๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler( Kuran-ı Kerim) => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 12 Kasım 2010, 14:25:57



Konu Başlığı: Kuran ın bilime çizdiği sınır
Gönderen: Sümeyye üzerinde 12 Kasım 2010, 14:25:57
Kur'an'ın bilime çizdiği sınır.



Madem ki, her şey Kur’an’da var, acaba insanlığın sanat ve bilim alanındaki harika sanatlarından, muhteşem icadlarından ve buluşlarından Kur’an nasıl bahsediyor?

Bir ayet-i kerimede “yaş ve kuru hiçbir şey yoktur ki, Kitab-ı Mübin’de yer almasın” (En’am-59)  ifade edilmektedir.
Bir görüşe göre Kitab-ı Mübin, Kur’an’dan ibarettir. Yaş ve kuru her şey içinde bulunmaktadır. Fakat herkes her şeyi içinde göremez. Zira çeşitli derecelerde bulunmaktadır; bazen çekirdekleri, bazen tohumları, bazen özetleri, bazen prensipleri, bazen alâmetleri, ya apaçık, ya işareten, ya üstü kapalı, ya ihtar tarzında bulunurlar. Fakat ihtiyaca göre ve Kur’an’ın maksadına uygun bir tarzda ve makamın gerektirdiği ölçüde şu tarzların birisiyle ifade edilimektedir.
Burada akla hemen şöyle bir soru geliyor:
Madem ki, yaş ve kuru her şey Kur’an’da var, acaba insanlığın sanat ve bilim alanındaki harika sanatlarından, muhteşem icadlarından ve buluşlarından Kur’an nasıl bahsediyor?
Evet bütün insanlığa hitap eden Kur’an-ı Hakim, onları da ihmal etmemiş, dışarıda bırakmamıştır. İki cihetten onlara işaret etmiştir:
Biri ; peygamberlerin mu’cizeleri suretiyle,
İkincisi ;  bazı tarihi olaylar şeklinde işaret eder.
Meselâ tarihi Nuh tufanından bahsederken; ‘onlar için ayetlerden birisi de zürriyetlerini bir gemide taşımamızdır. Daha nice binekleri onlar için yaratmışızdır.’ (Yasin 41-42)
İhtimaldir ki, burada bahsedilen dolu gemi, beşeriyetin ikinci babası Hz.Nuh’un gemisidir. Kur’an bu tarihî vakıayı insanlara anlatırken ayette geçen ‘daha nice binekler’ ifadesinden ‘trene’ işaret edildiğini söyleyen âlimlerimiz vardır. Rabbimiz isim vermeden ‘nice binekler’ ifadesini kullanarak kıyamete kadar keşfedilecek gemi gibi yük ve insan taşıyan bütün binek araçlarına dikkat çekmiştir. Şu ayetin diliyle bize manen şöyle diyor;
‘Ey insanlar haydi çalışınız, tembelliği bırakıp benim yeryüzüne  koyduğum adetullah (tabiat kanunları diye isimlendirilen suyun ,havanın, kaldırması, yerin çekim kuvveti, ateşin yakması gibi…) kanunlarımdan güzelce istifade etseniz sizde binebilirsiniz, yapabilirsiniz. Öyleyse haydi çalışınız, taklitlerini, benzerlerini bulunuz.
İkinci cihet; Kur’an’ın üstadiyetinden ve verdiği dersin işaretlerinden anlıyoruz ki, Kur’an peygamber mu’cizelerinden bahsetmekle, insanları gelecekte o mu’cizelerin benzerlerinin ‘Bilimsel Gelişmeler’ ile vücuda geleceğini bildirip insanlara ders veriyor ve teşvik ediyor.
Haydi çalışınız ! bu mu’cizelerin örneklerini gösteriniz. Süleyman (a.s) gibi iki aylık yolu bir günde alınız.
Hz. Musa’nın asası gibi taşlardan hayat suyunu çıkarınız, insanları susuzluktan kurtarınız.
İsa (a.s) gibi en dehşetli hastalığın tedavisine çalışınız, İnsanlığı müzmin dertlerden kurtaracak ilaçları kâinat eczanesinden çıkarınız.
İbrahim Peygamber gibi ateşin sizi yakmayacağı  maddeleri bulunuz, giyiniz.
Davut (a.s) gibi demiri hamur gibi yumuşatınız ki, insanların bütün sanatlarında kullanılmasını sağlayınız.
Yusuf (a.s) ve Nuh (a.s) ‘ın  birer mu’cizesi olan saat ve gemiden nasıl çok istifade ediyorsunuz; öyle de diğer peygamberlerin size ders verdiği, gösterdiği mu’cizelerden dahi o saat ve gemi gibi istifade ediniz, taklitlerini ve  benzerlerini yapınız.
Demek ki  Kur’an, peygamber kıssalarıyla insanlara ders verirken aynı zamanda o mu’cizeleri örnek göstererek insanları bilimsel çalışmalarında teşvik etmekte ve gayrete getirmektedir;
Bakınız ! bir kuluma mu’cize olarak verdiğim bu nimeti sizlerde çalışarak elde edebilirsiniz. Yol açık, haydi çalışınız. Eğer ferd olarak yapamıyorsanız , nev’en, topluca bu işi başarabilirsiniz. Nefsin tembelliğini bırakıp kâinata koyduğum kanunlardan yararlanınız. Zaten ben sizi mahlukatın en mükerremi, en üstünü olarak yarattım ve yeryüzüne diğer varlıkların üzerine bir komutan olarak gönderdim.  Kâinat sarayında rahat edesiniz diye ihtiyaç duyacağınız bütün eşyayı, nimeti de depoladım.
Haydi, arayınız, bulunuz. Bazılarının örneklerini ve nümunelerini de peygamberlerin eliyle size gösterdim. Peygamberlerin mu’cize eli ile yaptıklarını sizler de ‘telahuk-u efkârla’, tecrübe ve çalışmalarınızı ekleyerek yapabilirsiniz.
Bazılarının dediği gibi Kur’an bilimle çatışmıyor, tam tersi, bilimsel çalışmalara teşvik ediyor.
Teşvik etmekle kalmıyor, insanlara örnek göstererek yapabileceklerini söylüyor.
Birde aynı zamanda bilimin ulaşacağı son sınırı da çiziyor.



Recai BİLEN

 


Konu Başlığı: Ynt: Kuran ın bilime çizdiği sınır
Gönderen: Rüveyha üzerinde 08 Ekim 2013, 16:51:23
Bir yerde, nasa gibi bilimsel kuruluşlar  da Kuranı Kerim okunduğunu ve kainata ait ipuçları bulmaya çalıştıklarını duymuştum..Hem inanmıyorlar hem de işlerine yarayacak bir şey bulucaklarını bilip Kitabımızı inceliyorlar..Gerçi onlarda gerçeği biliyorlar ama tek sorun kendilerine itiraf edemiyorlar..


Konu Başlığı: Ynt: Kuran ın bilime çizdiği sınır
Gönderen: Ekvan üzerinde 08 Ekim 2013, 17:13:53


       Rabbimin ilminin yanında, bizim ne kadar az bir ilme sahib olduğumuzu anlıyoruz her seferinde..Rabbim ilmimizi ve marifetimizi arttırsın inşaallah..


Konu Başlığı: Ynt: Kuran ın bilime çizdiği sınır
Gönderen: Ceren üzerinde 09 Ekim 2013, 03:42:07
Aslında arayıp bulacağımız tek kaynak kur anı kerim.Rabbim bize kur anı rehber olarak gönderdi.Ve bizler sadece okuyarak aklımız daki tüm soruları cevaplayabiliriz inşallah.


Konu Başlığı: Ynt: Kuran ın bilime çizdiği sınır
Gönderen: ✿ Yağmur ✿ üzerinde 12 Mart 2014, 16:47:48
Bir yerde, nasa gibi bilimsel kuruluşlar  da Kuranı Kerim okunduğunu ve kainata ait ipuçları bulmaya çalıştıklarını duymuştum..Hem inanmıyorlar hem de işlerine yarayacak bir şey bulucaklarını bilip Kitabımızı inceliyorlar..Gerçi onlarda gerçeği biliyorlar ama tek sorun kendilerine itiraf edemiyorlar..
İnsanlar Kuran ı bilselerdi böyle davranmazlardı hocam ne diyelim...