> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Güncel Meseleler > Sizden Gelenler( Güncel Meseleler ) > Eski usul ile yeni problemler çözülür mü?
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Eski usul ile yeni problemler çözülür mü?  (Okunma Sayısı 403 defa)
21 Haziran 2012, 12:13:34
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 21 Haziran 2012, 12:13:34 »



   

Ahmet Kurucan
   
Eski usul ile yeni problemler çözülür mü?


Yazının başlığından meselenin fıkıh usulünü alakadar eden bir soru olduğunu bu köşenin takipçileri hemen anlamıştır diye düşünüyorum. Mücerret bir soru yok ortada; sadece usulün tarihini mezhep imamları ile başlatacak olursak yaklaşık 14 asır öncesine dayanan bir metot ile günümüzün meseleleri çözülebilir mi diyor okurumuz. Kısa kısa bazı ana noktalara temas edebilirim.

Bir: Her eski eski, her yeni de yeni değildir. Sadece fıkıh değil, tefsir, hadis, tasavvuf vb. ilimlerde ortaya konan usul ilmi, değişen ve değişmeyen, değişmeye ihtiyacı olan ve olmayan yanları ile bir bütündür. Bir başka ifadeyle onlarda hem çağa ait hem de çağlar üstü yani uzun zaman geçerliliğini devam ettirecek esaslar mündemiçtir. Müstakil olarak ele alınması gereken önemli bir konu bu.

İki: Ortaya konan bu sistem içindeki kaideler eğer bugün bizim cevap aradığımız soruna cevap vermek için yeterli ise Hocaefendi'nin "fantezi" diye nitelendirdiği yeni arayışlar içine girmek lüzumsuzdur. Bize zaman kaybettirmekten başka ise yaramaz. Söz gelimi istihsan veya maslahat prensibi ile siz bugün bir meseleyi çözüme kavuşturabiliyorsanız -ki ehlinin malumudur, yukarıda değişmez, çağlar üstü diye nitelendirdiğimiz usul araçlarından sadece ikisidir bunlar-yeni bir usul peşinde koşmanın bize kazandıracağı ne olabilir ki?

Yapmayalım, aramayalım, düşünmeyelim, eldeki ile iktifa edelim manası taşımaz bu söylediğim husus; aksine yapalım, arayalım, düşünelim ama bulduğumuz, bulacağımız şeyler eskiyi aşmalı. Eğer bunlar eskiyi aşabilecek yeni değilse, yeni sırf yeni olduğu için eskiye tercih edilmemeli diyorum.

Üç: İçinde yaşadığımız dünyada öylesine kompleks, karışık, iç içe girmiş meselelerimiz var ki bizim; bunlara İlahi irade nezdinde makbul olacak hüküm arayışları içinde bulunurken "fıkıh tarihi" adı altında tarihi bir bilgi olarak okutulmaya hak kazanan fer'i hükümleri, asıl olarak kabul etme yanlıştır. Bu bizi çözüme değil çözümsüzlüğe götürür. Dikkat edin; onları tarihin çöplüğüne atalım demiyorum, tarihi bilgi olarak gelenek içindeki yerini muhafaza edelim, fakihlerin meselelere yaklaşım keyfiyetini öğrenmek için o hükümlerde iz sürelim; ama onları mesela bir kıyas ameliyesinde asıl yerine koymayalım. Zaten kıyasen verilmiş fer'i bir hükmü bir başka meselede asıl olarak kullanmanın yanlışlığını bize bizzat fıkıh usulümüz söylüyor.

Burada bir-iki misalin üzerinden perdeyi kaldıralım; mücerred olarak söylediğimiz sözler zihnimizde ayrı bir mana kazansın. Mesela; sigorta. Sigorta meselesini 'muvâlât akdi' ekseninde verilmiş içtihadi hükümleri asıl yerine koyarak çözmeye çalışan ve kendine göre de çözen ve ahkam kesen fukaha var bugünkü dünyada. Halbuki sigorta, emeklilik, araba, ev, taşıma, seyahat, hayat, sağlık vs. bütün çeşitleri ile öylesine karmaşık bir yapıdır ki muvâlât akdi çerçevesindeki ictihadlar bunları çözmeye yetmez.

Bir başka misal, organ nakli. Organ nakli ve bağışı, çaresiz kalan kişinin insan eti yeme, müsle denilen ölünün azasını kesme (ki eskiden savaş sonralarında sırf düşmanlık maksadıyla yapılırmış), ölmüş hamile kadının karnını yararak çocuğu kurtarma vb. içtihadlarla ne izahı yapılabilecek, ne de hüküm verilebilecek bir şeydir. Sanırım okuyucumuz da buna işaret etmek istiyor ama açıkça ifade etmekten çekiniyor. Ama onun çekinmesi mevcut manzarayı değiştirmiyor. Geçen hafta kısmen işaret ettiğimiz gibi taklit başını alıp gidiyor, hile-i şeriyyeler fonksiyonunu devam ettiriyor, akıl ve özgür düşünce fonksiyonunu yitiriyor, taassup ayrı bir keyfiyetle tarih sahnesinde sahne almaya devam ediyor.

Bundan kurtulmanın yolu, çözüm aradığımız meselelerde fıkıh usulünün yukarıda değindiğimiz maslahattan istihsana uzanan metotları devreye girmeli; onların yetersizliği söz konusu ise ulemanın kabulüne vabeste olan yeni usuli kaideler kullanılmalıdır. Şu an itibarıyla benim şahsi kanaatim, birtakım ilavelerle mevcut hüküm istinbat metotlarının yeterliliği istikametindedir.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Eski usul ile yeni problemler çözülür mü?
« Posted on: 25 Nisan 2024, 22:48:19 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Eski usul ile yeni problemler çözülür mü? rüya tabiri,Eski usul ile yeni problemler çözülür mü? mekke canlı, Eski usul ile yeni problemler çözülür mü? kabe canlı yayın, Eski usul ile yeni problemler çözülür mü? Üç boyutlu kuran oku Eski usul ile yeni problemler çözülür mü? kuran ı kerim, Eski usul ile yeni problemler çözülür mü? peygamber kıssaları,Eski usul ile yeni problemler çözülür mü? ilitam ders soruları, Eski usul ile yeni problemler çözülür mü?önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes