetinizle,” diyor Hz. Muaz. “Sizin sünnetinizde bulamazsam, içtihadımla” diyor. Peygamberimiz bundan çok memnun kalıyor. İslâm ulemasının hepsinin elinde delildir bu hadis. İçtihadın gerekli olması hususunda, Sünnetin delil olması hususunda bu delildir. Dolayısıyla Resulullahın sağlığında Sahabe ikinci kaynak olarak hadisi bilmektedir.
Hz. Ömer anlatıyor: “Ben emsalim bir kardeşimle münavebe yaptım. Bir gün o tarlaya gidiyor tarla işlerini yürütüyor, ben Resulullaha gidiyorum, orada Resulullahı dinliyorum. Akşam gelince emsalim olan kardeşime o gün Resulullahtan gördüğümü, duyduğumu anlatıyorum. Ertesi gün ben tarlaya ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kuranı Kerimi anlamak için Hadis bilmeli
« Posted on: 19 Mart 2024, 10:37:12 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kuranı Kerimi anlamak için Hadis bilmeli rüya tabiri,Kuranı Kerimi anlamak için Hadis bilmeli mekke canlı, Kuranı Kerimi anlamak için Hadis bilmeli kabe canlı yayın, Kuranı Kerimi anlamak için Hadis bilmeli Üç boyutlu kuran oku Kuranı Kerimi anlamak için Hadis bilmeli kuran ı kerim, Kuranı Kerimi anlamak için Hadis bilmeli peygamber kıssaları,Kuranı Kerimi anlamak için Hadis bilmeli ilitam ders soruları, Kuranı Kerimi anlamak için Hadis bilmeliönlisans arapça,
Logged
05 Şubat 2017, 21:56:51
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 05 Şubat 2017, 21:56:51 »

Esselamu aleykum.Kur ani kerimi okuyan peygamber efendimizi dinleyen ve hadisleri okuyup kur ani kerimin rehberligini anlayan kullardan olalim insallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes