๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler( Güncel Meseleler ) => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 02 Kasım 2010, 22:04:04



Konu Başlığı: öğrenciliğin ilk günleri
Gönderen: Sefil üzerinde 02 Kasım 2010, 22:04:04
Halı şampuanıyla bulaşık, 90 derecede kazak yıkadınız mı?    

Üniversite hayatının ilk günleri, kalınan evlerdeki ilginç uygulamalar ve yapılan hatalar tatlı birer anı olarak anlatılır. Bugünlerde üniversiteye yeni başlayan binlerce öğrenci, ev işi ve yemek yapmanın ilk acemiliklerini yaşıyor. Özellikle evde kalmayı tercih eden erkek öğrenciler ev işlerinde, ilginç sakarlıklarıyla dikkat çekiyor.

Yüksek derecede yıkandığı için küçülen elbiseler, halı şampuanıyla yıkanan bulaşıklar, ütü yaparken yanan elbiseler, ilginç yemekler. Ev işlerindeki bu tür acemilikler üniversiteye yeni başlayan erkek öğrencilerin hemen hepsinin başına gelir. Binlerce öğrenci üniversitenin ilk yıllarında yurdu tercih etmek ister. Yemek derdi, temizlik derdi yoktur. Ama evde kalmanın da avantajları ve cazibesi vardır. Sıkıntıya düştükleri zaman kendilerine göre pratik yöntemler geliştirmekte de öğrencilerin üstüne yoktur. Örneğin, tost makinesinde yumurta yapmak, ütü ile ekmek kızartmak ya da kalorifer peteğindeki suyla banyo yapmak gibi. Arkadaşlarla ortak ev tutmak, ortak bir şirket kurmak kadar zordur. Hele hele evde görev dağılımı yapıp, sorumlulukların paylaşılması ayrı bir sorundur. Bu zorlukları aşan yüz binlerce öğrenci var. Evde kalmayı tercih eden ve arkadaşlarıyla da uyumlu bir hayat yaşayan öğrencilerden bir gruba misafir olduk. İlk günlerde yaşadıkları zorlukları eğlenceli bir ortamda anlattılar. Üniversite hayatına yeni adım atan Bülent, Burak ve Ahmet sıkıntılarla yüzleşen gençlerden birkaçı. Çoğu zaman aile yanındayken ev işi yapmayan erkek çocukları için üniversiteye başlamak yemeği, ütüyü, temizliği tek başına yapmak anlamına gelir. Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü'nde okuyan Ahmet Oğur, üniversitenin ilk haftalarını aile özlemiyle geçirmiş. Ailenin en küçük çocuğu olan Ahmet'i anne ve babası sabah akşam aramış. Çamaşır makinesi kullanmayı bilmeyen Ahmet, yün kazaklarını 90 derecede yıkayıp küçülmüş halde görünce, ev işlerinde ilk acemiliğini yaşar. Ahmet yemeklerde annesinin bilgisine başvururken en büyük zorluğu ütüde yaşamış. Kırışık elbiselerle okula gittiğini gülerek anlatan Ahmet, "Ütü yapmak benim için tam bir işkence. Anneme soruyorum o da 'oğlum, ütüyü kıyafetine sür' diyerek öğüt veriyor. Ütü yapmanın da yemek yapma gibi bir tarifi olsa keşke. Ancak biz buna da bir çare bulduk, gömleğin sadece ön kısmını ütülüyoruz, böylece paltonun içinden kırışıklıklar gözükmüyor. Ancak daha pantolon için bir çözüm üretemedik." diyor.

Burak Oğuz ise Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi ikinci öğretim öğrencisi. Burak'ı en çok iklim şartları zorlamış. Burak Oğuz, "Eve gittiğimde anneme her yemekten sonra 'eline sağlık' diyeceğim. Burada insan yaptığı yemekler beğenilmediğinde annesinin kıymetini anlıyor." şeklinde konuşuyor.

Yemek yapmayı bilmeyen bir başka öğrenci ise Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi birinci sınıf öğrencisi Bülent Taşçı. Bir öğrenci akrabasında kalan Taşçı, ilk yemek yapışını hâlâ unutamıyor. Patatesleri sulu halde tavaya atan Bülent, yağın sıçramasıyla bir şeylerin ters gittiğini anlar. Bulgur pilavı da çorba gibi olmuştur. Bülent'in unutamadığı bir anısı da temizlikle ilgili olmuş. Deterjanları tanımayan Bülent, halı şampuanıyla bulaşık yıkadığını kutunun üzerinde halı resmini görünce fark etmiş.

ZAMAN