> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Kuran-ı Kerim > Sizden Gelenler( Kuran-ı Kerim) > Kuran da akıl 1
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kuran da akıl 1  (Okunma Sayısı 993 defa)
22 Eylül 2010, 18:20:50
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 22 Eylül 2010, 18:20:50 »



KUR'ÂN'DA AKIL -1


İslâm dinindeki "İnsan" anlayışı, onu her yönüyle kuşatabilen bir anlayıştır. Ayrıca onun insanı ele alış tarzı, diğer bütün düşünce ve felsefî sistemlerden daha parlaktır. Çünkü her şeyden önce insan, yeryüzünde ALLAH'ın "halifesi", O'nun kutlu vekilidir. Pek çok düşünce akımlarında ise insan, yerine göre topluma kurban edilirken, yerine göre de toplum insana feda edilmiştir; toplumcu ya da ferdiyetçi akımlarda olduğu gibi. Bu şekilde negatif sayılabilecek "insan" felsefelerinin sonucunda Batı, insanın en değerli varlığı olan "akıl" konusunda inhiraf etmiştir. Nitekim Batı "aklı"; Descartes'la birlikte "gaye"ler üzerinde kafa yormayı dışlıyordu. Auguste Comte'un pozitivizminden itibaren de, dünyayı sadece "olgu"lar ve "kanun"lar boyutuna indirgiyordu. Spiritualizm'le beraber de aklı bir "hayaller şebekesi" gibi görüyordu.

ALLAH, insanı yeryüzünde kendi "halife"si yaparken, ona bu vazifesini mükemmel bir şekilde yerine getirebilecek imkânı, yani "aklı", hem de kusursuz bir aklı vermiştir. Bu akıl; yaratılış "gaye"lerini anlamaya çalışan, eşya ve olaylar arasındaki "sebep"leri araştıran ve aynı zamanda her şeyde ALLAH'ın varlığının ve birliğinin "(ayet) işaret"lerini görmeye çalışan bir akıldır. Çünkü; ne sadece "sebep"lerin araştırmasına kapanan bir bilim, ne de sadece "gaye"lerin araştırmasına kapanan bilgelik, ne "ilk sebep"e, ne de "son gaye"ye erişebilirler.

"Akıl" konusunun, "Kur'ân" ve "Sünnet" gibi aslî ve evrensel kaynaklardan araştırma gayretlerinin; aklı Monod'un "zorunluluk" ve "tesadüf ünden, Sartre'ın "boş tutku" iddiasından ve Camus'nun "saçma"sı olmaktan koruyacağına inanıyoruz.

Bu konunun araştırılması kanaatimizce önemliydi. Çünkü özellikle günümüzde, İslâm dinini tamamen "doğmatik" bir yapılanma olarak gösterme gayretleri oldukça fazlalaşmıştır. İşin enteresan tarafı, İslâm dinini doğmatiklikle suçlamaya çalışanların kendilerini en büyük rasyonalist ya da rasyonalizm taraftarı ilan etmeleriydi. Halbuki din, çalışmamızda da görüleceği üzere aklı dışlayan doğmatik bir yapı değildir. Tam aksine, "inanma" gibi temel bir konuda dahi Kur'ân, aklını kullanmayanları yeriyor, onları "körü körüne inanmakla" suçluyordu. Aslında bu tür yakıştırmalarda bulunanlar şartsız bir şekilde "rasyonalizm" taraftarı olduklarından "doğmatik rasyonalist"ler sınıfına dahil olmaktadırlar.

I. "AKIL" KELİMESİNİN MÂNÂSI

Akıl kelimesinin lügat ve ıstılah mânâları hakkında Râgıb el-İsfehânî şu bilgileri vermektedir: "İlmi elde etmeye yarayan hazır kuvveye akıl denir. Yine insanın bu kuvveyle elde ettiği ilme de akıl denir. Bunun için Emîru'l-Mü'minin (ra) şöyle der: Akıl ikidir. 1- Matbû (Doğuştan sahib olunan akıl) 2- Mesmû, (Matbû akılla elde edilen)."

Matbû akıl olmayınca mesmû akıl fayda vermez. Gözün görme gücü olmayınca Güneş ışığının fayda vermemesi gibi.

Matbû akıl insanda potansiyel güç olarak bulunan akıldır. Mesmû akıl ise, bu gücün geliştirilmişi, eğitilmiş olanıdır.

Matbû akla Resûlullah (sav) şu sözüyle işaret etmektedir: "ALLAH, akıldan daha şerefli bir varlık yaratmamıştır."

Mesmû olan akla da şu sözüyle işaret etmektedir:"Kişi, kendisini kötülüklerden alıkoyan ve hidâyete götüren akıldan daha faziletli bir şey kazanmamıştır" Bu mâna aynı zamanda "Onu ancak alimler anlar" (Ankebut, 29/43) âyetinde kastedilen mânâdır. ALLAH'ın, kâfirleri akılsızlıkla zemmettiği bütün âyetlerdeki mânâ da budur. "Onlar (kâfirler ve münafıklar) sağır, dilsiz ve kördürler bu yüzden anlamazlar" (Bakara, 2/18) âyetinde olduğu gibi. (Yani onlar doğuştan bir akla sahip olmakla beraber bu akıllarını çalıştırıp onunla, hidâyete eremezler, yeni şeyler öğrenmezler.)

Akılsızlık sebebiyle kuldan mesuliyetin kalktığını bildiren yerlerde ise akıldan maksad "matbu akıl"dır.

"Akıl" kelimesinin aslı lugatta tutmak ve bağlamaktır. "Deveyi iple bağladı" demektir. "Dilini tuttu, diline sahip oldu" demektir.1

Sanki akılla yeni bilgiler elde edilip, insanın akılla kendisine sahip olabilmesi sebebiyle akıl denilmiştir.

Bir başka kaynakta ise şu bilgileri görüyoruz:

Akıl; hicr, nüha, ahmaklığın zıddı, çoğulu ukûl. Akıllı adam, yani işi bilen kişi. Bu mânâdaki akıl “deveyi bağladım” cümlesinden alınmaktadır.

Âkıl ise, nefsini zapteden ve onun isteklerine boyun eğmeyendir. Bu ise "(dili bağlandı)" cümlesinden alınmıştır.

Akıl, işlerde sebat ve kâlp gibi anlamlara da gelmektedir. Akıla, akıl denmesinin sebebi, sahibini tehlikelere düşmekten koruduğu, yani onu hapsettiği içindir.2

Mevlevî Abdulhâkim, Şerhu'l-Mevâkıf fî Ta'rîfi'n-Nazar haşiyesinde: "akıl; madde gibi keyfiyet, kemiyet, gibi harici varlıkta bulunan ve sonradan lahik olan avarız-ı cüz'iyyenin giremediği şeyin idraki, anlaşılmasıdır" diyor. Diğer bir ifadeyle akıl, tecridle hasıl olsa bile haricî levâhıkdan uzak cüz'î ya da küllî eşyanın algılanmasıdır.

Filozoflara göre akıl; cisim olmayan, mümkün bir mevcuttur. Zatında mücerred bir cevherdir. Fâaliyetinde cismanî bir aletten müstağni, diğer bir ifadeyle, hem fiilinde hem de zatında mücerred bir cevherdir. Yani, cisim ve cismanî değildir. Ayrıca fiilleri cisimle müteallak da değildir.

Kelamcılar ise şöyle demektedir: Delile göre bizim yanımızda mücerredin isbatı yoktur. Bu, ister mevcut ister gayr-ı mevcut, ister mümkin, isterse de mümtenî olsun farketmez.

Kamus tercemesinde ise şu bilgilere rastlıyoruz:

Akıl, ilim ve idrak mânâsınadır. Zihinde hasıl olan sûretten ibarettir. Alâ kavl, eşyanın husün ve kubuh, kemâl ve noksanına müteallak sıfatını idrake ıtlak olunur. Bu, mânâyı evvelden hâsdır. Ve inde'l-baz, iki hayır olan şeyin, hayırda ezyed ve eblağ olanını ve iki şer olan şeyin şer ve mazarratda eşed ve evfer olanını idrakten ibarettir. Bazıları indinde de umûr-u adlîye ıtlak olunur. Yani akıl, bir kuvven mâneviyyedir ki, insan onun vasıtasıyla kabih ve hasen beynini fark ve temyiz eder. İşte ol kuvvetten kezalik zihin, insanda bazı mukaddimat sebebi ile hasıl ve müteretteb olan suver ve mânâ-yı müctemiadan ibarettir ki, onların vasıtasıyla a'raz ve mesâlih ve umûra vucüh-i layikası üzere müsteteb ve müstakim ve müstekmil olur. Kezalik, insanın hareket ve kelimatı babında kendisine mahsus heyet-i mahmude ve şuyû-u matbûadan ibarettir.

S. Şerif Cürcânî de akıl konusunda on kadar tarif yapıyor. Şöyle ki:

1. Akıl, özünde maddeden mücerred, fiilde ise maddeye mukarin bir cevherdir ki bu mukarenet herkesin ene (ben) diye tarif ettiği nefs-i nâtıka yani şahsiyettir.

2. Akıl, ALLAH'ın insan bedenine mutaallak olarak yarattığı rûhânî bir cevherdir.

3. Akıl, hakkı ve bâtılı tanıyan kalpteki bir nurdur.

4. Akıl, maddeden mücerred, bedenle taalluku, tedbir ve tasarruf ilişkisi olan bir cevherdir.

5. Akıl, nefs-i natıkanın bir kuvvetidir. Bu açıktır, çünkü âkile kuvveti nefs-i nâtıkaya mugâyirdir. Yine, gerçekte fail nefistir. Akıl ise nefse göre bıçağın kesici için alet olması menzilesindedir.

6. Bir görüşe göre de akıl, nefis ve zihin birdir. Ancak bu şey müdrik olduğu için akıl, mutasarrıf olduğu için nefis, idrâke yardımcı olduğu için de zihin denilmiştir.

7. Akıl, kendisiyle eşyanın hakikatinin bilinebildiği bir şeydir. Bir görüşe göre aklın yeri baş, bir diğerine göre ise kalpdir.

8. Akl-ı heyûlânî: Bu ise ma'kulâtı idrak edebilen sırf istidattır. Bu ma'kulât da çocuklarda olduğu gibi fiilden hâlî mahza kuvvettir. Heyulaya nisbet edilmesi ise, bu mertebedeki nefsin haddizatında bütün sûretlerden hâlî olan heyula-i ûlâya benzemesinden dolayıdır.

9. Akıl deve yuları (ikâl) kelimesinden alınmıştır ki; akıl sahiplerini doğru yoldan sapmadan korur. Sahih olan akil, gâibâtı vasıtalarla, mahsusatı ise müşahede ile idrak edebilen mücerred bir cevherdir.

10. Akıl bi'l-meleke: Bu ise zarûriyât ilmidir. Nefsin, nazariyatı iktisab edebilme istidadıdır.5

Cürcânî'nin de yapmış olduğu tariflerden anlaşıldığı üzere akıl tariflerinde çoğunlukla "mücerred cevher" tabiri kullanılmaktadır.

Akıl kelimesinin felsefe, kelâm ve tasavvufta değişik mânâları vardır.6

II. "AKIL" KELİMESİNİN KUR'ÂN'DA KULLANILAN BAZI MÜTERADİFLERİ

Kur'ân'da akıl kelimesiyle eş mânâlı başka kelimeler de kullanılmıştır. Bu kelimelerin bir kısmı tarifleri ile beraber aşağıya alınmıştır.

a. Lübb: Şaibeden uzak akıl, zekaca üstün akıl. Bu meyanda her "lübb" akıl, ama her akıl "lübb" değildir.
7

Her şeyin özü, yenilen şeylerin içi, her şeyin hâlisi, meyvanın yenilen kısmı, insanda ise kalbe konulan akıl.8

Hayallerden ve vehimden uzak, safi, mukâddes nurla nurlanmış, nurlu akıl.9

Kur'ân'da bu kelimenin kullanıldığı ilk âyette (Âl-i İmrân, 3/190) lübb sahipleri, aklî faaliyetlerden olan "tefekkür ve tezekkür"le vasıflandırılmışlardır. Diğer ilgi çeken bir nokta ise "and olsun bunda akleden bir toplum için deliller vardır" (Bakara, 2/164) âyetiyle "bunda lübb sahipleri için deliller vardır" (Âl-i İmrân, 3/190) âyeti arasındaki büyük benzerliktir. Dolayısıyla "akıl ve lübb" kelimelerinin eş mânâlı olarak kullanıldığında şüphe yoktur.

b. Hilm: Nefsin ve tabiatın kızgınlık ve heyecandan alıkonulması. Hilim aslında akıl anlamında değildir. Ancak aklın müsebbebâtından biri olduğu vechiyle "akıl" olarak da y...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 22 Eylül 2010, 18:21:35 Gönderen: Sumeyye »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kuran da akıl 1
« Posted on: 24 Nisan 2024, 08:34:16 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kuran da akıl 1 rüya tabiri,Kuran da akıl 1 mekke canlı, Kuran da akıl 1 kabe canlı yayın, Kuran da akıl 1 Üç boyutlu kuran oku Kuran da akıl 1 kuran ı kerim, Kuran da akıl 1 peygamber kıssaları,Kuran da akıl 1 ilitam ders soruları, Kuran da akıl 1 önlisans arapça,
Logged
04 Şubat 2017, 13:17:05
Ruhane
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.473


« Yanıtla #1 : 04 Şubat 2017, 13:17:05 »

Rabbim paylasim icin razi olaun insaallah kuranin nuruyla nurlananlardan oluruz
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes