> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Kuran-ı Kerim > Sizden Gelenler( Kuran-ı Kerim) > Kuran terminolojisinden hayata bakmak
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kuran terminolojisinden hayata bakmak  (Okunma Sayısı 1101 defa)
19 Kasım 2010, 14:59:20
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 19 Kasım 2010, 14:59:20 »



Kur'an Terminolojisinden Hayata Bakmak


Kur'an'ın anlam örgüsü içinde bize sunduğu kavramsal boyut, ona tabi olanların hayata bakış açılarını birebir etkilemektedir. Günlük hayatta, sokakta, evde, işyerinde, kısacası, insan olgusunun olduğu hayatın her alanında biz Müslümanlar lugatımızı iman ettiğimiz Kitab'ın kavramsal boyutundan beslemekteyiz. Konuyu örneklendirecek olursak, mesela sokakta karşılaştığımız bir insana Allah'ın adını anarak dua ile selam vermemiz ya da en basitinden hapşıran bir kişinin Allah'a hamd ve şükrünü sunması, peygamberlerin adını anarken bir saygı ve sevgi çerçevesi oluşturarak anmak, bu kavramsal şekillenmenin en belirgin şemalarıdır. Müslümanların bu dil olgusunu bu şekilde kullanmaları, yüzyıllardır süregelen bir inancın toplumsal\zihinsel\kültürel tezahürüdür. İnsanlığın dünyada vuku bulmasından bu yana fıtri bir ihtiyaç olan dili kullanma yetisi beslendikleri kaynak itibariyle, kültürlerin inşa ediliş sürecinde önemli bir etkendir. Örneğin Tevrat’ta geçen cumartesi yasağı, o yasağa muhatap olan insanların yaşam tarzlarında belirgin bir cumartesi olgusu oluşturmuştur. Veya İslam'ın cuma gününe atfettiği toplumsal\cemaatsel namaz hareketi, İslam'ın girdiği her toplumda cuma gününe olan bakışı\algılayışı değiştirmiştir. Bugün içinde yaşadığımız toplumda çoğu ibadeti savsaklayan kültür\kitle\yığın Müslümanları bile cumaya karşı özel bir tevazu ve inanç şekli oluşturmuşlardır. Bu sadece din\inanç merkezli oluşumlardan ibaret değildir elbette. Mesela son yüzyılın en popüler kelimelerinden biri olan teknoloji, belirli bir olguya işaret etmemesine rağmen ortaya çıktığı andan itibaren girdiği veya gir(e)mediği her toplumda yepyeni bir hayat tarzı\alışkanlıklar\algılayışlar\tutumlar oluşturmuştur. Genel anlamda içinde yaşadığımız dünyanın modern hayattaki kozmopolit\global yapısından dolayı bu örnekleri çoğaltma imkânımız ve malzememiz vardır. Hepsindeki ortak nokta ise; her kavram\kavramsal yapı\vokabüler sistem, içinde bulunduğu toplumda\bireyde\ilişki tarzlarında belirli bir etki\değişim\dönüşüm\etkileşim düzeyi oluşturmaktadır. Bu etki sadece toplumun etnik ya da dini yapısına bağımlı olmayıp yaşanılan zamanla da birebir irtibatlıdır. Yani yüzyıllardır kullanılan bir kelime her topluma farklı bir şey anlatabilmiş hatta aynı topluma farklı zamanlarda farklı anlam dünyalarının imkânını sunmuş, farklı kültürel ve dinsel veya linguistik cemaatlerin oluşumunu\gerçekleşmesini sağlamıştır. Bizim hayatımızı besleyen ve şekillendiren Kur’an ilk indiği toplumda genel olarak kelimelerin anlam örgüsü\semantik düzeyi\sınırları içinde belirgin değişiklikler yapmıştır. Bu değişikliği, toplumun reaksiyon düzeyine de bakacak olursak bir zihniyet değişimi olarak adlandırmak çok da yanlış olmaz. Kur’an’ın belirgin bir eğitimsel sürecinin kelimeler\kavramsal boyutundaki tezahürüdür\inşasıdır\ibdasıdır bu zihniyet devrimi. Belki de göze en çok çarpan semantik\zihniyet değişimi\devrimi "Allah" lafzı üzerinde olmuştur. Kur’an’ın bize belirgin olarak öğrettiği konulardan biri; tanıtılan, adı geçen peygamberlerin neredeyse tamamı, Allah'a inanan\Allah kavramına aşinalığı olan toplumlara gelmiş olmalarıdır. Bunlardan bize en yakın\belirgin olanını, tarihsel ve hitap-muhatap ilişkileri boyutunu da göz önüne aldığımızda Hz. Muhammed'in geldiği müşrik Arap toplumudur. Kur’an’ın birçok yerinde bu toplumun, Allah’a inanan, hatta bu inanışı basit bir dil hareketinden öte onun birçok sıfatını onaylayan insanlardan oluştuğu anlaşılıyor. Örneğin Kur’an’ı Kerimde Lokman suresinde şöyle der: "( çoğu insan) gibi şayet onlara, ' gökleri ve yeri yaratan kimdir?' diye sorsan, hiç tereddüt etmeden ' Allah'tır ' derler." (1). Ayette görüldüğü gibi insanların zihinlerinde belirgin olarak kalıplaşmış bir Allah anlayışı var ve ona yüklenen bir yaratma sıfatı var. İşte bu noktada İslam’ın bize sunduğu Allah olgusuyla müşrik kavmin inanç değeri olarak sığındıkları Allah aynı varlıkmış gibi düşünülebilir. Fakat daha derinlere inildiğinde inanç, akidevi, düşünsel ve eylemsel boyutta İslam - şirk, mümin - müşrik, cennet - cehennem farkını oluşturacak kadar belirgin farklar olduğu görülür. Müşriklerin inandığı, iman ettiği,  sadece zorda kaldıklarında sarıldıkları, O, Allah mülkünde kendine ortaklar edinmiş,  yarattıkları kulları direk duyma yetisine sahip olmadığı için aracılar koşulan, din günü tek başına karar veremediğinden başka varlıkların karar mekanizmasına ihtiyaç duyan, insanlar gibi üreme olgusunu barındıran (müşriklerin melekleri Allah’ın kızları olarak ilahlaştırmaları: bkz. en'am 100, nahl 57, ya da Hıristiyanların Hz. İsa’yı Allah’ın oğlu olarak inanç sistemlerine alması) sonuç olarak birçok yönden yetersiz bir ilah’tı ve toplumsal yapıdaki bütün çarpıklıklar doğal olarak bu Allah olgusu\tasavvuru etrafında şekillenmekte hatta o varlığın parmağı\organı bulunmaktaydı. Yani Allah tarafından kayrılan, özel statüye alınmış, dünyada ve ahirette mekânı kutsanmış zengin müşrik, fakir halka yaptığı bütün adaletsizlikleri din boyutuyla Allah’a dayandırdığı için hep haklıydı\üstündü. Çünkü o mülküne kendini ortakmış gibi gördüğü Allah’ın seçkin kuluydu. Peygamberin toplumda bu statüye sahip müşriklerden aldığı itirazlarda söylemimizi kuvvetlendirmekte ve haklı kılmaktadır. Onlar peygamberin ilk davetiyle karşılaştıklarında Allah’ın bir çobanı seçmeyeceğini, eğer illa biri seçilecekse bu kendilerinden biri olması gerektiğini iddia etmişlerdi. (Din adamı sınıfından, büyücülükle ve üfürükçülükle meşhur Ebu Amir’in peygambere olan itirazını hatırlayalım) Yani emri altında çokça adamı olmayan, oğulları olmadığı için onlarla övünemeyen bir çobandan ziyade bu üstünlük vasıflarına haiz biri seçilmeliydi. İşte Kur’an’ın ilk olarak tevhid ilkesini insanlara anlatması ya da peygamberin bu ilkeye davet etmesi, ilk semantik\kavramsal\tasavvur değişiminin "Allah" kavramı üzerinde şekillendiğini göstermektedir. Kur’an, zihinlerde öyle bir inkılap meydana getirmişti ki, toplumun bugüne kadar inandığı ve kendilerine, inanç sistemlerine ve O Allah’ın özelliklerine göre Allah, bu yeni bahsedilen varlıktan çok farklıydı. Bu din tek bir ilahtan bahsediyordu ve bu söylem bazı yaptırımlar, değişiklikler ilahi kaynaktan besleniyordu. Hangi toplumsal statüden olursa olsun, insanların dualarında birebir karşılarında bulacakları, aracılar olmadan seslerini işitebilen bir Rab olgusu oluşuyordu. Bu o günkü toplumda her yönden bir şok etkisi yapmıştı. Eğer insanlar böyle bir Allah’a inanırlarsa sosyal adalet kavramı toplumun her zerresine işleyecek, sınıf kavramı belirgin olarak silinecek, iktisadi hayatın can damarı olan putlar işlevsiz\anlamsız kalacak hatta yıkılacak, kölelik bir yazgı olmaktan çıkacak, ataların dini ve kültürü tamamen terk edilecek. Elbette ki bu durum akılsızlar\zenginler\soylular güruhu için kabul edilemez bir olaydır. Özellikle de Allah’ı heva ve heveslerine göre şekillendirip topluma öncülük edenler daha çok etkilenecekler. Bir kavramdaki anlamsal değişimin bir toplumda A'dan Z'ye nasıl bir algısal\siyasal\semantik ve ahlaki değişim süreci doğurduğu ile ilgili sadece bir kavram bile toplumlara zengin bir bakış açısı sunmakta. Allah kavramının semantiğini incelerken arada değindiğimiz melek lafzı da belirgin bir değişiklik süreci doğurmuştu. Toplumun inanç sisteminde, Allah’tan bir parça olarak inanılan melekler bir anda insanların zihinlerinde tepe taklak olmuş ve Allahın emir ve isteklerine göre hareket eden o inanmadıkları Resule vahiy getiren Bedir’de onlara yardım eden görevliler olarak da anlam kazanmıştır. Birçok kavmin ilah edindiği gök cisimleri olan güneş, ay ve yıldızların, Allah’ın insanların hizmetine sunduğu ve bir sünnetullah kavramı çerçevesinde hareket eden birer olgu olduğunu Kur’an sık sık vurgulamıştır.

Şimdiye kadar ele aldığımız örnekler geldiği dönemin öncesi, sonrası ve inanç sistemlerine aitti. Peki bu kavramsal değişim süreci sadece o çağa ait bir gerçeklik miydi? Elbette hayır. İnsanlık var olduğu sürece belirli kavramlar hep zamanın boyasıyla boyanmaya devam edecektir. İşte Peygamber sonrası dönemden bugüne kadar da belirli kavramlar Kur’an’ın verdiği asli manadan toplumsal düzeyde çıkmış ve insanların heva, heves, arzu, ideal ya da siyasi emellerine göre zihinlerde değişerek şekillenmiştir. Siyasi ya da politik emellerin arzularına kurban olarak kullanılmış belirgin örneklerden biri " millet " kavramının yaşadığı tarihsel yozlaşma sürecidir. En başta Kur’an terminolojisi içinde bir dini oluşumu simgeleyen millet kelimesi Kur’an da şu şekilde kullanılmıştır: " ' Yahudi ve Hıristiyan olun ki doğru yolu bulasınız' dediler. De ki: ' hayır ( biz ) Hanif olarak İbrahim’in dinine (milletine) uyarız. O, müşriklerden değildi." (2) ayette belirtildiği gibi Kur’an bu kavramı din, tutulan yol, ya da bir inanç sistemine ad olarak kullanıyor.  Oysa bugün toplumlar Kur’an’ın kavim olarak nitelendirdiği menşei, millet kelimesi ile ifade etmektedir. Bu değişimin temeli ulusalcılık hareketlerinin ortaya çıktığı ve ulus devlet fenomeninin konuşulduğu 1700'lü yılların ikinci yarısına dayanmaktadır. Görünüşte ve kullanışta çok masum olarak görülen bu değişimin aslında hiçte masum olmayan sonuçlar doğurduğu bugün aşikârdır. İnsanlara ulusalcılık olarak dayatılan bu yeni ideolojik oluşum, kavramların çarpıtılması ve millet kelimesinin bilinçli olarak bu alanda kullanılmasıyla bir din olgusu olarak ortaya çıkmıştır. Doğrusu bu ideolojiler dinleştikten sonra kavramsal bazda bir itiraz yöneltmemiz çok da haklı olmaz. Çünkü eğer insanlar kavimlerini bir din gibi görüyorlarsa millet kavramını kullanmaları gayet doğal. Ama eğer biz Müslümanlar, meselenin özüne eleştirel ve birazda kaygısal bir bakış açısı yöneltmezsek, aynı tuzağın içine çekilmemiz hiçte garipsenmeyecek bir durum olarak hayatımızdaki yerini alır. Y...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kuran terminolojisinden hayata bakmak
« Posted on: 29 Mart 2024, 14:36:21 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kuran terminolojisinden hayata bakmak rüya tabiri,Kuran terminolojisinden hayata bakmak mekke canlı, Kuran terminolojisinden hayata bakmak kabe canlı yayın, Kuran terminolojisinden hayata bakmak Üç boyutlu kuran oku Kuran terminolojisinden hayata bakmak kuran ı kerim, Kuran terminolojisinden hayata bakmak peygamber kıssaları,Kuran terminolojisinden hayata bakmak ilitam ders soruları, Kuran terminolojisinden hayata bakmakönlisans arapça,
Logged
02 Mayıs 2017, 23:48:50
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 02 Mayıs 2017, 23:48:50 »

Esselamu aleykum.Rabbim bizleri kur ani kerimi okuyan anlayan ve hayatina rehber edinen kullardan eylesin insallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

03 Mayıs 2017, 01:42:32
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.948


« Yanıtla #2 : 03 Mayıs 2017, 01:42:32 »

Ve Aleyküm Selam. Mevlam bizleri Kur'an ışığında yaşıyanlardan eylesin inşaAllah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes