๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler( Güncel Meseleler ) => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 06 Eylül 2011, 19:07:27



Konu Başlığı: Ramazan'daki istikametimizi koruma hassasiyetimiz!
Gönderen: Sefil üzerinde 06 Eylül 2011, 19:07:27
   
Ahmed Şahin

Ramazan'daki istikametimizi koruma hassasiyetimiz!

Ramazan-ı Şerif'te kazandığımız dini hassasiyetimizi gittikçe zayıflatmamalı, aynı hassasiyeti daha da artırarak sürdürme azmi ve gayreti içinde olmalıyız.

Hatta bu istikameti koruma hassasiyetimiz hemen hepimizin bir numaralı meselesi olarak bizi ciddi şekilde meşgul etmelidir.

Bir başka ifadeyle diyebiliriz ki, hemen herkes istikametini koruyamama endişesini her an duymalı, kendini böyle bir endişeden müstesna ve garantide biri gibi görme rehavetine asla kapılmamalıdır. Ramazan'dan yeni çıktım, kazandığım dini hassasiyetim kuvvetlidir, öyle ise ben manen garantideyim, böyle özel bir dikkat ve hassasiyet içinde olmama gerek yoktur, gibi bir umursamazlığa kapılmamalıdır.

Bunun aksi de böyledir. Yani hiçbir ihmalkar da, 'ben Ramazan'da bile istikametimi düzeltmedim, bundan sonra da düzeltemem, öyle ise benim istikametimi düzeltmek için bir çaba içinde olmam fayda vermez!' diye peşin bir ümitsizlik kuyusuna da kendini atmamalıdır.

Dünkü durumu iç açıcı olmayabilir ama bugün iradesini güçlendirip istikametini pekala düzeltebilir, ebedi hayatını kurtarabileceği şuurlu bir istikamet çizgisine yönelebilir. Bu mutlu başlangıç her an mümkün, hiçbir zaman ümitsizliğe düşülmez...

Demek oluyor ki, istikamet konusu, hemen herkesin her an bir numaralı meselesidir! Düzgün istikamette olan, istikametini muhafaza etmek için, bozuk istikamette olan da istikametini düzeltmek için her an özel bir çaba ve niyet içinde olmaya mecbur ve hatta mükelleftir.

Nitekim Efendimiz (sas) Hazretleri'nden aldığımız şu önemli mesaj da bize bu dikkat ve hassasiyetimizin önemine işaret etmektedir. Hemen hepimize mesaj veren hadisinde buyurmuş ki:

-Hud Sûresi'ndeki "Emrolunduğun gibi istikamet üzere ol" ayeti beni ihtiyarlattı!..

Demek ki, istikamet üzere olma hassasiyetimiz bizim de bir numaralı meselemiz olmalı, bizi de ihtiyarlatacak derecede düşündürüp titretmeli, ömür boyu istikametimizi koruma hassasiyeti içinde olmalıyız.

Nitekim bir maneviyat büyüğü, istikametimizi koruma hassasiyetimizin ömür boyu sürüp son nefese kadar devam etmesi gereği konusuna dikkatimizi çekerken şöyle çarpıcı bir uyarıda bulunmuştur...

Ona keramet gösterecek derecede istikameti düzgün bir zatı anlatırken derler ki:

-Bu zatın istikameti öylesine düzgün ki, bazen sabah namazlarını Kâbe'de kıldığı bile görülmektedir.

Şah-ı Nakşibend Hazretleri, 'Mühim değil!' der. 'Dicle Nehri'nin üzerinden yürüyerek geçer, suya batmaz.' derler. 'O da mühim değil!' der. 'Bahçesinde çalışırken zemin çamur olursa seccadesini havaya atıp namazlarını üzerinde kıldığı da olur.' derler. 'O da mühim değildir!' deyince sorularını şöyle değiştirirler:

-Efendi Hazretleri, o keramet mühim değil, bu keramet mühim değil de, sizin için ne mühimdir?

Cevaba bakın da, mühim olan neymiş görün:

-Benim için mühim olan der, o istikamet çizgisini, son nefesine kadar devam ettirmesidir, zamanla gevşeyip dini hassasiyetini yitirmemesidir. Anladınız mı şimdi mühim olanın, son nefese kadar o hassasiyeti korumak ve sürdürmek olduğunu!...

Demek oluyor ki, hiç kimse Ramazan-ı Şerif'teki iyi haline bakıp da kendini garantide görmesin. Yine hiç kimse de Ramazan'daki kötü halini düşünüp de 'benden istikameti düzgün bir adam olmaz' ümitsizliğine kapılmasın. Hemen herkes istikametine yönelme ve yöneldiği istikametini de koruma ve geliştirme konusunda ciddi bir gayret ve azmin içine girsin, Allah Resulü'nü ihtiyarlatan istikamet üzere olma titizliği, hemen hepimizin saçlarımızı beyazlatacak derecede bir numaralı meselemiz olduğunun farkına varılsın!..

Son soru:

-Böyle bir hassasiyetimiz söz konusu mu yaşadığımız Ramazan-ı Şerif'ten sonra? İstikametini düzeltenler istikametini korumak için, düzeltemeyenler de düzeltmek için kendimizi ihtiyarlatacak derecede bir hassasiyet ve gayret içinde olmamız gerektiğinin farkında mıyız? Ne dersiniz?..