Erdemlerden saadet doğar

Erdemlerden saadet doğar

İbn Sina diyor ki "faziletler alışkanlık haline gelince saadet doğar" faziletten saadete giden yolda başkaları hakkında güzel düşünmek, suizanda bulunmamak, herkese güzel bakmak ve güzel davranmak, kimseyi düşük veya küçük görmemek hatta kendi nefsini bile herkesten alçak bilmek vardır. Allah Tealâ ayet-i kerimede: "Ey iman edenler! Allah'a ittika edin ve O'na yaklaşmaya vesile arayın ve O'nun yolunda mücahede edin ki felaha eresiniz." (Maide, 35) buyuruyor. Yani bu ayet-i celilede Allah'ın cezasından, azabından korkup, haramdan, günahtan, çirkin işlerden sakınmak, şayet bir günaha düşüldüyse hemen tövbe etmektir. İnsanın iç dünyası tuzaklarla kuruludur. Aşırı tutkular, izzetinefis duygusu, bazı saplantılar umulmadık olumsuz sonuçlar doğurur. Bu bakımdan insan doğru, dürüst ve edepli olmalıdır. Edepli olmayanın bir değeri olmadığı gibi edeplilere de zararları dokunabilir.

Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri, "haramlardan ve şüphelilerden sakın. Cömert ol, dağıtarak iki cihanı gönülden çıkar. Bütün işlerinde dostça, acele etmeden orta halli ol" demektedir. Peygamber Efendimiz (SAV.) "Sana şüphe vereni bırak, şüpheli olmayana bağlan. Hiç şüphesiz doğru söz; güven ve sükûnet, yalan ise şüphelidir" duyuruyor.

İnsanların düzenli olması, yerinde hareket etmesi gereksiz davranışlardan kaçınması erdemi; düzensizlikler de çirkinlikleri ortaya çıkarır.

İnsandaki fazilete bakıldığında güzellikleri açığa çıkaran şu kavramlar görülecektir: alçak gönül, incelik, görgü, basiret, özgür düşünce, tutku, ılımlılık, munislik, özen, özveri... Karşılığında ise çirkinlikleri ayıplarla buluşturan bir yığın içi doldurulabilecek kelime; şehvet, zina, perhiz, sevişme, ikiyüzlülük, rüşvet, yalancı tanık, ihanet alanı, rezillik bulvarı, iftira, bilgiçlik taslama, boş kafalılık, kibirlilik, döneklik, hainlik, kahpelik, gammazlık, muhbirlik, ayyaşlık, oburluk, hovardalık, kabına sığmazlık, bilgiçlik taslama... vs.

Günümüze bakıyorsunuz tevazu firarda, incelik kalınlaşmış, görgü yok olmuş, basiret bağlanmış, özgür düşünce ipini bağını koparmış, tutku kendini esarete kaptırmış, ılımlılık fanatikleşmiş, munislik sertleşmiş, özen kabalaşmış, özveri kaybolmuş!

Şehvet, zina derseniz isterseniz onu da Rusların en önemli yazarlarından Şçeedrin'e bakalım ne demiş: "Geçenlerde Şehveti hamamda suçüstü yakaladılar. Tutanak tutulsun, durum saptansın falan derken; aynı gece Zina'yı merdivenlerde don-gömlek enselemesinler mi. Daha dün Özgür Düşünce tombul bir çiçek gibi gümbür gümbür açıp dururken bugün köküne kibrit suyu ektiler."

Şçeedrin'in en tanınmış "Büyüklere Masallar" Çarlık Rusyasında gericiliğin saldırıya geçtiğinde yasaklandığı belirtiliyor.

"Erdemler ve Ayıplar"da ikiyüzlülüğü şöyle ifade ediyor: "yaşlıların anlattığına göre Alçakgönüllülük'le Tutku, bir gün karanlık bir koridorda buluşmuşlar ve meyve olarak bu yaratığı Erdemlere vermişler... Alçak gönüllülük ise dış görünüşü hiç de çekici olmamakla birlikte, çimdiklendiği zaman öyle hoş bir çığlık atarmış ki çimdiklenmek hevesi olmayan Ayıplar bile (Rüşvet, Sevda, Keder, vb.) kendilerini bu zevkten alıkoymazlarmış...

Şu Ayıplar kendine ne güzel kentler kurmuşlar!...

Geniş aydınlık sokaklar, alanlar, bulvarlar...

İşte Yalancı Tanık Caddesi,

İşte İhanet Alanı...

İşte Rezillik Bulvarı!... Baba Yalan işte şuracıkta oturuyor ve dükkânda iftira alam satımı yapıyor."

Erdemli olan bireyler daha iyi, daha güzel ve daha adil bir toplum oluşturabilirler ve saadete nail olurlar. İnsanlar güzel hasletlere sahip olup doğru ve gerçek olanları söyleyebildikleri takdirde erdemli olabilirler. Bu durum da her babayiğidin harcı değildir.

MİLLİGAZETE
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın