> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Kuran-ı Kerim > Sizden Gelenler( Kuran-ı Kerim) > Kuranı Kerim de temenni 2
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kuranı Kerim de temenni 2  (Okunma Sayısı 668 defa)
05 Ekim 2010, 14:41:17
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 05 Ekim 2010, 14:41:17 »



Kur'an-ı Kerim'de Temenni 2


Burada şu hususa da temas etmenin zaruri olduğunu düşünüyoruz: Bazıları mealini verdiğimiz ayette geçen “تَمَنَّى” fiilinin ender kullanılan “okuma” mânasını esas almış; onu, Necm suresi, Garanik uydurma kıssası ve nesh konusu ile irtibatlandırıp garip bir senaryo ortaya çıkarmışlardır ki; Allah da, Resulü de, Kur’ân da bundan münezzehtirler. Halbuki, bu kelimenin ilk ve meşhur anlamı “arzu etmek ve ummak”tır. Temennîyi, gönlün arzu ettiği şeyi kişinin kendi içinde, hayalinde şekillendirip canlandırması şeklinde mutlak olarak anlayanlar da vardır. Yukarıda arzettiğimiz gibi, zihinde canlandırılmış olan bu tabloya “ümniyye” veya “münye” denilir ki, şimdilerde sıkça kullanılan “ideal” tabiriyle o kastedilmektedir. Bu kelime felsefeciler arasında oldukça önemli bir yer edinmiş ve “idealizm” adlı bir felsefî ekolün esası haline gelmiştir. İdealistler bütün gerçeklerin aslının “benlik”te olduğunu varsaydıkları için, nefsin istek ve arzusunu her gerçeğin temel taşı gibi görmek isterler. Bu yüzden hayatta başarılı olmuş büyük adamları hep idealist kabul ederler. Bununla ulûhiyyet ve nübüvvet meselesini de çözdüklerine inanarak, peygamberi bir ideal kurmuş, bir müddet programını yapmakla uğraşmış, sonra da peygamberlik davasıyla ortaya atılmış bir idealist görürler. İşte Kur’ân, özellikle de mealini verdiğimiz bu âyetle belirtiyor ki, peygamberlik sadece bir arzu ve bir temenni işi değildir. Hele hele idealistlerin anladığı manâda bir temenni peygambere asla yakışmaz. Zira; “O, heva ve hevesiyle konuşmuyor. O(nun okuduğu Kur’an), kendisine vahyedilen bir vahiyden başka bir şey değildir.” (Necm, 53/3-4)

Evet, Allah’ın elçileri hem masum hem de masundur; ismet sıfatına mazhardırlar, günaha girmezler ve Allah onları günahlara karşı sıyanet eder. Peygamberlerden başkası masum değildir; fakat, ümmet içinde de masun (Allah’ın günaha karşı muhafaza ettiği, günaha açık olsa da ilahî sıyanetle korunan) insanlar vardır, hep olagelmiştir. Ne var ki, az sayıdaki bu insanlar dışında herkes her an şeytanın tuzağına düşme ve günaha girme tehlikesiyle yüzyüzedir. Bundan dolayıdır ki, Cenab-ı Allah, şeytanın “Ya Rabbî, Senin kullarından mutlaka bir pay edineceğim. Mutlaka onları saptıracağım, birtakım temennilerle oyalayacağım.” (Nisa, 4/118-119) dediğini haber verir ve kullarını şeytanın ilka edeceği boş kuruntulara ve asılsız temennilere karşı uyarır.

Şeytanın tuzağı tamamen boş vaadlere ve aldatmaya dayanır. Bazen başarı ve zevk vadlerinde bulunarak, zaman zaman güç ve zenginlik vaat ederek, bir başka defa iman esaslarını inkâr ettirerek, kimi zaman muhatabını seçkin bir milletin güzide bir ferdi olması itibariyle Cennet’in hakiki varisi olduğuna inandırarak.. servet, şöhret, devlet, şehvet ve bazen de âhiret ile ilgili arzuları kamçılayarak, gönüllere ümniye ve kuruntularak salarak... Şeytan sürekli av peşindedir.

Şeytanın insî dostları da, hep onun temennîlerini seslendirirler. Mesela, “Şu Kur’ân okunduğunda ona kulak vermediğiniz gibi, ona karşı yaygara koparıp, onun başkaları tarafından anlaşılmasını da engelleyin. Ancak böyle yaparak üstünlük sağlayıp onu bastırabilirsiniz.” (Fussilet, 41/26) derler ve isterler ki Kur’an dinlenmesin, emirlerine itaat edilmesin. Yaygaralarıyla Kur’an’ı bastırmayı temenni ederler. Yine onlar, mü’minlerin de kendileri gibi küfre düşmelerini delicesine isterler ve küfürde onlarla beraber olmalarını arzularlar. (Nisa, 4/89) Onlardan da “keşke” sözü sadır olur; ama bu, müminlere karşı kalblerindeki haset ve kinin bir yankısından ibarettir. Şeytan onları boş kuruntularla öylesine doldurmuştur ki, onlar, “Allah’ın çocukları ve sevgilileri” olduklarına, bundan dolayı Cennet’in kendileri için parsellendiğine ve Cehennem ateşinin onlara dokunmayacağına inanırlar. Onlar bu ümniyeleriyle oyalanadursun, Allah Teâlâ da şöyle buyurur: “Şeytan, onlara sadece vadlerde bulunur, onları birtakım kuruntularla oyalar. Şeytan, aslında onlara kuru bir aldatmadan başka ne vâd eder ki!” (Nisa, 4/120) “Allah’ın vâd ettiği bu mükâfat, ne sizin temennileriniz, ne de Ehl-i Kitab’ın temennileri ile elde edilmez. Kim kötü iş yaparsa onun cezasını görür ve Allah’tan başka, kendisini o azaptan kurtaracak ne bir hâmi, ne de bir yardımcı bulabilir.” (Nisa, 4/123)

Ölüm Korkusu ve Uzun Ömür Arzusu

Mü’minler, ölümü bir terhis tezkeresi ve Sevgili’ye vuslat davetiyesi gibi görürken, iman mahrumları ona, her şeyin sona ermesi, bir yok olma, bir inkıraz, bir çözülüp dağılma ve topraklaşma nazarıyla bakar ve katiyen onunla yüz yüze gelmeyi arzu etmezler. Onlara göre, insan ölünce her şey biter; her şey ve her yer yokluğun karanlığına gömülür. Bundan dolayı da, onlar ölümü asla istemez ve ondan köşe bucak kaçarlar.

Cenab-ı Hak, Yahudi ve Hıristiyanlardan bazılarının “Biz Allah’ın çocukları ve sevgilileriyiz” (Mâide, 5/18) demesi üzerine Peygamber Efendimiz’e şöyle hitap etmiştir: “De ki: Ey kendilerine Yahudi diyenler! İnsanlar arasında yalnız kendinizin Allah’ın dostları olduğunu iddia ettiğinize göre, bu iddianızda tutarlı iseniz, haydi hemen ölmeyi temenni edin de bir an önce O’na kavuşun’.” (Cuma, 62/6) Allah Teâlâ, iddialarının ne kadar asılsız ve geçersiz olduğunu göstermek için onlara böyle çağrıda bulunmuş; “Eğer o davanızda doğru iseniz böyle ölümden kaçmayıp onu temenni etmeniz gerekir. Niçin ondan kaçıp da bütün varlığınızla dünya hayatına sarılıp duruyorsunuz?” itabıyla onların dünyaya ve hayata ne kadar düşkün olduklarını ve suiistimallerinden dolayı ölümü katiyen istemediklerini ifade buyurmuştur: “Ama onlar, bizzat yaptıkları zulümler sebebiyle asla ölümü temenni etmezler. Allah, o zalimleri pek iyi bilir.” (Cuma, 62/7)

Evet, Allah o zalimleri pek iyi bilir ve onların karakterlerini, gönüllerinden geçenleri bizlere de bildirmektedir. Yahudi ve Hıristiyanlardan bazılarının “Âhiret yurdu (Cennet) ancak bizimdir” demelerine rağmen, o yurdun koridoru olan ölümden korkup kaçtıklarını, ölümden sonra böyle ebedi bir mutluluğun yalnız kendilerine ait olduğuna cidden inanmış olanların, zahmetler, elemler ve kederlerle dolu olan şu üç-beş günlük dünya hayatına sımsıkı sarılmalarının hiçbir anlamı olmadığını; bu düşünceyi taşıyanların bir an önce ölümü temenni etmeleri gerekirken, dünyadan ayrılmayı asla istemediklerini ve hattâ hayata en fazla onların düşkün olduğunu beyan buyurmaktadır. “İnsanlar içinde dünya hayatına en hırslı olanların onlar olduğunu görürsün. O kadar ki, bu hırsta müşriklerden bile daha ileridirler. Onlardan her biri bin yıl yaşamak ister. Fakat uzun ömür, onu cezadan uzaklaştıracak değildir. Allah, onların bütün yaptıklarını görür.” (Bakara, 2/96)

Kur’an-ı Kerim, Âd kavmini anlatırken de ehl-i küfrün uzun ömür arzusunu nazara vermekte, Hz. Hud’un onlara şöyle dediğini nakletmektedir: “Siz her yol üzerinde, gelip geçenleri şaşırtmak için bir alâmet yapıp saçma sapan şeylerle mi uğraşırsınız? O muazzam yapıları dünyada ebedî kalmak gayesiyle mi inşa ediyorsunuz? Başkalarının hukukuna karşı hiç sınır tanımadan hep böyle zorbalık mı yapacaksınız?” (Şuara, 26/128-130)

İşte, mü’minlerin âhiret özlemine mukabil, iman mahrumlarında da pek şedit bir yaşama arzusu ve uzun ömür temennisi vardır. Onlar, dünyada bir müddet daha kalabilmek için sürekli “keşke keşke!” der durur; ölümü hatırlamak bile istemez ve ondan hep kaçarlar.. kaçarlar ama, katiyen kurtulamayacakları bir acı son onları beklemektedir: “Nerede bulunursanız bulunun: sağlam, yüksek kulelerde, hatta eflâke ser çeken gökteki yıldız burçlarında bile olsanız, ölüm mutlaka size yetişir.” (Nisa, 4/78)

Dünya Yörüngeli Temenni

Misallerde açıkça görüldüğü ve görüleceği üzere, mü’minlerin temennisi tevbe, azim ve kasıt televvünlüdür. İmandan mahrumların temennilerine gelince onlar, dünya adına bir nedametin ve iç acısının tezahürleridir, boş ve varidatsızdır. Meselâ, Tebuk Seferi’ne çıkıldığında Ka’b b. Malik (r.a.) “kendi ifadesiyle“ bir ihmalkârlık sonucu geride kalmıştı. Artık yola çıksa da orduya yetişemeyeceğini anlayınca hüzünden iki büklüm olmuştu ve o derin üzüntünün ifadesi dudaklarından “Keşke Allah Rasulü’ne yetişebilse ve Onunla beraber olabilseydim!..” şeklinde dökülmüştü. “Keşke” sözü onda bir seyyienin pişmanlığı olarak, tevbesinin bir buudunu teşkil ediyordu; geri kalan kısmı ise, doğruluğunun ve sadakatinin arkasından gelen af fermanı tamamlıyordu.” (Buhari, “Megazi”, 79; Müslim, “Tevbe”, 9/53) Ka’b b. Malik’in temennisine mukabil cihada çıkıp yarı yolda nifaklarını kusarak geri dönen münafıklara bakılırsa onların temennisinin ne kadar boş bir kuruntudan ibaret olduğu görülecektir. Onlar, müminlerin başına bir felâket gelirse derler ki: “Neyse ki, Allah bana lutfetti de onlarla beraber çıkmadım.” (Nisa, 4/72) Fakat, Allah’tan, inananlara bir nimet ve inayet erişirse, bu defa da, “keşke”lerle inler; “Ah! n’olurdu, ben de onlarla beraber olaydım da zafer kazanaydım, büyük bir ganimete konaydım!” diye sızlanırlar. (Nisa, 4/73)...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kuranı Kerim de temenni 2
« Posted on: 25 Nisan 2024, 08:35:37 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kuranı Kerim de temenni 2 rüya tabiri,Kuranı Kerim de temenni 2 mekke canlı, Kuranı Kerim de temenni 2 kabe canlı yayın, Kuranı Kerim de temenni 2 Üç boyutlu kuran oku Kuranı Kerim de temenni 2 kuran ı kerim, Kuranı Kerim de temenni 2 peygamber kıssaları,Kuranı Kerim de temenni 2 ilitam ders soruları, Kuranı Kerim de temenni 2önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes