> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Güncel Meseleler > Sizden Gelenler( Güncel Meseleler ) > Hayatı Anlamlandırmak
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hayatı Anlamlandırmak  (Okunma Sayısı 1394 defa)
17 Temmuz 2009, 19:26:36
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 17 Temmuz 2009, 19:26:36 »



Hayatı Anlamlandırmak
Muhammed Celil


Dünyaya gelen her varlık kendine tayin edilen ömrü tamamlamak zorundadır. Bütün varlıklarda olduğu gibi, insan denilen varlığa da tevdi edilen hayat kendi tercihi değildir. Dünyaya gelirken kimden, ne zaman, nerede ve nasıl bir ortamda hayata merhaba diyeceği kendisine sorulmadan bahşedilmiştir.
İnsanı diğer varlıklardan ayıran en bariz özelliği onun akıl sahibi olmasıdır. O, bu akıl sayesinde eşyayı betimleyebilmektedir. Ben kimim, nereden geldim nereye gidiyorum, varlık sebebim nedir... gibi sorularla kendine hayatta yer bulmaya çalıştığı andan itibaren kimliğini bulmaya/kişiliğini oluşturmaya başlar. Bu da insanda zaman içerisinde oluşur. İçinde bulunduğu ailesiyle, çevresiyle, eğitim aldığı kurumla ve yaşadığı coğrafyanın kültürüyle insanın kendisinde ister istemez bir şahsiyet meydana getirir. Yaşamak zorunda kaldığı hayata kişide oluşan dünya görüşü damgasını vurur/kişiliğin rengini verir. Bütün bu etkenler kişinin yaşayacağı hayatı; neyi, nasıl, neye göre yapacağının nirengileridir. Yani dünyaya gelen her insan şöyle veya böyle bir yaşam şekline göre hayatını düzenleyerek tamamlar. (3/185)




Hayat şekli olarak İslam’ı benimseyen insan şunu iyi bilir/bilmelidir ki; kendisine bahşedilen ömrü sonuna kadar, teslim olduğu bu hayat şekline göre tamamlamak zorundadır. Çünkü müslümanlık doğuştan kazanılan bir hak olmadığı için, kişinin müslüman bir ebeveyinden dünyaya gelmesi onu müslüman yapmaz. Kafirden doğanın -eğer isterse- müslüman olabileceği gibi, Müslümandan doğan da iman etmediği taktirde pekala kafir olabilir. Karpuzun çekirdeğinden karpuz, kavunun çekirdeğinden kavun çıkar, ama insan ne karpuzdur, ne de kavun. Müslüman olmak için anne-babanın müslüman olması değil, kendisinin isteyerek ve neye-niçin iman ettiğini bilmesidir. Kişi neye iman etmiş ise inandığı o şeyin müslümanıdır. Dolayısıyla bilinçli mü'min bütün bir hayatı inancının gereğini yerine getiren ve her anının imtihan olduğu bilinciyle hareket edendir. Yürümesi (31/18, 19), ticareti (83/1, 2, 3), komşularıyla ilişkisi (4/36), aktine vefası (5/1), bakışı (24/30, 31), konuşması (2/83, 31/19)… Hayata dair neyi nasıl yapacağı konusunda apaşmadan danışacağı bir merci vardır. "Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım" (51/56).
Mü’min kendisini yaradana kul olandır dolayısıyla. Allah'a kul olmayı seçenin artık özgürlük hakkı diye bir lüksü olamaz. Kul itaad eden, boyun eğendir/iradesini itaad ettiğine teslim edendir. Kul olmasının gereği, kendisine verilen hayatı O'nun belirlediği kurallara göre yaşamak zorundadır. Bundan dolayıdır ki itiraz edemez. İman ettiğini söylemekle akidleşmeyi/kontratı yapmış demektir. Kurallara itiraz etme hakkını akidleşmeden önce kullanmalıdır. İnsan ister iman eder, istemezse etmez. Ya Yaradana kuldur ya da başka şeylere. "Bir kalpte iki sevda olmaz". Müslümana yakışan akdine riayet etmektir. "Allah'dan korkulması gerektiği gibi korkun ve sizler ancak müslümanlar olarak ölün!" (3/102).


Hayat bir imtihan ve imtihan da hayatın bir gerçeği ise, bakalım ahdimize sadık kalacakmıyız diye hayatın her alanında ve anında deneneceğiz anlamına gelmek demektir bu. "İnsanlar İman ettik dedikten sonra, sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar?" (29/2)
İslam, tıpkı dolu bardağın içindeki su gibi hayatın bütün alanlarını doldurmaktadır. Suyun içine başka bir şey eklemeye kalktığımızda tadını, rengini, özelliğini değiştirerek bozduğumuz gibi, bir kısmı da bardaktan taşıp dökülecektir. Çünkü dolu bir şeye başka bir şey ekleyebilmek için önce ondan eksiltmeliyiz ki, boşalan yere ötekini/başkayı koyabilelim.


'Hayat boşluk kabul etmez'. Hayatın her alanını İslamla doldurmayanlar başka şeylerle (dünya görüşleri) dolduracaklardır. Bu yüzden İslamın iyi bilinmesi gerekmektedir. Hayatına İslam dışı unsurları sokanlar, ya İslamı iyi bilmiyorlar, ya da gereği gibi teslimiyet yok. 'Emrolunduğun gibi dosdoğru ol'mak, yoksa sadece Allah elçisi Muhammed'e mi ait bir emir?!


Öncelikle, Allah'a verdiği sözde dosdoğru olmak, akdini yerine getirmek, kulluğu sadece O'na has kılmak, ancak O'na ibadet edip, ancak O'ndan yardım dilemek, ölçüde tartıda hile yapmamak, iftira etmemek, namazları gafletten uzak huşu içinde kılmak, yeryüzünde kibirli yürümemek, yapılan iyiliği başa kakmamak, konuşurken ses tonuna dikkat etmek, akraba aleyhine dahi olsa doğru şahidlikte bulunmak, emanete asla hıyanet etmemek, sözünde durmak… Daha sayabileceğimiz bir çok kural, müslümanın hayatını kuşatan kurallardır.

İslam hayatın tamamını kuşatıyorsa -ki öyle- o zaman müslümanım diyen insanların hayatlarında ki bunca islam dışı unsurları nasıl değerlendireceğiz?
Hiç kimse Allah'ın imtiyazlı kulu değildir. Kim işin gereğini yapar, hikmetle hareket ederse Allah ona muvaffakiyet verecektir. "Kim Allah'ın dinine yardım ederse Allah da ona mutlaka yardım edecektir"(47/7) Hayatı anlamlı kılan şey yapılan işi yapılması gerektiği gibi yapmaktır.


İşi gereği üzere yapma konusunda kendisinde bizler için çok güzel örnekler olan Allah'ın elçisinin hayatındaki şu olay bize çok şey anlatmaktadır. Bi'setin 13. yılında gerçekleşen hicret hadisesini bilmeyen müslüman yoktur. Ama ders çıkaranımız çok azdır. Bu zorlu yolculuğa çıkmadan önce Resulullah arkadaşıyla birlikte yolculuk planını yapmıştır. En iyisinden iki deve satın alıp günlerce besiye çekmişler, antrenmana tabi tutmuşlar, yol güzergahlarını belirlemişler, izlerini kaybettirecek yollara başvurmuşlar, kendilerine de kılavuzluk işini en iyi bilen müşrik bir adamı kılavuz olarak seçmişler ve vakit geldiğinde de planı uygulamışlar. Bu olaydan şunu görüyoruz; olsunda nasıl olursa olsun mantığıyla hareket etmemiş Allah'ın elçisi. Yapılması gerekenlerin en iyisini en dirayet sahibi insanlarla yapmış. 'Kılavuzluk işini bizden biri yapsın da bedavaya getirelim, develer de ucuz cinsinden olsun, nasıl olsa Allah bize yardım edecek' dememiş.

İşleri gereği üzere yapma konusunda, biz müslümanlar Allah'ın elçisine ne kadar benziyoruz diye sormamız, düşünmemiz lazım değil mi?!

Hayat bir realitedir. Bu realiteden hiç kimse kaçamadığına göre; hayatı anlamlandırmak, doludolu ve huzurlu yaşamak bizlerin elinde, bunu yapmak zor değil. Eşyanın tabiatına uygun/işi gereği üzere yaptığımızda başarmışız demektir. Sonsuz sonda vaad edilene kavuşacaklara selam olsun diyorum...

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hayatı Anlamlandırmak
« Posted on: 20 Nisan 2024, 09:21:42 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hayatı Anlamlandırmak rüya tabiri,Hayatı Anlamlandırmak mekke canlı, Hayatı Anlamlandırmak kabe canlı yayın, Hayatı Anlamlandırmak Üç boyutlu kuran oku Hayatı Anlamlandırmak kuran ı kerim, Hayatı Anlamlandırmak peygamber kıssaları,Hayatı Anlamlandırmak ilitam ders soruları, Hayatı Anlamlandırmakönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes