Kur'an'ı yaşayanlar bize örnek olmalı

Kur'ân'ı hıçkıra hıçkıra okuyan İbn Abbas'tan, son nefesini namazda dinlediği âyetlerden etkilenerek veren Mutarrif'ten, sabah ezanına kadar bazı âyetleri tekrar edip duran İmam-ı Azam'a kadar nice âşıklar hayatlarının bütününde Kur'an'ı yaşadı. Onların zihinlerinde hiçbir zaman "Okuduğum yeri ne zaman bitireceğim?" endişesi yoktu. Asıl gayeleri Kur'an-ı Kerim'i hakkıyla okumak yani anlamak ve onunla amel etmekti.

Kur'ân-ı Kerim'e aşk derecesinde bağlanmak ve ona samimi bir gönül ile yönelmek gerekir ki, o da vicdanlara sırlarını açsın ve sinelere hakikatleri duyursun. Tıpkı âyetlere muhatap olmada zirvelerden biri olan Sabit b. Kays'a, Kur'ân'ı hıçkıra hıçkıra okuyan İbn Abbas'tan, sabaha kadar bir âyeti okuyup tekrar eden Temîm Dârî'ye, dinlediği âyetten etkilenerek vefat eden oğlu Ali'ye, son nefesini namazda dinlediği âyetlerden etkilenerek veren Mutarrif'ten, sabah ezanına kadar bazı âyetleri tekrar edip duran İmam-ı Azam'a kadar nice âşıklar hayatlarının bütününde Kur'an'ı yaşamış. Ve daha birçok sahabe efendimiz ve hak dostları bütün hayatları boyunca karşılaştıkları manevî yaraları Kur'an'la tedavi eder. Yusuf Ömeroğlu'nun kaleme aldığı Kur'an Âşıkları adlı eserde Kur'an'ın Allah'tan gelen bir şifâ olduğunu çok iyi idrak eden yüce zatlar yer alıyor.

Işık Yayınevi'nden çıkan kitapta, birçok sahabe efendimiz ve hak dostlarının Kur'an-ı Kerim'i sair kitaplar gibi değil Rabb'leriyle konuşuyorlarmış derecesinde aşkla okudukları da belirtiliyor. Yusuf Ömeroğlu, Saîd b. Cübeyr'in (ra) bir rekâtta Kur'ân'ı hatmeden bir Kelâmullâh âşığı olduğunu ifade ediyor. Ömeroğlu, Allah dostu Saîd b. Cübeyr'in (ra) ikindi ile akşam namazı arasında Kur'ân'ı hatmettiği rivayet edildiği gibi, bazen de iki gecede bir hatim indirildiğinin de bildirildiğini söylüyor.

Saîd İmam A'zam Ebû Hanîfe'nin Tûr Sûresi'nin bazı ayetlerini defalarca tekrarladığını belirten Ömeroğlu, "Saîd İmam A'zam Ebû Hanîfe bir gece namazdayken Tûr Sûresi'nin, "Biz dünyada, ailemiz içinde iken sonumuzdan endişe ederdik. Ama şükürler olsun ki, Allah bize lütfetti ve bizi, o kavuran ateşten korudu." (Kamer, 54/26-27) mealindeki âyetlerini sabah ezanı okununcaya kadar tekrarlamış. Abdülvâhid b. Zeyd, yanında, kıyamet sahnelerinin anlatıldığı Tûr Sûresi'nin şu âyetleri okununca inleyerek büyük bir çığlık attı: "Gün gelecek, gök şiddetle çalkalanacak. Dağlar sür'atle yürüyecektir." (Tûr, 52/9-10) Gözyaşları bütün herkesi yakalamıştı ki, Abdülvâhid bayıldı." diyor.

Yusuf Ömeroğlu'na göre Kur'ân'ı okumak, mü'min için ne derece gerekli ise öğrendiklerini korumak ve unutmamak da o oranda zarurî. Kur'ân'ı okumaktan asıl gaye, O'nu anlamaktır.

Kur'ân âşığında "Okuduğum yeri ne zaman bitireceğim?" endişesi yoktur

İbn Mes'ud (ra) "Şiir söyler gibi Kur'ân okumayın, çürük hurma atar gibi dağıtmayın. Onun incelikleri üzerinde durun, (manasını düşünün ve) kalbinizi onunla harekete geçirin." der. Kur'ân âşığının niyeti, "Okuduğum yeri ne zaman bitireceğim?" endişesi değildir ve olmamalıdır. Kur'ân'ı okumayan, anlamayan ve onunla gereği ile amel etmeyen kimseler, onu terk etmiş s ayılır. Resûlullah'ın Ebû Zerr'e hitâben söylediği: "Oturup, Allah'ın kitabından bir âyeti anlaman, senin için yüz rekât (nâfile) namaz kılmandan daha hayırlıdır." buyurmuştur.

Kur'an-ı Kerim'i okuyanı Allah dinler

KUR'ÂN, öğüt, şifa, hidayet ve rahmettir.

Kur'ân okuyarak manevî yükselme sağlanır.

Kur'ân okunan yere melekler ve rahmet iner.

Kur'ân kıyâmette, okuyan kimseler için bir nur ve aydınlıktır.

Kur'ân'ı zorlanarak okuyana iki kat sevap verilir.

Her harfine on sevap verilir.

Kıyametin dehşetinden uzaklaşılmış olur.

Kur'ân okuyanı Allah dinler.

Kur'ân, kendini okuyana şefaat edecektir.

zaman

Esselamu aleykum.Rabbim bizleri kur ani kerimi hakkiyla ogrenip hayatina yon veren ve herkese ornek olup allahin rahmetine kavusan kullardan olalim inşallah..

Kurani kerimi hakkiyla okuyan anlayabilen kullardan oluruz insaallah .ve hakkila amel edenlerden oluruz insaallah