๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler( Güncel Meseleler ) => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 14 Nisan 2012, 15:37:52



Konu Başlığı: Tasavvuf bütün sanatlarla ilgilidir
Gönderen: Sefil üzerinde 14 Nisan 2012, 15:37:52
Tasavvuf bütün sanatlarla ilgilidir

Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi'nde gerçekleştirilen Tasavvuf Okulu'nda pek çok önemli kavram ele alınıyor.

Mehmet Davut Göksu'nun yönetiminde temel tasavvuf öğretisi başladı. Türkiye'de bu zamana kadar bir ilk olan Tasavvuf Okulu fikrini öne sürerek 13 dersten oluşan bir konsept metot oluşturan Mehmet Davut Göksu ile tasavvufun gayesini, toplumun tasavvufa yöneliş nedenini ve önceki gün ilk dersine başlayan 'okul' hakkında konuştuk. Tasavvuf nedir? Sûfilerin halleri, ibadet ve tasavvuf ilişkisi, insanların tasavvufa yönelişi gibi birçok konuda sorularımızı cevaplayan Göksu, "Tasavvufta amaç, Allah'ı bilmek ve bulmaktır" diyor.

Tasavvuf şer-i şerifin hakikatidir. Dinin hakikatini öğretmeyi amaçlar. Bu öğretme süreci insanlar için aynı zamanda terbiye sürecidir. Yani insanların önce kendilerini tanımaları, anlamaları, bilmeleri, ardından da kötü huylarını yok etmeye ya da iyiye döndürmeye çalışmalarıdır. Tasavvufta amaç; Allah'ı bilmek ve bulmaktır. Diğer şeyler bu amacın etrafında şekillenir.
Nefis tezkiyesi ne demektir?

Nefis tezkiyesi insanın kötü huylarından arınması demektir. Her insanın yaradılışında bulunan huyları var. Bunları terbiye altına alarak başkalarına zarar vermeyecek şekle getirir. Şeriata göre Müslüman, elinden, dilinden ve belinden zarar gelmeyen kişidir. Ancak tasavvuf, kişinin başkalarına zarar vermese bile içinde bulunan kötü huylarından temizlenme eğitimidir. Nefis tezkiyesi de budur.
Nefis tezkiyesinin sonu var mı?

Nefis tezkiyesi seyr-û sülûk eğitimini içerir. Bu da bir mertebede başlar ve bir mertebede biter. Bu eğitime Allah'a doğru gidiş diyoruz. Kâmil mertebeye ulaşınca bir son var. Kemale erdikten sonra başka bir seyr, Allah'ta gidiş başlıyor. İşte bunda son yoktur.
En-el Hak tabirini kullanan mutasavvıflar olmuştur. Bu tasavvufta bir mertebe midir?

En-el Hak tabirini Hallac-ı Mansur kullanmıştır. Bu söz bizzati Hallac-ı Mansur'un ifadesi midir? Yoksa ondan konuşan Hak'tır da 'Ben Allah'ım' mı demektedir?  diye bakmak lazım. Bu fenafillâh mertebesidir. O makamda insanın kendi varlığı yok olmuştur. Dolayısıyla konuşan Hallac-ı Mansur'un dilinden Allah'tır.
Tasavvuf bir ihtiyaç mıdır? Dini yaşamak için sadece ibadet yapmak yetmez mi?

Her gün namaz kılıyorsunuz ama o namazı anlamlı kılan ne.  Kafanızdan uydurduğunuz bir takım şeyler mi yoksa namazla ulaşılan manevi merhaleler mi? Bu düşünüldüğünde ibadetlerin iki yönü olduğu ortaya çıkıyor. Her ibadetin bir şekli, bir de ruhu var... İşte o ruhu bulmak. Tasavvuf bunu sağlıyor. Bir insan öldüğünde o kişinin şekline bağlanıp kalınabiliniyor mu? Hayır. Anlıyorsunuz ki sevdiğiniz ruhmuş. O ruh gidince geriye bir şey kalmıyor. O yüzden ibadetlerin ruhunu bulmalıyız. Bunun da yolu tasavvuftan geçer.
Tasavvuf ile edebiyat arasında nasıl bir ilişki var?

Tasavvufla bütün sanatlar arasında ilişki var. Nedeni, sanatı gerçekleştiren insanlar kendi duygu ve düşüncelerinden yola çıkıyorlar. Dolayısıyla onların yaşayışlarına tasavvuf sirayet etmişse bu sanatlarına da yansıyor. Sanatçıların dışında sufilerin yazdığı eserler de var. Divanlar, mesneviler, nesirler... Bunlar hakikatin sözleri. Sufilerin maksadı kendi düşüncelerini insanlara anladıkları dil neyse onun üzerinden anlatmaktır. Şiirse şiir, edebiyatsa edebiyat.
Tasavvuf okulu fikri nasıl ortaya çıktı?

Tasavvufun ilmî bir hüviyeti var. Bizim insanımızın en az bildiği şey de o. Birçok meselede olduğu gibi din de herkesin rahatça fikir yürüttüğü bir alan. Dinin muhtevasında yer alan tasavvuf konusu toplumumuzun en az bilgisi olduğu alandır. Biz burada insanımızın bilgilendirilmesini amaçlayan bir Tasavvuf Okulu projesi hazırladık. İki yılı bulan bir proje. Dolayısıyla dönem ortasında olduğumuz için bu üç aylık dönemi değerlendirmek maksatlı olarak tasavvufun temel kavramlarının öğretildiği 13 derslik butik bir okul düzenleyelim istedik. Bu proje başlangıç. Sonbaharda çok kapsamlı bir yapıda olacak.
Bu dersler neler?

Tasavvuf, Tarikat, Kalp, Nefs, Mürşid, Mürid ya da Ruh, Aşk, Edeb, Seyr u Sülûk, İlham, Kerâmet, İrfan, Vahdet-i Vücud (Hazerât-ı Hamse) konuları ele alınacak. Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi'nin bulunduğu Kızlarağası Medresesi'nde ilk dersimize 40 öğrencimizle başladık.
Rağbet edenler daha çok hangi kuşak?

Kayıt için başvuruda bulunanların hemen hepsi genç arkadaşlar. Düşündüğümüzün çok üzerinde rağbet oldu. Başlarken 8-10 kişiyle ders yaparım diye düşünüyordum. Şu an 200'e yakın öğrencimiz var.
Gençlerin bu ilgisini neye bağlıyorsunuz?

Sanıyorum gençler, tasavvuf konusunda aradıklarını bulamıyorlar. Kendi arayışlarına cevap verebilecek merkez de yok. Yani yapılar, gençlerden her şeyi olduğu gibi kabullenmelerini istiyor. Ama gençler de araştırıp, bilmek istiyor. Bunun etkisi olabilir.

milligazete