Dünyanın kurtuluşu Kur’ân

Halil USLU

Dünyanın kurtuluşu Kur’ân

Her yıl olduğu gibi dünya her cihetle çalkalanıyor. Bütün bu çalkantılar içinde kurtuluşun ancak Kur’ân-ı Hakîm olduğu gayet şeffaf olarak görülmektedir. Bakara Sûresi 185’nci âyette ifade buyrulduğu gibi Kur’ân, Ramazan ayında nazil olmuştur. Ve bu aydaki Leyle-i Kadir’de onlarca yıl öncesinde büyük gönül sultanı Hz. Bediüzzaman kalbine gelen mânevî bir ihtarın son paragrafında bugünlere bakan müthiş ve aydınlatıcı tesbitini âleme takdim etmişti, şimdi hadiseler onu teyid ediyor ve Kur’ân’ı gösteriyor.

Bahse medar olan paragrafı faydalı olması bakımından buraya alıyor ve son hadisat-ı âlemle cereyan eden gelişmelerle açmak istiyor ve perçinlemek istiyorum.
“...elbette nev-i beşer, bütün bütün aklını kaybetmezse, maddî veya mânevî bir kıyamet başlarına kopmazsa; İsveç, Norveç, Finlandiya ve İngiltere’nin Kur’ân’ı kabul etmeye çalışan meşhur hatipleri ve Amerikan’ın dîn-i hakkı arayan ehemmiyetli cem’iyyeti gibi rûy-i zeminin geniş kıt’aları ve büyük hükümetleri Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyân’ı arayacaklar ve hakikatlerini anladıktan sonra bütün ruh u canlarıyla sarılacaklar. Çünkü bu hakikat noktasında kat’iyyen Kur’ân’ın misli yoktur ve olamaz ve hiçbir şey bu mu’cize-i ekberin yerini tutamaz.”1
Dünya balık ticaretinde bir numara olan ve gittikçe Müslüman nüfusu artan, 5 milyonluk Norveç’te 33 yaşındaki “Anders Breivik,” isimli bir azılı ırkçı çılgın 23 Temmuz 2011’de Norveç’in Utöya adasında 69 kişiyi 45 dakika içinde otomatik bir silâhla hunharca öldürmüştü. Başta Norveç yöneticileri olmak üzere Avrupa liderleri şok geçirdiler. Şimdi soruyorum: Nerede kaldı “Avrupa insan hakları, batı ve medeni ülkeler veya uygarlık vs.“ ifadeleri. Şimdi derin derin düşünüyorlar: Acaba hatamız nerede? Çünkü kaynağı Kur’ân olmayan eğitim sistemleri Hz. Allah’ın yarattığı kulları ıslah edemezler. Kalbleri irşad edemezler.
İşte İngiltere; geçtiğimiz hafta insan sevgisinden ve kendi çıkardıkları yasalardan da habersiz Kur’ân’dan tamamen uzak bir İngiliz polisi, Norveçli caniyi andırır gibi Londra’da 29 yaşındaki bir siyahi genci tabancasıyla cadde ortasında öldürmesiyle başlayan ve günlerce devam eden kundaklama ve yağmalama olayları diğer kentlere de sıçradı. Ölü ve yaralı sayısı devam etmektedir. Bir kıvılcım, büyük bir içtimai yangını husule getirmiştir. Bunlar gösteriyor ki; her dalda Kur’ân eğitimi lâzım. Bugün İngiltere’nin hapishanelerinde Kur’ân eğitim var, fakat polis okullarında yok. Eğer olsaydı bu katliâm da olmazdı. Elbette İngiltere denince Prens Charlese ve onun gayretlerine üzülüyorum. İslâm için bütün varlığını ortaya koyan onun gibi zatlara üzülüyorum ve onlara duâ ediyorum. Yoksa 75 milyonluk İngiltere bir anda viraneye döner.
Bununla beraber, Haziran 2011’de basında şöyle bir haber yer aldı: 2. Körfez Savaşı’nda büyük katliâmlara imza atan İngiltere’nin eski zalim Başbakanı Tony Blair, bir nevi hidayete gelerek ve bir nevi de girdaptan kurtulmak için her gün Kur’ân okuduğunu ve piyasaya yeni çıkan ‘Bir Yolculuk’ adlı kitabında, küreselleşen dünyada “inanç” konusunda daha bilgili olmak gerektiğini belirterek bunun için her gün düzenli olarak Kur’ân ve İncil okuduğunu kaydetti. İnşâallah Kur’ân ile İncili de birbirinden tefrik eder ve tam hidayete erer.
Çıkış yolu Ramazan’da nazil olan Kur’ân. Tek bir âyeti bile bugünü tenvir eder. Maide 32’nci âyet “Masum ve günahsız bir kişiyi öldürmek bütün insanları öldürmektir…” ABD’de Prof. Faruk Abdülhalık bu âyetle Amerikalı gaddar ve zalim lider Bush’u ”Kur’ân’ın Hakemliğine” çağırmıştı. Gün bugündür. 14 asır önce nazil olan Kur’ân ne kadar taze ve ne kadar merakaverdir. Bu bahsi geçen devletlerin insanları kendi ülkelerinin camilerinde okunan Kur’ân’ı dinlemiyor ve işitmiyorlar mı?

Dipnot:
1- Sözler, 13. Söz, B.S.Nursî
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın