๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler( Güncel Meseleler ) => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 24 Ağustos 2012, 12:29:28



Konu Başlığı: Ülke birliği komşu birliğinden geçer
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 24 Ağustos 2012, 12:29:28
Ülke birliği komşu birliğinden geçer

Biz öteden beri hep aynı şekilde düşünmüş, aynı şekilde de yazarak demişiz ki:


- Bir ülke halkı komşulardan oluşur. Komşular birbirleriyle sevgi, saygı ve dayanışma içinde olurlarsa, ülke halkı da aynı şekilde sevgi saygı ve dayanışma içinde olur, birlik beraberliklerini kolayca korurlar. Yani ülke birliği komşular arasındaki birlikten başlar.

Nitekim Efendimiz (sas) Hazretleri ülke halkını teşkil eden komşuların karşılıklı mükellefiyetlerini hem de yeminli uyarılarla anlatırken buyurmuş ki:

- Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, kul tam Müslüman olamaz, çevresindeki komşuları onun elinden ve dilinden emin olmadıkça! Ve yine kul tam iman etmiş sayılamaz, komşuları onun kötülüğünden selamette bulunmadıkça!.

Evet, Kutlu Doğum sahibi böyle uyarılarda bulunmuştur o günün Müslüman'ına. Bugün ise o günden daha çok ihtiyacımız var birbirimizden emin ve memnun olma mükellefiyetimizi yerine getirmeye...

Nitekim komşu haklarını, ana-baba hakları kadar önemli gören Efendimiz (sas) Hazretleri, bakın ne türlü bir ikaz ve irşadda daha bulunmuştur bizlere:

-Komşunun komşu üzerindeki hakkı, annenin evlatları üzerindeki hakkı gibidir. Anne ile evladın birbirlerini nasıl sevip saymaları, haklarına önem verip incitmemeleri gerekiyorsa, komşular da birbirlerini öyle sevip saymalı, karşılıklı haklarına öyle dikkat etmeliler ki, bu komşulardan oluşan ülke halkı da sevgi, saygı ve beraberlik içinde kucaklaşıp birbirlerinden emin ve memnun olsunlar, estirilen fitne rüzgârları karşısında savrulmaktan kendilerini kolayca korusunlar.

Bu öneminden dolayı komşu hakkı konusunda ısrarlı uyarılarda bulunan Efendimiz (sas) Hazretleri:

- Komşu hakkına dikkat edin! Ben komşu hakkı konusunda Cebrail'den o kadar ısrarlı ikaz aldım ki, neredeyse komşunun komşuya mirasçı olacağını dahi zannettim! İsterse o komşu başka bir dine mensup olsun! diye de komşu hakkına dikkatimizi çekmiştir.

Meşhur sahabi Amir bin As, oğlunun kestiği kurbanın etinden Yahudi komşusuna vermediğini öğrenince yaptığı ikazında şöyle demiştir:

- Yahudi de olsa komşumuzu ihmal etmemeliyiz. Allahü Teala komşu hakkı konusunda bizlere o kadar ısrarlı ikazlarda bulundu ki, neredeyse komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettik biz.

Bir sahabi de, komşunun avlusundaki ağacın sarkan dallarından kendi avlusuna gece dökülen hurmaları sabah kalkan çocuklar alıp da komşu hakkı yemiş olurlar endişesiyle mescitte sabah namazını kılar kılmaz hemen evine koşup dökülen hurmaları toplayarak komşusunun avlusuna atar ve komşu hakkından kaçınma gereğini böylesine bir hassasiyetle göstermiş olur.

Bundan dolayı fıkıhta 'komşu hakkı, birinci derecede kapı ve duvar komşuluğuyla başlar, sonra ev yakınlığıyla genişleyip mahalleyi de, ülkeyi de içine alır' denmiştir..

Kapı komşusundan şikâyetçi olan bir komşuya Efendimiz'in sabırlı olma hatırlatması da şöyle olmuştur:

- İlk olarak sen komşunu incitmekten sakın, sonra ondan gelecek olan incitmelere birazcık sabırlı ol, bundan sonra da konuşup anlaşarak helalleşmeye bakın.

Komşu hakkı, kul hakkından sayıldığından dolayı sahabeler komşuyu kırıp incitmekten hep titremişlerdir. Bunun için imkân sahibi komşular, ihtiyaç sahibi komşularının yardımına koşup dualarını almak için sanki yarışa girmişlerdir. Böylece ülke halkının birlik beraberliğini önce kendi aralarındaki komşu haklarına dikkat ederek sağlamışlardır.

Bu konuda sadece şu söz, komşu hakkının önemini anlatmaya yetmiştir:

-Komşunun komşu üzerindeki hakkı, annenin evladı üzerindeki hakkı gibidir! Birbirlerini ihmal edemezler, zarar ise hiç veremezler! Çünkü anne ile evlat hakkı hassasiyetinde olacaklar birbirlerine karşı. Demek ki ülke içindeki birlik beraberlik gerçekten de komşular arasındaki birlik beraberlikten geçer. 'Tenbih-ül'Gafilin'deki komşu hakkına da bakılabilir

AHMET ŞAHİN