> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Güncel Meseleler > Sizden Gelenler( Güncel Meseleler ) > Hayal ettiğince yaşamak!
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hayal ettiğince yaşamak!  (Okunma Sayısı 1111 defa)
30 Ocak 2011, 13:02:34
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 30 Ocak 2011, 13:02:34 »



 Hayal ettiğince yaşamak!
 
Bir grup hanımdılar. Aldıkları haftada iki saatlik dersin sonunda başlarındaki öğretmenleri “Şimdi de sizi rahatlatacak bir başka tekniğe geçelim. Uzanın, gözlerinizi kapatın. Hep hayalini kurduğunuz şeye gidin.


HAYAL TURLARI...
 Size kocaman bir dakikalık tatil veriyorum. Başlayın!”
Süre bittiğinde, herkes gayr-i ihtiyarî, rahatlamış bir şekilde derin nefes aldı. Öğretmenin tebessüm ederek “Nerelere gittiniz bakalım?” sorusunu gülerek cevapladılar. Altmış saniyelik kısacık zaman dilimi sanki dakikalar boyu uzamıştı…
Bir dakikacıkta, dünyanın dört bir yanına uzanıveren hayal duygusu turunu tamamlayıp gelivermişlerdi işte!
Kimisi hemen Sarıyer otobüsüne atlamış, Emirgân’da çay içip İstanbul Boğazı turundan yeni dönmüştü. Kimisi Malatya’da ablasının bağ evinde közde çayı demlemiş, yazık ki sohbete bile fırsat kalmadan ancak bir yudum içebilmişti!
Bir başkası yeni yaptırdığı mutfağında hamsili pilavla meşguldü…
Diğeri ailesiyle birlikte Mekke’deydi. Ailecek Kâbe’yi tavaf ediyorlardı…
Gözleri uzaklara dalıp giderek cevap vermeyenler de vardı elbet!
Neticede herkes çok mutluydu…

BİR HAYAT DERSİ!
Lisede okurken, sayesinde tarih dersini çok sevdiğimiz hocamız daha ilk dersinde şöyle demişti: “Çocuklar, derslerimde beni dinlerken bedeniniz burada olduğu gibi, hayaliniz, aklınız da burada olacak. Ben ders anlatırken hiçbir şekilde başka şeyle meşgul olmanızı istemiyorum. Ancak bu yöntemle tarih dersi size yük olmaz. Dersi derste öğrenirsiniz. Gerektiğinde hep birlikte hayâlî yolculuklar yaparız!”
Sıra arkadaşıma dönüp şaşkınlıkla bakmıştım. İçimden geçenleri dün gibi hatırlıyorum: “Ne garip bir kadın bu! Çekeceğimiz var!”
Oysa ki, değerli hocamız bize sadece tarih değil, çok önemli bir hayat dersi vermişti.

PUZZLE PARÇALARI VE BİLİM DÜNYASI
Hiç hayal kurmayan bir insan var mıdır acaba?
İyi, kötü herkesin hayalleri vardır mutlaka.
Tarih hocamızın bizi yönlendirdiği gibi hayal duygumuzu yerinde ve zamanında kullanabilmeyi başarabilirsek, kendimizi eğitmek konusunda büyük bir adımı da atmış oluruz. İçimizdeki söz dinlemez görünen o küçük yaramaz çocuk, bunu başarabilir mi dersiniz?
Evet başarabilir.
Bilim tarihi bunun sayısız örnekleriyle doludur.
Yerçekimini keşfeden Newton’u başına düşen bir elma kendine getirdi!
Arşimet hamamda su üzerinde yüzen tas sayesinde suyun kaldırma kuvvetini keşfetti!
Sobanın üstünde içindeki kaynar suyun etkisiyle hareket eden demlik kapağı bir bilim adamına buharın itme kuvvetini keşfettirdi…
Daha önce kim bilir kaç kez insanlar elmanın düştüğünü, taşın su üzerinde yüzdüğünü, buharın demlik kapağını hareket ettirdiğini gördü, ama neticelerini hayal edemediler ki…
Bilim adamları bütün çalışmalarını, duygularını konu üzerinde yoğunlaştırdıklarından sadece deneylerinden değil, hayallerinden, rastlantılardan, hatta rüyalarından bile istifade edebildiler…
Zira onlar, varlık âlemini birbirini tamamlayan bir bütün olarak algıladılar. Araştırmaları tıpkı puzzle’ın parçasını bulup yerleştirmeye benziyordu…

EDEBİYAT VE HAYÂL
Hayâl duygusu sadece bilim dünyasının değil, güzel san'atların da vazgeçilmezlerinden biri elbette. Sözgelimi Edebiyat hayâlsiz olur mu?
Usta şairimiz Yahya Kemal bakın ne diyor:
Çıktığın yolda bugün yelken açık, yapayalnız,
Gözlerin arkaya çevrilmeyerek, pervasız
Yürü! Hür maviliğin bittiği son hadde kadar!
İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar.

SAHABE MESLEĞİ VE HAYÂL

Risâle-i Nur’ları okurken “kuvve-i hayâliye” olarak zikredilen bu duygunun geçtiği her yerde izini sürdüğümüzde bu cevap karşımıza çıkar: İnsan hayal duygusunu yönlendirebilir, eğitebilir…
Bediüzzaman Hazretleri “Hayâlî hikâyeler değil, doğru hakikatlerdir” dediği misâllerle okuyucuya çok derin hakikatleri çocukların bile kavrayabileceği hikâyelerle anlatır.  Evet, Kur’ân-ı Kerim’in eğitim tekniklerinden biridir kıssalar…
Bazen “Gel, bu zamandan tecerrüd edip, fikren Asr-ı Saadet’e ve hayâlen Ceziretü’l-Araba gidiyoruz!” diyerek okuyanları dinleyenleri hayâlen Peygamber Efendimizin (asm) huzuruna çıkarır…
Sahabeler, Peygamberimiz’den (asm) aldıkları derslerle bütün lâtifelerini, hislerini hatta vehim, hayâl ve sır gibi duygularını bile uyandırmışlar, sohbet-i Nebeviye’den “iksir” gibi istifade etmişlerdir.
27. Söz’de anlatılan Sahabeler Bahsini okuduğumuzda, onları en büyük makamdaki velinin bile erişemediği ibadet mertebesine çıkaran bir eğitim sistemidir bu. Bediüzzaman Hazretleri, Sahabelerin veliler gibi nefislerini öldürmeyip, “tezkiye ve tathir” ederek “nefsin mahiyetindeki cihâzât-ı kesîre ile ubudiyetin envâına ve şükür ve hamdin aksâmına daha ziyade mazhar olduklarını” ifade eder. (Sözler, 27. Söz, Yeni Asya Neşriyat, Ocak 2001, s. 454)
Bediüzzaman Hazretleri “kuvve-i hayaliye”yi, “Levh-i Mahfuz ve âlem-i misâlin iki hücceti ve iki küçük nümûnesi ve iki noktası”ndan biri olarak tanımlar. (Sözler, s. 149)
Kuvve-i hayaliye “aklın bir hizmetkârı ve tasvircisi”dir. İnsan havassının en genişi olduğu halde, akıl ve aklın semerelerini ihata edemez. (Mesnevî-i Nuriye, s. 119)
“Hakikî terakkî, insana verilen kalp, sır, ruh, akıl, hatta hayal vesâir kuvvelerin yüzlerin hayat-ı ebediyeye çevirerek, her biri kendine lâyık hususî bir vazife-i ubudiyet ile meşgul olmaktadır” der.
Evet, gelişimin ilerlemenin yolu kabiliyetlerimizi inkişaf ettirip, ebedîleştirmekten geçiyor. Hayal duygusu da bu yolda bize hizmet eden en büyük yardımcılardan biri!  

Yasemin GÜLEÇYÜZ

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hayal ettiğince yaşamak!
« Posted on: 25 Nisan 2024, 22:43:27 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hayal ettiğince yaşamak! rüya tabiri,Hayal ettiğince yaşamak! mekke canlı, Hayal ettiğince yaşamak! kabe canlı yayın, Hayal ettiğince yaşamak! Üç boyutlu kuran oku Hayal ettiğince yaşamak! kuran ı kerim, Hayal ettiğince yaşamak! peygamber kıssaları,Hayal ettiğince yaşamak! ilitam ders soruları, Hayal ettiğince yaşamak!önlisans arapça,
Logged
30 Ocak 2011, 13:10:48
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« Yanıtla #1 : 30 Ocak 2011, 13:10:48 »


   Değerli kardeşim..Öyle bir konu açmışsın ki..Yaraya dokunudun ama çaresini söylemedin..İnşaallah onu da başka bir yazınızda bekleriz.. Allah razı olsun..

   Sahabeler, Peygamberimiz’den (asm) aldıkları derslerle bütün lâtifelerini, hislerini hatta vehim, hayâl ve sır gibi duygularını bile uyandırmışlar, sohbet-i Nebeviye’den “iksir” gibi istifade etmişlerdir.
27. Söz’de anlatılan Sahabeler Bahsini okuduğumuzda, onları en büyük makamdaki velinin bile erişemediği ibadet mertebesine çıkaran bir eğitim sistemidir bu. Bediüzzaman Hazretleri, Sahabelerin veliler gibi nefislerini öldürmeyip, “tezkiye ve tathir” ederek “nefsin mahiyetindeki cihâzât-ı kesîre ile ubudiyetin envâına ve şükür ve hamdin aksâmına daha ziyade mazhar olduklarını” ifade eder. (Sözler, 27. Söz, Yeni Asya Neşriyat, Ocak 2001, s. 454)
Bediüzzaman Hazretleri “kuvve-i hayaliye”yi, “Levh-i Mahfuz ve âlem-i misâlin iki hücceti ve iki küçük nümûnesi ve iki noktası”ndan biri olarak tanımlar. (Sözler, s. 149)
Kuvve-i hayaliye “aklın bir hizmetkârı ve tasvircisi”dir. İnsan havassının en genişi olduğu halde, akıl ve aklın semerelerini ihata edemez. (Mesnevî-i Nuriye, s. 119)
“Hakikî terakkî, insana verilen kalp, sır, ruh, akıl, hatta hayal vesâir kuvvelerin yüzlerin hayat-ı ebediyeye çevirerek, her biri kendine lâyık hususî bir vazife-i ubudiyet ile meşgul olmaktadır” der.
Evet, gelişimin ilerlemenin yolu kabiliyetlerimizi inkişaf ettirip, ebedîleştirmekten geçiyor. Hayal duygusu da bu yolda bize hizmet eden en büyük yardımcılardan biri! 

    Söyler misiniz?Nasıl inkişaf eder bu kabiliyetler..Allah Aşkına..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

30 Ocak 2011, 13:18:59
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« Yanıtla #2 : 30 Ocak 2011, 13:18:59 »

saygıdeğer ablamız vaktim sınırlı inşaallah vazifemizi bitirdiğimizde allahın izniyle  çareler üretmeye çalışırız allaha emanet olunuz
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes