> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Kuran-ı Kerim > Sizden Gelenler( Kuran-ı Kerim) >  Kurân ve sünnet ışığında terör ve intihar eylemleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kurân ve sünnet ışığında terör ve intihar eylemleri  (Okunma Sayısı 945 defa)
05 Ekim 2010, 15:13:11
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 05 Ekim 2010, 15:13:11 »



Kur’ân ve Sünnet Işığında Terör ve İntihar Eylemleri



Ne yazık ki Müslüman ülkeler, iç ve dış güvenliklerini tehdit eden terör eylemlerinin yaygınlaştığı bir dönemin içinden geçmektedirler. Başta Orta Doğu ülkeleri olmak üzere İslâm dünyasında terör örgütlerinin ortaya çıkmasına ekonomik geri kalmışlık, sosyal ve siyasal çözülmeler, kültürel yozlaşmalar gibi olumsuz pek çok şartlar zemin oluşturmaktadır. Bir kısım terör örgütlerinin, içinde bulundukları ülkenin resmi makamlarınca başka terör örgütlerine karşı kullanılmak üzere bir süre desteklendiği, devlet desteğinden güç alarak gittikçe güçlenen bu örgütlerin zamanla kontrol edilemez bir noktaya geldikleri biliniyor. Bazı terör örgütleri de dış güçlerin siyasi ve ekonomik çıkarları uğruna belli hedeflere yöneltilerek desteklenmektedir. Bu paralelde bazı terör örgütlerinin ortaya çıkışları ise "komplo teorileri"yle açıklanmaktadır.

Son birkaç yüz yıldır İslâm dünyasının bilim ve teknolojide, buna bağlı olarak ekonomide geri kalmışlığı, başta kültür bunalımı olmak üzere pek çok olumsuzlukları ve zaafiyeti beraberinde getirmiştir. Bloklara ayrılan dünyada bu zaafiyet nedeniyle Müslüman ülkelerinin bir güç odağı oluşturamamaları, onları dış müdahalelere ve sömürülmeye açık bir coğrafya hâline getirmiştir. Bu coğrafyada yaşanan kültür bunalımının bir sonucu olarak halkın bir kesimi, aydınlarını ve yöneticilerini yabancılaşmış görmekte ve bunlara karşı tepki duymaktadır. Diğer taraftan, emperyalist olarak gördükleri ülkelere ve onlarla çıkar ilişkisi içinde olduğuna inandıkları kişi ve guruplara karşı isyan duyguları kabarmaktadır. Kaba hatlarıyla tasvir etmeye çalıştığımız bu tablodan terörün türemesi eşyanın tabiatı icabıdır. Başka türlü ifade edecek olursak, bu coğrafyada yaşayan insanlar Müslüman olmasaydılar aynı şartlarda aynı tepkiler yine oluşur, terör örgütleri yine ortaya çıkardı. Nitekim Müslüman olsun olmasın, kalkınmasını tamamlayamamış ülkelerde ideolojik kamplaşmalar, iç çatışmalar, emperyalist ülkelere karşı tepkiler görülmekte, bu durum İslâm ülkelerindeki oluşumla bir paralellik arz etmektedir. Bazı kişi ve çevreler İslam ülkelerinde terör örgütlerinin vücut bulmasını İslâm öğretileriyle ilişkilendirmekte, terörist eylemlere "İslâmî terör" adını vermektedirler. Bazıları da teröristin Müslüman kimliğini ölçü alarak terör olaylarını "İslâmcı terör" olarak nitelemektedirler.
Biz diğer boyutlarını uzmanlarına bırakarak terörün İslâm ile veya Müslüman ile ilişkilendirilmesi boyutu üzerinde durmak istiyoruz. Terör örgütlerinin ve terör eylemlerine katılmış kişilerin başta cihad olmak üzere, bazı İslâmî değerleri slogan olarak kullanmalarının terör ile İslâm arasında ilişki kurulmasına sebep olduğu anlaşılıyor. Teröristin bir taraftan kendini rahatlatmak diğer taraftan toplumun sempatisini kazanmak için dînî değerler dahil her vasıtayı kullanmak istemesi tabiîdir. Terör örgütü, kendisine bağlı militanını, eyleme ikna edebilmek için dînî değerleri tabiî ki kullanacaktır. Zaten onlar kullanılabilecek bütün değerleri kullanmakta bir sakınca görmezler. Biz bu olguyu bir tarafa bırakalım. Acaba iddia edildiği gibi terör eylemlerini bilimsel olarak İslâm'ın asli kaynakları olan Kur’ân ve Sünnet'le temellendirmek mümkün müdür? Diğer taraftan, "İslâmcı" adı, İslâm ile ilgili konularda yeterli bilgi donanımına sahip olan kişiyi ifade etmek üzere kullanılıyorsa böyle bir Müslümanın terörist olması mümkün müdür?

Cihad Kavramı

Bazı terör örgütleri eylemlerine cihad adını verdiklerine göre, önce cihad kavramı üzerinde kısaca duralım. Cihad, her Müslüman'ın Allah yolunda, Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için sarf ettiği her türlü cehdin, çabanın, gayretin adıdır. Bu anlamda cihad, kıyamete kadar kesintisiz olarak devam edecek olan bir ibadet biçimidir. Kişinin kendi nefsini terbiye etmek için harcadığı çaba dahil, ilim ehlinin ilmiyle, sağlıklı olanın hizmetiyle, varlıklı olanın malıyla, İslâm inancının bütün insanlarca paylaşılması ve Müslümanların şerefinin ve onurunun korunması için harcadıkları cehd ve gayret cihad olarak adlandırılır. Cihad, zaman zaman Müslümanların saldırıya uğramaları, ya da saldırıya uğrayacakları hakkında ciddî istihbarî bilgiler edinmeleri durumunda mevcut tehdidi ortadan kaldırmak, haysiyet ve itibarlarını korumak için kabule mecbur bırakıldıkları bir savaş biçiminde de görülebilir. Peygamberimizin bizzat komuta ettiği veya ashabdan bazılarını kumandan tayin ettiği savaşların ve askeri harekâtın sayısı altmıştan fazladır. Bunların hiçbirinde Peygamberimiz saldırgan olmamıştır. Bunu şöyle de ifade edebiliriz: Peygamberimiz, hiçbir müşrik kavme sırf müşrik oldukları için saldırmamıştır. Yaptığı bütün savaşlar ya başlamış bir saldırıyı def etmek, ya da bir saldırı hazırlığını başlangıç aşamasında sonuçsuz bırakmak amacına yöneliktir. Müslümanları cihada teşvik eden âyetler de esasen kaçınılması mümkün olmadığı için başlamış bir savaşla ilgili olarak nazil olmuşlardır. O hâlde Kur’ân ve Sünnet'e göre uluslar arası ilişkilerde esas olan barıştır. Savaş, istisnaî bir durumdur.
İslâm'ın ve Müslümanların varlığını ve onurunu korumayı amaçlayan savaşlar, ebede doğru uzayıp giden zaman içinde cihad sürecinin kısa halkalarını oluşturur. Bu anlamda savaş biçiminde görülen cihad meşru bir müessesedir. Müslümanların, ülkelerinin işgal edilmesine, sömürü ve baskılara tepki duymaları ve bunlara karşı mücadele etmeleri meşrudur, en tabiî hakları ve görevleridir. Yalnız bu konuda göz önünde bulundurulması gereken çok önemli bir nokta vardır. O da şudur. Bütün hukuk sistemlerinde olduğu gibi, İslâm Hukuku’nda da, amacın meşru olması kadar, o amaca ulaşmak için takip edilen yolun da meşru olması kuraldır. Bu sebepledir ki, Kur’ân, müminleri savaşa teşvik etmekle yetinmez, savaşın nasıl yapılması gerektiğini de açıklar.

Sivil insanları, kadın, çocuk ve yaşlıları öldürmeye, otomatik tüfeklerle okul servislerini taramaya, ev, dükkan ve araba yakmaya, olayla ilgisi olmayan insanları rehin alıp kaçırmaya, hatta öldürmeye cihad adı verilebilir mi; üstelik öldürülen ve mülkü tahrip edilen bu insanlar bir de Müslüman iseler? Bu eylemleri gerçekleştiren örgütler merkezi bir otoriteden emir de almıyorlar, yaptıklarından dolayı hiç bir makama hesap vermiyorlar, başlarına buyruk davranıyorlarsa, yaptıkları eylem cihad olabilir mi? Vücutlarına bağladıkları veya arabalarına yükledikleri patlayıcıları kalabalıkların ortasında infilak ettirerek hem kendilerini hem masum insanları öldüren intihar eylemcilerinin bu eylemlerine cihad adını vermeleri ve kendilerini mücahid olarak isimlendirmeleri, eylemlerini cihad, kendilerini mücahid yapar mı? Terör eylemlerine cihad, bu eylemleri yapanlara mücahid adının verilip verilemeyeceğine aşağıdaki örnekleri esas alarak okuyucu kendisi karar verebilecektir. Peygamberimiz’in İslâm Savaş Hukuku’nu esas olan uygulamalarından örnekler vererek konuya açıklık getirmeye çalışalım.

Cihadın Savaş Boyutuyla İlgili Kurallar


İslâm'da cihadın savaş boyutuyla ilgili kuralları Kur’ân ışığında Peygamberimiz’in sünneti esas alınarak şu başlıklar altında özetlenebilir.

1- Düşmana Acımasız Davranmama

Peygamberimiz savaş ortamında dahi, her hâl ve şartta düşmanı bedenen ve ruhen ezmeyi gaye edinmemiştir. İnsanlar düşman da olsa merhamet duygularını kabartacak ve acınacak duruma düştüklerinde onlara acımak gerektiğini Peygamberimiz’den öğreniyoruz. Hicretin 8. yılı Şevval ayında Peygamberimiz Halid b. Velid'i 300 kişilik bir kuvvetin başında Cezîme Oğulları üzerine gönderdi. Cezîme Oğulları savaşmadıkça onlarla savaşmamasını tembih etti. Cezîme oğulları Halid kuvvetlerini görünce silaha sarıldılar. Savaş esnasında kibar davranışlı bir delikanlı sevdiği bir kadının gözü önünde Halid’in kuvvetlerince öldürüldü. Kadın sevdiği adamın üzerine kapandı ve iki kere hıçkırdı. Duyduğu derin kedere kalbi dayanmadı, sevdiği adama sarılmış olduğu hâlde o da öldü. Bu olay daha sonra Peygamberimiz’e anlatıldı. Peygamberimiz üzüldü ve "içinizde hiç mi merhametli bir adam yoktu?" buyurdu. Halid'in bazı esirleri de öldürttüğü kendisine haber verilince Peygamberimiz ellerini semaya kaldırıp, "Ey Allah'ım! Halid'in yaptığı şeyden uzak ve beri olduğumu sana arz ederim. Yaptığı şeyi ben ona emretmedim" niyazında bulundu. (İ. Kesir 1976, 3:591)
Hayber kalelerinin fethi tamamlandığında Safiyye Binti Huyey ile amcasının kızı esir olarak Hz. Bilal tarafından Yahudi ölülerinin arasından geçirilerek Peygamberimiz’e getirildi. Safiyye'nin amcasının kızı, öldürülmüş hısımlarını görünce feryat ederek ellerini yüzüne vurmaya başladı. Peygamberimiz "ey Bilal! Senden acıma duygusu sökülüp atıldı mı ki, bu kadıncağızları ölülerin yanından geçirdin?" diye azarladı. Hz. Bilal, "ya Resülellah! Bundan hoşlanmayacağınızı sanmamıştım" dedi. Bilindiği üzere Peygamberimiz Safiyye Binti Huyey'e Müslüman olmasını teklif etmiş, o da Müslüman olunca onu kendisine nikâhlamış, böylece Hz. Safiyye mü'minlerin annesi olma şerefine ermiştir. (İbn Hişam 1971, 3:350-351; Vakıdî 1966, 2:673)

2- İşkence Yasağı

Peygamberimiz düşmana işkence yapılmasına izin vermemiştir. Süheyl b. Amr Mekke müşriklerinin ileri gelenlerindendi. Hicretten önce Peygamberimize hakaret eden ve baskı uygulayanlardandı. Bedir savaşında esir edildi. Bir ara kaçmaya teşebbüs etti. Yakalanıp getirildi. Süheyl iyi bir hatipti. Sözleriyle insanları etkilemeyi başarırdı. Hz. Ömer, "Ey Allah'ın Elçisi! Bana izin ver, şunun ön dişlerinden ikisini sökeyim de, bir daha senin aleyhine konuşma yapamas...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kurân ve sünnet ışığında terör ve intihar eylemleri
« Posted on: 29 Mart 2024, 10:16:07 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kurân ve sünnet ışığında terör ve intihar eylemleri rüya tabiri, Kurân ve sünnet ışığında terör ve intihar eylemleri mekke canlı, Kurân ve sünnet ışığında terör ve intihar eylemleri kabe canlı yayın, Kurân ve sünnet ışığında terör ve intihar eylemleri Üç boyutlu kuran oku Kurân ve sünnet ışığında terör ve intihar eylemleri kuran ı kerim, Kurân ve sünnet ışığında terör ve intihar eylemleri peygamber kıssaları, Kurân ve sünnet ışığında terör ve intihar eylemleri ilitam ders soruları, Kurân ve sünnet ışığında terör ve intihar eylemleriönlisans arapça,
Logged
20 Mart 2017, 18:06:16
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 20 Mart 2017, 18:06:16 »

Esselamu aleykum.Rabbim bizleri kur anin ve sunnetin isiginda yasayip islam icin hizmet eden cihad eden kullardan olalim insallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

21 Mart 2017, 11:24:29
Ruhane
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.473


« Yanıtla #2 : 21 Mart 2017, 11:24:29 »

Aleykum selam rabbim dini mubin islam uzerine yasamaamizi nasip eylesin
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes