๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler( Güncel Meseleler ) => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 14 Şubat 2012, 00:23:10



Konu Başlığı: Değerleri birlikte savunma
Gönderen: Sefil üzerinde 14 Şubat 2012, 00:23:10
   

Abdullah Aymaz
   
Değerleri birlikte savunma


Prof. Dr. Miguel Angel Ayuso ile bir sene önce Roma'da, Başkanlığını yaptığı Pontifical Institü for Arabic and Islamic Studies (PISAI)'de görüşmüştük.

23 Kasım 2011'de Avustralya'da sunduğu "Çok Kültürlü Toplumlarda Etikler" başlıklı tebliği dikkatimi çekti.

"Fethullah Gülen Kürsüsü tarafından organize edilen bu konferansa katılmak benim için bir şereftir." diyerek başladığı konuşmasında özetle şunları söylüyor:

"Din mensupları arasındaki diyalog, insânî değerleri, sosyal adaleti, mânevî ve kültürel değerleri birlikte savunma ortamını sağlayacaktır. Zaten bu hakların savunulması Allah'ın emri ve insanlığın gereğidir. Bildiğiniz gibi insanî değerlerin kaynağı insandır."

"Yakın tarihlerde cereyan eden bazı elim hadiseler dünyamızı kararttı. Bu sıkıntıların tek çözümünün din olduğu açık ve seçiktir. Sadece din, insanların barış ortamında yaşamalarını sağlayabilir. Bunun içinde belirli şartların yerine getirilmeleri gerekir. Bu kilit şartlar da: 'Bütün canlılara saygı, müsbet hareket, komşularımıza karşı sevgi ve saygıdır.' Bunlardan insan hayatına saygı, bütün dinlerde teşvik edilmektedir. Kur'an, 'Masum bir insanı öldürmek bütün insanları öldürmek gibidir.' (Maide Sûresi, 32. ayet) buyuruyor. Bu âyet insan hayatına değer biçilemeyeceğini gösteriyor. "

Güzel bir toplum oluşturmanın bir şartı da müsbet ve dürüst davranıştır. Bu konuda Kur'an'da dört temel husus vardır: "Ey iman edenler! Allah için HAKKI titizlikle ayakta tutan, ADALET ile şâhitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz sizi adaletsizliğe itmesin. ÂDİL olun. Bu, TAKVÂya daha yakındır. Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. Allah, İMAN edip SÂLİH AMELLER işleyenler hakkında 'Onlar için bir bağışlama ve büyük bir mükâfat vardır' diye vaatte bulunmuştur." (Maide Sûresi, 8-9 )

"Müslümanlar, dünyada Allah'ın bir halifesidir." (Bakara Sûresi, 30. ayet) buyuruluyor. Bu sebeple O'nun yarattıklarından insan mesuldür.

Sosyal adalet anlayışı, bütün insanların ve sosyal hayat tesis etmek isteyenlerin ortak hedefidir. Adalet duygusu insanların Allah ile bağlantılarından kaynaklanmaktadır. Bizler, Allah'a iman edenler olarak, kendi inançlarımızdan aldığımız prensiplerle daha güzel ve büyük bir sosyal toplum oluşmasında önemli rol oynayabiliriz. Ama bu düşüncelerimizi iyi amellerle desteklememiz gerekir. Kur'an, "Yapmadığınız şeyleri niye söylüyorsunuz?" (Saf Sûresi, 2. ayet) buyuruyor. Yani amelsiz sözün kıymeti yok. İmansız amelin de değeri yok. Hz. Muhammed (sas) "Allah'a iman et ve istikamet içinde dosdoğru ol." diyor. Diğer bir hadiste de "Sizden biriniz kendisi için istediğini, kardeşi için istemezse gerçekten iman etmiş olamaz." buyuruyor. Bu altın düstur bütün dinler için geçerlidir. Bununla ilgili Kur'an'da şöyle buyuruyor: "Birbirinizle hayırda yarışınız." (Bakara Sûresi, 148. ayet)

Bizim davetimiz, insanlığa hizmet ve Allah'a iman davetidir. Hz. İsa'nın gösterdiği yüce ve yüksek düstur şudur: "Düşmanlarınızı bile sevin. Size kötülük yapan için de dua edin ki, Allah da sizleri kulları olarak kabul etsin. Güneşi, kötülerin de iyilerin de üzerine doğuran O'dur. Yağmuru, haklının da haksızın da üzerine yağdıran O'dur." (Mathev 5:44- 45/48)

Bu konuda İmam Gazalî, Müslümanlara şöyle der: "Allah'ın boyası ile boyanın. İmanlı insanlar için kemâlât, Allah ile irtibata bağlıdır. Bunu elde etmek için de marifetullah gerekmektedir. Yani Cenab-ı Hakk'ı, esmâü'l-hüsnâ (güzel isimleri) ile tanımak gerekir. Adl, Rahman, Rahîm, Kerîm, Tevvab, Alîm gibi isimlerle..."

Prof. Dr. Miguel Ayuso, bu isabetli tespitleriyle, bütün çeşitli din mensuplarının dikkatli nazarlarını İslâmî güzelliklere çekmiş oldu...