> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Kuran-ı Kerim > Sizden Gelenler( Kuran-ı Kerim) > Kurân penceresinden ailede erkeğin konumu
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kurân penceresinden ailede erkeğin konumu  (Okunma Sayısı 701 defa)
08 Ekim 2010, 18:50:42
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 08 Ekim 2010, 18:50:42 »



Kur'ân Penceresinden Ailede Erkeğin Konumu

Kâinatta her şey çift olarak yaratılmıştır. Atomların proton ve nötron, elektriğin pozitif ve negatif yüke sahip olması, bitkilerde erkek çiçeğin polenleriyle döllenen dişi çiçeğin meyve vermesi bu konuya misal olarak zikredilebilir. Nitekim, bununla ilgili olarak Kur’ân’da, “Her şeyi çift yarattık ki, düşünesiniz.” (Zâriyat, 51/49) buyurulmaktadır. Aynı durum yani çift yaratılış olgusu, insanlarda da söz konusudur. “Ey insanlar, sizi bir tek nefisten yarattık. (Nisâ, 4/1) ve “Rahime atılan nutfeden (spermden) erkek ve dişi çiftini yaratan O’dur.” (Necm, 53/ 45-46) gibi ayetler insanlık alemindeki çift yani erkek/dişi yaratılışı ifade etmektedir.

Erkek, kadınsız; kadın da erkeksiz nâkıstır. Bu nedenledir ki, her şeyin mükemmel olduğu cennette Hz. Âdem’den sonra Havvâ anamız yaratılmıştır. Bu yaratılışta esas olan, erkek ve kadının anlamlı bir bütünü oluşturarak birbirlerini tamamlamalarıdır. Yani erkekte olan bazı hasletler kadında zayıf iken, kadında güçlü olan bazı hasletler ise erkekte zayıf bırakılmıştır ki birbirleriyle dayanışma içinde hayat sürebilsinler.

Kur’ân’da yer alan kavvâm kavramı ve bu kavramın zikredildiği Nisâ suresi 34. ayet, erkek ve kadının İslam aile düzenindeki ve fıtrattaki konumunu belirlemek açısından çok önemli ipuçları vermekte ve kadın-erkek mukayesesi üzerine kurulu pek çok soruları cevaplamaktadır. Suat Yıldırım Bey bu ayete şu şekilde meal vermiştir:

“Kocalar eşleri üzerinde yönetici ve koruyucudurlar (kavvâm). Bunun sebebi, Allah’ın bazı insanlara bazılarından daha fazla nimet vermesi ve bir de kocalarının mehir verme, evin masraflarını yüklenmeleri gibi malî yükümlülükleridir. O halde iyi kadınlar: itaatli olan ve Allah kendi haklarını nasıl korudu ise, kocalarının yokluğunda, onların hukuklarını koruyan kadınlardır.” (Yıldırım, 2001)

Ayette geçen kavvâm kelimesine “hâkimdirler” (Davudoğlu, 1982; Atay-Kutluay, 1973) , “destekçisidirler” (Doğrul, 1947) , şeklinde anlam veren mealler de mevcuttur. Râğıb el-İsfahânî ise kavvâm kelimesine gözetmek ve korumak anlamını vermiştir. (Râğıb, 1986)

Elmalılı Hamdi Yazır’ın tefsirinde söz konusu ayet özetle şöyle tefsir edilmektedir:

“KAVVÂM; "kâim"in mübalağası olup (kıyam bi’l-emr)’den alınmıştır. Bir kadının işine bakan ve korunmasına önem veren ve işlerini idare edene "Kayyimü'l-mer'eti" ve daha kuvvetli olarak "Kavvâmü'l-mer'eti" denilir. Bu deyim, erkeğin kadına hakimiyyetini ve fakat rastgele değil "Milletin efendisi, onlara hizmet edendir." mânâsı üzere hizmetkârlıkla atbaşı bir hakimiyetini ifade eder. Bundan dolayı bir taraftan erkeğin üstünlüğünü anlatırken diğer taraftan da kadının değer ve üstünlüğünü bildirir. Ve bu ayırım içinde eşitlik iddiasını kaldırarak karşılıklı olarak farklı bir eşitlik metoduyla öyle bir birlik sağlar ki, bu durum sultan ile ümmet arasındaki karşılıklı haklara benzeyecek ve bu şekilde aile terbiyesi, toplum terbiyesi ve siyasi terbiyenin bir başlangıcı olacaktır. Bunun için Kadı Beydâvî “kavvâmûne”nin tefsirinde der ki, "Valiler, halkı idare ettikleri gibi onlar da kadınları öyle idare ederler." Şimdi bu esas da biri Allah tarafından verilen, diğeri çalışmakla kazanılan iki sebebe bağlanarak buyuruluyor ki: “Çünkü erkekler ve kadınların bir kısmını diğerine yaratılış açısından üstün kılmıştır.” “Hüm” zamirinin delalet ettiği mânâ ile bundan erkeklerin kadınlara üstünlüğü ve tercihleri anlaşılmakla beraber âyetin öyle güzel bir açıklaması vardır ki, bu üstünlük ve değeri, "Allah o erkekleri kadınlara üstün kılmıştır." diye mutlak surette erkeklere tahsis etmemiş, üstü kapalı olarak bazısının diğer bazısına üstünlüğünü ifade etmiştir. Bu ise, erkeğin kadında bulunmayan, yaratılıştan var olan birtakım üstünlüklere sahip olduğu gibi, aynı zamanda kadının da erkekte bulunmayan yaratılıştan var olan bazı üstün vasıflara sahip olduğunu ve bundan dolayı her ikisinin birbirine değişik yönlerden muhtaç olduklarını ve bu şekilde erkekle kadının yaratılıştan farklı ve karşılıklı olarak birbirlerinden üstünlükleri olduğu gibi, her erkeğin ve aynı şekilde her kadının da seviyelerinin bir olmadığını ve bundan dolayı her erkeğin, her kadın ile tek olarak mukayese edilemeyeceğini ve bununla birlikte bütün bunlar toptan karşılaştırılınca kadınların erkeklere ihtiyacının, erkeklerin kadınlara ihtiyacından daha fazla olduğunu ifade eder. Ve açıklandığı üzere esas üstünlük ölçüsü olan kazanma ve mal edinme açısından erkek, faaliyet gösterme yeteneğine sahip; kadın ise itaat duygusu ve kabiliyet yönünden ince ruhlu ve çekici bir yaratılışa sahip olup bunun için erkeklerin kuvveti ile korunmaya ve muhafaza edilmeye daha fazla muhtaçtır. Ve bundan dolayı sonuç olarak genel bir şekilde üstünlük ve faziletin erkek tarafında bulunduğunu, amirlik ve idarecilik yetkisinin, hakkıyla erkek olan erkeklere verilmesi ve kadınların onlara itaat etmesi, hem bir hak ve hem de kadınların menfaatlerinin gereği olduğunu pek beliğ özlü bir ifade ile anlatır. Ve işte erkeklerin peygamberlik, imamet devlet başkanlığı, valilik, şeair-i İslâmı, yani İslâm'ın sembollerini gerçekleştirmek, kısas cezalarında şahitlik etmek, cihadın kendilerine vacib olması, cumanın vacib olması, ezan, hutbe, itikaf vb. bir takım özellikler, haklar ve vazifeler ile üstün olmaları da bu örneklerden bazılarıdır. "Kadınlar üzerine hakimdirler." fehvasınca ailede riyaset hakkına sahip olmalarının bir sebebi, yaratılıştan olan üstünlük; biri de erkeklerin mallarından bir kısmını mehir ve nafakaya harcamaları meselesidir.” (Elmalılı, II/1348-1349) Verdiğimiz bu tefsirler neticesinde akla şu soru geliyor: “Çağımızda farklı bir konsept söz konusudur. Pek çok Müslüman kadın değişik iş kollarında çalışmakta ve ev ekonomisine katkıda bulunmaktadır. Böyle evli bir kadın ekonomik bağımsızlığını eline aldığı ya da bir kısım kesbî (çalışarak elde edilen) meziyetler/makamlar elde ettiği takdirde de erkeğin kadın üzerindeki yöneticiliği/koruyuculuğu devam eder mi?” Bunu izaha geçmeden önce kadın ve erkeği fiziki açıdan tahlil eden bazı dikkat çekici ve kıymetli açıklamaları aktaralım:

“Asrın Getirdiği Tereddütler -3” isimli eserde şu izahlara yer verilmektedir: “Erkek kavvâmdır. Âyette bu hükmün illeti de belirtilir: “Bimâ faddalallahu ba'dahüm âlâ ba'dın”. Allah bazınızı bazınıza, bazı noktalarda üstün kılmıştır. Erkeklerin birçok noktalarda kadına karşı üstünlüğü vardır. Fakat bu üstünlüğü, aynı organizmaya bağlı uzuvlar arasındaki üstünlük gibi değerlendirmek gerekir. Meselâ, erkek bu organizmada şayet, göz gibiyse, kadın da kulak gibidir veya erkek beyinse kadın kalptir. İkisi arasında işte böyle ciddi bir irtibat vardır. Biri kan pompalarsa diğeri yaşar, onda bir kanama olursa diğeri de durur. Hayatları iç içe girmiş bir vücûdun ayrı yanları gibidir. Böyle bir husûsiyeti kabûl etmekle beraber, genel manâda erkeğin kadına olan fonksiyonel üstünlüğü de inkar edilemez. Erkek bütün bir senesini faaliyet içinde geçirebilir. Bazen en ağır işlerde çalışır. Fizikî ve psikolojik yönden dâima daha kuvvetlidir. Batı dünyası dahi en ağır işlerde erkeği kullanır. Maden işçileri hep erkeklerden seçilmektedir. Kadın ise, ayın bazı günlerinde devre dışı kalmak zorundadır. Lohusalık halinde bazan iki aya yakın aktif olamaz. İrâde ve fizikî yönden zayıftır. Her zaman cemiyetin her kesiminin içinde bulunamaz. Bazı durumlarda en mukaddes emânetini kaybedip cemiyet içinde kimsenin yüzüne bakamaz hale gelebilir, onun için çok dikkatli olmak mecbûriyetindedir. Mahremi olmadan uzak yerlere yolculuk yapamaz.

Bütün bunlar nazara alınacak olursa, erkeğin kadına karşı üstünlüğü, inkâr kabûl etmez bir gerçek olarak ortaya çıkar. Bununla beraber cemiyetin, her iki cinse de ihtiyacı, her türlü îzâhtan vârestedir. Kadın ön sezisiyle ve içinde taşıdığı şefkat duygusuyla erkekten çok üstündür. Onun içindir ki, çocuğun bakımını anne üstlenir. Çünkü bu iş babanın altından kalkabileceği bir iş değildir. Fakat o da dış hâdiselerin tazyikine karşı mukâvemetlidir. Evet o, en ağır işlerin altından dahi kalkabilecek güçtedir.

Anneye gelince, gece yarısı çocuk ağlamaya başlayınca, bazen baba oda değiştirir. Anne ise yattığı odadan çocuğun odasına koşar. Belki sabaha kadar onun başında durur. O çocuğuna karşı çılgınca bir şefkat taşır. İşte, bu duyguyla kadın erkekten üstündür. Bu üstünlük yerinde kullanıldığı zaman da büyük hayırlara vesîle olur. Kadın nesil yetiştirir. İyi bir eğitim ve öğretimle onları insanlığın zirvesine çıkarabilir. Erkek ise hayatının büyük bir bölümünü ev dışında geçirir. Halbuki kadın sabahtan akşama kadar bir tül gibi evlâdının başında titrer ve ona insanlığa giden yolları gösterir.Büyük insanları anneler yetiştirir. Fâtihleri, insanlığın iftihar tablolarını hep anneler şekillendirir. Kadın kendine âit bu meziyetlerle, erkek de yine kendine ait kabiliyetlerle örfâneye iştirak ederse bu bütünleşmeden cennet ikliminin yaşandığı bir âile ve fazilet topluluğu cemiyet meydana gelir. Erkek kadınsız, kadın da erkeksiz eksiktir. Onun içindir ki, her şeyin mükemmel olduğu Cennette Hz. Âdem'den hemen sonra, Hz. Havvâ vâlidemiz yaratılmıştır. Eğer ilk yaratılan Havvâ olsaydı, şüphesiz, hemen ardından da Âdem yaratılacaktı. Zira her ikisi de bir birisiz olamazdı.. Kadın evin dâhilî işlerini erkek de hâricî işlerini deruhte etmekle mükelleftir. Erkeğin işlerinin kendine göre zor taraf1arı olurken, kadın içinde aynı şeyleri söylemek zorundayız. Fakat, "mağrem/zorluk" itibariyle "mağnem/mükafat" kaidesince erkeğin evde "kavvâm" kılınması onun mesuliyetini daha da ağırlaştırmaktadır. Onun içindir ki kadının ve çocukların na...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kurân penceresinden ailede erkeğin konumu
« Posted on: 20 Nisan 2024, 17:04:24 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kurân penceresinden ailede erkeğin konumu rüya tabiri,Kurân penceresinden ailede erkeğin konumu mekke canlı, Kurân penceresinden ailede erkeğin konumu kabe canlı yayın, Kurân penceresinden ailede erkeğin konumu Üç boyutlu kuran oku Kurân penceresinden ailede erkeğin konumu kuran ı kerim, Kurân penceresinden ailede erkeğin konumu peygamber kıssaları,Kurân penceresinden ailede erkeğin konumu ilitam ders soruları, Kurân penceresinden ailede erkeğin konumuönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes