๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler( Güncel Meseleler ) => Konuyu başlatan: Ekvan üzerinde 21 Temmuz 2009, 13:50:21



Konu Başlığı: Keyfine Göre Yaşa!
Gönderen: Ekvan üzerinde 21 Temmuz 2009, 13:50:21
Keyfine göre yaşa!..”

--------------------------------------------------------------------------------

ALLAHü teâlâdan başka, yaratılan her mahluk, her diri ölecek, ölümün tadını tadacaktır. Çünkü ölüm, haktır ve hiçbir kimse ölümden kurtulamaz. Ölüm, âhiret kapılarından bir kapıdır. Bu kapıdan geçmeyen ALLAHü teâlâya kavuşamaz. Enbiyâ sûresinin 35. ve Ankebût sûresinin 57. âyet-i kerimelerinde meâlen;
(Her canlı, ölümün tadını tadacaktır!) buyuruldu.
Bunun için, her insan ölecektir ve ölümden kurtuluş da yoktur. Hadîs-i şerîfte;
(Ömrü uzun, ibâdetleri de çok olana müjdeler olsun!) buyuruldu.
Dostu dosta ölümle kavuşturuyorlar. Bu sebeple ALLAHü teâlânın âşıkları, ölümü düşünerek tesellî buluyor, üzüntüleri azalıyor. Ankebût sûresinin 5. âyetinde meâlen;
(ALLAHü teâlâya kavuşmak isteyenler! Biliniz ki, ALLAHü teâlâya kavuşmak zamânı herhâlde gelecektir) buyuruldu.
Peygamber efendimiz altı yaşlarında iken annesi ile beraber Medîne’den Mekke’ye dönüyorlardı. Ebvâ denilen yerde, hazret-i Âmine hastalandı ve kendinden geçmişti. Peygamber efendimiz ise annesinin başı ucundan ayrılmıyordu. Bir müddet sonra hazret-i Âmine kendine gelince oğlu Muhammed aleyhisselâmın mübârek yüzüne bakarak, şu meâlde beyitler okudu:

“YAŞAYAN HERKES ÖLÜR!”
“Yaşayan herkes ölecektir. Yeni olan her şey eskiyecektir. Eğer ben ölürsem gam yemem. Adım âlemde dâimâ anılır. Çünkü, böyle pâk ve mübârek bir evlât yâdigâr bıraktım.”
Lokman Hakîm hazretleri oğluna hitaben buyurur ki:
“Ey oğul! Ateş gelirken ondan nasıl emin olunur? Dünyadan ayrılmak muhakkak iken, ona nasıl meyledilir? Ölüm nasıl akıldan çıkar? Onun geleceğinden aslâ şüphe edilmez. Uyuduğun gibi öleceksin. Ey oğlum! İnsanın üç şeyi vardır: Rûhunu Azrâil aleyhisselâm alır. Hayır veya şer ne ise; ameli kendisine kalır. Bedenini de kurtlar yer ve toprak çürütür.”
Ömer bin Abdülazîz hazretleri, bir cuma hutbesinde;
“Ey insanlar! Kalblerinizi düzeltirseniz, dışınız da iyi olur ve âzâlarınız, gözünüz, kulağınız, elleriniz, ayaklarınız, hayır işler, ALLAHü teâlânın beğendiği şeylerle meşgûl olur. Âhiretiniz için sâlih ameller işlerseniz, dünyânızı da korumuş olursunuz. Hazret-i Âdem’den îtibâren, kendisine kadar bütün dedeleri ölüp gitmiş olan herkes, bir gün ölecektir” buyurmuştur.
Abdüla’lâ Kureyşi hazretleri;
“Hiçbir fert yoktur ki, ölüm meleği günde iki defâ kapısını çalmasın” buyurmaktadır.
Bir gün Peygamber efendimiz ölüm hâlindeki bir kimseyi ziyâret eder ve;
-Kendini nasıl buluyorsun? diye sorarlar. O kimse;
-Kendimi korku ile ümit arasında görüyorum cevabını verir. Bunun üzerine Resûlullah efendimiz;
-ALLAHü teâlâ bir kalbde korku ve ümidi bir arada bulundurmaz. Eğer bir kimsenin kalbinde korku ve ümidi bir arada bulundurursa, onu ümit ettiklerine kavuşturur, korktuklarından da emin eyler buyururlar.
Gâziantep’te yetişen velîlerinden Derviş Hacı Efendi, sevenlerine sık sık şöyle buyururmuş:
“Ölüm bilinmeyen bir şeydir. Gelmeden görünmez, gelince de aman vermez. Ölüm seferine çıkanın bir daha geri dönmesine imkân yoktur. Bu yalan dünyâ nice defâlar dolup boşalmıştır. Ölüm nice anaların yavrusunu almış, nice babaların boynunu bükmüş, nice yavruları anasız, babasız koymuştur. Herkes birbirinin öldüğünü, gül benzinin kara toprakta solduğunu görür. Bununla berâber dünyâya bağlanmaktan vazgeçmez, dünyâ derdini çeker, dünyâ işine dalar. Fakat nihâyet yaptığını bırakıp gider. Böyle olduğu hâlde kimse aklını başına toplayıp yalancı dünyânın hâlini anlayamamakta ve bu yolculuğa hazırlanmamaktadır.”

“HEPSİNE VEDA EDECEKSİN!”
Netice olarak insan, istediği gibi yaşasa da, yaşamasa da, bir gün elbette ölecek ve istediği, arzu ettiği şeyleri toplasa da, toplamasa da, bunlardan bir gün ayrılacaktır. İmâm-ı Gazâlî hazretlerinin buyurduğu gibi:
“Keyfine göre yaşa! Fakat bu yaşaman uzun sürmeyecek, bir gün elbette öleceksin. Gece gündüz düşündüğün, sımsıkı sarıldığın lezzetlerden elbette ayrılacaksın. Dünyânın nesini seversen sev, hepsine vedâ edeceksin! Elinden geleni yap! Fakat unutma ki, her yaptığının hesâbını vereceksin!”
[/color]