> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Kuran-ı Kerim > Sizden Gelenler( Kuran-ı Kerim) > Kuran a göre insanın psikolojik yapısı 2
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kuran a göre insanın psikolojik yapısı 2  (Okunma Sayısı 982 defa)
22 Eylül 2010, 18:39:19
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 22 Eylül 2010, 18:39:19 »



KUR'ÂN’A GÖRE İNSANIN PSİKOLOJİK YAPISI 2


İnsan, Kur'ân'ın beyanına uygun olarak, aklıyla nefsine, ruhuyla da aklına hakim olur. Bu sebeple insan nefsî cihetiyle, içgüdüleriyle ve biyolojik motivlerle ilgilidir; ruh yönüyle de ebediyet âlemiyle ve ilmi Allah yanında olan daimî varlık sırrı ile alâkası vardır. Akıl ancak, gücünün yettiği ve insan aklının sınırlılığı ölçüsünde Allah'ın kendisine müyesser kıldığı şeyleri idrak edebilir. Fakat o, mutlak hakikati, ancak Hâlik, Bâri ve Musavvir olan Allah'a mutlak imanı yoluyla kavrayabilir.

V- İslâm'a Göre İnsanın Psikolojik Tahlili

Daha önce işaret edildiği gibi insanın İslâmî bakımdan tahlili, onun ruh ve bedenden meydana gelmesi esasına dayanır. Ruh inancı Kur'ân'daki gaybî inançlardan biridir. Bu gaybî inançlar, tüm semavî dinlerde temel dînî esasların başında gelir. Şunu söylemek mümkündür ki, Kur'ân'daki gaybî inançların mümeyyiz vasfı, onlara inananların akıllarını devre dışı bırakmaması ve sorumlu akla hitap etmek suretiyle de yükümlülüğün gereğini yerine getirmesidir. Çünkü İslâm, fıtrat dinidir. Bu sebeple İslâm'ın prensipleri ve esasları ile sağlıklı düşüncenin esasları çelişmez, uygunluk arzeder. Gerçekte İslâm her şeyi, kendine ibadet edilen ve kendinden başka ilâh olmayan bir tek Allah'a teslim etmektir.

Kur'ân-ı Kerîm'de ruh ve beden birbirini tamamlar, ikisi birlikte insanın benliğini oluştururlar ve onun hayatı ancak ikisiyle beraber mümkün olur. Bunlardan biri, diğeri uğruna feda edilemez. Bu sebeple, Kur'ân'a inanan kişinin, ruhun haklarını tam vermek maksadıyla bedenin haklarını yemesi doğru olmaz; aynı şekilde, bedenin haklarını tam vermek için ruhun haklarını kısması caiz değildir. Yani birini veya diğerini memnun etme konusunda aşırı gitmesi hoş görülmez. İşte daha önce geçen, insan yapısının unsurları konusunda hassas İslâm dengesi dediğimiz şey budur. Kur'ân, bir haramı helâl kılmayı yasakladığı gibi, bir helâli haram kılmayı da yasaklamaktadır: "Ey îman edenler! Allah'ın size helâl kıldığı güzel ve temiz şeyleri haram kılmayın ve sınırı aşmayın; Allah sınırı aşanları sevmez. Allah'ın size verdiklerinden helâl ve temiz olanı yiyin ve kendisine inanmış olduğunuz Allah'tan korkun" (Maide, 5/87-88). (*)

Kur'ân-ı Kerîm mü'mine, kendi el emeği ile helâlinden kazanmayı ve ondan israfa kaçmadan infak etmeyi, yeryüzünün servet ve nimetlerinin helâl olanlarından istifade etmeyi öğretmektedir. Çünkü bunlar, şükredilecek nimetlerdir, onun için de bunlardan kaçınması ona helâl olmaz. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurur: "Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin ve Allah'a şükredin; eğer O'na kulluk ediyorsanız" (Bakara, 2/172). "Ey iman edenler! Kazandıklarınızın temiz ve iyisinden ve sizin için yerden size yetiştirdiklerimizden Allah yolunda harcayın" (Bakara. 2/267).

İnsanın yeryüzünde geçimini sağlaması, orada hayvanları otlatması ve ondan zinetlerini temin etmesi, oradan araç-gereçlerini sağlaması, yeryüzü nimetlerinden gerek kendisi için çalışıp kazandığı ve gerekse Allah'ın ihsanı eseri olarak yeryüzünün ona bahşettiği hiçbir nimetten uzak durmaması, onun yeryüzüne yerleştirilmesinin bir gereğidir. Çünkü İslâm, âbidlik iddiası ile bazı mutasavvıfların yaptığı gibi dünyadan uzaklaşıp el-etek çekmeye ve ruhbanlığa karşıdır. Nitekim Kur'ân'da şöyle buyurulur: "Atları, katırları ve eşekleri, binmeniz ve zînet olsun diye (yarattı). Allah şu anda bilemeyeceğiniz daha nice (nakil vasıtaları) yaratır. Yolun doğrusu Allah'ındır. Yolun eğrisi de vardır. Allah dileseydi hepinizi doğru yola iletirdi. Gökten suyu indiren O'dur. Ondan hem size içecek vardır, hem de hayvanlarınızı otlatacağınız bitkiler meydana gelir. Onunla size ekinleri, zeytinleri, hurma ağaçlarını, üzümleri ve bütün meyveleri yerden bitirir. Şüphesiz ki, bunda düşünenler için büyük ibret vardır" (Nahl, 16/8-11).

Allah'ın, dünyevî maksatlar için ve hayatın icaplarından dolayı zîneti (temizlik, kılık-kıyafet düzgünlüğü) gerekli kıldığı gibi ibadet için de gerekli kılması, O'nun kullara bir rahmeti ve kolaylığıdır. Belki de bunda, dînin insan temâyüllerini engellediğini ve bu yüzden insan davranışlarında anormalliklere sebep olduğunu ve onun zînetlerini ve şehevî arzularını engellemesi sonucunda psikolojik hastalıkların meydana geldiğini iddia eden (gerçekleri yansıtmayan bu iddia, muharref Hristiyanlık nazara alınarak söylenmiştir.) Freud ekolüne karşı kesin bir cevap vardır. Allah Teâlâ şöyle buyurur: "Ey Âdem oğulları! Her mescide gidişinizde güzel elbiselerinizi giyin; yiyin, için, fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez. De ki: Allah'ın kulları için yarattığı süsü ve temiz azıkları kim haram kıldı? De ki: Onlar, bu dünya hayatında mü'minler içindir, kıyamet gününde de yalnız onlara mahsustur. İşte bilen bir topluluk için âyetleri böyle açıklıyoruz" (A'raf, 7/31-32).

Yüce Allah, zînetleri ve tayyibâtı (helâl ve güzel olan şeyler) yasaklamıyor. O, ancak fuhşiyâtı, günahları, zulmü ve Allah'a ortak koşmak gibi insanı tehlikeye götüren her şeyi yasaklıyor: "De ki: Rabbim, ancak fuhşiyâtı, gerek açığını, gerek kapalısını; günahı ve haksız yere saldırmayı; hakkında hiçbir delil indirmediği bir şeyi Allah'a ortak koşmayı ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyler söylemenizi haram kılmıştır" (A'raf, 7/33). "Doğrusu Biz sizi yeryüzünde yerleştirdik, orada size geçimlikler verdik" (A'raf, 7/10).

İşte İslâm böylece, ruhun istekleri ile bedenin istekleri arasında veya dünyevî isteklerle uhrevî istekler arasındaki dengeyi gerçekleştiriyor. Artık onlar arasında hiçbir çelişki, kopukluk ve çatışma yoktur: "Allah'ın sana verdiğinden (O'nun yolunda harcayarak) ahiret yurdunu iste; ama dünyadan da nasibini unutma" (Kasas, 28/77).

Şu halde, dünya için çalışmak âhiret yolundan sapmak değildir. Buna göre İslâm'da ruh ile beden, dünya ile âhiret, gökle yer, zâhirle batın veya görünenle görünmeyen âlem arasında hiçbir çelişki yoktur. İslâm inancı kaynaşma, sevgi, hidayet ve adâleti gerçekleştiren; aşırıya gitmeden ve yoldan sapmadan -ki, "Allah dileseydi, elbette hepinizi doğru yola iletirdi" (En'am, 6/49)- ruhu geliştirdiği gibi bedeni de geliştiren dengeli bir inançtır. Allah, insanı ruhun mahiyetini düşünüp kavramakla mükellef tutmamıştır. Çünkü ruh, ancak Allah'ın bileceği bir iştir. Aksine, insandan yaratıkları üzerinde düşünmesini istemiştir: "De ki: Ruh,

Rabbimin ermindendir. Size ancak az bir bilgi verilmiştir" (İsra, 17/85).

VI- İnsan veya İlâhî Tekliflere Muhatap Varlık

Kur'ân-ı Kerîm'i inceleyen bir kimse onun, insanın hidayeti için gönderilmiş ilâhî bir kitap olduğunu anlar. O bir tebliğ, ikna ve beyan kitabıdır. Ondaki bu üstünlüğün sırrı, onun rükünleri ile hükümleri, inançlarıyla ibadetleri, hüccetiyle maksadı arasında tam ve mucizevî bir uyumun bulunmasındadır. Onun her rüknü, diğer rükünlerine bütün detaylarıyla uyar. Aklın, insan hayatındaki tüm vazife ve özelliklerini açıklayan bu kitapta, insanın mükellef varlık olarak seçilmesiyle, akla hitap edilmesi arasında bulunan uyumdan daha tam ve mükemmel bir uyum yoktur. İnsanın Kur'ân'daki yeri inanç, düşünce ve yaratılış bakımından muhtelif varlıklar arasında en şerefli bir konumdadır. Çünkü varlıklar içinde yalnız o, emaneti ve sorumluluğu taşımakla mükellef tutulmuş varlıktır. "Mükellef varlık" tabiri ise filozofların (insanın tanımıyla ilgili olarak söyledikleri) "konuşan varlık" veya "konuşan canlı" tabirlerinden daha şerefli ve yücedir. Çünkü o, teklif emânetini taşımaya ehil kılınmamışsa, onda konuşma vasfının bulunmasının bir kıymeti yoktur. Bu teklif, Kur'ân'da insanın muhatap kabul edilmesi, hitabın da bütün kabiliyet ve fonksiyonları (ki, modern psikoloji bunlardan düşünme, hatırlama, hayal etme, muhakeme, tanıma, öğrenme vs. diye bahseder) ile Allah'ın insana bahşettiği bir nimet olan akla yöneltilmesi demektir.

Akıl, sahibini teklife ters düşen herşeyden koruyan bir frendir. Akıl anlamaktır, düşünmektir; o eşyanın çeşitli durumlarını ve işlerin gizli yönlerini inceler. Akıl, hidayetle dalâleti ayırdeden bir rehberdir.

Akıl, sebepleri görmek ve sonuçları çıkarmaktır. Akıl, gözlerin göremediğini gören bir basîrettir. Akıl, geçmişi hâle taşıyan, olanlardan olacaklara dair dersler çıkaran, onları muhafaza eden ve kendinde toplayıp değerlendiren bir hafızadır. Bütün bu boyutlarıyla akıl, sorumluluk sebepleriyle, iyi olanı emretmekle, kötü ve sakıncalı olandan nehyetmekle yakından ilgilidir. Bu sebeple akıl, mükelleflerin sorumlu tutulması hususunda bir delil teşkil eder. Yüce Allah şöyle buyurur: "Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, aklıselim sahipleri için gerçekten açık ibretler vardır. Onlar ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken Allah'ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler (ve şöyle derler:) Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Seni tesbih ederiz. Bizi cehennem azabından koru" (Âl-i İmrân, 3/190-191). "Kendi kendilerine, Allah'ın, gökleri, yeri ve ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kuran a göre insanın psikolojik yapısı 2
« Posted on: 27 Nisan 2024, 04:01:22 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kuran a göre insanın psikolojik yapısı 2 rüya tabiri,Kuran a göre insanın psikolojik yapısı 2 mekke canlı, Kuran a göre insanın psikolojik yapısı 2 kabe canlı yayın, Kuran a göre insanın psikolojik yapısı 2 Üç boyutlu kuran oku Kuran a göre insanın psikolojik yapısı 2 kuran ı kerim, Kuran a göre insanın psikolojik yapısı 2 peygamber kıssaları,Kuran a göre insanın psikolojik yapısı 2 ilitam ders soruları, Kuran a göre insanın psikolojik yapısı 2önlisans arapça,
Logged
22 Eylül 2010, 21:20:50
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« Yanıtla #1 : 22 Eylül 2010, 21:20:50 »

allah razı olsun değerli ablamız insan psikolojisini anlatırken kuranı kerimden ayetlerle desteklemeniz çok hoşuma gitti allah razı olsun mevlam yar ve yardımcınız olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes