> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Kuran-ı Kerim > Sizden Gelenler( Kuran-ı Kerim) > Kurânı Kerîm in eşsiz belağatı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kurânı Kerîm in eşsiz belağatı  (Okunma Sayısı 895 defa)
13 Ekim 2010, 17:01:10
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 13 Ekim 2010, 17:01:10 »



Kur’ân-ı Kerîm’in Eşsiz Belağatı


Kur’ân, öyle bir üslûba sahiptir ki, onun âyetlerini duyan Arap ve Acem beliğleri ona secde etmiş, onun muhteva güzelliklerini sezip anlayan hakikatşinas edipler, o Söz Sultanı’nın yanında edeple iki büklüm olmuşlardır.


Kur’ân-ı Kerîm, Allahu Teâlâ’yı tanıma ve varlığına delil olma açısından zikredilen delillerden sadece birisidir. Kur’ân-ı Kerîm’in en önemli özelliği, eski Arap üslûbuna benzemeyen yepyeni üslûbu ve beyanındaki cezâleti ile harika nazım örgüsü olan i’câzî yönüdür. Kur’ân, lafzı, nazmı, üslûbu ve içeriğiyle de insan ve cinleri bir benzerini getirmekten âciz bırakmıştır. Arapça indirilmesinin hikmetlerinden biri, belki de en önemlisi Arapçanın Allah ile kul arasında irtibatı sağlayabilecek kapasitede ifade gücüne sahip bir dil olmasıdır. Arapça, düşünme örgüsünü sağlayabilecek ifade zenginliğinin kaynağı olma özelliğinden dolayı insanlığın son kutsal kitabının dili seçilmiştir. Arapçanın en önemli özelliği, binlerce edebî sanat ve tarzı ihtivâ etmesidir. Bu özellik, verilmesi gereken mesajın, herhangi bir yanlış anlamaya mahal vermeyecek derecede kemâl veçhiyle sunulmasını sağlar.

Kur’ân-ı Kerim’i anlamak, onun bu harika nazım örgüsünün ve edebî vasfının yeterli olarak değerlendirilmesine bağlıdır. Hatta, İslâm ilimleri tarihine göz attığımızda, itikadî ve amelî ihtilafların temelinde, Kur’ân’ın edebî inceliklerini anlamadaki farklılıkların önemli bir tesiri olduğunu görmekteyiz.

Arap Belâgatının Tarifi, Kısımları, Konu ve Gayesi


Belâgat, lügatte, varmak ve ulaşmak demektir.1 Terim olarak, zorlama ve yapmacıktan uzak olarak yorumlamaya gerek olmaksızın kolay ve anlaşılır bir tarzda insan nefsinde etki bırakarak hâlin muktezasına göre söz söylemektir. 2 Buna, sözü yerinde, zamanında, doğru ve güzel söylemek de diyebiliriz.

Bugün edebî sanatlar unvanı altında edebiyatçıların üzerinde genel hatlarıyla ittifak ettikleri bir tasnifi vardır. Bu sanatların tariflerine kısaca göz atacak olursak: Beyân, her hangi bir anlamı farklı söz ve usûllerle anlatmayı öğreten, kendine ait özel kuralları olan bir ilim dalıdır. Sözü duruma uygun, açık, düzgün ve süslü söyleme sanatı olan bedî’ ilim olarak edebî sanatlarla örülü ifadenin lafız bakımından kusursuz, mana bakımından makul ve aynı zamanda bir ahenge sahip olmasının usûl ve kaidelerini inceleyen ilimdir. Meâni ilmi ise, değişik cümle şekilleri ve kullanılışları ile lafızların muktezâ-yı hâle mutabakatını bildiren ahvâle dair usûl ve kaideleri açıklayan ilim olarak tarif edilir.

Belâgat, terkip oluşturmakla anlamı ifade etmesi açısından, lafızla ilgili bir sahadır. Bu yönüyle Arap belâgatının konusu özetle, lafız ve o lafzın taşımış olduğu geniş boyutlu anlamıdır. Lafızları sadece taşımış olduğu anlamlarına hasretmek bir yerde onları dondurmak demektir. Kendi başına bir anlam ifade eden aynı lafız, farklı üslûb ve çeşitleri ile edebî sanatlarla örgülü bir kanaviçe içerisinde renk, değer ve itibar kazanarak, muhatabın nazarında bir şekle bürünür.

İşte belâgat ilmi, Arap dilinin hususiyetlerini idrak etmek ve ince sırlarına vakıf olmak bakımından değer arz eden ilimlerin başında gelir. Bu konuda, “Kur’ân-ı Kerîm’in i’câzı, zevk-i selîm ile anlaşılabilir, fakat anlatılamaz. Hissolunan bu zevki elde etmek için, belâgatla iç içe olmak, tam bir belâgat kültürü kazanmak gerekir.” denilmiştir. 3 Onunla Kur’ân nazmında ilk bakışta görülmeyen, ancak dikkatli araştırma sonucunda anlaşılan lügavî i’câz perdesi ortadan kalkar. Murad-ı İlâhi, daha canlı, daha çarpıcı olarak etraflıca keşfolunur.

Araştırmamızın sınırlı çerçevesi içerisinde takdim edeceğimiz birkaç örnekte, Kur’ân ayetlerinin arap dilinin belâgat özellikleriyle bakıldığında ne derece zengin anlamlar ihtiva ettiği görülecektir/görülmektedir:

Belâgatın Kur’ân’ı Anlamadaki Rolü

Çalışmamızın dar boyutları içerisinde, her birisi ayrı zengin mana ve değere sahip olan sanatlardan ve ilgili örneklerinden sadece bazılarına işaret edeceğiz:

a) Hazf ve Zikr

Hazf, meâni sanatlarından biri olup bir ifadedeki söylenilmesi gerekmeyen kelimelerin bir veya birkaçını ya da bazı cümleleri kaldırma suretiyle yapılan söz kısaltmasıdır. 4 Zikr ise bir ifadedeki söylenilmesi gereken kelimelerin bir veya birkaçının ya da bazı cümlelerin ibarede yer almasıdır. 5 Burada kastettiğimiz mana, ayet içinde geçen kelimelerin bazen zikredilip bazen de zikredilmemesi olarak özetlenebilir. Bu sanata vâkıf olmak, Kur’ân’ın büyüleyici ikliminden o nispette istifadeye sebep olacaktır. Şimdi bu sanata ait birkaç örnek sunalım.

Örnek 1:

Cenâb-ı Hak, يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لا يَحِلُّ لَكُمْ أَنْ تَرِثُوا النِّسَاءَ كَرْهاً - Ey mü’minler, kadınlara zorla varis olmanız size helal olmaz.” (Nisa Sûresi, 4/19) buyurmaktadır. Dikkat edilecek olursa bu ayette kadınlara zorla vâris olma yasağı “لا يَحِلُّ - helal değildir” ibaresiyle gelmiştir. Oysa Kur’ân-ı Kerim’de yasaklanan şeylerin çoğunluğu, وَلا تَقْتُلُوا أَوْلادَكُمْ خَشْيَةَ إِمْلاقٍ - Bir de açlık korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin.” (İsrâ Sûresi, /31) وَلا تَقْرَبُوا الزِّنَى إِنَّهُ كَانَ فَاحِشَةً وَسَاءَ سَبِيلاً Zinaya da yaklaşmayın, çünkü o pek çirkindir ve kötü bir yoldur. (İsrâ Sûresi, /32) وَلا تَقْرَبُوا مَالَ الْيَتِيمِ إِلَّا بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ حَتَّى يَبْلُغَ أَشُدَّهُ - Yetimin malına da yaklaşmayın...” (İsra Sûresi, /34) يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لا يَسْخَرْ قَوْمٌ مِنْ قَوْمٍ - Ey iman edenler, bir kavim diğeriyle alay etmesin.” (Hucurât Sûresi, 49/11) gibi örnek ayetlerde görülüğü üzere nehy edatı ile gelmektedir.

“La yahillü” ile başlayan bu iki ayetteki yasaklamanın farklı sîga ile gelme sebebi ne olabilirdi? Yine bu ayete benzeyen: وَلا يَحِلُّ لَكُمْ أَنْ تَأْخُذُوا مِمَّا آتَيْتُمُوهُنَّ شَيْئاً - Kadınlarınıza verdiğiniz mehirleri geri almanız size helâl olmaz.” (Bakara Sûresi, 2/229) örneğinde olduğu gibi, bu üslûbun, insanların uzun müddettir yapageldikleri, alışkanlık kazandığı ve o işi yapmalarında herhangi bir beis görmedikleri durumlarda kullanıldığı görülmektedir. Yani bu ibare ile gelen yasaklama, bir bakıma muhatabına yasaklamanın taşımış olduğu olgu karşısında daha dikkatli olması gerektiğini ifade etmektedir.

Bu şekilde bir ifade ile Kur’ân kalblere, gönüllere, vicdanlara, onun uhrevi boyutuna vurgu yaparak insanın duygularını harekete geçirerek yasakları ifade ediyor.

Örnek 2:

Kur’ân-ı Kerîm’de ifadesini bulan lügavî i’câza en güzel örneklerden biri Vâkıa Sûresindeki şu ayetlerde yer alan vurgu edatı olan ‘lam harfinin’ hazf ve zikri ile tek başına yüklenmiş olduğu misyondur.

أَفَرَأَيْتُمْ مَا تَحْرُثُونَ* أَأَنتُمْ تَزْرَعُونَهُ أَمْ نَحْنُ الزَّارِعُونَ * لَوْ نَشَاءُ لَجَعَلْنَـاه حُطَاماً فَظَلْتُمْ تَفَكَّهُونَ * إِنَّا لَمُغْرَمُونَ *بَلْ نَحْنُ مَحْرُومُونَ

Ek­ti­ği­niz to­hu­ma bak­sa­nı­za! Siz mi onu ye­tiş­ti­ri­yor­su­nuz Biz mi? Eğer dilesey­dik onu kesinlikle ku­ru çöp hâli­ne ge­ti­rir­dik, siz de şa­şıp ka­lır, piş­man olur­du­nuz: “Ey­vah! Emek­le­ri­miz bo­şa git­ti. Hat­ta doğ­ru­su biz rı­zık­tan mah­rum kal­dık, se­fa­le­te mah­kûm ol­duk, hatta tamamen rızıktan mahrum olduk” der­di­niz.” (Vâkıa Sûresi, 56/63-67)

أَفَرَأَيْتُمُ الْمَاءَ الَّذِي تَشْرَبُونَ * أَأَنتُمْ أَنزَلْتُمُوهُ مِنَ الْمُزْنِ أَمْ نَحْنُ الْمُنزِلُونَ * لَوْ نَشَاءُ جَعَلْنَـاهُ أُجَاجاً فَلَوْلَا تَشْكُرُونَ

Pe­ki iç­ti­ği­niz su­ya ne der­si­niz? Onu bu­lut­tan siz mi in­dir­di­niz, yok­sa Biz mi? Di­le­sey­dik onu tuz­lu hâle getirirdik. Şük­ret­me­niz ge­rek­mez mi?” (Vâkıa Sûresi, 56/68-70)

Görüldüğü gibi ilk ayette "جَعَلْنَا" kelimesinin başına "ل" harfi gelmişken, ikinci ayette aynı "جَعَلْنَا" kelimesinin başında bu harf yer almamaktadır. Bu iki yerde farklı gelmesinin binler hikmetinden açık görüleni şudur:

İlk ayet, ekimden bahsetmektedir. Çiftçi, ekin için çalışır, çalışmasının karşılığında da kendince mahsûlü hak ettiğine inanır. Ziraat işi, çalışma ister, ter dökmek ister. Çiftçi de kendine düşen bu çalışmayı yapmıştır. Bu çalışmasının karşılığında kesin olarak hasad alacağına inanır. Bir yerde çalışmasının haklı gururu ile bekleme içinde olup âdeta minneti yoktur. Oysa takdir her zaman Allah'a aittir. Çalışma sadece bir sebeptir. Müsebbip ise ancak Allah (c.c)'tır. Dolayısıyla havl ve kuvvetin ancak O'na ait olduğuna "ل" tekid edatı ile vurgulama yapılmıştır. Bu harf tek başına, yanlış bir inancı reddetmektedir. Oysa ikinci ayette durum farklıdır. İkinci ayet suyun indirilmesinden bahseder. İnsanoğlu da suya karşı her daim acziyetini itiraf etmektedir. Yağmur, doğrudan rahmet-i ilahîye bağlı olduğundan, insan ancak acz ve fakrıyla o rahmete ihtiyacını arz ederek yağmuru niyaz edebilir. Dolayısıyla bu anlayışı vurgulayacak "ل" edatı zikredilmemiştir. 6

Örnek 3:

اُقْتُلُواْ يُوسُفَ أَوِ اطْرَحُوهُ أَرْضاً يَخْلُ لَكُمْ وَجْهُ أَبِيكُمْ وَتَكُونُوا مِن بَعْدِهِ قَوْماً صَالِحِينَ * قَالَ قَآئِلٌ مِنْهُمْ لاَ تَقْتُلُوا يُوسُفَ وَأَلْقُوهُ فِي غَيَابَةِ الْجُبِّ يَلْتَقِطْهُ بَعْضُ السَّيَّارَةِ إِنْ كُنْتُمْ فَاعِلِينَ .

Yusuf’u öldürün yahut onu uzak bir yere atın ki babanızın sevgi ve teveccühü yalnız size kalsın. Ondan sonra da tövbe ederek salih kimseler olursunuz. İçlerinden biri: “Yusuf’u öldürmeyin, (o) kuyunun dibine atın. Yolcu kafilelerinden biri onu yitik olarak alıp götürsün. Eğer yapacaksanız böyle yapın!” dedi. (Yusuf Sûresi, 12/9-10)

Yukarıdaki ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kurânı Kerîm in eşsiz belağatı
« Posted on: 28 Mart 2024, 22:10:40 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kurânı Kerîm in eşsiz belağatı rüya tabiri,Kurânı Kerîm in eşsiz belağatı mekke canlı, Kurânı Kerîm in eşsiz belağatı kabe canlı yayın, Kurânı Kerîm in eşsiz belağatı Üç boyutlu kuran oku Kurânı Kerîm in eşsiz belağatı kuran ı kerim, Kurânı Kerîm in eşsiz belağatı peygamber kıssaları,Kurânı Kerîm in eşsiz belağatı ilitam ders soruları, Kurânı Kerîm in eşsiz belağatı önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes