> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Kuran-ı Kerim > Sizden Gelenler( Kuran-ı Kerim) > Kuran a göre insanın psikolojik yapısı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kuran a göre insanın psikolojik yapısı  (Okunma Sayısı 1251 defa)
22 Eylül 2010, 18:16:52
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 22 Eylül 2010, 18:16:52 »



KURANA GÖRE İNSANIN PSİKOLOJİK YAPISI


Gerçekte bir tevhid dini olan İslâm, önümüze insanın tabiatı, rolü, görevi, akıbeti ve psikolojik yapısıyla ilgili doğru, kapsamlı bir görüş koymuştur. Araştırmaları, mukayeseleri ve deneylerinin gerçekçi, sıhhatli ve doğru bir anlayıştan kaynaklanabilmesi için psikoloji, sosyoloji ve antropoloji ilimleriyle meşgul olanların, bu İslâmî görüşü açık seçik bilmesi gerekir. Çünkü bu, çarpıtma, sapıklık, dinsizlik, putperestlik, doğru yoldan ayrılma Batı ve Doğu düşünürlerinden birçoğunun içine düştüğü metod hataları karşısında yegâne teminattır.

I-KUR'AN'A GÖRE İNSANIN YAPISI ve GERÇEK YORUMU

Batı dünyasında insanın yapısı ve tabiatıyla ilgili birbiri ile çelişkili ve değersiz bazı teorilerin kısaca verilmesinden sonra, bu konuda gerçek İslâmî görüşün esaslarını araştırmamız gerekir. Bu görüşün bulunmaması, hem Batı ve hem Doğu dünyasında (Sovyetler, Doğu Avrupa ve Çin'de) dinsizlik akımlarının doğduğu bir kargaşa ve probleme sebeb olmuştur.

Gerçekte bir tevhid dini olan İslâm, önümüze insanın tabiatı, rolü, görevi, âkıbeti ve psikolojik yapısıyla ilgili doğru, kapsamlı bir görüş koymuştur. Araştırmaları, mukayeseleri ve deneylerinin gerçekçi, sıhhatli ve doğru bir anlayıştan kaynaklanabilmesi için psikoloji, sosyoloji ve antropoloji ilimleriyle meşgul olanların, bu İslâmî görüşü açık seçik bilmesi gerekir. Çünkü bu, çarpıtma, sapıklık, dinsizlik, putperestlik, doğru yoldan ayrılma Batı ve Doğu düşünürlerinden birçoğunun içine düştüğü metod hataları karşısında yegâne teminattır. Bu hataların en önemlisi bütünü araştırmadan ve kavramadan, parçayı bütün şeklinde değerlendirmektir. Gerçekte ve Kur'ân düşüncesine uygun olarak insan, Allah'ın yeryüzündeki halifesidir. Bu konuda Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: "Hatırla ki Rabbin meleklere: Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım, dedi. Onlar: Bizler hamdinle seni tesbih ve takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek kimseler mi yaratacaksın, dediler. Allah da onlara: Sizin bilemeyeceğiniz şeyleri her halde ben bilirim, dedi. Allah, Adem'e bütün isimleri, öğretti. Sonra onları, meleklere arzedip: Eğer siz görüşünüzde doğru iseniz, şunların isimlerini bana bildirin, dedi. Melekler: Yâ Rab! Seni noksan sıfatlardan tenzih ederiz, Senin bize öğrettiklerinden başka bizim bilgimiz yoktur. Şüphesiz âlim ve hakim olan ancak Sensin dediler. (Bunun üzerine): Ey Âdem! Onların isimlerini meleklere haber ver, dedi. Âdem onların isimlerini onlara bildirince: Ben size, muhakkak göklerde ve yerde görülmeyenleri (oralardaki sırları) bilirim; bundan da öte, gizli ve açık yapmakta olduklarınızı da bilirim, dememiş miydim? dedi. Hani biz meleklere (ve cinlere): Âdem'e secde edin, demiştik. İblis hariç, hepsi secde ettiler. O yüz çevirdi ve büyüklük tasladı, böylece kâfirlerden oldu. Biz: Ey Âdem! Sen ve eşin beraberce cennete yerleşin; orada kolaylıkla istediğiniz zaman, her yerde cennet nimetlerinden yiyin; sâdece şu ağaca yaklaşmayın. Eğer bu ağaçtan yerseniz her ikiniz de kendine kötülük eden zalimlerden olursunuz, dedik. Şeytan onların ayaklarını kaydırıp haddi tecavüz ettirdi ve içinde bulundukları cennetten onları çıkardı. Bunun üzerine: Biriniz diğerinize düşman olarak inin, sizin yeryüzünde kalıp bir süre yaşamanız lazımdır, dedik. Âdem, Rabbinden birtakım ilhamlar aldı ve derhal tevbe etti. Çünkü Allah tevbeleri kabul eden ve merhameti bol olandır. Hepiniz oradan inin, dedik; yalnız (iyi bilin ki) size benden bir hidayet geldiği zaman, kim benim hidayetime uyarsa, artık onlara bir korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. İnkar edip âyetlerimizi yalanlayanlar ise cehennemliktir, onlar orada ebedî kalacaklardır." (Bakam, 2/30-35) (**)

İşte bu, insanın mâhiyeti, yaradılışının şartları ve onun görevi konusunda doğru bir Kur'ân ifadesidir. Çünkü o, insanın iki yönünü de yani şehevî (kendisinde hayvanlarla müşterek olduğu toprakla ilgili yönü) ve ilâhî, rûhî, ulvî yönü ki bunun kaynağı Allah'ın ruhudur, ve akılda, iradede, üstün zihinsel kabiliyetlerde, zekada vs. kendini gösterir. İşte bunlar, onu kulluğa, tefekküre, yeryüzünde Allah'ın dinini hâkim kılmaya, beşerî ilişkilere ve yeryüzünü imâra ehil kılan kabiliyetlerdir. Gene bu ruhî güçler, göklerin, yerin ve dağların korktukları için kabul etmedikleri, fakat Allah'ın kendisine teklif ettiği o emaneti taşımağa onu ehil kılan güçlerdir. Nitekim: "Biz emâneti, göklere, yere ve dağlara sunduk; onu yüklenmekten kaçındılar, onun sorumluluğundan korktular; onu insan yüklendi; (bununla beraber onun hakkını tam yerine getirmedi), doğrusu o, çok zâlim, çok câhildir." (Ahzâb, 33/72) buyrulmaktadır. Bu tamamen doğru ve gerçeği getiren Kur'ân vasıtası ile biz insanı, yapısı ve görevi cihetleri ile tanıyabiliyoruz. Çünkü Yüce Allah, yeryüzünde insanı halife kıldı ve orada Allah'ın dinini yayması için üremesini ve çoğalmasını istedi. İşte (yeme, içme, uyuma ve cinsiyet gibi) arzuların yaratılış sebebi budur. İnsan, Allah'ın dinini yaymak ve O'na ibadet etmekle yükümlüdür ki bunlar yüksek potansiyellere (kudurât) ihtiyaç duyan vazifelerdir. İşte insandaki Allah'ın rûhunun yorumu budur. Ona görevini (Yüce Allah'ın kendisine çizdiği şekilde) yapma imkânı sağlayan güçleri veren de bu ruhtur. Bizzat Allah'ın insanın önceki durumunu ve onu yaratacağını melekler topluluğuna ilân etmesi, O'nun insana son derece değer verdiğini gösterir. Bu durumda melekler, bu haberden korkmuşlar, "Allah'ın emrine karşı gelmez, emrolunduklarını daima yerine getirirler."(Tahrim, 66/6) âyeti gereğince şimdiye kadar kendisine böyle bir müracaatta bulunmadıkları halde), o yeni yaratığı açıklayacak olan fazla bilgi ve izah isteğiyle Rablerine başvurmuşlardı. Sonra da iş, Rablerinin emriyle meleklerin Adem'e secde etmesiyle sonuçlanmıştı. Aslında bu, Allah'ın insanı yaratma mucizesine karşı bir secde idi. Allah'a halife olmak; inşâ, îcâd, îmâr, değiştirme, başkalaştırma ve irade faaliyetlerini kapsar. Bütün bunlar, kendisinden halîfesine bir kıvılcım veren ve türlü bilgilerle donatan Yüce Yaratıcının özelliklerindendir. Nitekim âyette şöyle buyrulmuştur: "Allah, Âdem'e bütün isimleri öğretti." (Bakara. 2131)
Allah ona ilim vermiş, öğrenme ve keşfetme gücü bahşetmiştir. İşte bu, insana verilen ilâhî ruhtan kaynaklanan bir güçtür. Allah, insana bu büyük öğrenme kabiliyetini vererek göklerde ve yerde bulunan her şeyi onun hizmetine sunmuştur. Bir âyette şöyle buyrulmaktadır. "Göklerde ve yerde olanların da hepsini emrinize vermiştir."(Câsiye. 45/13) Ancak insan, hayvanî ve toprağa ait yönü itibariyle, şehvet denilen birtakım arzulara ve içgüdülere sahip olarak yaratılmıştır. Allah Teâlâ insanın tabiatına, bunları belli bir hikmetle (beşer cinsinin devamı için cinsiyet içgüdüsü; ana-babaların çocuklarına bakması için analık-babalık içgüdüsü; benliğin korunması için yeme, içme, uyuma; dini, nefsi, malı ve evlâdı korumak için de savaş ve saldırganlık içgüdüsü vs.) koymuştur. Bu hususta da Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: "Kadınlardan, oğullardan, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşten, salma atlardan, davarlardan ve ekinlerden gelen zevklere aşırı düşkünlük, insanlara süslü (câzip) gösterildi. Bunlar, sadece dünya hayatının geçimidir. Asıl varılacak güzel yer, Allah'ın yanındadır." (Âl-i İmran, 3/14)
Allah Teâlâ, insanı kendisiyle azmini ve iradesini ölçeceği bir imtihana tâbî tutmuştur. Bu ilâhî ve gerçek bir imtihandır. Hataya, tahrife, yalana ve sebatsızlığa mâruz beşerî ve nefsî imtihanlar gibi değildir. Bu ilâhî imtihan, yeryüzünden önce, cennette mahallî bir imtihandı. O, muayyen ağaca Adem'in yaklaşmaktan ve yemekten nehyedilmesi sûretiyle olmuştur. O ağaç, Âdem için bir şehvet (arzu) olmuştur. Ancak şeytanın vesvesesi, onun azmini, iradesini ve emri tutmasını zayıflatmış ve neticede bu imtihanı kaybetmiştir. Şeytanın kendisine vaadettiği ve eskimeyecek olan, o ebediyet ve saltanat ağacına tamah ederek onun vesveseleri karşısında dayanamamıştır. Nitekim âyette zikredilmektedir: "Andolsun Biz, önceden Âdem'e (o ağaçtan yememesini) emretmiştik, o unuttu. Biz onda günaha işlemeye karşı bir azim (ve sebat) bulmadık."(Tâhâ, 20/15) Şüphesiz ki insanı Allah yarattı ve nefsinin ona verdiği vesveseleri bilir ve O, ona şah damarından daha yakındır.

Adem'in hatasının, kendisinden ayrılmayan ve kıyamete kadar da ayrılmayacak olan ebedî bir hata (aslî suç) olduğuna, Mesih'in (Hz. Îsâ) insanlık için kanını fedâ ettiğine ve bir daha fedâ etmek üzere tekrar döneceğine kail olan yanlış kilise tasavvurunun aksine, İslâm'ın bu insan anlayışı, gerçekçi ve doğru bir anlayıştır. Çünkü o, insanın, şehvet sevgisiyle yaratılmış, şeytanın vesveselerine mâruz olan; ne kadar zayıf bir varlık olduğunu açıklamaktadır. Ancak bu beşerî zaaf, ebedî bir zaaf değildir. Nitekim Âdem (as)'in cennetteki hatası da kıyâmete kadar kendisinden ayrılmayan bir hata değildir. Çünkü Allah onu peygamber olarak seçmiş, tevbesini kabûl etmiştir ki Allah'ın rahmeti her şeyi kaplayacak kadar geniştir. Allah şöyle buyurur: "Âdem, Rabbinden birtakım ilhamlar aldı ve derhal tevbe etti. Çünkü Allah tevbeleri kabul eden ve merhameti bol olandır. Hepiniz oradan inin, dedik; yalnız (iyi bilin ki) size Benden bir hidâyet geldiği zaman, kim Benim hidâyetime uyarsa, artık onlara bir korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlar ise cehennemliktir, onlar orada ebedî kalacaklardırBu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kuran a göre insanın psikolojik yapısı
« Posted on: 19 Nisan 2024, 22:01:32 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kuran a göre insanın psikolojik yapısı rüya tabiri,Kuran a göre insanın psikolojik yapısı mekke canlı, Kuran a göre insanın psikolojik yapısı kabe canlı yayın, Kuran a göre insanın psikolojik yapısı Üç boyutlu kuran oku Kuran a göre insanın psikolojik yapısı kuran ı kerim, Kuran a göre insanın psikolojik yapısı peygamber kıssaları,Kuran a göre insanın psikolojik yapısı ilitam ders soruları, Kuran a göre insanın psikolojik yapısıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes