๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler( Güncel Meseleler ) => Konuyu başlatan: Halis_52 üzerinde 19 Haziran 2011, 23:20:17



Konu Başlığı: Türkiye'nin 2005 Ruh Sağlığı Göstergeleri
Gönderen: Halis_52 üzerinde 19 Haziran 2011, 23:20:17
TÜRKİYE'NİN 2005 RUH SAĞLIĞI GÖSTERGELERİ

* Türkiye'de 15 milyon psikiyatri hastası olmasına rağmen ( Yani her 5 kişiden 1'inin ciddi ve gerçek bir psikiyatrik bozuklukla karşı karşıya olmasına rağmen ) ülkemizde 1200 civarında uzman psikiyatrist, 9000 yatak bulunmaktadır. Aşağı yukarı 70.000 kişiye bir psikiyatrist düşmekte, 10.000 kişiye 1,2 yatak düşmektedir. AB ülkelerinde ortalama 100 hastaya 10 doktor düşmektedir.
* 15 milyon psikiyatri hastası arasında ise 7.500.00 kişi suç potansiyeli taşıdığı için acil tedavi altına alınmak zorunda. Ancak bütün yatak sayısı 9000 olduğuna göre 7.500.000 kişi bu yataklara nasıl dağıtılacak.
* Toplumlarda şizofreni görülme oranı % 1'dir. Artan nüfusla beraber şu an ülkemizde 750.000 şizofren bulunmaktadır. Bu hastaların sadece bir kısmı tedavi alırken çok büyük bir kısmı tedavi edilmemekte, hastalık kronikleşmekte, böylece mahallelerde ve köylerde köy delisi, mahalle delisi gibi adlandırılan ve aşağılanan bir kitle oluşmaktadır. Bir kısmı evlerinde bodrumlarda veya ahırlarda ayaklarından bağlanarak yaşatılmaktadır!
* Ülkemizde bir kadının hayat boyu depresyon geçirme oranı % 24, erkeklerde % 3'tür. Tedavi edilmeyen depresyon vakalarının % 15'i intiharla sonuçlanmaktadır.
* Depresyon teşhisiyle tedavi edilen hastaların %75'i kadın, % 25'i erkektir. Depresyonun en yaygın olduğu yaş 30- 55 arasıdır. Meslek dağılımı olarak % 35 oranında ev hanımları başta gelmektedir. Ev hanımlarını % 18'le işçi ve işçi emeklileri, % 15 memur ve memur emeklileri, % 12 özel sektör çalışanları, % 10 doğum öncesi ve sonrası depresyonu, % 10 menapoz öncesi ve sonrası depresyonu olarak sıralanmaktadır.
* Ülkemizde 1.000.000 obsesif-kompulsif ( saplantı, takıntı,zorlantı bozukluğu) yaşayan psikiyatri hastası bulunmaktadır.
* Ülkemizde Anksiyetik ( Endişe, kaygı, telaş, heyecan ) bozukluğu yaşayanların oranı % 20 şeklinde gerçekleşmiştir. Takıntılar, fobiler, panik bozukluk da bu grubun içerisinde yer almaktadır. Bu grupta kadınlar % 65 erkekler % 35 paya sahiptir.
* Ülkemizde kadınların % 70'i düzenli olarak boşalmıyor. Hayatında hiç orgazm olmamış evli kadınların oranı % 5- 8 arası değişmektedir. Ülkemizde her 10 babadan 9'u oğluyla cinselliği konuşmuyor. Erkeklerin % 10' u son bir yıl içerisinde en az bir kez ereksiyon sorunu yaşamıştır.
* Cinsel birleşme öncesi, erkeklerin % 20' sinde birleşme sırasında yaşayabileceği performans kaygısı görülmektedir.
* Türk erkeklerinde görülen en büyük cinsel işlev sorunu % 35- % 40 oranlarındaki payıyla erken boşalma sorunudur.
* Cinsel kimlik bozukluğu erkeklerde kadınlara oranla 20 kat fazla görülmektedir.
* Erkeklerin en çok şikayet ettikleri sorun ereksiyon sorunudur.
* Erektil işlev bozukluğu erişkin erkeklerin % 20- % 30' unda görülmektedir.
* Erkeklerin yaşamları boyunca herhangi bir cinsel işlev bozukluğuyla en az bir defa karşılaşma oranı % 75 gibi yüksek bir orandadır.
* Ankete katılan erkeklerin % 60'ına yakını karşılaştığı cinsel problemde eşinin de payı olduğunu savunmakta, yardım almak yerine gizlemeyi tercih etmektedir.
* Erkeklerde görülen cinsel işlev bozukluklarının %  65 psikolojik kökenli,  % 35 ise genel bir tıbbi sebeple ilişkilidir.
* 16- 24 yaş arsı gençlerin % 10'u herhangi bir uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi kullanmıştır. Her 1000 trafik kazasından 5'i madde etkisi altında gerçekleşmiştir. Ancak uyuşturucunun trafikte saptanamaması ve saptayan aletlerin kullanılmaması durumu gizlemektedir.
* Uyku bozukluklarında durum İnsomnia (uykusuzluk %5) , Hipersomnia (aşırı uyku uyuma % 3), Parasomnia ( Uyku bozuklukları ve gece korkuları % 8) şeklindedir.
* Türk kadınlarında anksiyeteyle baş başa görülen ve çok ciddi anlamda tipik bir gelişmekte olan ülke insanı hastalığı olan histeri, erkeklere oranla 20 kat fazla görülmektedir. Tüm histeri hastalarının oranı % 10'dan az olmamakla birlikte % 30'a kadar çıkmaktadır.
* Ülkemizde özellikle şehrin varoşlarında ve Anadolu'nun köylerinde yaşayan sosyal dünyadan uzak ve baskı altında yaşayan kadınlar hastane ve doktoru bir dışarı çıkma, sosyal hayata katılma şekli olarak gördüklerinden diğer bir ifadeyle dış dünyaya karışmak için hasta taklidi yaptıklarından dolayı hastane acillerini ve polikliniklerini doldurmaktadırlar. Bu hem devlet hastanelerinde polikliniklerde inanılmaz kuyruklar oluşturmakta hem de ülkemize ortalama yılda 3,5 milyar dolara mal olmaktadır.
* Ülkemizde 750.000 mental hasta ( doğuştan zeka gerisi ) , 750.000 demans hastası ( yaşlılıkla beraber aşırı unutkanlık ve bunama ) bulunmaktadır.
 

Psikiyatris Prof. Dr. Arif Verimli