> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Kuran-ı Kerim > Sizden Gelenler( Kuran-ı Kerim) > Kuran da akıl 2
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kuran da akıl 2  (Okunma Sayısı 752 defa)
22 Eylül 2010, 18:32:36
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 22 Eylül 2010, 18:32:36 »



KUR'ÂN’DA AKIL -2


1. KUR'ÂN KISSALARI VE AKIL

İnançsızların akıllarını kullanmamaları konusunda Kur'ân'ın, kıssalar îrâd ettiğini de görürüz. Bu kıssalardan birisi İbrahim (as) ile kavmi arasındaki putların kırılması muhaveresidir. Kur'ân'da bu kıssa şöyle nakledilir:

- Andolsun Biz, önceden İbrahim'e de doğru yolu bilme kabiliyeti vermiştik. Zaten Biz onu(n olgun insan olduğunu) biliyorduk.

- Babasına ve kavmine demişti ki: "Sizin şu karşısında durup taptığınız heykeller nedir?"

- Babalarımızı onlara tapar bulduk(da onun için biz de onlara tapıyoruz) dediler.

- Doğrusu siz de, babalarınız da açık bir sapıklık içerisine düşmüşsünüz! dedi.

- Dediler ki: Bize gerçeği mi getirdin, yoksa sen oyunbazlardan biri misin?

- Hayır, dedi, sizin Rabbiniz göklerin ve yerin Rabbidir ki, bunları O yaratmıştır ve ben, buna şehadet edenlerdenim.

- ALLAH'a yemin ederim ki, siz ayrılıp gittikten sonra putlarınıza bir oyun oynayacağım! (Hz. İbrahim'in bu sözü gizli olarak söylediği ve kendisini sadece bir kişinin duyduğu rivayeti de vardır.)

- Sonunda (İbrahim) onları parça parça etti, yalnız onların büyüğünü bıraktı; belki ona müracaat ederler diye.

- (Döndükleri zaman): "Bunu tanrılarımıza kim yaptı. Muhakkak o zalimlerden biridir" dediler.

- "Onları diline dolayan bir genç işittik, kendisine İbrahim deniliyormuş" dediler.

- Onu insanların gözü önüne getirin de (Ona ne biçim ceza verdiğimize) tanık olsunlar, dediler.

- Hayır, dedi, (büyük putu göstererek) işte büyükleri yapmış, onlara sorun eğer konuşurlarsa! (*)

- Kendi vicdanlarına başvurup (içlerinden): "Hakikaten sizler haksızsınız" dediler.

- Peki siz ALLAH'ı bırakıp da size hiçbir fayda ve zarar vermeyen şeylere mi tapıyorsunuz?

- Yuh size ve ALLAH'tan başta taptıklarınıza. Aklınızı kullanmıyor musunuz? (Enbiyâ, 21/51-67) (**).

Görüldüğü üzere, tapınma, tevhid ve ulûhiyyet inancı gibi en yüce ve en yüksek inanç konularında dahi Kur'ân, insanların akıllarını kullanmaları gerektiği hususunda oldukça net bir tavır koymaktadır. Dolayısıyla dinin, inanç umdelerinin hemen hiç birisinde insan, aklını kullanmamaya çağrılmamakta, bilakis din bütünüyle akla hitap etmektedir. Toplumumuzda, özellikle günümüzde hâlâ bazı hurâfe sayılabilecek tutum ve davranışların sürüyor olması insanımızın hem selim akılla olayları muhakeme etmemesi/edememesi, hem de yeterli din eğitimi alamamış olmalarından kaynaklanmaktadır.

İnsanların inanç konusunda akıllarını kullanmamaları ile ilgili diğer bir Kur'ân kıssası da Musa (as) ile Fir'avun arasında geçen şu tartışmadır.

- Fir'avun dedi ki: (Ey Mûsâ) âlemlerin Rabbi nedir?

- Mûsâ: "O sizin de Rabbiniz evvelki atalarınızın da Rabbidir" dedi.

- (Fir'avun): "Size gönderilen elçiniz muhakkak delidir" dedi.

- (Mûsa devamla): "Eğer aklederseniz O, doğunun, batının ve bunlar arasında bulunanların Rabbidir" dedi (Şuârâ, 26/23-28).
Bu âyetten 191. âyete kadar sürekli olarak, yeryüzünün gerçeği arayan kimseler için "âyetlerle dolu olduğu ifade edilmiştir. Ancak aklını kullanmayanlar ve doğru yoldan sapmış bulunanlar bu âyetleri görseler de aklını kullanmayı bir tarafa itmiş, gözünü hakikatlere karşı kapamıştır. Çağlar boyu bu tür inançsız kişi ve grupların tartışma biçimleri, karşı çıkışları, inanmamak ve aklını ilâhî istikâmette kullanmamak için ileri sürdükleri bahane ve özürleri, bunun sonunda da uğradıkları feci akıbetleri hep aynı olmuştur.

Ayrıca bu ayetlerde söz konusu edilen "doğu" ve "batı" konusu vardır ki başlı başına bir inceleme alanıdır kanaatindeyiz. Çünkü, günümüzde dünyayı inançlı doğulular, yani şark toplumu ve inançsız batılılar, yani garp toplumu şeklinde sunî olarak ikiye ayıranlara, şark toplumlarını dindarlıklarından ötürü gericilikle suçlayanlara verilecek cevap bu gün de ayette olduğu şekildedir, kanaatindeyiz. Yani ALLAH (cc) arzın sadece bir bölümü olan şarkın değil aynı zamanda garbın da Rabbidir. Bu husus aynı zamanda İslâm dininin evrenselliğine ayrı bir buud kazandırmaktadır.

2. İNSANIN YARATILIŞI VE AKIL


Makro kozmosun küçültülmüş bir misali olan mikro kozmos yani insan ve onun yaratılışındaki akılları hayrette bırakan sanatı araştırma ruhu İslâm'ın gelişi ile beraber âdeta doruk noktasına ulaşmıştır. Biz burada konumuzla ilgili sadece bir âyeti belirteceğiz ki o da şudur:

"O'dur ki, sizi (önce) topraktan, sonra nutfe -sperma)-dan, sonra mudğadan yarattı. Sonra sizi çocuk olarak (annelerinizin karnından) çıkarıyor. Sonra güçlü çağınıza eresiniz, sonra da ihtiyarlar olasınız diye sizi yaratıyor. İçinizden kimi de daha (ergenlik veya ihtiyarlık çağına ermeden) önce öldürülüyor. Belli süreye erişmeniz ve aklınızı kullan(ıp ALLAH'ın bundaki hikmetlerini anla) manız için böyle yapar. (Mü'min, 40/67).Bu konuda benzer bir âyetler topluluğu da Mü'minûn sûresinin 12-15. âyetleridir. İlâhiyâtçılar ile tıp bilginlerinin sadece bu konuda yapacakları müşterek bir çalışma ile, ALLAH'ın insanda yarattığı ve yaratmakta olduğu harikulâdeliklerin akılları ne derece hayrette bırakabilecek bir şekilde olduğunu göstermesi açısından kayda değer bir husustur. Böylece bilim dünyası "Tıbb-ı Nebevî"nin yanında bir de "Tıbb-ı Kur'ânî" ile de tanışabilecektir kanaatindeyiz.

3. AKIL VE ÎMÂN KONUSU


Günümüzde bir takım ilmî spekülasyon ve sansasyonlarla insanımızı idlâl etmeye çalışanlar, akıl ve iman arasında bir tezadın ya da çatışmanın varlığını kabul etmede ve ettirmede oldukça acelecilik ve yanılgı içerisindedirler. Çünkü akıl, iman ile tezat halinde olmadığı gibi tam aksine uyum içerisindedir. Yani aklını gerçek gücüyle kullanmaya gayret eden kişi, aklî araştırma sonuçlarının ALLAH'a iman ile en yüksek derecede uyum halinde olduğunu görmekle hayretini bir kat daha artırmaktadır. Dolayısıyla aklî sapmalardan uzak kalmayı dilemek, irade etmek gerekmektedir. Bu nedenle, aşağıya meâlini aldığımız âyet-i kerîme oldukça dikkat çekicidir.

"İçlerinden sana kulak verip (Kur'ânı) dinleyenler de vardır. Fakat sağırlara sen mi duyuracaksın? Hele akıllarını da kullanmıyorlarsa!" (Yûnus, 42/10).

Öyle görülüyor ki, iman sözkonusu olduğunda aklî melekeyi tam anlamıyla kullanma öncesi, bir alt basamak olan irade (***) iyi ya da kötü yönde harekete geçmektedir. Bu iradenin iyi ya da kötüye yönelmesinden sonra da aklı kullanma devreye girmektedir. Böylece bizler şu ayetin anlamını daha iyi kavrayabiliriz: "Kâfirlerin hali, bağırıp çağırmak dışında bir şey duymayan, yine de haykıran kimsenin haline benziyor. Onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir. Onun için akletmezler." (Bakara, 2/ 171). Bu durum bize "önyargı", "peşin hüküm" dediğimiz aklî muhakemeye zıt bir hususu hatırlatmaktadır. Dolayısıyla, inanç konusunda menfî önyargısı bulunan kişilerin, yani sezme, anlama ve kavrama iradelerini olumsuz yönde kullanan kişilerin, bu konuda akıllarını kullanabilmeleri imkân harici gibi görünmektedir. Ancak zihnimize şöyle bir soru gelebilir: Acaba, iradelerini, inanç konusunda müsbet harekete geçirenlerin durumu, bir öncekiler gibi akıllarını kullanamama riskini beraberinde getirmekte midir? Cevap olarak "hayır" diyoruz. Çünkü, inanç konusunda iradenin müsbet yönde harekete geçirilmesi, aklı kullanma için ilk basamağı oluşturmaktadır. Bu nedenle aklın devreye girmemesi gibi bir olay sözkonusu değildir. Bununla beraber şunu da söylemeliyiz ki, iradesini inanma yönünde kullanan bazı kişiler yine inanç konusunda akıllarını kullanmada pasif kalabilmektedir. Bu ise dinimizde pek de övülen bir haslet değildir. Çünkü imanın, inancın aklı kullanmadan taklidî bir şekilde değil de tahkikî olarak yani aklın devreye girdiği durumlar daha fazla övülmüştür.

4. AKIL VE TABİAT


Kur'ân gece ve gündüzün yaratılmasında, yerkürede birbirine komşu kıtaların, ekinliklerin bulunmasında (er-Râ'd, 13/4) güneşin, ayın ve yıldızların ALLAH'ın emri ile hareketinde, gökten indirilen suda, hayvanlardan elde edilen gıdalarda aklını kullananlar için ibretler bulunduğunu belirtiyor. (en-Nahl, 16/12)
Öyleyse tabiatta meydana gelen olayları, alışılmışlığın ve âdiyattan saymanın verdiği gafletten silkinerek, daha değişik bir gözle değerlendirmek gerekmektedir. Aklın ve ferasetin kullanılmasıyla insan, olaylar arasında irtibat kurmada zorlanmayacak, kâinatta ve tabiatta meydana gelen baş döndürücü nizam ve ahengin mûcidine ulaşacak ve bir anlamda da bu hareketiyle kendisine ve diğer insanlara bahşedilmiş olan sayısız nimetlere az da olsa şükürle mukabele edebilmiş olacaktır. Gerçekten de Kur'ân'ın ifadesiyle, dünyada emre amade kılınan canlılar vasıtasıyla insanoğluna büyük bir nimet bahşedilmiştir. Ancak, bu hadd ü hesaba sığmayan, sayılmak istendiğinde saymaktan aciz kalacağımız (ibrahim, 14/34) bunca nimet karşısında bile insan; akletmeyen, sağır ve dilsiz bir hale gelebilmekte Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 22 Eylül 2010, 18:33:22 Gönderen: Sumeyye »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kuran da akıl 2
« Posted on: 27 Nisan 2024, 05:51:17 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kuran da akıl 2 rüya tabiri,Kuran da akıl 2 mekke canlı, Kuran da akıl 2 kabe canlı yayın, Kuran da akıl 2 Üç boyutlu kuran oku Kuran da akıl 2 kuran ı kerim, Kuran da akıl 2 peygamber kıssaları,Kuran da akıl 2 ilitam ders soruları, Kuran da akıl 2 önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes