> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Güncel Meseleler > Sizden Gelenler( Güncel Meseleler ) > Her şeyin bir karşılığı vardır
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Her şeyin bir karşılığı vardır  (Okunma Sayısı 1203 defa)
22 Aralık 2011, 01:55:38
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 22 Aralık 2011, 01:55:38 »



Her şeyin bir karşılığı vardır

Vermek elden çıkanı, işe yaramayanı bir başkasına ya da doğaya salmak mıdır ? Nefsinin güdümünde yürüyen ve salt hazlarından, güdülerinden beslenmiş kişilerin duygu,düşünce ve eylemlerinin vardığı son nokta, vermeyi gerçekten elden çıkarma ve değersizleşeni doğaya salma olarak görmeleridir.

    Her şeyin bir karşılığı vardır -

BU insanların vermesinde ve almasındaki başlangıçlar trajik sonuçlara ve yıkımlara sebep olmuştur. Alıp vermenin kuralları ve metotlarına ve kısaca sosyo psikolojik ve felsefi yapısal derinliğine de inmek gerekir tabi ki :

Pozitivist Pragmatist (Faydacı), Determinist ve rasyonalist zihniyetlere sahip kimseler kendilerini vermeye ancak maddi karşılık elde edeceğini umduğunda ikna edebilmiştir.

Yaşamını sadece maddi dünyaya göre biçimlendiren kimseler sadece işine yaramayanı, kendisi için değersiz olanı verir.

Bir şeyi fayda veya kâr elde edebileceği zaman bedelli / bedelsiz olarak verir. Sadece bir şeyi karşısındakinin izzet ve şerefinin incitmek ve alçaltmak gayesiyle verebilir.

Sadece almak ve güdülerini tatmin etmek peşinde olduğundan cimridir.

Onlar için vermek sırf maddi bir karşılık alma için yapılır, dolayısıyla verirken bile peşin peşin daha nasıl alacağını, nasıl tahsil edeceğini düşünürler.
Almak mı daha kolay vermek mi?

Pragmatist insanlar, alırken en değerlisini alırlar, verirken de en değersizini verirler, öyle layık görürler. Bu onların tüm hayatına yansıyan bir paralel düşünce yani yaşam biçimidir. Bu çelişkili çarpık anlayışı benimsemekte zorlanmazlar. Çünkü onlar kendilerini her şeyin iyisine layık görmektedirler. Hayatın içinde makam,yaşam,lezzet,araç ve tüm ne varsa kendileri sahip olmalıdırlar.

Başkalarına gelince onlar sadece, "Gerekli / Gereksiz tüketiciler "dir.

Onlar verirken aldıklarından daha çok ölçülü ve titiz davranırlar.

Bu insanlar, incelerler, kapris ve kibirlilik yaparlar. Vericiyi her an istismar ederler.

Alıcı ruh biçimine dönüşmüş kişilikleriyle, artık bencilleşmiştirler. Bu kimseler, sorumluluk bilincini ve toplumsal görevlerini kaybetmişler ve artık kibirli ve cimri olmuşlardır. Hele hele bir de tek dünyalı yaşam biçimi içinde yetişip büyümüşlerse artık kurtulması imkansızlaşan bir heyulanın içine doğru yuvarlanmış hissederler kendilerini manevi alemde.

Evvela şunu söyleyelim, İnsan bu heyuladan çıkabilecek maddi ve manevi iç-dış donanımlara sahiptir.

Ancak irade ağır bir külçe altındır. Ve irade taşıması güç, kaybedince de bedeli ağır olan bir değerdir insan için.

Fakat insanın bir çok sorunlarının çözüme kavuşmasında başlangıç - sonuç göstergesi hep iradeyi işaret etmiştir.
İradene Sahip Çık..!

İraden = Hür Akıl, İrfan, fıtrat, insanlık birikiminin süzgeciyle yaptığın seçimindir senin.
Mahrum kalıyoruz

Modern evlatlar, anne babalarını eski bir eşya gibi bırakıveriyorlar evlerine. Yaşlılar ise unutulmuşluğun verdiği acıya yalnızlığı da katarak büyük bir boşluğa düşüyorlar. Günümüzde, yalnızlık yaşlıların en büyük korkusu haline gelmiştir. ister huzur evinde olsun ister kendi evinde yaşlılar yalnızlığa karşı dirençlerini kaybediyorlar. Çünkü onlar çok sevdikleri evlatları tarafından terk ediliyorlar. Eşyaların eskisini kaldırıyorlar, müzelere bırakıp tarihi eser diye özel bir değer biçiyorlar oysa zengin bir kitap gibi bizlere yol gösteren yaşlılarımıza bu eşyalara verilen değerin yarısı dahi verilmiyor.

Batı toplumlarında yaşlı nüfusun yalnızlığı araştırmaların konusu olmuştur. Ancak bizim ülkemizde de artık yalnızlık kaçınılmaz oluyor. Türkiyede yaşlı nüfusun yarısı yalnız yaşıyor. Bunun en büyük sebebi kuşkusuz, insanların maneviyattan uzaklaşması, nesiller arası iletişim kopukluğu ve insanların hayata bakış açılarının değişmesidir. Bütün bunların sonucunda yalnızlığa düşen yaşlılarımız depresif sorunlar yaşamaya başlıyorlar. Yalnızlık, depresyon ve umutsuzluk bu insanların yaşama sevincini alıp götürüyor.

Uzmanlar uzun süren araştırmaları neticesinde, sosyal bağ ve ilişkilerin insan için ne kadar hayati öneme sahip olduğunu bir kez daha tespit ettiler. Günümüzde insanlar daha sağlıklı bir hayat yaşayabilmek için sağlıklı beslenmeye çalışıyorlar ve fırsat buldukça spor yapıyorlar. Ancak bütün bunların yanında, kişinin çevresindeki insanlarla sevgi dolu bir hayat yaşamasının da sağlığa katkıları büyük. ABD'nin Utah Kentinde bulunan Brigham Youn, Üniversitesindeki bilim adamları yaptıkları çalışmalarında, iyi bir dost, arkadaş ve tanıdık çevresi olan kimselerin hayatta kalma şansının daha yüksek olduğunu tespit etmişlerdir. Yaşları atmış dört olan 300 kişi yedi yıl boyunca izlenmiş ve bu kimseler yaşadıkları sosyal çevreye göre karşılaştırılmıştır. Araştırmaların sonucunda ise, dost akraba ilişkilerine sahip olan kimselerin daha avantajlı olduğu buna karşın bu imkânlardan yoksun olanların durumu ise, sigaranın olumsuz etkilerine denk olduğu tespit edilmiştir.
Yalnızlığa mahkûm olan çocuklar

Yapılan araştırmalara göre Almanyada tek başına çocuk yetiştiren, anne babaların sayıları her geçen gün biraz daha artıyor. Bu durum başta çocuklar olmak üzere, aile bireyleri üzerinde derin etkiler bırakmaktadır. Araştırmalara göre Almanya'da çocuklarını tek başına büyüten annelerin yüzde kırkı devletin verdiği sosyal yardımlarla geçiniyor. Almanya Federal istatistik Dairesi'nin Mekrozensus 2009 raporu kapsamında verdiği bilgilere göre 2009 yılında Almanya'da küçük çocuk sahibi olan ailelerin yüzde yirmisi babasız ve annesiz bir aileden oluşuyor. Buna göre burada büyüyen çocukların beşte biri yetim ve öksüz büyüyor. Araştırmalar, tek başına çocuk büyüten ailelerin daha büyük sorunlar yaşadığını ve bu kimselerin yoksullukla karşı karşıya kaldıklarını ve kendilerini yalnız hissetlerini gösteriyor. Bu toplumlar, yoksulluğa çözüm getirebiliyorlar ama insanların yalnızlığını ortadan kaldırmaları oldukça zor.

Kanadalı bilim adamlarının yaptığı araştırmalar ise yalnızlığın insanın hayat kalitesini olumsuz yönde etkilediğini gösteriyor. Buna göre, yalnızlık duygusunu yoğun yaşayan insanlar daha çabuk üşüyorlar ve odanın sıcaklığını diğerlerinden daha soğuk hissediyorlar. Chicago Üniversitesi bilim adamları ise kişinin kendisini yalnız hissetmesinin bir hastalık virüsü gibi olduğunu vurguluyorlar.
Psikologtan korkmayın

Depresif sorunları olanların psikologlara gitmekten çekindiklerini belirten uzmanlar, toplumda dışlanma korkusunun bunun en büyük nedeni olarak görüldüğünü söyledi.

Yoğun iş temposuyla da oluşan kişilik bozukluğu bireylerin hayatını olumsuz etkiliyor. Uzmanlara göre bu hastalık, en fazla çocukluk dönemi zor ve sıkıntılı geçen insanlarda ortaya çıkıyor. Aşırı sevgisiz ve sorunlu büyümenin kaynağı da boşanma ve alkol alan ebeveynler olarak gösteriliyor.

Anne-bebek ilişkisinde, bebeğin anneyle oluşturması gereken bağlanma-ayrılma ve kendine özgü bir insan olma sürecini tamamlayamayan kişilerde görülen hastalığın genellikle aşırı ihmal edilmiş çocuklarda görüldüğünü belirtiyor.

İnsanlar dışlanma korkusu ile tedaviden kaçarken uzmanlar iyi bir tedavi için bireylerin psikiyatr doktorlarına başvurmalarını gerektiğini söyledi. Kişilik bozukluğu rahatsızlığı olanlar için uzun ve zor bir terapi gerektiğini kaydeden uzmanlar, "Alkol, uyuşturucu ve sigaradan uzak durulması sağlanmalı. İnsanları iyi ve kötü diye ayırdıkları için, herkese buna uygun rol verir, o rollere girmemek gerekir.

Hastalığı iyi anlayarak, olayları değerlendirmek gerekir. Yakınındaki kişilerinde zor ve yıpratıcı bir dönem geçireceği için profesyonel yardım almaları gerekir. Onlara sürekli dengeli sevgi ve ilgi, sağlıklı aile ortamında verilmesi gerekiyor" dedi.

milli gazete

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Her şeyin bir karşılığı vardır
« Posted on: 26 Nisan 2024, 15:55:10 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Her şeyin bir karşılığı vardır rüya tabiri,Her şeyin bir karşılığı vardır mekke canlı, Her şeyin bir karşılığı vardır kabe canlı yayın, Her şeyin bir karşılığı vardır Üç boyutlu kuran oku Her şeyin bir karşılığı vardır kuran ı kerim, Her şeyin bir karşılığı vardır peygamber kıssaları,Her şeyin bir karşılığı vardır ilitam ders soruları, Her şeyin bir karşılığı vardırönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes