Yazar Leyla İpekçi, insanın başka türlü bir görmeğe doğru hicret edebileceğini söyledi.

Zaman'daki yazısında bir arkadaşına “Gözlerim artık içinde ‘muhabbet’ barındırmayan imgelere bakamaz oldu” dediğini, arkadaşının da Bediüzzaman'ın cümlelerini hatırlattığını belirten İpekçi, "O da bana Bediüzzaman’dan bir cümle fısıldadı: 'Baş bir batman taşı kaldırdığı halde, göz bir saçı kaldıramıyor...' Devam etti sonra: 'Bir saç kadar bir sıkleti kaldıramıyorsun, yani, gaflet ve dalâletten gelen küçük bir hâlete dayanamıyorsun bazen.' “Ah” dedim, “Tam da bu! Zamanın ruhuna kızmayı anlamlı bulmuyorum. Herkesin, her şeyin bir devri var. Her mevcudiyet, en hayırlı zamanını bekler. Şimdi gözün bakışına bütün hakikati hapsettiğimiz ‘görsel’ bir çağdayız. Belki tam da bu çağda başka türlü görmelerin önünü açabiliriz!” dedi.

İpekçi yazısını şöyle sürdürdü:

Müminlerin ‘kişisel miracı’ olarak adlandırılan namazda, secdeye varıldığında gözlerin kapatılmaması adaptandır. İnsanın ancak bir cenin gibi içine kıvrılıp ayağını bastığı yere iki kaşının ortasını değdirdiğinde, miracının zirvesine çıkma imkânına kavuşuyor. O anın sonsuzluğunda gözünüzün hiçbir şeye takılıp kalmaması ve bakışınızın şaşmaması için gözlerin açık olması, hatta apaçık olması gerekir. Böylesine ‘açık’ gözler, baş gözünün gördüğünün ötesine geçirir zira bakış alanınızı...

Miraç’ı anlatan ayetlerde Efendimiz (sas) için “Göz ne kayıp şaştı, ne haddi aştı” denmesinin bir açılımı da tevhid gözüyle bakmanın sırrına yaklaştırıyor olmalı bizi. Miraç’ta Vahiy meleği Cebrail’in (as) aracılığı ortadan kalktığında, Hazreti Peygamber’in Yaratan’ıyla aradaki mesafesinin “iki yay boyu, hatta daha yakın” olmasıyla ancak “O, vahyolunacak şeyi kuluna vahyetti” denmesinin anlamına yaklaşıyoruz, ayetlerin ifadesiyle.

“O halde” dedim arkadaşıma, vahyin ‘işitsel’ özelliği Miraç’ta görsel niteliğine bürünür. Zira ayet “Rabb’inin en büyük ayetlerinden bir kısmını gördü” şeklindedir. İşitti değil! Elbet vücudu ve ruhuyla Miraç eden Efendimiz’in (sas) bu görmesi, yalnızca baş gözüyle değildi!

Bu çağda herkes ve her şey, “gözünüz bende olsun” talimatıyla bize doğru yaklaşırken, gözün kaldıramadığı en hafif ‘görseller’ yüzünden gaflete düşüyoruz sık sık. Hadisin “İhsan, Allah’ı görür gibi ibadet etmendir. Sen O’nu görmesen de, O seni görmektedir.” şeklindeki evrensel çağrısını hakkıyla işitebilmek için başka türlü bir görmeğe doğru hicret edebiliriz.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın